Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.bölüm

@gothamyarasasi

Ali: Şimdi ne yapacağım? Hem kendimi tehlikeye attım, hem de dünya beni öğrendi. Ben ne yaptım?

Ulvi: Evet, sorumsuzca hem kendini tehlikeye attın, hem de tüm dünya seni öğrendi bir planın var mı Ali?

Ali: Hayır, o kadın benim yüzümü gördü, ama ben adamlarla dövüşürken baygındı. Sonra bir çocuğun beni telefonla çektiğini fark ettim.

Ulvi: Ne yaptın çocuğa?

Ali: Bir şey yapmadım, dama çıktı. Bende yanına uçtum, dama indiğinde göz göze geldik, benden korktu.

Ulvi: Tabii, kim olsa korkardı. Bende o videoyu izledikten sonra döndüm, senden korktum.

Ali: Haklısın, o ara kendimde değildim.

Ulvi: Çocuğa ne oldu? En son göz göze geldik demiştin.

Ali: Evet, sonra çocukla konuştum. O, korktuğu için yanlışlıkla yapmış. Sonra benden bir şey istedi.

Ulvi: Ne istedi senden?

Ali: "Bana sen uçabilir misin?" dedi. Bende "Evet" dedim ve birlikte bir süre uçtuk. Sonra onu dama geri bıraktım ve sonra senin yanına geldim. Hepsi bu kadar.

Ulvi: Güzelmiş. E saadete gelerim, plan ne?

Ali: Plan şu... Hay anasının!

Ulvi: Ne, ne oldu?

 

**SON DAKİKA: OLAYDAN SAĞ ÇIKAN KADIN POLİSE İFADE**

 

Verdiği ifadesinde, polis Nemesis adlı kimliği belirsiz kişinin robot resmini çıkardı. Polis tüm şehirde onu arıyor.

 

(Hay bisküvi gecesi bitti, gündüzü başladı. Allah yarabbim, hepsi mi benim başıma gelir?)

 

Ben Ulvi, benim bir derken, kostüm tekrarı canlandı ve konuşmaya başladı.

 

Nemesis (boğuk sesle): Size yardım edebilirim. Sizi başka bir dünyaya götürebilirim.

Ali: Nasıl yapacaksın bunu acaba?

Nemesis: Eğer yeterince kinetik enerji oluşturursan, senle arkadaşını başka bir dünyaya yolculuk yapabilirsin. Ama arkadaşın bu yolculuğa dayanamaz. Neden dedim, Nemesis o da açıkladı.

 

Nemesis: Senin süper hızın var. Eğer yeterince hızlı koşarsan, ürettiğin kinetik enerji sayesinde uzay ve zamanı büküp bir başka evrene geçebilirsiniz.

 

Ali: Uzay zaman?

Ulvi: Kinetik enerji zaman bükmek?

Nemesis: Tabii, kusura bakmayın. Sizin çok zeki insanlar olduğunuzu unuttum. Benim hatam 😉😉😉 (Evet, şimdi konuşan bir kostüm bana laf soktu. Bi bu eksikti.)

 

Nemesis: Kısaca, hızlı koş.

Ali: Tamam, peki Ulvi, o nasıl yapacak?

Nemesis: O iş bende, Ulvi. Sakin ol ve korkma.

 

Nemesis kontrolü alıp Ulvi'ye yaklaştı. Kolumu Ulvi'nin üzerine koydum ve Ulvi'nin gözleri yeşil yeşil parlamaya başladı. Bana kısa sürdü, sonra da onun da kostümü oldu. Renkleri yeşil siyahtı, hatta kapüşonu vardı (Biraz kıskandım, bana çaktırma).

 

Kostümün arkasında yay vardı ama ok yoktu. Nemesis, "Yayı çek, Ulvi," dedi. Ulvi, yayı çeker çekmez bir ok belirdi.

 

Nemesis: Ulvi, bu yay zihnine bağlı. Yayı çekerken istediğini, bütün okları oluşturabilirsin ve birbiriniz arasından konuşabilirsiniz.

 

Ulvi: Her istediğim ok mu?

 

Nemesis: Evet, demişti. Ulvi o an heyecanlandı, duramıyor, hayali gerçek olmuştu. Green Arrow olmuştu.

 

Ali: E, Green Arrow, nasılsınız? İyimisiniz?

Ulvi: İyiyim, hem çok.

Ali: E, hadi ok at, bakayım. Arrow, nasıl ok atılır, göster bakalım.

