Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2 bölüm:Yıllar sonra

@golgelibiri

Yüzbaşı taşkın diye seslendi Yarbay Tonguç emret komutanım dedim yüzbaşı kelimesi kulağa güzel geliyordu daha yeni yüzbaşı ünvanına sahip olmuştum o yüzden de bir garip geliyordu timini hazırladın mı ? Diye sordu Yarbay Tonguç evet komutanım hazırladım dedim Yarbay Tonguç da söyle bakalım kimleri aldın time başında ben vardım timin yani

Yüzbaşı Aris Barlas Taşkın

Kıdemli Üsteğmen Tuna Yavuz

Üsteğemen Rıza Gedik

Teğmen Erdem Acar

Teğmen Hakan Çelik

Teğmen Sinan Şimşek

Teğmen Hikmet Soner

Astsubay Kıdemli Başçavuş Meryem Durmaz

Astsubay Kıdemli Başçavuş Esin Gültekin

Astsubay Kıdemli Üstçavuş Meriç Girdap

Astsubay Kıdemli Üştavuş Aren Boran Taşkın

Biz Kasırga Timiydik ve bu timi ben kurmuştum daha timin hiç bir üyesiyle tanışmamıştım ama biliyordum biz güzel bir tim olacaktık hepsini özenle seçmiştim Yarbay Tonguç gurur duymuşçasına koluma dokundu ve bu akşam yemeğe gideceğimizi ve timin tanışacağını söyledi ardından da yanımdan geçip gitmişti bu adam niye telefonu yüzüme kapar gibi konuşup konuşup gidiyordu ya garip bir adamdı ama umursamadım bugün akşam timdekilerle tanışacaktım öyle mi o zaman eve gitmeliydim sinirli ve ruhsuz görünmek için siyah bir şeyler giyip çıkmalıydım gerçi insanlar beni hep sınırlı görürdü zaten belki de acılar beni köreltmişti kim bilir fakat kardeşim öyle değildi o gülerdi o her şeye gülerdi o hep mutluydu bazen düşünürdüm o da acı çekti ama hala gülüyor derdim gerçi o hep dışına atardı acısını bağırır ağlar sorgulardı belki de içime atığım için olmuştu hepsi ,umursamadım neyse dedim geçtim olan olmuştu zaten hızlıca haraket edip eve gittim üstümü değiştirdim ve evden çıktım kardeşim daha benim timimde olacağïnı bilmediği için bugün işte beni Yarbay Tonguç aradı bir tim beni istemiş abi çok heyecanlıyım diye bana bugün yaşadıklarını anlatıyordu nerden bilebilirdi ki benim bunları bildiğimi ben onu dinledim ona ufak teselliler verdim ve evden çıktım yemeğin yeneceği restorana gidiyordum fakat biraz erken gidicektim çünkü bir işim yoktu erken gitmenin daha iyi olacağını düşünmütüm restorana vardığımda sıcak ve naif bir yer olduğunu gördüm güzel bir canlı müziği vardı razervasyonu Yarbay Tonguç yapmıştı onun adını söyleyip bize ayrılan yere oturudum hoş bir mekan seçmişti Yarbay Tonguç bir süre beklediğimde ilk Tunayı gördüm kapıda Tuna benim harp okulundan en yakın arkadaşımdı hatta tek arkadaşımdı naif bir çocuktu Tuna hatta ilk tanıştığımız gün ya beni en yakın arkadaşımla aldatmış diyerek salya sümük ağlamıştı ilk başta garipsemiş sonrasında ortama uyum sağlayıp ona sarılmıştım belki de hayatımın en garip anıydı ama güzeldi işte Tuna naifti ama sert görünürdü büyük bir cüssesi vardı Tunanın insanlar korkardı ondan biz çok zıttık ama iyi anlaşırdık hala nasıl olduğunu anlayamamıştım beni görünce anlık bir şaşırdı ardından

