@gokyuzundeyaziyor
|
Merhabalar nasılsınız? Size bir şey söyleyeceğim. Fikrimin ince gülü 20. bölümde ya da 30.bölümde bitecek. Yani O civarlarda olacak büyük ihtimal. Bunu neden söylüyorum. Anonim çıktı ortaya sonrasında birkaç olay yaşanacak. Ondan sonrasında onlar için artık hikayenin sonuna gelmiş olacağız. Devam ettirmenin anlamı kalmayacak ama tabiki Yağız Aras ve Deniz bölümleri gelecek. Şimdilik bu kadar. Keyifli okumalar dilerim. . ... Nerede bu kayıtlar. Dosyalara grip çıkarken aradığım şeyi sonunda bulmuştum. Yanımda getirdiğim flaş belleğe bilgisayardaki her şeyi aktarıp odadan çıkmak için eşyaları toparladım. Dış kapının açılma sesinin duyunca aceleyle bilgisayarı kapatıp odadan çıktım. Hızlı ve sessiz adımlarla kendi odama geçtim. Şimdi her şey tamamdı. Telefonumu alıp Yağız'a mesaj attım. Deniz: Her şey tamam almayı başardım. (Yağız çevrimiçi) (Yağız yazıyor...) (Yağız çevrimiçi) Yağız: Güzelim emin misin? Yağız: Sana bir şey olmasından korkuyorum. Deniz: Sakin ol Yağız kimseye görünmeden hallettim. Yağız: Tamam ama bir daha yapmak yok. Deniz: Yağız bu kadar abartma. Deniz: Yakalanmadım. Yağız: Yakalanabilirdin. Yağız: Bahsettiğimiz kişi baban. Yağız: Belki öz baban değil ama ne işler çevirdiği belli olmayan birinden bahsediyoruz. Yağız: Sence de korkmakta haklı değil miyim? Yağız: Şöyle bir şey de var ki ben senin o evde bile kalmanı istemiyorum. Deniz: Haklısın ama hallettim merak etme. Deniz: Bu işimizi hallettiğimize göre kısa bir zaman sonra bu evden de bu insanlardan da kurtulacağım zaten. Deniz: Bu bilgiler işimize yarayacak. Yağız: Peki güzelim dediğin gibi olsun. Yağız: Flaş belleği bana getirir misin? Yağız: Evden birisi bulursa diye ben de durması daha doğru gibi. Yağız: Sonrasında beraber inceleriz. Yağız: Ama şimdi hazırlan bir yere gideceğiz. Deniz: Nereye gideceğiz? Yağız: Grupla beraber bir yerlere gideceğiz. Deniz: Babam ne olacak? Yağız: Biz o işi hallettik. Yağız: Sen sadece hazırlan. Deniz: Peki hazırlanıyorum. Telefonumu bırakıp dolabımın kapağını açtım. Nereye gideceğimizi bilmediğim için altıma siyah pantolon, üstüme beyaz tişört, onun üstüne de geceleri hava soğuk olduğu için deri ceket aldım. Çantama eşyalarımı koyup dış kapının önüne gelip siyah botlarımı giyip evden çıktım. Evden çıkmadan önce haber vermiştim. Yağız'ların evine doğru yürümeye başladım. Evleri bir alt sokağımızda olduğu için hemen gelmiştim. Yağız'ın motoruna yaslanıp beklemeye başladım. Yağız motorları çok severdi. 16 yaşından beri ehliyetini alıp kullanmaya başladığı için şimdi yüksek CC'li motorları kullanabiliyordu. Şimdiye kadar kullandığı motorlara bebeğiymiş gibi bakıp ilgilenirdi. Motorları bu denli seven bir adam insanları nasıl severdi acaba. Evlerinin kapısından çıkan Yağızla bir an kendime gelemedim. Çok yakışıklı olmuştu. Birbirimizden habersiz aynı şeyleri giymiştik. Tek bir farkla Yağız baştan aşağı simsiyahtı. Onu daha önce niye fark etmemiştim ki. Yanıma hızlı adımlarla gelip sarıldı. Sarılmasına karşılık verip ben de ona sarıldım. Yağız'ın benim duyacağımı düşünmeden söylediği şeyler gülümsememe neden olmuştu. "Sadece bir gün görmedim. Nasıl bu kadar özleyebilirim." Kulağına yaklaşıp fısıldadım. "Ben de seni özledim." Söylediğim şeylerin etkisiyle donup kalan Yağız'a sessizce güldüm. Yağızdan ayrılıp elindeki kasklardan birini alıp kafama geçirdim. Kasklarımızı takıp motora bindik. Motoru çalıştıran Yağızla yola çıktık. Konserlerin yapıldığı alana yaklaşınca şaşırmıştım. Konsere gelmiştik hemde dedublüman konserine gelmiştik. Motordan inip içeri girmiştik. Biletleri en ön sıradan aldıkları için öne doğru ilerlemeye başladık. Bizim tayfayı görünce onların yanına doğru ilerledik. Yanlarına gelince hepsiyle teker teker sarıldık. Konser kısa bir süre sonra başlamıştı. Bir sürü şarkı söylemişlerdi çoğunu severek dinliyordum. Sıra bizim şarkımıza gelince Yağız'a dönerek şarkıya beraber eşlik etmeye başladık. "Fikrimin ince gülü Şarkının sonlarına yaklaşınca Yağız'ın kulağına yaklaşıp duyabileceği şekilde bağırdım. "Fikrinin ince gülü olurum." Bugün ikinci kez donup kalan