Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@gotten_bacakli

 

Alkım abisinin kucağında meraklı bakışlarla etrafını inceliyordu. Keyfi yerindeydi. Ayaklarını sallayarak mırıldanıyordu.

 

"Abi acıcak mı?" diye sordu bir ümit, belki acıtmazdı bu iğne.

 

Kağan dürüst oldu. "Birazcık acıyacak bebeğim." dedi kardeşinin kıvır kıvır olan saçlarıyla oynarken. Gergindi ama kardeşine belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.

 

Alkım başını sallayıp "Sis niye geydinis?" diye sordu karşısında oturanlara merakla

 

"Onlarda kan vericekler çiçeğim." dedi Kağan bakışları karşısındayken. Akyıldız ailesini inceleyip durmuştu.

 

"Neden?" diyerek sorgulamaya devam etti Alkım. Kağan'ın alışkın olduğu bir şeydi. Alkım hep sorular sorardı.

 

"Hasta olmuşlar" Alkım başını sallayıp karşısındakilere döndü.

 

"Geçmiş oysun" dedi sevimli bir gülüşle. Babası hasta olunca ona hep öyle derdi.

 

Ahter gülümseyip cevap verdi. "Teşekkür ederiz" Alkım'ın ufacık da olsa kardeşi olma ihtimali onu oldukça mutlu ediyordu.

 

Alkım gülüpseyip abisine döndü tekrardan. "Babam neyde?" Babası yarım saattir ortalıkta yoktu. Ne kadar belli etmesede hastane odasında tanımadığı kişilerle beraber olması onu rahatsız ediyordu.

 

"Bir arkadaşıyla konuşup gelicek" Alkım başını sallayıp odadaki kişilere baktı. Ahter'e dönünce Ahter gülümseyip göz kırpmıştı. Karşısındaki sevimli sevimli konuşan kıza kayıtsız kalamazdı. Alkım utanıp Kağan'ın göğüsüne saklandı. Ahter hafifçe güldü.

 

Sedef Hanım yüzünde olan buruk tebessümle Alkım'ı izliyordu. Belki de şükretmeliydi haline ama yinede içindeki üzüntüsüne engel olamıyordu.

 

Özgür odada değildi. Dışarda babası ve Serkan Bey ile konuşuyordu. İki tarafta Alkım'ın iyiliğini istiyordu.

 

Yağız ise sessizdi. Ne düşünmesi ve ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Umutlanıp hayal kırıklığına uğramaktan korkuyordu. Gözlerini duvara sabitlemiş, öyle duruyordu. Arada Alkım'a kaçamak bakışlar atıyordu.

 

Alkım, kapının açılma sesiyle heyecanla başını kaldırdı abisinin göğüsünden, babasını oldukça özlemişti.

 

Serkan Bey kızının heyecanlı gülüşüyle bütün derdini sıkıntısını unuttu. Bir gülüş bütün yükleri omzundan alıyordu.

 

Hemen Kağan'ın kucağından aldı. Kollarını küçük kıza sardı. Boynunu küçük buseler kondurdu. Kızının kokusunu içine çekti. Ne kadar öpse doyamıyordu.

 

"Benim kızım benim yollarımı mı gözlüyormuş?" dedi. Alkım hemen başını salladı. Yalan değildi. Gözlüyordu.

 

Cihangir Bey imrenek izledi eski dostunu. Kızının saçlarını öpmek için nelerini vermezdi? Alkım'ın onun gözlerinin aynısı olan mavi gözlerine bakınca bile huzurla doluyordu.

 

Özgür gülümseyerek izledi karşısındaki baba ve kızı. Babasına buruk bir gülümsemeyle bakıp Ahter'in yanına oturup saçlarını karıştırdı.

 

Serkan Bey gülüp saçlarından derince öptü. Gelen hemşireyle hemen bir koltuğa oturdu. Kızını da kucağında rahat bir pozisyon almasını sağlayıp, enseninden öpücük kondurdu.

 

"Şimdi kanını alacaklar. Birazcık acıyacak." dedi ılımlı bir sesle

 

"Birascık"

 

"Evet miniğim birazcık" diyerek kızını onayladı.

 

Kolunu beline sarıp hareket etmemesini sağladı. Kızının kazağını dirseğinin biraz üzerine kadar sıyırdı.