-Kanka ​​​senin burada ne işin var biz aynı timde miyiz ?dedi

-Evet kardeşim aynı timdeyiz benim timimdeyiz dediğimde anlık bir şaşırdı

-Senin timin derken anlayamadım dedi ardından şaka yapıyorsun sen kardeşim diyip bana sarıldı ben sarılmayı pek sevmezdim bu yüzden geri çekildi ya kardeşim hem kendine tim kurmuşsun hemde o timin içinde ben varım ve benim bundan haberim yok şuan da sana baya bir darıldım ama neyse güzel mekan seçmişsin zaten açtım hadi bir şeyler söyle de yiyelim dedi ben ise ona kaba bir tavırla cevap verdim

-Lan hayvan herif bu timde sadece sen mi varsın sanki diyerlerini de beklesene

- Oğlum başka kimleri aldın inşallah kafa insanlardır

-Sen biraz daha konuşursan kafa insanlar mı diye anlayabileceğin bir kafan kalmayacak o yüzden sus Tuna dedim

-Ay yine almış kendini uçak moduna iyi be konuşmuyorum

-Lan ben telefon muyum herkes bana aynı muameleyi gösteriyor

-Yani kardeşim telefonle hemen hemen aynı işlevi görüyorsunuz dedi ben ise bir ya sabır çekmekle yetindim aynı anda içeri Rıza ,Esin,Meryem, Erdem,Sinan ve Hakan girdi bunlar planlamıştı sanırım fakat Aren yoktu neredeydi bu çocuk?

(Arenin anlatımıyla)

Of ya çok heyecanlıyım Allahım eski timimde pek mutlu değildim inşallah bu tim iyidir diye kendi kendime konuşmaya başladım delirmiştim sanırım niye kendi kendime konuşuyordum ki aman neyse dedim tam o sırada gözüme bir kız takıldı kızın etrafını 3 tane leş sarmış çekilmiyorlardı hopp hayırdır birader bir sıkıntı mı var kadının etrafın da niye pusuya yattınız

-Sanane bas git işine diye çıkıştı adam bunu söylemesiyle burnunda bir acı hissetti çünkü ona kafa kızı arkama aldım ve o alandan hafifçe uzaklaştırdım ve teker teker hepsine daldım fakat beklemediğim bir şey vardı 20,30 tane adam şuan bana koşuyordu işte bu beklemediğim bir şeydi Asker adamdım bu beni korkutmazdı ama her yerim kan içinde kalacaktı tim yemeğine nasıl gidecektim eve dönüp üstümü değiştirsem geç kalacaktım acaba komutan sert bir adamıydı umarım öyle değildir dedim dışımdan 20,30 adam bana baya yaklaşmıştılar birazdan burada büyük bir kavga çıkacaktı kıza dönüp buradan uzaklaşmasını söyledim çok fazla ağlıyordu bu görüntü beni üzmüştü fakat dikkatimi toparladım ve bana koşan adamlara odaklandım tam o sırada yanımda bir adam belirdi anca beraber kardeşim dedi yandaki ses bir anda tanıyamadım fakat sonrasında anladım bu Meriçti bir aralar mentalim çok bozuktu o zamanlar intahara kalkışmıştım sokağın ortasına kendimi atmış arabaların üstümden geçmesini beklemiştim o gün o yolun ortasından o beni çekip almıştı bazılarının diyimiyle hayatımı kurtarmıştı garip bir çocuktu Meriç pek konuşmaz hep soğukkanlı takılırdı açıkçası biraz abime benziyordu bayadır gömüyordum onu genellikle sadece başım belada olduğu zamanlar yanımda belirirdi nasıl bulduğunu anlamıyordum ama başım beladayken hep beni buluyordu

-Ne işin var lan senin burda

-Her başın belaya girdiğinde ve ben yanında belirdiğimde bunu soracak mısın?

