eda komutanımdan silahı aldım ve lavaboya en yakın konumlandırılmış sandalyelerden birine oturdum. Çantayı ayaklarım arasına, silahıda namlusu yere gelcek şekilde sağ elime aldım. O sırada birisi "Ayshe" diye seslendi. Kafamı çevirdim ve..

Onu gördüğmde aklıma birlikte geçirdiğimiz zamanlar gelmişti...

[Türkçeye çevrilmiş metin(almancadan)]

"Da-davin?" Adeta kalbim durmuştu... o omuydu?

"Davin? Sen misin? Yoksa rüyamı görüyorum?"

Başıma dokundu ve
Davin: evet benim ayşe! Rüya görümüyorsun!

Başına dokundum ve
" neden burdasın? Seni çok özledim!"

Davin: bende seni ayşe! Tatil için geldim. Niye elinde silah var? Ve sen neden burdasın?

"burası benim ülkem. Bir asker arkadaşımın silahını tutuyorum, biliyormusun ben Asker olacağım. Sana neden burada olduğumu söyleyemem."

"Biliyor musun bana whatsapp numaranı ver!"

Davin:096*******

(o sırada eda binbaşı lavabodan çıar ve bunları görür.)

"Davin şimdi gitmem lazım."

Davin: tamam görüşürüz, yaz bana bak!

" Tamam görüşürüz:"

davin arkasını döner ve gidecekken

"DAVİN! Seni seviyorum... Sana aşığım..." (ve yanına gidip başına dokundum)

Davin: bende seni ayşe ( ardından başıma dokundu)

"Betül, Betül diyebilirsin."

uzaklaştım ve eda komutanımın yanına gittim.

" Gidiyormuyuz komutanım?"

Eda: evet, kimdi o?

(Çıkışa doğru Yürümeye başlamıştık.)

" o zamanlar yani almanyadayken ikimizi çok shipliyorlardı. Çünkü sürekli onla ebelemece tarzı bi oyun oynardık. O ise kendisinede zorbalık ve üzerine dedikodu yapılcağnı bilmesine rağmen benle arkadaş oldu ve bana yardım etmişti."

Eda: yakışıklı çocuk, biliyormusun bende çok zorbalık görmüştüm. Peki o niye sana ayshe diyordu? Betül deyilmi senin adın?

"Ayşe Betül Öztürk, ayşe diye seslendi çünkü orada ayşeyi kullanıyordum kimseye söylemiyordum. Müdür, öğretmenler bile sadece ayşeyi biliyordu.çünkü.. biliyordumki betülü kullanırsam daha çok zorbalıyacaklardı ve bende içimdeki canavarı serbest bırakıcaktım.. ama kimseyi öldüremezdim çünkü asker olmak istiyordum."

(bir süre sonra otobüsle gölcüğe varmıştık.)

zile bastım zilin sesini çok seviyordum. (Zilin sesi: für elise)

[zeynep hanım kapıyı açar]

"Biz geldik anne"

Zeynep hanım:hoş geldiniz kızım

eda ile oturma odasına geçmiştik.

Zeynep hanım: ben size kahve yapayım

"Anne bizim çok vaktimiz yok, babam nerde?"

Zaynep hanım: kaymakamlığa gitti. Al ara istersen.

"Tamam"

(Betül astteğmen telefondan Ali rıza beyfendiyi arar.)

"Baba nasılsın nerdesin?"

Ali rıza beyfendi: iyiyim kızım kaymakamlıktayım sen ne zaman geldin eve?

"Yeni geldim. Benle komutanımı yalovaya vapura bırakabilirmisin?"

Ali rıza beyfendi: tamam, biraz işim var yarım saate gelirim.

"Baba biz hastaneye gidelim ozaman biraz işimiz var oradan alabilirmisin? "

Ali rıza beyfendi: tamam ben sizi oradan alırım.

Annemin yaptığı kahveleri içip hastaneye gitmiştik.

Acil doktoru: siz nasıl çıkardınız bunu?

Eda: çok zor olmadı. Alıştık artık.

Acil doktoru: Alıştık?

"Alıştık Alıştık"

1 saat sonra vapurdaydık ardından 2-3 saat sonra karargahtaydık.Albay tomris ve ibrahim'in çağırması üzere yanlarına gitmiştik.

Binbaşı Eda: Bizi çağırmışsınız komutanım

Albay Toprak: evet kızım gelin Afferin size kızlar.

Albay İbrahim: sizin sayenizde amerikan askerlerini aldık.

Binbaşı ile Astteğmen:Saol!!

Sert bir ses tonuyla

Albay kopuz: Astteğmenim derhal rütbelerini çıkar!!!

"Emredersiniz! (Gene ne yaptım acaba?)"

—DEVAM EDECEK...—

Nasıl olmuş sizce?