@gokyuzundeyaziyor
|
Merhaba nasılsınız? Keyifli okumalar dilerim. ... . Önce çeyiz alışverişimizi yapmıştık. Şimdi de gelinlik bakıyorduk. Yağız sabah yanımızda olamamıştı. Çalışmaya başlamıştı ve karakol yine çok karışıktı. Annemler Yağız'ı içeri almıyordu. Gelinlikle görmemesi gerekiyormuş. Bizi dışarıda bekliyordu. Bir sürü gelinlik vardı ama hiçbiri istediğim gibi değildi. Biraz daha baktıktan sonra çizim yapıp istediğim gelinliği yapabileceklerini söyledikleri için çizim yaptırmıştık. Teslim almadan önce gelinliği prova olacaktı o yüzden onun içinde tarih almıştık. Gelinlikçiden çıkıp Yağız'ın olduğu yere gelmiştik. Trip atar gibi bir hali vardı. Çok konuşan çocuk hiç konuşmamıştı. Her ne kadar batıl inanç olarak görsekte büyüklerimizin üstüne söz söylenmiyordu. Damatlık bakacağımız yerin önüne gelince Yağız durmuştu. Onun durmasıyla hepimiz durup ona baktık. "Madem ben gelinliği göremedim Deniz de damatlığı görmesin." "Aa Aras oğlum o ne demek öyle." "Bana ne o da benim damatlığımı görmesin." "Eve gidince kaç benden oğlum terlik yiyeceksin." "Koskoca polise terlik atmaya utanmıyor musunuz Melike hanım. Sizi hapse atarım." "Koskoca polis damatlık kaçırmaktan utanmıyor ama terlik olunca fos. Hadi kızlar siz bakmayın bu deliye girelim." Yağız bu sözleri duyunca yanıma yaklaştı. "Bugün sana kaçsam ne dersin bir tanem." "Hiç yakıştıramadım memur bey bir terlikten mi korkuyorsunuz." "Biz vücudumuza vatanımız için kurşun yemiş insanlarız. Bir tane terlikten mi korkacağız." Göğsünü gererek söylediği şeye karşılık gülmüştüm. Bir klasik Türk annesi ve o terlikten korkan evlat. "Zaten ben de öylesine söylemiştim. Yoksa sen ve terlikten korkmak hiç yani." "Tabi canım ben korkmam." Sözlerini söyledikten sonra elimi tutarak bizi annemlerin arkasından götürdü. Annemler içeri geçmiş otururken biz damatlıklara bakmaya başlamıştık. Genel olarak siyah ve lacivertlere bakıyorduk. Elime beğendiğim bir damatlık alıp Yağız'a gösterdim. "Deniyim mi?" Hevesli konuşmasıyla elimdeki damatlığı Yağız'a verip giymesi için kabine gönderdim. Annemlere döndüğümde kendi hallerinde takıldıklarını görünce yanlarına geçip oturdum. Yağızda çok geçmeden gelmişti. Giydiği damatlık gerçekten çok yakışmıştı. Beyaz gömleğinin düğme kısmındaki siyah detaylar, kuşak yerine giydiği yelek, taktığı siyah papyonuyla çok uyumlu olmuştu. Tam olarak Yağız'a dikilmiş gibiydi. Takımı aldıktan sonra oradan ayrılmış ve bir yere oturmuştuk. Sabahtan beri geziyorduk ve çok fazla şey almıştık. Evlenince benim evimde yaşayacağımız için yeni bir yatak odası takımı, salon takımı alınmıştı. Ben evde çok kalmadığım için evi ona göre yerleştirmiştim şimdiyse o evde iki kişi yaşayacaktık ve ortak şeyler olması gerekiyordu. Yağızla zevklerimize uygun şeyler almıştık. Tek eksiğimiz dikilmesi gereken gelinliğimdi. Her şey çok yolunda gidiyordu. Çok mutluyduk. Kötü şeyler olsun kimse istemezdi değil mi? Hepimiz siparişlerimizi vermiş bekliyorduk. Ben bir yandan da yarın ki duruşmalarıma bakıyordum. Full dolu bir gün ve yorucu bir hafta. Bazen her şeyi bırakıp yeter diyesim gelse de devam etmek gerekirdi. Hayaller için yaşanmasını gereken şeyler için savaşmak gerekirdi. (1 buçuk ay sonra) Bugün 19 Ocaktı kına gecemin olduğu gün o kadar çok heyecanlıydım ki anlatamam. Resmen evleniyordum hemde Yağızla sevdiğim adamla. Duygusallık üzerindemdeydi. Son dakika ufak tefek aksilikler olsa da şu an hazırdım ve birazdan içeri geçecektik. Kına ve düğünü aynı mekanda yapacaktık. Çok kişi olmasın isterken birçok kişi buradaydı. Giriş zamanım geldiğinde üzerimdeki lacivert bindallıyı tutarak içeri oynayarak geçtim. Tüm gözler benim üzerimdeydi ve bu beni biraz germişti. Ortaya geçip oynamaya başladığımda beni yalnız bırakmayıp arkadaşlarım hemen yanıma gelmişti. Hep beraber oynamıştık. Bir şarkı bitiyor diğerine geçiliyor halay çekilip oyun havasına devam ediliyordu. Bana ayrılan yerde otururken içeri şarkı eşliğinde Yağız'ın girdiğini gördüm. Şarkıyla beraber girmişti. Güzeller içinden bir seni seçtim Yanıma gelip elimden tutup kaldırdığında