-Evet soracağım çünkü garip bir şey bu yapatığın ne yapıyorsun üstüme takip cihazı falan mı takıyorsun yoksa beni kameralar ile takip mı ediyorsun yoksa havada duron falan mı uçuruyorsun

-Ay yine çok konuşttun sus da hedefe odaklan dedi ve aynı anda 5 tane falan adamı yere devirdi baya güçlü bir çocuktu Meriç bunun her zaman farkındaydım bir andan adam dövüyor bir andan da şaşkınlıkla Meriçi izliyordum bir anda sırtlarımız çarpıştı

-12 adam var dedi 10 tanesini ben indiririm sen iki tanesini yavaş ve sindire sindire dövebilirsin dedi

-Kim hızlı olursa kardeşim ayrıca sindirmek senin işin dedim ve sırtlarımızı ayırıp önümdeki adama yumruk attım tek tek hepsini devirdikten sonra Meriçin gözleri kıza kaydı tatlı naif bir kızdı Meriç kısa bir an kıza bakıp gözlerini geri çekti bir daha böyle önemli günlerde başını belaya sokma üstün kan falan olur dedi ve kravatımı düzeltip ilerlemeye başladı ben kıza döndüğümde kız yerinde yoktu nereye gitmişti ki daha az önce buradaydı kızın olmadığını görünce bende ilerlemeye başladım nasıl bir denk gelişse Meriç ile aynı yoldan ilerliyorduk

-Sen beni mi takip ediyorsun yoksa gerçekten bu yoldan mı ilerliyorsun dedi

-Bende aynen kardeşim seni o kadar özledim ki biraz hasret giderelim diye arkandan yürüyorum ne hasret giderme ama diyerek dalga geçtim o ise bu cevabıma soğuk bakışlar atarak karşılık verdi bakışları sıcak ama aynı zamanda da soğuktu Meriç acılar çekmiş bir çocuktu beni kurtardığı gün biraz dertleşmiştik o da benim gibiydi yaralı onu hep abime benzetirdim gerçekten de ona çok benziyordu ikimizde aynı restorana girince yuh artık dedim o da katılıyorum dedi şaka Maka aynı yere mi gelmiştik senin burda ne işin var dediğimde gözüme biri takıldı bu abimdi ne oluyordu burada ya bana biri komplo mu kurmuştu abi dediğimde boğazını temizledi efendim dedi yok gibi bir sesle sonrasında sen niye bu kadar geç kaldın ve bu çocukla tanışmışlığım nerden geliyor dediğinde Meriç ile bakışlarımız birbirine döndü abim onu nereden tanıyordu anlamamıştım bir ses yükseldi sahneden sanırım bu ses benim kurtarıcımdı en azından şimdilik sahneye baktığımda şarkı söyleyen sahroş bir kız gördüm çok tatlı bir kızdı kumrala yakın sarı saçları vardı yemyeşil gözleri ama yeşilin en koyu tonu olabilirdi o kadar köyü bir yeşildi Meriçin de gözleri öyleydi ve şuan sahnedeki kıza şaşkınlıkla bakıyordu kimdi ki bu kız sonra kadraja bir kadın girdi kadının kumral saçları ve ela gözleri vardı o da güzel bir kadındı ve bağırıyordu

-Masal in şuaradan Masal dedim in şuradan diyordu fakat kız şarkıya devam ediyordu bir anda gözleri beni buldu ve şarkıyı bana bakarak söyledi

Hüzünler başıma vurdu yine sevgilim çıkmaz yollarında senin dolaylarında sana layık hasretim yüzyıllardan kalma aklımı kaçırıyorum bu cinnet akşamlarında orda her kiminleysen belki sevgilinleysen söyle kumralım için sızlamaz mı bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti söyle kumralım beni adım neydiiii diye bağırdı sonra gözleri benden ayrıldı kumraldım ben yani saç rengim öyleydi neden bu şarkıyı bana bakarak söylemişti ki o için anlamamıştım Meriç kendi kendine eşek sıpası diye söylendi iki üç adım attıktan sonra o tarafta bir patlama sesi geldi hızlıca yere eğildim ne oluyordu burda ardından az önce kızların orda olduğu sahnede patladı ve büyük bir yangın çıkarmaya başladı ne oluyordu bu restoranda ?

