Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@gotten_bacakli

Yorum atmayan vatan hainidir. Öteki tarafta yakasındayım bilsin

 

Cihangir sessiz olmaya çalışarak Alkım'ın odasına girdi. Serkan ve Alkım beraber kendilerine yemek hazırlayıp yedikten sonra çoktan gece olduğu için Alkım uyuklamaya başlamıştı. Serkan da kızını gidip yatırmıştı.

 

Ses çıkarmamaya özen gösterek odadaki sandalyeyi hemen yatağın kenarına koydu. Oturup gözlerini dağılmış kıvırcıklarda gezdirdi.

 

Sıcaktan kızarmış yanağına bir öpücük kondurdu. Odada yanan gece lambasının ışığı sayesinde oda oldukça loştu.

 

"Bir tanem, meleğim, biriciğim..." saçlarını okşarken kendinden bağımsızca çıkıyordu kelimeler ağzından. Fısıltıyla söylediklerinin farkında değildi.

 

Bir şeyin daha farkında değildi. Aslında Alkım'ın uyumadığının.

 

Kapının açılması sesini duyar duymaz gözlerini kapamıştı. Saçlarında gezinen eller iyice mayıştırıyordu onu.

 

"Güzeller güzeli kızım benim." Şakağını narin bir şekilde öptü.

 

Uyanıkken korkuyordu bir tanesi. Geceleri onu öpüp koklamak için en uygun zamandı.

 

"Bebeğim benim..." alnına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. "Çok seviyorum seni."

 

Cihangir'in söylediklerini duyan Alkım ise sessizliğini koruyordu. Fakat iyi hissettiriyordu bu adamın söylediği sevgi sözcükleri.

 

Yine de korkuyordu, çekiniyordu. Annesi onu bırakıp gideli daha bir ay olmuştu. Güvenemiyordu. Bırakıp gitmelerinden korkuyordu.

 

Cihangir son kez bir kez daha öptü Alkım'ın saçlarını. Boynunu öpüp, bebek kokusunu içine çekmek vardı da... İşte uyanırdı bir tanesi.

 

Sandalyeden istemeye istemeye kalktı. Üstünü örttü. Sessiz olmaya gayret göstererek odadan çıktı.

 

Çıktığında Sedef ile karşılaşmıştı. Hızlı adımlarla yanına gitti. Bir eli yanağındayken dudaklarını alnına bastırdı. "Nasılsın, güzelim?" diye sordu.

 

Sedef bir kaç gündür durgundu. Sürekli dalıp gidiyordu. Farkındaydı. Eşinin böyle olması onu üzüyordu.

 

"İyiyim." İyi değildi. Ondan korkuyordu kızı. Ve hala ondan korkmasına sebep olanları bulamamışlardı. Suçu olmadığı halde pişmandı. Kızlarının yaşadığını öğrendiğinden beri kendisini suçluyordu. Tıpkı Cihangir gibi.

 

"Daha iyi olacağız. Söz veriyorum." Sedef eşinin haklı olmasını umdu. Konuşmadan başını eşinin göğüsüne yasladı.

 

Cihangir sessiz kalıp eşinin saçlarını okşadı nazik hareketlerle. Bu huzurlu bir kaç dakika Yağız'ın sesiyle bozulmuştu.

 

"Karı koca saadetinizi bölüyorum gençler. Kardeşimin yanına gitmem lazım." dedi sırıtarak yanlarından geçerken.

 

O yanlarından geçerken Cihangir Sedef'e döndü."Sana bir teklif sunacağım." dedi bütün ciddiyetiyle Cihangir.

 

"Söyle." Merakla eşine baktı. Ne diyecekti ki?

 

"Sen ben ve Alkım başka eve çıkalım. Bırakalım oğlanları yeter." Sedef güldü eşine. Bir şey demeden daha sıkı sarıldı.

 

"Ayıp baba" dedi Yağız yalandan küskün bir sesle. Babasının cevabını beklemedi. Pek de mühim değildi. Biliyordu babasını. Tek bir evladı evde olmayınca uyuyamıyan bir babaydı.