şarkının diğer nakaratı gelmişti. Güzeller içinden bir seni seçtim Yağız anlımdan öptükten sonra fısıldadı Söyledikleriyle hafif tebessüm etmiştim. Yine gönlümü çelmişti. Çok geçmeden oyun havası açılmıştı ve karşılıklı olarak oynamıştık. Kar spreyleri, konfetiler havada uçuşuyordu. Çok eğlenceli bir o kadar da güzel bir gece yaşanıyordu. Yağızda yanıma oturduktan sonra kına yapacak abla gelmişti. Başımı örtmüşlerdi. Gelen abla elimi kendi eliyle kapatmıştı. "Gelin elini açmıyor." diye bağırınca Melike anne elinde altınla gelmişti. Ne olduğunu pek anlayamamıştım. Hayatımda hiç kınaya gitmemiştim. Yurdagül hanım arada giderdi ve beni hiç götürmezdi. İlk kınam kendi kınamdı. Yakama takılan altından sonra elime kına yakılmıştı. Melike anne dolu gözleriyle tebrik dileklerini sunduktan sonra gitmişti. Yağız'ın parmağına da kına yakıldıktan sonra abla kalkmış tebrik edip gitmişti. Yağızla kalkıp dans ettikten sonra biraz oynamıştık ve Yağız salondan ayrılmıştı. Biz gece yarısına kadar devam etmiştik. Salonda çok az insan kalmıştı onlar da en yakınlarımızdı. Çok durmadan üstümüzde ki kıyafetleri değiştirdikten sonra salondan ayrılmıştık. Arabalara bindikten sonra eve doğru yol almıştık. Eve girip koltuğa oturduğumuz an ne kadar çok yorulduğumuzun farkına varmiştik. Yağızlar'ın evine gelmiştik. Yakamda ki altını fark edince Melike anneye sorma gereksinimin de bulundum. "Melike anne neden yakama altın taktın?" "Deniz'im normalde eline koyup kına yakılır ama altın kirlenmesin bir şey olmasın diye yakana taktım. Bu bir tür adet gelin ellerini kapatır sonrasında kına yapan kişi kayınvalideyi çağırır. Kayınvalide gelir geline yeni yaşamına zenginlik, bereket ve iyi şans getirmesi amacıyla avuç içine kına koyar. Altın kirlenmesin zarar görmesin diye ben koymadım ama evinizde bereket, mutluluk, huzur eksik olmasın yavrularım." "Teşekkür ederiz Melike anne. Daha önce bilmiyordum öğrenmiş oldum." "Olabilir güzel kızım ben de bilmiyordum sonradan öğrendim." Melike annenin bu anlayışlı tavrın her zaman sevmiştim. Kimseyi yargılamaz dinler, yardımcı olurdu. Çok oturmadan benim evime geçmiştik. Yarın sabah çok erken kalkıp hazırlanmaya başlayacağımız için annemler ben de kalacaktı. Babam ve abim eve gitmişti. Zehra ve annem için yatak hazırladıktan sonra kendi odama geçecektim ki annem yanına oturmuştu. "Güzel kızım otur şöyle biraz konuşalım seninle." Sessizce oturduğum yere yerleşmiştim. "Ben seni çok geç buldum. Hep bir kızım olsun her gün saçlarını farklı farklı öreyim, şekil vereyim istemiştim. Sen doğacağın zaman çok sevinmiştim. Çok uzun zamandır kızım olsun istiyordum. Babanla evlendiğimiz zaman hep kız çocuğumuz olsun istemiştik. Abin doğunca da sevindik. Erkek çocuk başkadır ama kız çocuğu bambaşka. Sen yanımızda olmasan da biz seni her zaman sevmeye devam ettik. Uzun zaman sonra seni buldum ve şimdi sen evleniyorsun. Allah yuvandan huzuru, mutluluğu, bereketi hiç eksik etmesin annem." Gözlerimden akan yaşları silip anneme bakarak konuşmaya başladim. "Annecim yine saçlarımı örersin, istediğin şekili yaparsın. Evlenmem hiçbir şeyi değiştirmez ben her zaman senin kızınım." Bize bakan Zehrayı görünce yanına gidip gıdıkladım. "Cadıya bak sen bide bizi dinliyor." Gülmekten her türlü hale giren Zehra zar zor konuşuyordu. "Abla dur dur yapma hahaha." Gülerek ellerimi üzerinden çektikten sonra yanaklarını öpüp yanından kalktım. Annemi de öpüp iyi geceler dedikten sonra odama girmiştim. Odamın kapısın kapattıktan sonra kapının dibine ağlayarak çöktüm. Eskinin kalıntıları her zaman canımızı yakacaktı. O yaralar kabuk bağlasa bile en ufak şeyde kanardı. Geçmiş her zaman acıtır, kanatır ama hiçbir zaman can yakmaktan vazgeçmezdi. Çünkü geçmiş gelecekten daha karanlıktı. . ... Selamlar evet uzun zamandır yokum. Doğru söylemek gerekirse bölüm yazmayı unutmuşum. İnşAllah beğenirsiniz. Diğer bölümde evleniyorlar. Allah'ım bu günleri de mi görecektik. Yavrularım resmen evleniyor. Sizi daha fazla tutmadan ben kaçar. Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın görüşürüz. |
0% |