30. Bölüm
Fato / BÜCÜR / 26. Bölüm

26. Bölüm

Fato
gotten_bacakli

​Merhabaaaa

Yaprak Dökümü izlemek gibi bir hata yaptım ve etrafımdaki herkese zorla izletmeye çalışıyorum

Dizi psikolojimi bozdu help

Neyse

Keyifli okumalar...

 

 

Şu an nerede miyim?

 

Altın günündeyim...

 

Buraya nasıl gelmiştik hiç anlamamıştım ama şu an çikolataya bulanmış sarma yiyordum.

 

Kimin evinde olduğumuzu bile bilmiyordum. Etraf teyze ve çocuk kaynıyordu.

 

Ve ben şu an Oğuz'la 7 yaşındaki Zümra'yı UNO'da yenmeye çalışıyordum.

 

Bir anda kendimizi Zümra tarafından bu odaya çekiştirilirken bulmuştuk. Zümra kimin kızıydı onu bile bilmiyordum.

 

Oğuz götünden kurallar sallıyordu. Ben ve Zümra ettiğimizde öyle bir konuşuyordu ki kabul etmek zorunda kalıyorduk.

 

Sıra Zümra'ya gelince elindeki kartı attı. Tek kartı kalmıştı.

 

Resmen 8 yaşındaki velete yenileniyordum abi.

 

Uno demediğini görünce hemen çirkefleştim. "Uno demedi ki bana ne çek iki tane kart."

 

"Doğru " diyerek beni onayladı Oğuz. "Çek çabuk."

 

"Küçüksün diye çirkefleşmeyeceğimizi zannediyorsan yanılıyorsun ponçik şey." dedim sırıtırken Zümra dudağını büküp kart çekti.

 

Akın bize 'Sizden adam olmaz' bakışlarını atarken bir yandan da bıyık altından gülüyordu.

 

Kendisi genellikle etrafa memnuniyetsiz bakışlar atıyordu. Burada olmasına lanetler okuyordu muhtemelen. Altın günleri insan sevmeyen Akın'a göre değildi pek.

 

Sıra Oğuz'daydı. İyice yanına yanaştım. "Zümra'ya yenilirsek ağlarım." dedim sessizce.

 

Başını salladı. "Ben de."

 

"Dur senin sarın yoktu. Kart vereyim." diye fısıldadı.

 

"Lan benim bundan bir kârım yok ki." dedim aynı onun gibi fısıldarcasına.

 

"Var, var." dedi ikna edici bir şekilde.

 

"Dolandırılıyorum da neyse ver hadi."

 

"Ya siz napıyorsunuz orada." diye cırlayan Zümra ile şirince sırıttım.

 

"Bir şey yapmıyoruz canım. Oğuz abin bana ortadan kart veriyor. Değil mi Oğuz abisi?"

 

"Evet evet biz öyle kötü şeyler yapar mıyız kız? Biz öyle insanlar mıyız?"

 

Evet, maalesef öyle insanlarız biz Zümra.

 

Oyunu bitirdiğimizde Allah'ıma şükürler olsun ki ben kazanmıştım. "Beyler benden bu kadar. Zirvede bırakıyorum." dedikten sonra ayağa kalktım. Akın bana alayla güldü.

 

Ona tip bir bakış attım. "Oradan güleceğine gel, oyna burada." dedim.

 

Başını sağa sola salladı. "Gerek yok, sağ ol."

 

"Lan gelin yemek yiyeceğiz." Sinan'ın sesiyle başım o tarafa döndü. Kapının girişinden bize haber verdikten sonra gitmişti.

 

"Tamam, tamam. Geliyoruz." ayağımla hala yerde hırsla uno oynayan Oğuz'u dürttüm.

 

"Kalk Oğuz. Yemek yiyeceğiz."

 

Eliyle 'bir dakika' işareti yaptı. "Kazanmadan şurdan şuraya gitmem." dedi. Neyse ki elinde tek kart vardı. Bir iki dakika içinde kazanmıştı.

 

Gülerken ayağa kalktı. "Hadi gidelim." dedi keyifle.

 

Onun aksine pek keyifli değildi Zümra. Yenilginin mutsuzluğunu yaşıyordu. Dudakları büzüldü. "Ya ama siz hile yaptınız!" diye cırladı.

 

Ona inanamazca baktı Oğuz. "Alnımızın akıyla kazandık, kızım."

 

Şey hile üstüne hile yaptık ama neyse.

 

Küçücük kıza acımadan yön değiştirip değiştirip +4'leri kitlemiştik.

 

Pişman mıydım?

 

Hayır.

 

Bir daha olsa yine yapar mıydım?

