@gokyuzundeyaziyor
|
Merhaba nasılsınız? Büyük gün geldi çattı. Artık onlar evleniyorlar. Evleniyorlar evlenmesine ama finale çok az kaldı. Final olduktan sonra kitabı düzenlemeye alacağım. Keyifli okumalar dilerim. . ... Sabah erkenden kalkmış kuaföre gelmiştik. O kadar çok heyecanlıydım ki heyecanımı üzerimden alamıyordum. Bugün bizim düğün günümüzdü. Neredeyse 10 senedir hayatımda olan Yağızla bugün evleniyordum. Bir zamanlar arkadaşım olan adam, şimdi sonsuza kadar hayat arkadaşım olacaktı. Her şey çok güzel olacaktı ya da biz öyle sanıyorduk. Saçlarımı gelinliğime uyacak şekilde yaptırmıştım ve hafif bir makyaj yaptırmıştım. Her ne kadar kış ayının ortasında olursak olalım şansımıza hava günlük güneşlikti. Gelinliğim o kadar güzeldi ki iyi ki bu şekilde yaptırmışım. Öyle çok kabarık gelinlikleri sevmiyordum. Kolları tül ve hafif bombeli, çiçek ve inci detaylı bir gelinlikti. Gelinliğimi giydiğimde hazırdım. Biraz sonra Yağız gelecekti ve ben heyecandan duramıyordum. Çok beklemiştik özellikle de Yağız. Çok beklemişti, beklemiştik ama hepsine değmişti. Dışarıdan korna sesi geldiğini duyunca geldiğini anlamıştım. Çekim alanına gidecektik. Düğün çekimlerimiz olacaktı. Abim kırmızı kuşağımı takacaktı. Çok geçmeden içeri girdi. Etrafına kısaca baktı ve beni gördü. Tebessüm etti, yavaş adımlarla yanıma geldi elimi tuttu. "Çok güzel olmuşsun ceylan gözlüm." "Sende çok yakışıklı olmuşsun bir tanem." Anlımdan öptükten sonra beraber dışarıya çıkmak için çıkmıştık. Yağız'ın arabası artık bir gelin arabasıydı. Arabaya bildiğimizde araba çalışmıştı. Çok geçmeden çekim alanına gelmiştik. Arabadan inerek bizi bekleyen kameramanların yanına gittik. Kısa bir konuşmanın ardından çekime başladık. (1 saat sonra) Çeşitli pozlar ve yer değişikliğinden sonra bitmişti. Artık Yağız beni eve bırakacaktı. Arabaya bindikten sonra Yağız'ın sürmesini bekledim ama dönüp bana baktı. "O kadar güzelsin ki şu an rüyada olduğumu düşünüyorum." "Rüya olmayacak kadar gerçeğiz bir tanem." Anlımdan öptükten sonra arabayı çalıştıran Yağız'ı izliyorum. Ne ara geldiğimizi anlamadan kendimi evin orada buluyorum. Yağız'ın yanağını öptükten sonra arabadan iniyorum. Evin önü biraz kalabalıktı. Tebrik edenlerin tebrik dileklerini kabul ettikten sonra apartmandan çıkıyorum. Dairenin ziline basıyorum. Kapıyı açan anneme karşı gülümsüyorum. Annemle en son kuaförde görüşmüştük. İçeri girerek neredeyse ağlayacak olan anneme sarılıyorum. "Güzel kızım çok güzel olmuşsun." "O senin güzelliğin sultanım." Annemle beraber salona geçiyoruz. Ortada ayrılan sandalyeye geçip oturuyorum. Salonda olan bir sürü tanımadığım insan vardı. Birkaçını kınada görmüştüm ama ne isimlerini ne de kim olduklarını bilmiyordum. Belkide akrabalarımdı. İçeriye abim be babam girince ayağa kalktım. Arkasından hoca ve birkaç erkek girmişti. Abim önüme geldiğinde hafif gözlerim doldu. Elindeki kuşağı üç kere belime bağlayıp çözdükten sonra en sonunda dua ederek