(Arisin anlatımıyla )

Normalde hiç korkmazdım fakat şuan içimi bir korku kaplamıştı çünkü benim bu hayatta tek verdiğim kişi Arendi ve bayadır yoktu tim tamalanana kadar tanışmanın yapılmayacağını söylemiştim bu yüzden bütün tim üyeleri karşımda sessizce oturuyordu Sinan ve Hakan sürekli bir şeyleri yere düşürüyor sonra almak için eğildiklerinde kafaları çarpışıyordu benim yaptığım eliniz kolunuz dursun artık ha bir de mümkünse kafanız uyarısı ile onlarda sessizce yerlerine şinmişlerdi ardından içeri iki kişi aynı anda girdi o an içimde bir rahatlama hissettim fakat neden Meriç ile aynı anda gelmişlerdi üstelik ikiside savaştan çıkmış gibi görünüyorlardı yürürken çoçuğa bir şey sordu ama o cevap vermedi çünkü o da pek bir şey anlamışa benzemiyordu abi dedi şaşırmış bir sesle ben ise kısık bir tonda efendim dedim ardından sen niye bu kadar geç kaldın ve bu çocukla tanışmışlığınız nereden geliyor dedi yanında ki çocukla bakışları birbirine döndü sonra sahneden bir ses yükseldi sahroş bir kız şarkı söylüyordu sanırım benim bakışlarım ona dönmedi fakat duyabiliyordum ardından sahneden bir ses daha geldi sanırım kardeşiydi sahnedeki kız ve onun sahneden inmesi için ısrar ediyordu garip bir şekilde tanıdık gelmişti bu ses bakışlarım o tarafa döndüğünda sahnede sarıya yakın saçları ve yeşil gözleri olan bir kız gördüm onun yanında ise kumral saçları ve ela gözleri olan kız benim pek güzelik algım yoktu ama galiba güzellerdi Arenin yanındaki çocuk bir şeyler söylendi ve tam bir kaç adım attığı an bir patlama sesi geldi ne olduğunu anlamadan kendimi bir duvara yapışmış halde buldum ne oluyordu ne patlamasıydı bu sırtımda yüksek bir acı hissettim ama umrumda değildi omurgam kırılmadığı sürece sıkıntı yoktu dumandan kandan revandan bağıran çığlık atan insanlardan göz gözü görmüyordu timden birine bir şey olmuş muydu peki Aren neredeydi kardeşim neredeydi ona bir şey olmuş muydu patlama restoranın neresinde olmuştu onu da bilmiyordum ama baya şiddetliydi nerede olduysa her yerde etki etmişti en son kardeşim önümde duruyordu şimdi nereye gitmişti derken sar saçlı bir kız belirdi gözlerimin önünde üstü kan içindeydi ablam diyordu ablam bu az önce sahnede olan kızdı ablasına bir şey mi olmuştu hiç bir şey anlamıyordum çünkü sadece sayıklıyordu hatta bilinci bile yerinde değil gibiydi sanırım yarası yoktu ama her yeri kandı muhtemelen başka birinin kanıydı acaba ablasının mıydı onu sakinleştirmek için nefes almasını ve bana ne olduğunu söylemesini istedim ablam dedi tekrardan yaralı ağır yaralı yardım edin dedi tahmin ettiğim gibiydi nerde olduğunu sordum yerdeki bir kadını gösterdi doğrulmaya çalışıyor ama zorlanıyor gibiydi tam onun yanına gidecektim ki diğer kızın kolumdan destek aldığını gördüm sanki ayakta duramıyor gibiydi onu da burada bırakıp gidemezdim tam iş o sırada kulaklarım çok tanıdık bir sesi seçti Abi diye bağırıyordu