 

Hemşire yaklaşınca elindeki iğneyi görüp yerinde rahatsızca kıpırdandı Alkım.

 

İğne derisine girince dudakları büzüldü Alkım'ın, babasının omzuna yasladı başını. Babası alnından öpüp

 

"Biticek şimdi miniğim" dedi rahatlatıcı bir sesle

 

Kan alındıktan sonra ortama sessizlik hakim olmuştu. Kimse Alkım zaten anlamaz diyip konuşmuyordu. Eğer konuşulursa Alkım sorular sorardı. Zeki bir çocuktu.

 

Serkan Bey kucağında Alkımla ayağa kalktı. Hafifçe yere bıraktı Alkım'ı. Pamuğu iyice bastırdı koluna

 

"Güzelim sen abinin yanına git. Ben doktorla konuşacağım tamam mı?"

 

"Tamam" diyip pıtı pıtı abisinin yanına gitti. Minik eliyle abisinin serçe parmağını kavradı.

 

Kağan kardeşine belli belirsiz gülümseyip odadaki kimseye bakmadan kardeşiyle beraber hızla çıktı.

 

Serkan Bey onlar çıkar çıkmaz Cihangir Bey'e döndü.

 

"Ne kadar görmek istemesemde benzerlik ortada. İnsan insana benzer diyip geçebileceğim bir durum değil. Dışarı çıkıp konuşalım Cihangir." Cihangir olumsuz anlamda başını salladı.

 

"Ne konuşacaksak burada konuşabiliriz" dedi rahatça, çocuklarına döndü.

 

"Çıkın" dedi sadece Yağız hiç bir şey demeden odadan koşarcasına çıkmıştı. Ahter de itiraz etmeden abisinin peşinden gitti. Özgür ise tam konuşmaya başlayacakken Cihangir onu durdurmuştu.

 

"Oğlum sizi bu işe bulaştırmak istemiyorum." net sesiyle Özgür derin bir nefes alıp odadan çıkmıştı.

 

Cihangir Bey gülümseyerek eşine döndü. "Güzeli-" Sedef Hanım hemen sözünü kesmişti.

 

"Ne konuşacaksanız benim yanımda konuşacaksınız. Bu konu sadece siz ikinizi ilgilendirmiyor" Cihangir bir şey diyemedi haklı olduğunu biliyordu.

 

Derin bir nefes alıp direk konuya girdi, uzatmaya gerek yoktu.

 

"İki tarafta Alkım'ın iyiliğini istiyor. Alkım için en iyi olan neyse onu yapacağız" Serkan kafasını salladı.

 

"En yakın zamanda Rize'ye gitmemiz lazım." dedi Sedef bakışlar ona dönünce açıklama yapmaya başladı.

 

"Babalarınız düşman, biliyorsunuz. Bu böyle küçük bir hemşire hatası falan değil."sessiz kaldılar biliyorlardı.

 

Sedef'in gözleri Serkan'a döndü. "Baban bir insanın hayatıyla oynayabilecek kadar vicdansız mı Serkan?" bir şey diyemedi.

 

"Babalarımız iyi insanlar değil" diyerek gerçeği dile getirdi Cihangir. Babaları intikam için kendi çocuklarını bile görmeyecek insanlardı.

 

"Rize'ye gidicez. Her şey ortaya dökülsün"

 

Onlar içerde konuşurken Akyıldız kardeşleri uzaktan Alkım'ı izliyordu. Alkım koşarken düşer diye kalpleri hopluyordu.

 

Alkım koşa koşa gördüğü kedinin yanına gitti. Kağan da onun peşinden gidiyordu.

 

"Abicim dur düşeceksin" Alkım onu umursamadan dizlerinin üzerine çöktü.

 

Abisi ona kedileri nasıl sevmesi gerektiğini öğretmişti. Önce kediye minik elini uzattı. Kedi diliyle elini yalıyınca hafifçe kıkırdadı.

 

Kıvırcık saçını yüzünden çekip abisine döndü. "Abi bak" tekrar kediye döndü. Kediyi sevdi acıtmaktan korkarcasına.

 

Kağan da kardeşinin yanına çöktü. Akyıldız kardeşlerinin onları izlediğini biliyordu. Babası kadar anlayışlı değildi. Sinirli olsa bile Alkım'a bakınca sıcak bir şekilde gülümsedi.