bağladı. Bağladıktan hemen sonra kollarını bana sardı. Sarılışına karşılık verdiğim abimin omzuna bir damla göz yaşım düşmüştü. Ben den ayrılan abim konuşmaya başladı. "Unutma ki her zaman kapını çalacağın bir abin var. Unutma biz kız vermedik damat aldık." Abimden sonra babam gelip anlımdan öptükten sonra sarıldı. Ağlamamak için zor duruyordum. Biz böyle sarılırken Yağızlar da gelmişti. Babam geri çekince elinden öptüm. "Seni geç bulmam bir şeyi değiştirmez. Arkanda bir baban olduğunu unutma. Belki kahramanın değilim ama bundan sonra kahramanın olmak için çabalayacağım güzel kızım." Annemin elinden öpüp sarıldım. Annem ağlamaktan konuşamamıştı. Başıma kırmızı tülü kapatınca geri çekildi. Hoca dua okumaya başlayınca ellerimizi açıp duaya katıldık. Hoca duayı bitirdiğinde Yağız yanıma geldi. Koluma girdi beraberce evden çıktık. Kafamızdan şekerler atıyorlardı. Bu evin bolluğunu bereketini arttırmak için yapılan bir adetmiş. Arabalara bindiğimizde düğün salonuna gitmek için hazırdık. Arabalar çalıştığında yola çıkmıştık. Arabayı abim kullanıyordu. Onun yanında da tanımadığım bir abi oturuyordu. Şu an fark ettim neden ben kimseyi tanımıyorum? "Heyecan var mı gençler." "Biraz var abi." "Olur o kadar ben de evlenirken heyecanlıydım." "Şimdi değil misin?" "Kardeşim o nasıl laf o benim baş tacım." "Öyle desene be oğlum." "Seni de göreceğiz Yiğit bey." "Rüyanda kardeşim rüyanda." "Bu senenin sonunda evlenmezsen bana da Hamza demesinler." Abim sessizliğini korumaya devam ederken merak ettiğim soruyu sordum. "Abi bu abi senin arkadaşın mı?" "Tanıştırmayı unutmuşum prensesim evet benim arkadaşım. Liseden arkadaşım." "Memnun oldum Hamza abi." "Ben de memnun oldum kardeşim. Hayırlı olsun. Allah mutluluğunuzu bozmasın." "Amin abi teşekkürler." Çok bir süre geçmemişti ki düğün salonuna gelmiştik. Arabadan inerek düğün salonuna girdik. Tam olarak istediğimiz gibi bir yerdi. Yaz ayında olsaydık eğer kır düğünü yapacaktık ama kış ayında olduğumuz için salonu seçmiştik. Şu an salonu görünce bir kez daha doğru karar verdiğimizi anlamıştım. Gelin odasında beklerken çıkacağımız zamanı bekliyorduk. "Sanki yanağında bir şey kalmış güzelim." "Nerede?" Yağız'ın söylediği şeye karşılık elimle yüzümü hafifçe sildim. "Yok gitmedi." "Nerde?" "Bak tam şurda." Ne olduğunu anlamadan yanağımdan öpen Yağız'a baktım. Sırıtıyordu. "Ya pislik misin?" "Aaa karıcım kocaya pislik denmez." Tam Yağız'a gülerken kapı çalmıştı. "Gelin." Kapı açılınca gelenlerin kim olduğu görüldü. Annem, babam, Melike anne ve Sungur baba gelmişti. "Evet çocuklar hazır mısınız?" Tüm neşesiyle konuşan Sugur amcaya Yağız cevap vermişti. "Hazırız baba ne zaman ineceğiz?" "Birazdan iner-" Sungur amcanın sözü bitmeden odaya organizasyoncu olduğunu düşündüğüm bir kız girmişti. "Hazırsanız eğer inebilirsiniz." "Evet hazırız." "O zaman müzikle beraber sizi alıyoruz." "Tamamdır." Kadın odadan çıkınca ailelerimiz de çıkmıştı. "Yağız ben çok heyecan