Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Savcı Hanım 4. Bölüm

@gokperisiii

"Öyle işte..." Dedim en sonunda. 4773497238 saattir Efsun'un yoğun ısrarı karşısında dün yaşananları anlatmıştım. Tabii değiştirerek, sonuçta devlet sırrıydı bu görev. O, Göktuğ'nun normal bir Asker olduğunu ve benimle işbirliği yaptığını biliyordu sadece. Ama görevimizin ne olduğunu ne o sormuştu ne de ben söylemiştim. En iyisi de buydu zaten.

"Ee kızım ne var bunda? Herkes uyuya kalabilir, gayet normal birşey bu." Dedi Efsun her zaman ki rahatlatıcı ses tonuyla. Ya bu kız olmasa ben ne yapardım? Allah'ım şu kızı benim karşıma çıkardığın için sana şükürler olsun ya Rabbim.

"Öyle mi diyorsun?"

"He, öyle diyorum. Boşver, hem Asker adam o. Çok takmaz böyle şeyleri." Aynen birtanem, balım, canım, aşkım... Kesinlikle öyledir.

"Neyse ya, kapatalım konuyu. Sen ne zaman gideceksin hastaneye?"

"Aaa, hatırlattığın iyi oldu. Eğer biraz daha çıkmazsam cidden geç kalacağım." Derken toparlanmaya başlamıştı Efsun.

"Ha bu arada, bugün nöbete kalacağım haberin olsun."

"Tama-" Demeden Efsun evden çıkmıştı bile. Bari sözümü bitirmem bekleseydin be kızım. Bugün izinli olduğum için Adliyeye gitmeyeceğim. Ama benim işim hiç biter mi? Evden bazı araştırmalar yapmalıyım, yani her türlü işim var...

 

Ben bilgisayardan bir takım araştırmalar yaparken telefonum çalmaya başladı. Bilinmeyen numaraydı. Hemen telefonu açtım.

"Alo, kiminle görüşüyorum?"

"Sacit Karayel. Mahperi hanım ile görüşüyorum değil mi?"

"E-evet. Nasılsınız?"

"Asıl sizi sormalı. Eğr bugün müsaitseniz güzel bir akşam yemeği yemek isterim."

"Tabii, olur."

"O zaman akşam saat 20:00 gibi korumalarımdan birini sizi alması için yollayacağım."

"Tamamdır, kendinize iyi bakın." Dedim ve telefonu kapattım. ALLAH'IM BEN NEDEN BİR TERÖRİST İLE BAŞBAŞA AKŞAM YEMEĞİ YİYECEĞİM. KURTAR BENİ ŞU ZULÜMDEN. Görev olmasa adam -tabii adam denilirse- ile konuşurken bir kafa atacağım da malum "devlet görevi". İnşallah beni alması için Göktuğ'yu yollar da en azından yemekten önce için biraz rahatlar. Gerçi dur ya, Göktuğ neden benim içimi rahatlatıyormuş canım?! İlahi Gökçe, seni tanımasam gerçekten böyle birşey düşündüğü zannedeceğim. Ayy kızım sende iyice şizofrenleştin ha. Habire kendi kendine konuşup duruyorsun.

Mahperi Şahlanan, Gökçe Kayaalp'e yani bana göre çok daha tatlı ve masum bir kadın imajı vereceği için daha klasik ama bir o kadar da şık birşeyler giymeliyim.

Üstüme pembs bir bistüyer, altıma siyah bir İspanyol paça pantolon, beyaz bir topuklu ayakkabı ve beyaz bir çantayla hazırdım.

Makyaj olarak sadelikten yana durdum bugün. Kirpik diplerime biraz kahverengi far, burnuma ve göz pınarlarıma biraz highlighter, kirpiklerime siyah bir maskara, ve son olarak dudaklarımada hafif nude tonlarda bir ruj sürdüm.

