Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@gotten_bacakli

Kağan kardeşi için kıyafet bulmaya gitmişti. babası evde değildi ve kardeşine göz kulak olması gerekiyordu. Daha fazla böyle durursa hasta olabilirdi.

 

Yatakta ise kıyafetsiz durmaktan büyük bir zevk alan Alkım vardı. Kıvırcık saçları alnından dökülmüştü. Abisiyle koşmasından ötürü yanakları kıpkırmızıydı.

 

Kağan civcivli tulumu alıp Alkım'a döndü. Bu tulumun içinde çok tatlı oluyordu. Zaten normalde de tatlı bir bebekti. Bunu giyince küçük kızın yanaklarını ısırmadan duramıyordu.

 

Alkım zeki bir bebekti. Bunu giyince abisi tarafından ısırıldığını biliyordu.

 

Kağan kardeşine yaklaştı elinde tulumla fakat Alkım hemen uzaklaştı ondan.

 

"Abi ben onu giyince şen beni ısıyıyon" dedi ciddiyetle. Kağan güldü bu haline

 

"Ama bebeğim çok tatlı oluyorsun" diyerek kendini savundu. Alkım ise aynı ciddiyetle ona bakıyordu. Başka çaresi kalmamıştı. Vakit duygu sömürüsü yapma vaktiydi.

 

"Ama sen bunu giymezsen çok üzülürüm gökkuşağım" dedi dudak büzerek. Alkım ise abisine kıyamamış hemen kollarını boynuna dolamıştı.

 

"Üzüyme abi" dedi abisine sarılırken. Kağan zafer içinde gülümsedi.

 

Tulumu dikkat ederek Alkım'a giydirdi. Özenle kıvırcık saçlarını tulumun içinde çıkardı. Sırıtarak baktı bu görüntüye. Koyu kahve kıvırcık saçları sarı tulumun üstüne dökülmüş, mavi gözleriyle minnoş minnoş bakan bir Alkım vardı karşısında.

 

Ona da tabii ki bu yanakları ısırmak düşerdi. Yanağına atılacakken Alkım ondan kıkırdayarak kaçmıştı. Odadan çıkmış koridorda koşuyordu.

 

"Bebeğim dur koşma." dedi gülerek Kağan o da odadan çıkıp Alkım'ın peşine takıldı.

 

Alkım mutfağa gelmişti. Çikolatalı sütünü arıyordu gözleri. Kağan gülerek mutfağa girdi.

 

Alkım'ı kolları arasına alıp yanaklarından ard arda öpmeye başladı. Boynunu öpünce Alkım huylandığı için gülmüştü. Kağan daha fazla öpmeye başlamıştı. Alkım ise minik kıkırtılarla abisinin kucağında duruyordu.

 

Kağan son kez Alkım'ın boynunu öpüp kokladı. Mis gibi dalin kokuyordu.

 

Yere indirdi. Mutfak rafında Alkım için aldıkları çikolatalı sütü aldı. Eğilip ona verdi çikolatalı sütü. Alkım büyük bir sevinçle çikolatalı sütün pipetini açıp taktı.

 

"Teşekkür edeyim" dedi abisine bakıp. Kağan hemen yanağını öptü sulu sulu

 

Alkım ise zevkle çikolatalı sütünü içmeye başladı. Kağan cebinden telefonunu çıkarıp Alkım'ın bu halini çekti. Ardından dayanamayıp yanağından hafifçe ısırdı.

 

Alkım hiç bir şey demedi. Önemli bir iş yapıyordu burada.

 

Kapının çalmasıyla Kağan kaşlarını çatmıştı. Babası hala yurt dışındaydı. Kim gelmiş olabilirdi ki?

 

"Gökkuşağım sen burada beni bekle. Ben hemen geliyorum. Tamam mı?" dedi Alkım'a bakarken. Alkım uysal bir biçimde onu onayladı.

 

Kağan yanağını öpüp dış kapıya yöneldi. Evde teklerdi. Belki de çalışanlardan biri gelmişlerdir diye düşündü.

 

Kapıyı açtığında gördüğü tanımadığı kişilerle kaşlarını çatmıştı.

 

"Kimin için geldiniz ve kimsiniz?" dedi tekdüze bir sesle.

 

Karşısında ortayaşlarda bir kadın ve onun elini sıkı sıkı tutan bir adam vardı. Kendisinden bir kaç yaş büyük olduğunu düşündüğü bir adam da aynı adam gibi kadını omzunu tutarak destekliyordu.

 

"Annen ile baban içeride mi evlat?" diye sordu. Cihangir Bey eşinin elini sımsıkı tutmuştu.

 

"Hayır..." dedi anlamazca Kağan.

 

Cihangir Bey anlayışla başını salladı. Ceketinin cebinden kartını çıkardı. Üstünde numarası yazıyordu.

 

"Annen ile baban geldiğinde lütfen beni ara sizinle konuşmak istediğimiz bir konu var."

 

Kağan elindeki kartı aldı fakat hala anlamıyordu. Kimdi bu adam? Ve ne için konuşmak istiyordu?

 

"Hangi konu hakkında?" diye sordu. Özgür daha fazla dayanamamış ve söylemişti.

