@golgelibiri
|
Geçmiş zaman Yahu ne yapayım Mustafa diyordu kadın Neslihan bir türlü bırakmadı ki bu saate kadar kalmak zorunda kaldım tamam tamam geliyorum şimdi uyudu mu ? benim kuzularım ne Mahperi hala uyumadı mı bak ben şimdi geleyim neler yapacağım o cimcimeye ben gelene kadar yatsın tamam mı Mustafa ya Mustafa bak yine konuyu değiştiriyorsun diyordu ki gözleri benim ona bakan gözlerime ardından da yanımda yatan çocuğa kaydı hemen telefonu kapattıp bize koşmaya başladı çocuğum iyi misiniz ne oldu bu coçuğa dedi bende çok ateşi var nolur yardım edin dedim kimseye yalvarmayacak ben şuan kardeşim için hiç tanımadığım bir kadına yalvarıyordum inanılmazdı ama gerçekti kadın buraya hastane çok uzak kardeşinin de ateşi çok yüksek oraya kadar dayanamaz dedi ama bizim evimiz buraya çok yakın gel onu bizim eve götürelim ben onu iyleştirmenin bir çaresini bulurum dedi normalde tanımadığım insanlarla konuşmazdım bile fakat şuan bu kadına güvenmek dışında bir şansım yoktu o yüzden olur dedim kadın tam kardeşimi kucaklayacaktı ki ben onu tek elimle tuttum ve diğer elimi de kadına destek vermek istediğim için ona uzattım o da bana anlamayan gözlerle baktı ben ise anlamadığı için ona bir açıklama yaptım hamileler eğilince zor kalkıyorlar bende destek amaçlı uzattım ayrıca kardeşim göründüğü kadar hafif değil sizin kaldırmanız sağlıklı olmaz dedim o ise şaşırmıştı fakat yine de elimi tutmuş ve benden destek almıştı sen bunu nerden anladın o kadar belli oluyor mu aslında daha iki aylık dedi evet çok da belli olmuyordu ama onun yaptığı hareketler bunu belli etmek için yeterliydi yani dikkatli şekilde hareket ediyorsunuz oradan anladım dedim ve onun peşinden yürümeye devam ettim bir süre ikimizde konuşmadık ben Işıl dedi bana Işıl abla diyebilirsin yani dedi tam o sırada güzel bir eve girdik tıpkı bizim ev gibi gece kondu tarzı bir evdi ama rengarenkti güzeldi bizim evin kasveti yoktu bu evde aile vardı buram buram aile kokuyordu bu ev ne güzeldi aile kelimesi bazı insanlar için, benim için ise tamamen bir hayal kırıklığıydı kadınla hızlaca ilerledik ve eve geçtik tam o sırada bir adam efulimim güzel karım geldin mi? Diyerek bir odadan çıktı bizi görünce şaşırmıştı güzelim ne oluyor burada diye bir soru yöneltti fakat kadın cevap vermedi onun yerine Mustafa bana su dolu bir kova ,sirke ve temiz kıyafetler getir ayrıca bir tane de ateş ölçer lazım ateş düşürücü ilacı da çıkar çocuk soğuk soğuk içmesin ben duşa sokucam onu dedi ve Areni kucağımdan aldı ve hızlıca ilerlemeye başladı arkadan da bağırdı Meriçin kıyafetleri olur dedi ve banyo olduğunu tahmin ettiğim yere girdi adamın kafası baya karışmışa benziyordu fakat yine de kadının dediklerini yaptı ben kapının önünde öylece kalmıştım canım da çok acıyordu zaten Areni taşırken de acımıştı ama ben belli etmemeye çalışmıştım fakat her yerim sızlıyordu ne yapacağımı bilmediğim için kapının önünde bekledim adam bütün eşyaları toplamış tam salona girecekti ki gözleri bana doğru kaydı evlat ne duruyorsun orada buyur geç haydi dedi evlat mı demişti bana yoksa sen ne biçim bir evlatsın pislikteki gibi kötü bir evlat mıydı yoksa böyle dümdüz güzel bir evlat mıydı sanırım öyleydi evlat ne güzel bir kelimeydi benim fazlasıyla hasret kaldığım bir kelimeydi çünkü benim senelerce duyduğum evlat kelimesinin yanına hep pislik gelirdi salak ya da hayırsız ama ilk kez içten bir evlat kelimesi duyuyordum adam haydi yavrum diyince ilerlemeye başladım fakat bu sefer daha çok şok olmuştum bana yavrum mu demişti bu da güzel bir kelimeydi aslında fakat bana ilk kez söyleniyordu şaşkındım salona girdiğimizde iki çift ela göz karşıladı bizi benden en fazla 2,3 yaş küçük bir kız oturuyordu salonda usluca babasını bekliyordu o adam salona girdiği an babasının kollarına atladı baba annem nerde dedi bir şey mi oldu ona diyerek sorularına devam etti fakat cevap içeri kardeşimle giren kadından geldi hayır kızım bana bir şey olmadı dedi ve kucağında ki kardeşimi koltuğa yatırdı niye taşıdınız diyerek çıkıştım taşımamanız lazımdı size ağır şeyler zarar verir