Bu şekilde hazırlanıp saçımıda enseden sıkı bir topuz yaptığımda saat 20:00'a geliyordu. Zilin çaldığını duyduğumda çantamı alıp kapıya gittim. Çok şükür ya Rabbim. Evet, doğru bildiniz. Sacit beni alması için Göktuğ'yu yollamıştı.

"Ooo, Akgün bey siz mi geldiniz beni almaya?" Dedim alaycı bir tavırla. Ne yapayım bu tür konularda ciddi kalamıyorum.

"Aynen öyle, Mahperi hanım. Başka bir korumanın gelmesini mi isterdiniz?"

"Yok canım, ne haddime!" Dedim ortamın yumuşaması adına gülerek. Benim gülüşüme karşılık dudaklarında hafif bir tebessüm oluştu Göktuğ'nun.

"Bende öyle düşünmüştüm, Savcı Hanım."

"Bende bir Mahperi Şahlanan, bir Gökçe Kayaalp'im. Bu bana karşı olan hitaplarına da yansıyor sanırım."

"Yani Mahperi Şahlanan olduğun zamanda benim için Gökçe Kayaalp'sin, ama Mahperi olmandansa Gökçe Kayaalp olmanı tercih ederim." Dedi dudaklarını iki yana kıvırırken.

"Diyorsun?"

"Diyorum."

"Ee hadi o zaman. Sacit, Mahperi Şahlanan'ın Mahperi Şahlanan olduğundan şüphe duymadan gitsek diyorum?" Dedikten sonra klasik ciddi gülüşümü yaptım. Ciddi gülüş kavramını kendim uydurmuş olabilirim... Gülümsüyorum ama bir yandan da ciddiyim. İşte bu benim ciddi gülüşüm. Neyse çokta sorgulamamanızı tavsiye ederim:)))

 

"Tabii, önden buyrun hanımefendi." Diyip benim merdivenlerden inmemi bekledi Göktuğ. Bu adam iyice romantikleşmeye başladı ha. Ama ben ne demiştim? Bu adamı bülbül edeceğimi söylemiştim. Umarım sizlere Gökçe Kayaalp etkisi diye birşey olduğunu daha önceden söylemişimdir. Söylemediysemde artık söylemiş bulundum.

 

 

 

Arabaya bindiğimizde Karadeniz yöresine ait bir şarkı çalmaya başladı.

 

"Evleri hane hane de

Parlayi Gümüşhane

Evleri hane hane

Parlayi Gümüşhane"

"Gümüşhane kızlari da

Dünyalardan bir tane

Gümüşhane kızlari

Dünyalardan bir tane"

Allah'ım şuan horon tepmemek için kendimi zor tutuyorum. Sivaslı olmam horon tepmeyi sevmediğim ya tepemeğim anlamına gelmez.

"Karadenizli misin?" Dedim dayanamadığım için Göktuğ'ya.

"Gümüşhane'liyim."

"İnanır mısın şu şarkıdan sonra çok şaşırdım."

"Sen?"

"Sence nereliyim?"

"İmranlı?" Dur lan... Evet, Sivas-İmranlı'lıyım. Kesin görevden önce beni araştırdı. Çakal seni...

"Görevden önce beni araştırdığını düşünmeliydim."

"Eee, özel kuvvetlerde hiçbirşey şansa bırakılmaz."

"Tahmin etmiştim."

"Hıhı, etmişsindir sen kesin." Tamam, belki etmemiş olabilirim ama bu hiçbirşeyi ifade etmez.

"Aynen öyle Göktuğ."

"Yüzbaşı'ya ne oldu?"

"Öyle deme dedin." Bu sözlerim üzerine Göktuğ şaşırdığını belli etmek adına kaşlarını kaldırdı.

"Kırk yılın başında beni dinleyeceğini bilsem başka birşey isterdim. Yüzbaşı demeni tercih ederim, Savcı Hanım."