 

İçeri girdiğinde Alkım'ın uyanık olduğunu gördü. Yatakta öyle uzanmıştı.

 

"Gökkuşağım neden uyumadın?" Alkım gözlerini ona çevirdi. Yattığı yatakta doğruldu.

 

"Uykum yok ki." dedi. Yağız bir şey demeden yanına doğru yürüdü.

 

Bir eliyle yanağını okşadı miniğinin. Alnından öptü. "Masal okumamı ister misin abicim?" dedi yumuşak bir sesle

 

"Biymem." kabul ettiğini düşünerek Ahter'in Alkım için aldığı onlarca masal kitaplarına baktı. Ahter kitap okuma sevgisini kardeşine de aşılamaya kararlıydı.

 

İçlerinden Rapunzel'i aldı. Yatağın yanına geldiğinde "Yanında oturabilir miyim?" diye sordu. Rahatsız olabilirdi.

 

Alkım hızla yana kaydı. "Gey." Yağız yanına oturup şakağından öptü.

 

Sırtını baza başlığına yaslamıştı. Alkım da onun gibi oturmuştu. Başını omzuna yasladı. Yağız yüzündeki gülümsemeyle kitabın kapağını açtı.

 

"Rapunzel masalını daha önce Kağan ya da Serkan Amca okudu mu?" başını sağa sola salladı

 

Kitabı Alkım'ın resimleri görebileceği şekilde tutuyordu. "Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın ortasında çok uzun bir kule varmış."

 

"Bu kulede upuzun sarı saçları olan Rapunzel yaşıyormuş. Bütün zamanını tek başına o kule de geçiriyormuş"

 

"Ben oysam şey... sıkıyıydım. Çünkü yaynıs olunca şey üzüyüyoyum."dedi Alkım. Yağız başını eğip yanağını öptü derince.

 

"Biz seni hiç yalnız bırakmayız bir tanem." Alkım konuşmayınca masalı okumaya devam etti.

 

"Aynı senin gibi o da yalnız olduğu için sıkılıyormuş kulede. Ama dışarı da çıkamıyormuş. Kötü cadı onu oraya hapsetmiş. "

 

Alkım'ın dudakları büküldü. "O saman nasıy gitcek kuyeden, hı? Sıkıyıyoy oyda üzüyüy."

 

Her şeye yorum yapması onu gülümsetmişti. Alkım'a masal okuma işini beğenmişti. Aslında Alkım ile olan her şeyi seviyordu. Artık kardeşine her gece masal okumayı düşünüyordu.

 

"Bakalım nasıl kurtulcak bir tanem." bir kaç saniye durdu. Masalın nasıl devam ettiğini biliyordu. Prens geliyordu Rapunzel'i kuleden o kurtarıyordu... Evleniyorlardı.

 

Hayır prense ne gerek vardı? Onların Rapunzel'i kendi başına da kurtulurdu bir güzel kuleden.

 

"Okumuyoy musun?" başını kaldırıp çipil çipil ona baktı.

 

"Okuyorum bebeğim. Afedersin." gözlerini tekrar masala çevirdi. Bir an Alkım'ı Rapunzel yerine koymuştu. Prens detayı hiç hoş değildi.

 

Her masal da vardı bu prensler. Ne gerek vardı? İzinsiz öpüyorlar falan kuleye tırmanmış bir de ayıp değil miydi? Yüzünü tanımayıpta ayakkabıdan falan tanıyorlardı.

 

Başını sağa sola salladı. Biri ona masaldaki karakterden bile kıskanacaksın dese... büyük ihtimalle inanmazdı.

 

Durum ortadaydı kıskanıyordu. Derin bir nefes alıp okumaya devam etti.

 

" Rapunzel kuleden çıkmaktan korkuyormuş, çekiniyormuş. Dışardaki Dünyayı çok merak ediyormuş fakat kötü bir yer olmasından da çok korkuyormuş."

 

Alkım onu uysalca dinlediğini görünce gülümseyip eğilip iki yanağınıda sertçe öptü. Gözüne çok tatlı geliyordu.

 

"Kız nasıl da dinliyor beni. Yerim." Alkım'ın utançtan yanakları kızarırken kendi kendine sırıttı.

