@gokyuzundekaybolma
|
Yeni bölüm geldi yorumlarınız benim için çok önemli.Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın...✨✨
Söylene söylene arkadan vurulmuş arabamla eve doğru gidiyordum. Şu an evin tıklım tıklım olduğuna emindim çünkü kızlar evi yerleştirmek için herkesi çağırmışlardı. Alp, Ateş, Albayrak Timi, Eren abi ve eşi, herkes orada olacaktı. Lojmana girdim ve evin kapısında bir süre durdum. Ellerimi açarak, "Allahım, yeni ev, yeni başlangıçlar. Lütfen Allahım, şu Alp’le Ateş biraz olgunlaşsınlar, didişmeyi bıraksınlar, İrem ve Gece çok enerjik olmasınlar. Ne bileyim, üzerime zıplayıp akşam akşam son sesle şarkı dinleyip partilemeyi azaltsınlar. Ve en önemlisi, evde uzun bir süre kovulmadan kalabilelim. Yani kısaca, kafa dinleyebileyim. Biliyorum çok zor ama ben yine de belirtmek istedim," dedim ve "Amin" eşliğinde avuçlarımı yüzüme sürüp kapıya tıklattım. Sanki beni kapıda bekliyorlarmış gibi anında kapı açıldı. Açan kimdi? İrem ve kucağındaki Nida. Ben hemen gülerek, "Ben geldim," dedim, harfleri uzatarak. Eve hafiften göz gezdirdim ve evet, herkes buradaydı. Gece, elindeki koliyi yere bırakıp yanıma geldi. İrem, ben, Gece ve Nida kucaklaşırken Alp'le Ateş aynı anda yanıma geldiler. Kızları itip sarılırken, "Kimler gelmiş, hoş gelmiş," dedi Alp Ateş ise, "Neredesin kız, 6 aydır yoksun, merak ettik," dedi. Ben de bir bakış atıp, "Aynen, merak etmişsiniz. Telefonu bir açtım, 3 arama gözüküyor. Trendyol bile sizden daha çok mesaj atmış, hayırsızlar! Uzak durun benden," dedim. O sırada Eren abim yanıma gelip, "Lan, abin burada, hiç pas vermek yok!" Ben de koşarak yanına gidip sarıldım. "Abim, vallahi seni diğerlerinden daha çok özledim! Bunlar hayırsız zaten," Biz sarılırken Sinem abla da yanıma geldi. Onu görünce, "Yengem, çok özledim vallahi," dedim, ona da sıkı sıkı sarıldım. Evet, Sinem ablayı bıraktığımda biri üzerime çullandı. Kimdi? Taha. Kafamı kolunun arasına almış, "Cimcime kız, sen ne ara geldin?" dedi. Bunlar normal değildi. Ben, "Taha, bırak, saçım bozuluyor," dedim bağırarak. Küçük Nida, halasının kucağında halimize gülüyordu. Taha beni bırakıp normal şekilde sarıldıktan sonra timin geri kalanı ile de selamlaştık ve kendimi salona attım. Herkes başıma toplanırken ben, İrem’in kucağından Nida’yı aldım. Çok tatlı bir kızdı, yemyeşil gözleri vardı, sapsarı saçları annesine benziyordu. Onu kucağıma aldığımda, "Halam," diyerek sarıldı bana. "Hala" diye sesleniyordu çünkü herkes artık Salih Yarbay’ın kızı gibi olduğuma alışmıştı. Otomatik olarak Eren abiyle İrem'in de kardeşi gibiydim. Ben Nida'ya karşılık verip sarılırken Eren abi, "Eee, dişi kurt, nasıl geçti?" diye sordu. İsmimin anlamıyla seslendi bana; genelde taburdaki komutanlar böyle seslenirdi, Eren abim dahil. Salih amcam beni çağırttığında, "Dişi kurtu çağırın," derdi. Bu benim en sevdiğim lakaplardandı. Evet, bir ya da iki lakabım yoktu; herkesin bana hitap etme şekilleri farklıydı ama benim favorim Bozkurt'tu. Neden mi? Çünkü bütün şerefsizler beni Bozkurt olarak bilirdi. Bu lakap soyadımdan geliyordu. Kısa bir süre içinde herkes tarafından konuşulmaya başlandım. Bu durumu, kendimi belli etmeyecek bir lakap seçerek avantaja