bir ses bu ses Arenindi burdayım Aren diye bağırdım ve bu harabenin içinde gözlerimiz birbirini buldu hızlı hızlı bana koştu sarıldı ben ise tek bir kolum boş olduğu için ona tek bir kola destek verdim çünkü diğer kolumu kız tutuyordu ve onu bırakmazdım iyi misin abicim yaran var mı diye sordum o ise iyiyim abi kolumda küçük bir kesik var sadece ama sıkıntı yok dedi peki sen dedi bende iyiyim dedim ardından yanımdaki kıza döndüm ve Aren abicim bu kız sana emanet dedim kendini de onu da buradan sağ çıkar tamam mı dedim ve kızı hafifçe Arene bıraktım Abi diye bağırdı arkamdan nereye korkma abicim hemen gelicem sen o kızı buradan sağ çıkar yeter kendine de dikkat et dedim ve yaralı kadına doğru koştum ve yanına geldiğimde dizlerimin üstüne çöktüm kadın yerinde kalkmak için çırpınıyordu fakat canının acıdığı belliydi karnından oluk oluk kan geliyordu hanımefendi dediğim anda bakışları beni buldu bir şey söylemek istiyor ama konuşamayacak kadar canı acıyor gibiydi sanki ağzını açsa kocaman bir çığlık atacak gibiydi tamam dedim kendini zorlama gözleri sanki birini arıyordu muhtemelen kardeşiydi bu aradığı onu rahatlatmak için sakin ol kardeşin iyi şuan da dışarı bile çıkmıştır ben onu en güvendiğime emanet ettim Aren onu sağ salim dışarı çıkarır korkma dedim işte o anda gözleri tamamen bana döndü yüzünde bir gülümseme vardı sanki teşekkür eder gibiydi bende ne demek dedim ardından iznin olursa yaranın nerde olduğunu anlayacğım dedim hiç bir kadına izinsiz dokunmazdım sonuçta yanlış anlayabilirdi kafasını sağladığında yarasının karnında olduğunu düşündüğüm için karnına hafifçe dokundum evet burada çok derin bir kesik vardı ve fazlasıyla kan kaybediyordu daha fazla zamanı yoktu bakışlarım tekrar ona döndü sanki onun ela gözleri benden hiç ayrılmıyordu bir anlık o ela gözlerine bende takıldım gerçekten güzel gözleri vardı hatta üstü kan revan içinde olmasına rağmen hala güzel bir kadındı ama şuan bunu düşünmemeliydim bu yüzden bakışlarımı ondan kopardım şimdi seni kucaklayıp buradan çıkaracağım iznin var mı diye sordum o ise bana samimi bir gülüş attı ardından zorla da olsa kafasını salladı bende onu hızlıca kucaklayıp çıkışa doğru ilerlemeye başladım kucağımdaki kız heceleyerek de olsa teşekkür ederim her şey için dedi bunu çok zor söylemişti ama sanki söylemese içinde kalacakatı ne demek dedim tekrardan benim yaptığım ne ki dedim çıkışa çok yaklaşmıştık gözlerini kapama sakın tamam mı bilincini açık tutmaya çalış dedim o ise yine zar zor adın dedi ama devamını getiremedi çünkü zorlanıyordu Aris dedim adım Aris Barlas Ela gözlü kız bu konuşma bir yerden tanıdık gelmişti ama çıkaramamıştım tam o sırada dışarı çıktık dışarıda bir sürü ambulans vardı yanıma bir sağlık ekibi gelip kızı sedyeye yerleştirdiler ve hızlıca hastaneye götürdüler bana ondan ve bu andan kalan tek şey ise elimin içinde ona ait olan kopmuş bir bileklikti .