 

Ulvi bir ok yaptı, sonra yayı havaya dikti ve ok hızla çıktı. Ok adeta gökyüzünü deliyordu. Sonra birden fazla çığlık ve bağırma sesi duydum.

 

Ali: O, hayır! Motor.

Ulvi: Ne motoru, yoksa?

Ali: Evet, tebrikler. Az önce bir uçak motoruna ok attım ve motoru delip geçti. Şimdi o uçak düşüyor, Ulvi. Beni takip et, hemen!

Ulvi: Tamam, beni bekle. Senin gibi uçamıyorum.

 

Ben uçarken, Ulvi çatıların üstünde koşuyordu. Sonunda çatılar bitti, boğaz çıktı. Ulvi durdu, benimle iletişime geçti.

 

Ulvi: Ali, uçağı nasıl indirmeyi planlıyorsun?

 

Ali: Biliyorum. Acaba uçağı tutup suya mı indirsen? Sende bot oku atarsın, iki üç tane.

 

Ulvi: Olur, sen uçağı tutup suya sakince indir. Ben gerisini yaparım.

 

Ben uçağa yaklaştım, tam altına geçtim ve ortasından tuttum. Biraz yukarı kaldırdım (Hay içine). Uçak ikiye bölündü.

 

Nemesis: Sen neden havada yere düşen bir uçağı tutup kaldırmaya çalışıyorsun? Yaptığını görüyor musun?

 

Ali: Evet, görüyorum. Düzeltirim.

 

Uçağın kopup düşen bölümü apartmanlara düştü ve yangınlar çıktı.

 

Ulvi: Hayır, olamaz.

 

Ulvi'nin yanına uçtum, Ulvi bana acil bir plan yapmalıyız dedi. Bende aklıma bir fikir geldi.

 

Ali: Ulvi, bir planın var mı? Seni tutup karşıya atacağım. Havadayken sende havadayken ok atacaksın. Ben de o arada kurtulanları bulup diyarı çıkaracağım.

Ulvi: Havada ok atmak mı?

Ali: Bu söylediklerim, tek havada ok atmak mı takıldı?

Ulvi: Hayır, hem beni boğazın karşısına atıyorsun, hem de havada ok atıyorum, öyle mi?

 

Dedikten sonra Ulvi'nin kolundan tutup biraz yükseldikten sonra karşı tarafa attım. Sıradan kulağım çınladı. (Kesin Ulvi'dir 😁)

 

Ulvi karşı tarafa geçmişti ama biraz sert düştü.

 

Ulvi: Ali, senin attığın yerde... Aa, sırtım.

 

Ali: En azından hızlı karşıya geçtik, bir dahakine seni fırlatırken sana haber vereceğim. Hadi, kalk yangını söndür.

Ulvi: Nasıl yangını söndüreyim acaba?

Ali: Hani istediğin tüm okları oluşturabilirsin ya, Ulvicim? Yani yangın daha fazla büyümeden yap.

 

Ulvi başıyla onayladı, bende suya düşen uçağın diğer yarısına baktım.

 

Birkaç uçağın suya batmayan kısmına çıkmış, "YARDIM EDİN" diye ba

 

ğırıyordu. Hemen onları alıp karaya güvenli bir alana bıraktım, geri döndüğümde uçağın diğer yarısının battığını gördüm.

 

Hemen Ulvi'nin yanına geri geldim, Ulvi iki apartmanı söndürmüş, geriye bir bina kalmıştı.

 

Ulvi: Ali, bana yardım et. Hemen söndürelim.

 

(O sırada Nemesis benimle konuştu.)

 

Nemesis: Buz nefesini kullan.

Ali: Buz nefesini kullan mı?

Nemesis: Evet, buz nefesi. Superman gibi, sağol Nemesis.

 

Buz nefesini kullandım, bir yandan da Ulvi su oklarını atıyordu. Sonra binadan bir ses duydum: "Yardım edin."

 

Ali: Ulvi, dur.

Ulvi: Neden, yangın daha sönmedi.

Ali: İçeriden "yardım edin" diye ses duydum. Hemen içeri girmen lazım.

Ulvi: Tamam, gir.

 

Tam girecekken, Ulvi arkamdan seslendi.

 

Ulvi: Dur, bir koku aldım sanki.

Ali: Gaz...

 

Derken bina patladı, ben ve Ulvi geriye savrulduk. Dengesiz bir şekilde yakaladım ve yere düştüm. Ayağa kalktığımda, kalabalık bize doğru geldi.