 

Alkım kedinin başına küçük bi öpücük kondurdu. "Abi kedi çok güsel" kedinin mavi gözlerini görünce şaşkınca gözlerini büyüttü.

 

"Bak benim gösüm de maviş" dedi kediye, kedi miyavlayıp iyice gerindi yerinde.

 

Kedinin tatlılığı karşısında Alkım "Seni yeyim" dedi gülümseyerek kedi ona ters ters bakınca

 

"Ay yemem yemem" dedi telaşla Kağan hafifçe gülüp yanağına uzanıyordu ki Alkım hemen kaçmıştı. Kaşlarını çatmış abisine bakıyordu.

 

"Isıma" dedi ciddiyetle

 

Kağan ise dudağını büzdü. "Öpsem?"

 

Hiç bir şey demeden yanağını uzattı. Kağan sırıtıp yanağını sertçe öptü. Alkım güldü o da abisinin yanağını öptü.

 

Özgür buruk bir tebessüm etti. 3 yıl onun için zorlu geçmişti. Hem babasına destek oluyor. Babası kardeşleriyle ilgilenmediği için o da kardeşlerinin derdini sıkıntısını dinliyor, çözüm arıyordu. Aynı zamanda kendi yasınıda tutmuştu.

 

"Çok tatlı" diye mırıldandı

 

İkiside başını sallayarak onayladı. Bir kaç saat boyunca sadece Alkım ile Kağan'ı izlemişlerdi. Babasının mesajıyla telefonu eline eline aldı.

 

Babam: Sonuçlar çıktı gelin

 

Hemen kardeşlerine döndü. "Sonuçlar çıkmış. Hadi" diyip yürümeye başladı. Ahter heyecanla gülümseyip abisinin peşinden koştu. Yağız ise hareket edememişti. Bakışları bankta Kağan'ın kucağında abisinin tişörtünün yakasıyla oynayan Alkım'a döndü. Yutkunup hastane odasına doğru ilerledi.

 

Girdiği zaman kimseye bakmadan hemen koltuğa oturdu.

 

Doktor hafifçe boğazını temizleyip zarftan kağıdı çıkardı. Kaşları çatılı bir şekilde yazanları okudu.

" Alkım Sancak ve Cihangir Akyıldız arasında %99,9 oranında kan bağı bulunmaktadır. " odaya derin bir sessizlik çökmüştü.

 

Akyıldız ailesi mutlulukla gülümsedi. Cihangir hariç, eski dostunun acısına gülemezdi. Ne kadar mutlu olsa da gülemezdi.

 

Serkan yutkundu. Gözleri dolmuştu. Başını eğdi. Sol gözünden bir yaş düştü. Odaya giren Alkım ile bütün gözler onu buldu. Alkım'ın ise tek odağı babasıydı. Hemen babasının yanına koştu.

 

Babasının yanına koştu. Babasının dolan gözlerini görünce hemen kucağına atladı.

 

Serkan hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Ama kızını üzmemek içim gülümsedi.

 

Alkım babasının yanaklarına koydu ellerini "Niye üsgünsün baba?" Serkan yanağındaki minik eli öptü.

 

"Canım acıdı" yalan söylemiyordu. Kalbi acımıştı.

 

"Neyen?" dedi babasını gözlerine endişeyle bakarken

 

"Ayağım" diyerek aklına ilk gelen şeyi söyledi. Alkım hemen babasının burnunun ucunu öptü.

 

"Öptüm, geçti." kollarını babasının boynuna gömmüştü. Hafifçe geri çekildi.

 

"Geçti mi?" Serkan Bey gözünden düşen yaşı sildi.

 

"Geçti" Alkım babasının göz yaşıyla ıslanan yanağına öpücük kondurdu. Serkan gülümseyip kızını iyice kendine çekti. Saçlarını derince koklayıp öptü. Kağan ile göz göze geldi. Kağan yutkunup gözlerini kaçırdı.

 

Sancak ve Akyıldız ailelerinin hayatlarının değişme vakti gelmişti.

 

 

 

 

Alkım'ı sevmem için kedi sevmeyi bilmesi yeterli arkadaşlar. Yaşıtları gibi kedinin kuyruğunu çekerek sevmiyo benim evladım.

 

 

 

Loading...
0%