Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@gotten_bacakli

Hastane odası sessizdi. Herkes Serkan ve kızını izliyordu. Alkım babasının göğüsünden kafasını kaldırdı. Maviş maviş gözleriyle babasına baktı.

 

"Babam evimise gideyim" dedi kucağından hoplarken.

 

"Bebeğim benim doktorla konuşmam gerekiyor da" alnına küçük bir buse kondurdu. Alkım başını salladı. O da hemen babasının yanağını öptü. Abisine gitti. Fakat abisi ona bakmıyordu. Boş bakışları duvardaydı.

 

"Abi?" Kağan bir an afallayıp ona döndü. Yüzünde hemen gülümseme oluştu. Kucağına alıp yanağını öptü.

 

Aslında üzgün değildi. Şaşkındı. Alkım"ın onun kanından olmasına falan gerek yoktu. Alkım onun kardeşiydi. Kimse aksini iddia edemezdi.

 

Alkımla beraber çıktı odadan. Bütün gözler Cihangir ve Serkan'a dönmüştü. Serkan konuşacak durumda değildi. Ne olursa olsun Alkım onun kızıydı. Fakat içindeki üzüntüsüne engel olamıyordu.

 

"Dediğim gibi Rize'ye gideceğiz. Aynı evde kalacağız." dedi Cihangir.

 

Serkan ofladı. "Cihangir haklı. Alkım'ın sizi tanıyıp alışması gerek fakat biz olmadan da yapamaz."

 

"Velayet davasını bu bir kaç gün içinde halledelim." dedi Sedef. Cihangir eşine hak verircesine başını salladı.

 

"Ardından Rize'ye gideceğiz."

 

Özgür emin olamadan babasına döndü. "Baba hemen gerçeklerle yüzleşmeyelim. Alkımla vakit geçirelim"

 

Yağız sessizliğini bozdu. "Bütün gerçekleri öğrenip rahat uyumak istiyorum"

 

Cihangir oğullarına baktı. "Zaten illaki Alkım ile vakit geçireceğiz. Büyük ihtimalle bir kaç haftayı bulur zaten. Çünkü dedeniz İtalya da gelmesi uzun sürebilir."

 

Cihangir daha fazla bir şey demeden odadan çıktı. Alkım'ın yanına gitmek istiyordu. Bu saatten sonra yanından bir saniye bile ayırmak korkutucu geliyordu.

 

Alkım eğilmiş çiçeğin üstünde ki kelebeğe bakıyordu. Kağan ise yüzündeki gülümseme ile fotoğrafını çekiyordu.

 

Yavaş adımlarla onlara yakınlaştı. Kağan Cihangir'i görünce hafifçe kaşları çatıldı. Ama bir şey demedi.

 

Cihangir Alkım'ın yanına çöktü. Alkım'ın bakışları şaşkınlıkla karşısındaki adama döndü.

 

Cihangir ne demesi gerektiğini bilemedi. Ne demeliydi? "Sen benim kızımmışsın üç sene sonra öğrendik" mi demeliydi?

 

Alkım ürkekçe adama bakıyordu tam abisine koşacakken Cihangir konuştu.

 

"Cihangir ben. Senin adın ne?" Ne saçmalıyorum lan dedi kendi kendine.

 

Babası ve abisi yabancılarla konuşmaması gerektiğini söylemişti. "Konuşabilir miyim?" dercesine bakışları abisine döndü. Kağan onay verince

 

"Aykım" diye mırıldandı. Yüzüne sıcak bir tebessüm kondurdu Cihangir.

 

"Alkım ismin çok güzelmiş." Alkım utanıp gülümsedi.

 

"Teşekküy edeyim" Alkım kaşlarını çattı bir an. Sonra gülümsedi.

 

"Senin gösyeyinde maviş" dedi sevinçle.

 

"Evet" diyip güldü Cihangir. "Ama senin gözlerin benden daha güzel" Alkım'ın yanakları kızardı. Cihangir'in yüzündeki gülümseme daha da genişledi.

 

Yanaklarını ısırıp öpmemek için büyük bir çaba gösteriyordu. Kesinlikle bu iradesi için ona ödül verilmeliydi.

 

"Teşekküyyey" diye mırıldandı Alkım.

 

Cihangir bir kaç saniye öylece Alkım'ın yüzüne baktı. Ardından çöktüğü yerden yavaşca kalktı. Kafasını eğip kızına baktı.

 

"Tanıştığıma çok memnun oldum Alkım" Alkım hemen gülümsedi. Karşısındaki adamı sevmişti. Yüzündeki gülümseme içini ısıtıyordu.

 

"Bende" Cihangir yanından ayrılmak istemesede içi acıya acıya kızının yanından yavaş adımlarla ayrıldı.

 

 

 

Loading...
0%