onun cevabı ise çok mantıklıydı benim ağır eşyalar taşımam yasak evladım insan taşırsam bir şey olmaz dedi ve kardeşimin ateşini ölçüp alnına sirkeli bir bez koydu demek ki ateş böyle düşürülüyordu kadın ayağa kalktı ve korkma duştan sonra biraz düşmüş ben ona şimdi ilaç da içiricem sabaha hiç bir şeyi kalmaz dedi ve kardeşimin kafasını hafifçe doğrultup ilacı içirdi ve tekrar ayağa kalktı ilacı yerine bıraktı tam o sırada bir ses duydum anında da koluma yapışan bir beden aslında sıkmamıştı fakat canım çok acımıştı o yüzden acıyla bağırdım kızın elleri hemen kolumdan ayrıldı fakat acı geçmedi adam iyi misin evlat ne oluyor dedi kız kendini açıklamak ister gibi gerçekten sıkmadım baba hafifçe dokundum ya diyordu bana dönüpte özür diliyordu endişelenmişti bu evde benim yaşamadığım her şeyi yaşayacaktım şimdi de biri benim için endişelenmişti baya garipti bu durum kadında başıma dikilip iyi misin? diyince iyiyim demek zorunda kaldım gidipte değilim çünkü babam beni öldüresiye dövdü diyemedim fakat kadın kolumu açmamı isteyince ne yapacağımı şaşırdım yaraları görmemeliydi olmaz dedim ısrarla kadına kadın da neden dedi senin kolun da ne var ki bak gel bir bakayım hemşireyim ben belki de anlarım hadi aç kolunu hemşire mi o zaman kapıya çarptım yalanına inanmazdı ne yapacaktım ya acaba kardeşimi alıp kaçsamıydım bu biraz imkansızdı fakat şuan kolumu açmazsam daha kötü bir duruma düşebilirdim o yüzden mecburen açtım kadının gözleri fal taşı gibi açıldı bunlar ne evladım dedi ne oldu sana kim yaptı bunları diye ardarda sorular yöneltti fakat ben hiç birini cevaplayamadım sadece yara diye bildim bunlar benim dışa vuran yaralarım sen bir de içerdekileri bilsen ohoo abla diyemedim kadın şaşırmıştı adamla küçük kızın da şaşırdığını biliyordum fakat gözlerim onlara kayamıyordu sadece kadına bakıyordum kadın yanıma oturup yavrum sen dedi ama devamını getiremedi ne oldu sana dedi tam o sırada gözünden bir yaş aktı sakın dedim sakın bana acımayın diyip kardeşmin yanına oturudum kardeşimde hissetmiş gibi abi dedi efendim abim diyerek karşılık verdim annem dedi beni hiç sevmiyor mu? -Gidiyor musunuz?dedi küçük kızın sesi sonrasında adım sesleri duydum bize yaklaşıyordu sanırım bende mecbur arkamı döndüm gözlerinde ki o ela renk karanlıkta bile parlıyordu garipti -Evet gidiyoruz diye karşılık verdim onun sorusuna -Neden? diye bir soru daha yöneltti anlamıştım bu kız baya bir meraklıydı -Öyle olması gerekiyor dedim tam kapıdan çıkacakken arkamı dönüp bu bir sır tamam mı ela gözlü kız ailenin bundan haberi olamyacak sen bizi şuan görmedin tamam mı? -Ela gözlü kız mı ?o kadar şey söylemiştim gerçekten buna mı takılmıştı gerçekten garipti bu kız -Evet ela gözlü kız çünkü gözlerin ela ne deseydim yani hem sen benim sorumun cevabını ver diyerek asıl konumuza döndüm o ise hiç düşünmeden söz diyince şaşırdım ama belli etmedim iyi o zaman biz kaçar dedim tam gidiyordum ki; -Mahperi dedi adım Mahperi ela gözlü kız değil ama sen yine de öyle söylebilirsin dedi niye adını söylemişti ki belki de bir daha görüşmeyecektik -Neden adını söylüyorsun ki beni belki de bir daha hiç görmeyeceksin diye bir soru yönelttim ona -Belki de kaşılaşırız sende benim adımdan hatırlarsın olmaz mı? -Ama bu saçma bir ihtimal ama neyse diyerek geçiştirdim yine arkamı dönüp gidecektim ki bir soru dahasordu -Peki senin adın ne diye sordu bu sorunun cevabını vermesem beni rahat bırakmayacak hatta belki de evi ayağa kaldıracaktı o yüzden mecbur bir şekilde -Aris Barlas benim adım oldu mu ela gözlü kız rahatladın mı diye sordum -Evet rahatladım hoşçakal o zaman Aris dedi ve diyerek durdu kardeşime kaydı gözleri şey onun adı ne diye bir soru daha sordu -Aren dedim Aren Boran onun adı da baya soru soruyordu bu kız iki dakikada patlama seviyesine gelmiştim -Güzelmiş dedi o zaman hoşçakalın Aris ve Aren umarım bir gün yine karşılarız dedi ve odasına ilerlemeye başladı ben de evin kapısına ilerledim ve çok şükür ki evden çıktım sokakta kucağımda kardeşimle yürürken düşündüğüm tek bir şey vardı ela gözlü kız Mahperi |
0% |