 

Kalabalıktan bir adam: Seni haberlerde gördüm, sana Nemesis diyorlardı.

 

Ali: Nemesis'im, evet.

Adam: İçerde birinin sesini duydum demiştim, neden onu kurtarmadın?

Ali: Çünkü gaz kaçağı vardı, zamanında giremeden patlama oldu.

Adam: Neden daha önce eve girip, o kişiyi kurtarmadın?

Ali: Çünkü düşen uçağın diğer yarısındaki insanları kurtarmakla meşguldüm. Ve sus artık! (Bağıra bağıra söyledim.)

Adam: Neden, yoksa beni mi, videodaki kişiler gibi susturacaksın?

 

Dedikten sonra adamın üzerine yürüdüm ve farkında olmadan bıçağı çıkardım. Adam korkmuş geri çekildi, bende bıçağı çıkardığımı fark edince geri çektim.

 

Adam: Hemen şiddete başvuruyorsun. Aynı videodaki gibi, sen kahraman falan değilsin.

 

Derken yakasından tuttum (Sinirlendim.)

 

Ali: Eğer bir şey daha söylersen, seni çok fena pişman ederim. Anladın mı?

ANLADIN MI?

 

Ulvi hemen beni ve adamı ayırdı, beni sakinleştirmeye çalıştı.

 

Ulvi: Tamam, sakin ol Ali, sakin.

Adam: Gidin buradan, sizi istemiyoruz.

 

Kalabalık hep bir ağızdan "Gidin buradan, sizi istemiyoruz" diye bağırdı. Ulvi tedirgin olmuştu (Bir de bu eksikti.) Ulvi beni dürtüp eliyle havayı işaret etti, haber helikopterleri bizi çekiyordu, kim bilir ne zamandır.

 

Ali: Ulvi, hadi gidelim. Burada artık yerimiz yok.

 

Ulvi'yi kolundan tutup köprüye götürdüm, yavaşça indirdim.

 

Ali: Şimdi Ulvi, yarışa var mısın?

Ulvi: Ne yarışı?

Ali: En hızlı kim, var mısın Ulvicim?

 

Ulvi anladı ve "Varım, Alicim" dedi.

 

Pozisyon aldık ve başlaaa!

 

Koşmaya başladık, koşarken sanki dünya duruyor gibiydi. Öyle hızlıydık ki ses duvarını deldik, sonra da ses ve o kadar hızlıydık ki Nemesis'in dediği gibi bir portal açıldı.

 

Ali: Ulvi, hazır mısın?

Ulvi: Hazır değil, sen bile portaldan geçicem değil.

 

Başımı salladım ve geçtik.

(Dünya 168)

 

(Dünya 168)

Portaldan çıktıktan sonra, şehirde ara sokaklarda dolaşıyorduk ve bir ara sokak girdik. Ben ilkirdim.

 

Ali: Ulvi, biri bizi izliyor.

Ulvi: Kim bizi izliyor olabilir ki?

Ali: Ulvicim, Star City'deyiz. Acaba kim bizi izliyor olabilir?

 

Tam "Arrow" derken bir ok Ulvi'ye doğru geldi. "Ulvi, eğil!" dedim. Hemen okun havadaki yönünü takip ederken elimde patladı (bayıltıcı gaz oku). Benle Ulvi öksürmeye başladık, kısa süre sonra Ulvi bayıldı.

 

Biri anımıza geliyordu ve yüzünü görünce ben de bayıldım. Arrow'du


Arrow: batman dedinin gibi onları yakaladım, şımdı ne yapayım?

Batman: onları hall of justice de getir, onları sorguya çekecez.
Arrow: anlaşıldı onları getiriyorum.

Arrow bizi balayıp bizi arabasını bindiri bizi,bizi hall of ustice e götürüyordu araba hızla hall of justice'nin önüne geldik ulvi ve beni yeni yeni kendimize geliyorduk

Arrow: çocuklar parti yerine vardık

Hall of Justice bütün görkemiyle karşımızda duruyordu. En önde ben, arkamda Ulvi ve en arkada Arrow vardı. Kapıya geldiğimizde Arrow kapıya yaklaştı, retina taraması yaptı ve içeri girdik.

Arrow: Çocuklar, bensiz partiye başlamadım değil mi? (gülerek)

Karşımızda Adalet Birliği duruyordu.

Onlara göre biz "yeni yüzler" ama Wonder Woman bana kilitlendi.
Wonder Woman: Sen!

 

Loading...
0%