 

"Kardeşim hakkında. Aynı hastanede aynı zamanda gerçekleşmiş doğumlar var. Bize kardeşimin öldüğü söylenmişti. Fakat bize gelen bir mektupta ölmediği yazılmıştı. Biz de aynı gün içerisinde doğan bütün bebeklerle DNA testi yaptırdık. Son olarak sizin ev kaldı. Kardeşimi arıyoruz." dedi net sesiyle. Kağan şok geçirmişti.

 

"Çıkın gidin evimden. Ne saçmalıyorsunuz!?" dedi sertçe.

 

Kimse onu kardeşinden ayıramazdı.

 

Alkım abisinin gelmediğini görünce meraklanmıştı. Mutfaktan paytak adımlarla çıkıp abisine doğru yürümeye başladı.

 

"Abi" diye seslendi. Seslendiği gibi bütün bakışlar ona dönmüştü. Korkmuştu. Ona bakan bu kocaman adamlar da kimdi?

 

"Abi" diye seslendi tekrardan bu sefer korku hissediliyordu sesinde.

 

Sedef Hanım dolu gözlerle Alkım'a döndü. Aynı kendi bebekliğine benziyordu. Ama Alkım'ın gözleri onun kahverengi gözlerinin aksine masmaviydi. Tıpkı Cihangir Bey'in ki gibi.

 

Anlamıştı onun kızı olduğunu "Kızım" diye ileri atılacakken Kağan durdurmuştu onu. Sinirliydi. Alkım'ı korkutmasından korkuyordu.

 

"Alkım salona geç" dedi sert bir sesle der demez pişman olmuştu. Alkım ise abisinin sert sesiyle hemen gözleri dolmuştu. Koşarak salona girmişti.

 

Kağan dolan gözlerini görünce daha da öfkelenmişti. Öfkeyle karşısındakilere döndü. "Sizin yüzünüzden üzdüm onu mutlu musunuz?"

 

"Çıkın gidin" dedi üstlerine kapıyı kapatırken. Son duyduğu şey ise

 

"O bizim kanımızsa onu yanımıza alırız" olmuştu.

 

Kağan sinirle derin bir nefes aldı. Saçlarını karıştırdı. Ne yapacağını bilemiyordu. Alkımdan ayrılma düşüncesi elini kolunu bağlıyordu.

 

İlk yapması gereken gökkuşağını mutlu etmekti.

 

İçeri girdiğinde koltukta başı eğik bir şekilde oturan Alkım'ı görmüştü. Elleriyle oynuyordu.

 

Kağan hemen karşısında diz çöktü. Saçlarını okşadı naifçe

 

"Özür dilerim bebeğim" dedi alnından öptükten sonra.

 

Alkım başını kaldırıp abisine baktı. Hiç bir şey demeden başını boynuna sakladı. Kağan boynundan öpünce gülüp kollarını boynuna dolamıştı. Küsmesi bu kadardı. Kağan boynuna dolanan kollarla hemen kızın beline sardı kollarını.

 

Ayağa kalkıp koltuğa oturdu. Kucağında oturan Alkım'ın yanağını öptü hemen.

 

"Bal kızım benim" dedi yanaklarını öptükten sonra

 

Küçük kız da gülüp aynı şekilde abisini öptü. "Bay abim benim" dedi. Kağan kahkaha atıp iyice kucağına çekti Alkım'ı.

 

"Abi çizgi fiym izleyelim mi?" diye sordu gözlerinin içine bakıp, bu maviş gözlerle Kağan'a her istediğini yaptırabilirdi. Yaptırıyordu da.

 

"İzleyelim abim" dedi Kağan. Kumandaya uzandı. Televizyonu açıp Alkım'ın sevdiği kanala getirdi. Sırtına yastık alıp koltukta uzanır pozisyona gelmişti. Alkım ise büyük bir rahatlıkla abisin göğüsüne yattı.

 

Alkım büyük bir ilgiyle filmini izliyordu. Kağan ise Alkım'ın kıvırcık saçlarıyla oynuyordu.

 

Alkım artık çizgi filme olan ilgisini kaybetmiş bir şekilde bıcır bıcır abisiyle konuşuyordu. Kağan da büyük bir ilgiyle her sorduğu soruya cevap veriyordu.

 

Aradan geçen bir kaç dakikadan sonra Alkım konuşmaktan yorulmuş bir şekilde gözlerini kapamış uyukluyordu. Kağan ise yüzündeki tebessümle onu izliyordu.

 

Kafasındaki düşünceler onu korkutuyordu. Ya gerçekten onların kızıysa demeden duramıyordu. Korkuyordu deli gibi. Her sabah Alkım'ı görememekten, yanaklarını öpememekten ve sayabileceği onlarca şeyi gerçekleştiremeyeceğinden korkuyordu.

 

Benzerliğin farkındaydı. Ama insan insana benzerdi öyle değil mi?

 

Düşüncelerinden kurtulup kardeşini öptü uyandırmadan. İyice kendine çekti. Etrafını sarmalayan dalin kokusuyla beraber derin bir uykuya daldı.

 

 

 

Loading...
0%