 

"Utanıyor bir de.." gözlerini ondan kaçırınca kıyamadı. Ne kadar bir daha öpmek istesede öpmedi.

 

Buradan sonrasını kendisi belirleyecekti. Sonuçta Rapunzel'in kuleden kurtulmak için bir prense ihtiyacı yoktu.

 

"Cesaretini toplamış. Kendisine güvenmiş. Kuledeki pencereden dışarı çıkarak aşağı doğru inmeye başlamış."

 

Alkım'ın heyecanla gözleri büyüdü. "Ya düşeyse? Düşecek mi? Düşeyse ne oyuy? Dikkatyi oymayı."

 

Başını salladı Yağız. "Haklısın, dikkatli olmalı. O da öyle yapmış. Çok dikkat ederek kuleden inmiş. Düşmemiş."

 

Alkım rahat bir nefes verdi. "Düşmedi... Sonya ne oymuş?"

 

"Sonra... ormanda dolaşmaya başlamış. İlk defa gördüğü kelebekleri etrafında koşuşturuyormuş. Çiçekleri kokluyormuş. Çok mutluymuş."

 

Durdu bir kaç saniye masala niye kendisinide eklemiyordu? Bu masal kendisi ile mükemmel bir gelişme gösterecekti, emindi.

 

"Ormanda yaralı abisini görmüş. Hemen yanına gitmiş. Abisi çok yakışıklıymış."

 

Sırıtarak "O yakışıklı abi ben oluyorum bu arada." Alkım kıkırdadı. Bir haftadır yanında olduğu bu genç adam onu her an güldürebiliyordu.

 

"Abisi onu kurtarmaya geliyormuş. Ama yolda yaralanmış. Rapunzel onu yarasından öpünce iyileşmiş. Sıkı sıkı sarılmışlar. Ormanda kendileri bir kulube yapmışlar. Abi kardeş bazen sorunlarla karşılaşsalar bile hep birbirlerinden destek almışlar. Sonsuza kadar beraber ve mutlu yaşamışlar."

 

"Şey masay güzeymiş Yapunsel cesuy... kuytuydu kuyeden. Abisini de iyiyeştiydi." Yağız onu onayladı.

 

"Sen de abini iyileştirmek ister misin?" dedi yara bandı taktığı serçe parmağını ona gösterdi. Dudaklarını büzdü.

 

"Öpersen geçer bence." Alkım dikkatle serçe parmağına baktı. Bir kaç saniye sonra ise dudaklarını nazikçe serçe parmağına bastırdı.

 

"Geçti mi?" diye sordu merakla. Yağız kocaman gülümserken onu hemen kendine çekti. İçi gidiyordu bu ufaklığa. Ellerini koltuk altlarına koyup kucağına aldı.

 

"Sen öpersin de geçmez mi? Güzelim benim." Saçlarını art arda öptü. Kollarını sıkı sıkı ona doladı. Alkım da minik kollarını onun yanında koskocaman kalan bedenine sardı.

 

"Çok seviyorum seni." Ona sımsıkı doladığı kollarını gevşetip iki yanağından da öptü.

 

Bir kaç dakikayı huzurlu bir sessizlikle geçirdiler. Alkım Yağız'ın göğüsüne yaslamıştı başını. Yağız ona baktığında gözlerini çoktan kapamış olduğunu gördü.

 

Ne kadar göğüsünde uyumasını istese de rahat rahat uyuması için yatağa yatırdı.

 

Alkım gözleri açınca "Uyu bebeğim, uyu."dedi. Alkım sanki bunları demesini bekliyormuş gibi hemencecik yummuştu gözlerini.

 

İnce battaniyeyi üzerine örttü hemen. Bir eliyle kıvırcık saçlarla oynamaya başladı. Yanındaki ufaklığı izledi.

 

Abi ben sanıyorum ki iki haftadır bölüm atmıyorum. 20 gün olmuş lan

Ne kadar mikrop bir yazarım

Neyse beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Kendinize cici bakın, yıpratmayın kendinizi

 

Loading...
0%