Yağız'a gülerek baktım. "Ne yani sen şimdi beni seviyor musun?" "Evet seviyorum." Dudaklarımdan beni öpen Yağız'a karşılık verdim. Alkış seslerini duyunca ayrıldık. "Seni çok seviyorum ceylan gözlüm." "Seni çok seviyorum gamzelim." "Sonunda!" diyen Asrın Efeye şaşkınlıkla baktım. Ne yani başından beri her şeyi biliyor muydu? "Sen her şeyi biliyor muydun?" "Kardeşimi yalnız bırakacak değilim. Biz hem iyi gün dostu hem kötü gün dostuyuz. Her şeyinde yanınca olacağız tabi." "Kardeşim ayıp ediyorsun." "Alınma be kardeşim sözüm meclisten dışarı." "Ya hadi her şeyi boş verin bunu kutlayalım." diyen Defneyle biten konserden ayrılıp çekirdek ve kola alarak her zaman gittiğimiz parka gelmiştik. Çimenlere oturup aldıklarımızı yemeye başladık. "Ne yani şimdi Asrın her şeyi en başından beri biliyor muydu?" diye soran Ayazla Yağız'a baktım. "Biliyordu. Biliyorsunuz biz çocuklukluğumuzdan beri tanışıyoruz. Asrın da beni fark etti işte. İlk ona anlattım. Sonrasında ailem falan fark etti Mecnun gibi dolaştığımı. Onlarada söyledim. Yani birkac kişi hariç kimse bilmiyordu." "Beraber piknik yaptığımız gün Gökçe mi beraber piknik yapalım dedi sen mi istedin?" "Aslında ikiside seni zaten seviyordu. Sonra benim seni sevdiğimi duyunca önce istemedi. Sonra ben alıştırdım onu. Hallettik aramızda sonrasında hem ben istedim hem o istedi." Bunca zaman nasıl saklamışlardı. Özellikle Yağız sevgisini nasıl belli etmemişti. Nasıl yapmıştı bilmiyorum ama sonu çok güzel olacaktı. O gün neredeyse sabaha kadar orada oturup sohbet etmiştik. Sonrasında evlere dağılmıştık. Defne'lerde kalacağım için onların kapılarının önünde Yağızla konuşuyordum şu an. Motoruna yanlanmış elleri pantolonunun ceplerinde beni dinliyordu. "Peki beni sevdiğini ne zaman fark ettin." diye soran Yağız'a cevap verdim. "Aslında seni tam olarak sevdiğimi, parkta piknik yaptığımız zaman fark ettim. Ama ben seni uzun zamandır seviyormuşum." "Peki söyle bakalım sen beni sevdiğini nasıl anladın?" Sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi gülümseyerek anlatmaya başladı. "Sana ilk yazdığım saati hatırlıyor musun?" "Sabaha karşıydı." "O öylesine mesaj atılmış bir saat değil." "Nasıl?" "Seni sevdiğimi kabul ettiğim gün. Yani 6 Eylül tarihi ben senin gülüşünü görünce dalıp gittim. Dedim ne güzel gülüyor zalımın kızı işte o an anladım seni sevdiğimi. Önce o senin arkadaşın nasıl seversin gibi saçma düşüncelere kapıldım. Asrın kurtardı beni bu düşüncelerimden. Kabullendim seni sevdiğimi. Sonra her gün gülüşünü izler oldum." "Ne güzel sevmişsin. Peki bana yazdığın gün onun bir anlamı var mı?" "12 Ekim seni ilk gördüğüm gün. Seni ilk gördüğüm gün sana anonim olarak yazdım." Dolan gözlerimi sildim. Bu adam benim karşıma nasıl çıkmıştı. Bu kadar ince düşünen biri. Benim karşıma çıkmakla kalmayıp beni sevmişti. "Ağlama ama prensesim ağla diye anlatmadım." Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Başımdan öpüp bana bir soru sordu. "Klasik olacak ama biz şimdi neyiz?" "Sen beni seviyorsun ben seni seviyorum. Neysek oyuz." "Hımm kimseye benzemeyelim biz olalım diyorsun yani." "Evet öyle diyorum." "Ama artık bazı prenseslerin yatması lazım. Güneş doğdu bile yat hadi artık." "Tamam sende git yat." "İyi uykular prensesim." "İyi uykular gamzelim. Dikkatli git." "Tamam güzelim." Beni öptükten sonra motoruna binip gitmişti. Ben de hemen yukarı çıkıp Defne'nin bana hazırladığı yer yatağına yattım. Hayatımda geçirdiğim en güzel gündü. Daha önce bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum. Bu gidişle Yağız beni bir çok alışık olmadığım şeylere alıştıracak gibiydi. ... . Geçen hafta bölüm atmadım daha doğrusu atamadım. Çünkü bazı sağlık sorunları ve kafamın çok karışık olması sebebiyle bölüm atamadım. Bölüm yazmayı denedikçe kafam sürekli başka yerlere gidiyordu ama sonunda bölümü tamamladım. Bölüm hakkındaki düşünceleriniz? Deniz Yağız'a sevdiğini söyledi bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Deniz'in gizlice aldığı şeyler neydi sizce? Bu günlük ben den bu kadar bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın görüşürüz. |
0% |