"Benim işime gelir Yüzbaşım."Birkaç dakika boyunca ortamda derim bir sessizlik hüküm sürdü. Ben her ne kadar Göktuğ'ya belli etmemeye çalışsam da biraz tedirgindim. Nedenini bende hiç bilmiyorum ama azılı bir suçluyla iletişim kurmak bile benim için çok zor... Göktuğ benim tedirginliğimi anlamış olmalıydı ki "Merak etme, masanızın hemen arkasında olacağım." diye bir cümle kurdu. Yok vallahi bu adam benim aklımı falan okuyor sanırım.

"Sağol."

"Ne için?"

"Tedirginliğimi azaltmaya çalışman ve diğerleir için..."

"Eğer benimle bir yola çıktıysan bunları yapmak benim sorumluluğumdur, Savcı Hanım. Asıl sen sağol... Herşey için. Bana bak, ben öyle herkese teşekkür etmem ha. Değerimi bil." Göktuğ'nun bu cevabı üzerine ister istemez güldüm.

"Ee tabii, kibar olmanın senin lügatında olmadığını bir an için unutmuşum, Yüzbaşım." Dedim gülerek.

Yaklaşık 5 dakika sonra Sacit ile yemek yiyeceğimiz restorana varmıştık. Allah'ım sen bana bu Sacit denen pisliğin laubaliliklerine dayanabilmem için sabır ver ya Rabbim.

Restorana girdiğimizde mekanın tamamen boş olduğunu gördüm. Sadece Sacit vardı, o da beni görünce hemen bana doğru gelmeye başladı. Yanıma vardığında ilk önce elimi öptü. Eve gidince elimi üst üste 59695869379 yıkamam gerekecek. Ayrıca, elimi öpmeye hakkını ona kim verdi? Tabii her zaman ki gibi bunları ona söyleyemedim.

"Merhaba, nasılsınız? Umarım iyinizdir" Diye söz girdi Sacit. Çok pardon ama bok gibiyim desem ne değişecek?

"Sağolun, iyi diyelim iyi olalım. Sizler nasılsınız?"

"Bende iyiyim, bu arada sen diyebilirsiniz."

"Sende bana sen diye hitap edebilirsin."

"Ne seveceğini bilmediğim için henüz bir şey sipariş etmedim. Dilersen seçip şimdi sipariş edelim." Önce çaktırmadan adamın arkasında ki Göktuğ'ya baktım, daha sonra "Tabii, olur" diyerek masaya doğru ilerledim. Ama şöyle bir sorunumuz vardı ki... Burası balık restoranıydı ve ben balık yiyemiyordum. Gerçi amacımda yemek yemek değildi ama. "Ben bir porsiyon somon alayım. İstersen sende aynısını sipariş et. Buranın somonu çok güzeldir kesinlikle tavsiye ederim." İçimden adama küfür ederken yine yüzüme sahte bir tebessüm kondurup "Aynısından lütfen." dedim garsona.

"Mahperi, sana birşey sormak istiyorum."

"Tabii, dinliyorum."

"Sen nereden mezun olmuştun?"

"İstanbul Üniversitesi mimarlık fakültesinden mezunum ben." dedim hemen. Aklı sıra beni oyuna getirmeye çalışıyordu ama ben bunlara çoktan çalışmıştım. Tam yemeklerimiz masaya geldiğinde silah sesleri duyuldu. NE OLUYOR LAN?!...

 

Arkadaşlaarr, hepinize selamlar tekrardaann. Kitabın müzik listesini attığımda modelini belirlediğim karakterlerimin modellerini yazacağımı söylemiştim. O yüzden modeller aşağıdaa;

Gökçe Kayaalp; Hande Erçel

Göktuğ Ata; Tolga Sarıtaş

Sacit Karayel; Fırat Altunmeşe

Boran Kasvet; Kubilay Aka

Efsun Karam; İpek Filiz Yazıcı

Şimdilik karakterler ve modellerimiz bunlaarr. Model olarak aklınızda birileri varsa yorumlarda belirtebilirsiniizz. İyi okumalar, kendinize iyi bakıınn. Öpüldünüüüzz😽✨

Loading...
0%