çevirdim. Bu lakap, benim kim olduğumu, cinsiyetimi ve daha birçok özelliğimi gizli tutuyordu. "Bozkurt" adını kullanan ben, hiç kimseye kendimden bahsetmedim; sadece Salih Yarbay biliyordu. Kuzenlerim ve abilerim, Bozkurt'u hayranlıkla anlatıyor, ama ben olduğumu akıllarından bile geçiremiyorlardı. Eren abinin sorduğu soruya, "Her şey gayet güzeldi, yine başarıyla sonlandı," dedim. Eren abi gurur duyarcasına baktı. O an aklıma arabam geldi ve bir anda, "Arabama vuruldular," dedim. Gece gülerek, "Kız salak, senin araban yok ki," dedi. İrem, kafama doğru eğilerek, "Dur bakayım, kafasına," dedi. "Yoo, yarılmamış," dedim. Eren abi, "Kız daha yeni geldi, ne ara vurdun?" diye sordu. Herkes ona bakarken, "Arabayı ben teslim aldım, size de söylemedim," dedi. Eğer o söylememişse, kimse bilmiyordur zaten. İrem hüzünle, "Deme gerizekalı, deme. Model ne?" diye sordu. Ben de, "Mercedes C200," dedim. Herkesin gözleri büyüdü. Şahin balkona koştu, arabaya baktığında "Ohaa," dedi. Herkes balkona çıkarken, ben Nida ile oyun oynuyordum. Bir süre sonra anıma geldiklerinde, Özgür, "Nasıl vurdular?" diye sordu. Ben de, "Şimdi ben gidiyordum, her şey yolundaydı ama önüme bir kız çocuğu atladı. O sırada ani fren yaptım, arkadaki öküz de bana çarptı. Ben burada onu suçlamadım, yanlış anlamayın. Ben kıza baktım, işte kıza çarpmadan kurtuldum. Kızın iyi olduğunu öğrenince, kızı bıraktım; hatta pamuk şeker falan aldım, korkusu dinsin kendine gelsin diye," dedim. Nida bir anda yüzüme bakıp, "Hala bana?" diye sordu. Ben de, "Ben sana yarın alacağım, bebeğim. Tamam mı? Hem dışarıda çıkarız," dedim. O da gülerek, "Timam," dedi. Konuşması o kadar tatlıydı ki saatlerce dinleyebilirdim. Ardından diğerlerine dönüp, "Ben kızı bıraktıktan sonra adamın yanına gittim. Dedim ki, 'İşte kız önüme atlayınca ani fren yaptım,' diye anlatırken sözümü kesip, 'Farkındayım ama gitmem lazım,' dedi. Aceleciydi. Ben de lafını kesmesine sinirlenip, 'Niye gidiyorsun, bir tutanak tutalım falan,' dedim. O da, 'Çok acelem var, geç kalırsam burunlarından getirirler,' dedi. Biz böyle laf dalaşına girdik. Sonra o, 'Çatık ya, daha ilk günden bela aldım başıma,' dedi. Ben de, 'Bir bela olursam, gerçekten o zaman görürsün,' diye tersledim. "Buraları geçin, adam ne yaptı, dağ ayısı hödük," dedim. Hemen arabaya binip gitti. Giderken de, "Neymiş o, beni bulurmuş. Öyle diyor, paşam," dedim. Şahin, "Harbiden almış başına belayı," dedi. Ben de, "O dursun, burnundan getireceğim," dedim. Sonra telefonumu çıkartıp Barış adındaki istihbaratçı arkadaşıma aradım. Diğerlerine dönüp, "O niye beni buluyor, ben onu bulurum," dedim. Kısa bir süre sonra telefon açıldı. BARIŞ:ALO ASENA SEN MİSİN ASENA: EVET BARIŞ SENDEN BİR İSTEĞİM VARDI BARIŞ:TABİ DİNLİYORUM ASENA:VERECEĞİM PLAKANIN SAHİBİNİ BULURMUSUN ELBETTE tam o sırada kapı çaldı alp kapıyı açmaya gittiğinde ben plakayı verdim ASENA: 34 BRT 53 İSTANBUL ÇIKIŞLI ateş BU ŞEYİN PLAKASI DEĞİLMİ derken sözü yarıda kaldı çünkü söylediği kişi tam salon kapısının önündeydi ben şaşkınca bakarken herkes gelen kişiye bakıyordu bende ASENA:TAMAM BARIŞ SAOL AMA ARADIĞIM KİŞİ ŞUAN TAMDA KARŞIMDA dedim ve telefonu kapatım
3 bölümünde sonuna geldik... |
0% |