(Mahperinin anlatımı )

Bugün hiç enerjim yoktu fakat yine de kardeşim ile yemek yemeye gelmiştim kardeşlerim ile olabildiğince zaman geçirmeye çalışırdım o yüzdan enerjim olmasa bile ne istiyorlarsa yapardım Meriç zaten pek bir şey istemezdi ama Masal bir genç kızdı ve istekleri pek bitmezdi bende o ne istiyorsa yapardım o küçük yaşta babasını kaybetmiş ve bu gerçekle yüzleşemeyen bir kızdı o yüzden onun yanında olabildiğim her an onun için bir güçtü bizden güç alıyordu bunun farkındaydım Meriçte babamı kaybetiğimizde küçüktü fakat o daha güçlü durmuş acısını içinde yaşamıştı ben ise yaşayamamıştım o dönem annem çökmüştü o yüzden Meriç ve Masala ben ilgilenmiştim o yüzden acımı yaşaymamış bütün odağımı kardeşlerime vermiştim şimdi de Masalın istediği bir mekanda yemeğe gelmiştik ben tuvalette gelmiş saçımı başımı düzeltmiştim şimdi ise içeri gidicektim aslında Meriçin de gelmesini istemiştim ama bugün timiyle tanışma yemeği yiyeceğini söylemişti bende bu habere çok sevinmiş tabi ki de gel diye ısrar etmemiştim sonuçta benim kardeşim kıdemli üstçavuşdu her an benimle birlikte olamazdı zaten o asker olurken bu ihtimalli göz önünde bulundurmuştum hatta annem olmasını istememiş fakat ben onun arkasında durmuş ve onun asker olması için elimden geleni yapmıştım tuvaletden çıkıp içeri geçtiğimde gözüm Masalı aradı çünkü masada yoktu neredeydi bu kız derken sahneden bir ses yükseldi hayır dedim defalarca hayır hayır hayır gözlerimi sahneye çevirdiğimde Masalı gördüm içmemişti yani en azından ben tuvalette gitmeden önce ağzına bile sürmemişti zaten süremezdi de izin vermezdim peki ne ara bu hale gelmişti sadece 5,10 dakika tuvalatte gitmiştim ne ara bu kadar içmiş oalbilirdi ki hızlıca sahneye koştum ve Masalın sahneden inmesi için adeta yalvardım ama tık yoktu şaka gibiydi tam Masalı çekip sahneden uzaklaştırıyordum ki yüksek bir patlama sesi yükseldi kulağımda resmen bedenim uçtu bir taraftan diğer tarafa savruldu Masala bir şey olmasın diye onu patlamaya yakın olmayan bir tarafa itmiştim bedenim bir duvara değdi ve adeta yıkıldım sırtımı hafifçe doğrultmaya çalıştım ama fazlasıyla zordu ve çok canım yanıyordu derken bir adam sesi duydum hanımefendi dedi şeker uğultu gibi olsada bu sesi seçmiştim gözlerim ona döndü bir şey söylemek istedim ama ağzımı açamadım canım çok yanıyordu tamam dedi kendini yorma gözlerimi ondan kopardım ve kardeşimi aramaya başladım kardeşin iyi dedi belki şuan da dışarı bile çıkmıştır ben onu en güvendiğime emanet ettim Aren onu sağ salim dışarı çıkarır dedi Aren kimdi ve bu adam kardeşimi nereden tanıyordu bilmiyordum ama yine de gülümsedim ve bakışlarımı ondan ayırmadım benden yarama bakmak için izin aldı bu gerçekten hoş bir hareketti ben ise kafamı salladım ve izin verdiğimi gösterdim yarama hafifçe dokunduktam sonra bu sefer beni kucaklayıp dışarı çıkarmak için izin aldı galiba hep böyle izin alcaktı ben ise bu sefer zar zor kafa salladım beni kucaklayıp hızlı ama canımı acıtmayacak bir şekilde çıkışa ilerlemeye başladı hatta burası lüks bir mekandı o yüzden yırtmaçlı bir elbise giymiştim ve şuan bu adam yırtmacım açılmasın diye yırtmacımı bile tutuyordu gerçekten hoş bir hareketti zorla da olsa teşekkür ederim dedim her şey için o ise ne demek hem benim yaptığım ne ki demişti oysa şuan hayatımı kurtarıyordu bana bilincimi açık tutmamı söylemişti bu yüzden çabalıyordum adın dedim ama devamını getiremedim o ise adım Aris dedi Aris Barlas ela gözlü kız ne demişti o bana ela gözlü kız mı bu cümleyi çok küçüklüğümden hatırlıyordum bir gün evimize ansızın gelip giden bir çocuk vardı adı Aris Barlastı o çocukta bana ela gözlü kız demişti yoksa bu çocuk o muydu yıllar önce tekrar görüşürüz umarım demiştim yoksa o gün bugün müydü?

Loading...
0%