yaptım." "Heyecan yapma sadece biz varız." "Tamam." Kapıya doğru yaklaştık. Şarkıyla beraber kapı da açılınca içeri giriş yapmıştık. Heyecandan yanlışlıkla Yağız'ın kolunu sıkmıştım. "Sakin ol." diyen Yağızla gülümsedim. Kimse yokmuş sadece ikimiz varmış gibi düşünmeye başlayınca az da da olsa işe yaradığını fark ettim. Sahnenin ortasına gelince şarkı değişmiş dnas müziğimiz başlamıştı. Bizim şarkımız çalıyordu. "Bir şarkı sözü olarak yazdığım şeyler buraya kadar geldi." "Ne o memnun değil misiniz beyefendi?" "Memnun olmaz mıyım? Seninleyken ben hep memnunum." "Güldürme insanlar bizi izliyor." "Baksınlar güzel bir ikili görürler." Konuşarak dansımızı da bitirmiştik. Nikah masasına geçtiğimizde heyecanım daha çok artmıştı. Sandalyemi Yağız çekince geçip oturdum. Onda hemen yanıma oturdu. Nikah memuru gelince şehitlerimiz olan Defne ve Asrın Efe de oturdular. Kendileri bizden bir hafta önce evlenmişlerdi. Düğünlerine gittiğimiz arkadaşlarımız şimdi bizim düğünümüze gelmişti. "Evlenme isteğinizi beyan ettiniz. Bayanlarınıza ve evlenmek için ibraz etmiş olduğunuz belgelere göre evlenmeye engel halinizin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bir kere de sayın şahitler ve bizlerin huzurunda söyleyiniz." Boğazını temizleyen nikah memuru devam etti. "Siz gelin hanım adınız soyadınız?" Mikrofona eğilerek konuştum. "Deniz Zorlu." "Anne ve baba adı?" "Meryem Zorlu, Fatih Zorlu." "Siz damat bey adınız soyadınız?" "Yağız Aras Tekin." "Anne ve baba adı?" "Melike Tekin, Sungur Tekin." "Siz şahitler sizin adınız?" "Asrın Efe Çelik, Defne Çelik." "Sayın Deniz Zorlu hanımefendi hiç kimsenin baskısı altında kalmadan kendi arzunuzla Yağız Aras Tekin beyefendiyle evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Mikrofona eğilip Yağız'a bakarak bağırdım. "Evett." Alkış sesleriyle beraber gülerek geri çekildim. "Sayın Yağız Aras Tekin beyefendi hoc kimsenin baskısı altında kalmadan kendi arzunuzla Deniz Zorlu hanımefendiyle evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Yağız da bana bakarak mikrofona eğildi. "Evett." diye tok sesiyle bağıran Yağız'a gülümsedim. "Siz şahitler bu ana şahitlik ediyor musunuz?" "Evet ediyoruz." Bize uzatılan defteri imzaladıktan sonra nikah memuruna uzattık. "Benim ve şahitlerin huzurunda evlenme isteğini beyan ettiniz. Yasaların bana verdiği yetkiye dayanarak, sizleri karı-koca ilan ediyorum. Mutluluklar dilerim. Buyurun gelin hanım aile cüzdanınız." Gülerek cüzdana baktım. Artık resmen evliydik. Yağız'a döndüğümde tutup anlımdan öptü. "Seni çok seviyorum ceylan gözlüm." "Seni çok seviyorum gamzelim." O andan sonra eğlence başlamıştı. Yıllardır süren sükunet sonunda son bulmuştu. Geriye kalan tek şey bu güzelliğin sefasını sürmekti. ... . Evet bölüm sonu artık onlar evlendiler. Ne demişler onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine. 2 Bölüm sonra final bölümü. :) Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın görüşürüz. |
0% |