 

Evet.

 

"Hadi gidelim, çok açım." dedim Zümra'nın konuşmasına izin vermeden. Şimdi bu karşılık verirse Oğuz onun iki katı bir çirkeflikte karşılık verecekti. Ve bu sürüp gidecekti.

 

O küçük odadan çıktığımızda herkesin yemek yediği o büyük salona girmiştik.

 

Ve hayır arkadaşlar o büyüklerin yemek yediği masada yemek yemeyecektik...

 

Gerçekten o masada yeme şerefine ne zaman erişeceğimizi merak ediyordum.

 

Boş bir yere oturacakken bir tarafa çekilmemle kendimi Çınar'ın yanında bulmuştum.

 

Bir an aval aval bakmıştım yüzüne. Bakışlarıma gülüp burnumun ucundan öptü.

 

Şimdi ben de öperdim de teyzelerimizin önünde cici kız imajımı bozamazdım.

 

Herkes yerine oturduğunda "Çocuklar çok şirin değiller mi?" dedi Nil gülümseyerek.

 

Nil çocukları çok severdi. Çocuklar da onu. Anne olmak ona çok yakışırdı.

 

Başını sağa sola salladı Cafer. "Hayır, çok korkunçlar."

 

"Katılıyorum." dedi Sinan.

 

Sırıtırken omuz silkti Oğuz. "Ben seviyorum çocukları." Kızların saçına taktığı renkli lastik tokalardan hiç şikayetçi değildi.

 

"Çocuklar benden korkup kaçtığı için bir sıkıntı yaşamıyoruz." dedi Akın.

 

"Şuradaki bebekle bakıştılar iki saniye. 3. saniye de çocuk ağlamaya başladı." dedi Sinan. Güldük.

 

Dudaklarımı büzdüm. "Boyumla dalga geçmeseler onları daha çok sevebilirim."

 

Çınar bana gülüp kolunu omzuma attı, saçıma bir öpücük kondurdu.

 

"Oğuz abiiii..." yanımıza doğru koşan Cafer'in kardeşi Cenk'le bakışlarımız ona döndü.

 

Oğuz ona heyecanla koşan Cenk'i geri çevirmemiş, tek dizine oturtmuştu.

 

Cenk 8 yaşındaydı. Ve Oğuz'a hayrandı. Cafer bu durumdan pek memnun değildi.

 

"Arabalarıma bakar mısın Oğuz abi?"

 

Gülümsedi Oğuz. "Yemek yiyelim, bakarız abim."

 

Cenk başını salladıktan sonra Oğuz'un dizinden inip boş bir sandalyeye oturdu.

 

Yemek yerken Çınar tok olduğundan pek bir şey yememiş genellikle benimle uğraşmıştı.

 

Açık saçlarımı küçük küçük örüp açıyordu. Yani tamam hoşumuza gidiyordu. İçimizde bir hoş oluyordu ama insan içindeydik ayıptı.

 

Ona tip bir bakış attım. Gülüp yanağımdan öptü.

 

"İnsanların içindeyiz. Yapma şöyle." dedim fısıldarcasına.

 

Salağa yatmayı tercih etti. "Neyi yapmayayım?"

 

"Ayıp, öpme."

 

"Sevgilimden kaç gündür ayrıyım. Şimdi yanımdayken öpmem ayıp mı?"

 

Ona tip bir bakış atınca "Peki, tamam." diyerek kabul etti.

 

"Şimdi yemek yiyelim. Sonra çıkarız buradan." dedim. Gülümseyip başını salladı.

 

"Oğlum al bundan da ye." diyip sigara böreğini Cenk'e uzattı Kadriye Teyze.

 

Cenk memnuniyetsiz bir bakış attı önündeki sigara böreğine. Sonra annesine döndü.

 

"Abimin pipisine benziyor, yemem ben bunu."

 

Cafer içtiği suyu Sinan'ın yüzüne doğru püskürttükten sonra şok içinde kardeşine baktı.

 

Sinan "Elhamdülillah." diyip yüzünü yıkarken gülmemek için kendini sıkıyordu.

 

Akın gülmemek için dudağını ısırırken, Nil şaşkınca Cenk'e bakıyordu.

 

Kahkaha atmamalıyım, atmamalıyım, atmamalıyım, atmamalıyım, atmamalıyım.

 

Oğuz benim aksime kahkaha atarken Cafer'e vuruyordu.

 

Kendisinin gülerken yanındakileri dövmesi gibi bir huyu vardı.

 

Gülmemek için kendimi sıkarken başımı Çınar'ın omzuna gizleyip gülmemi durdurmaya çalıştım. Çünkü şimdi durmazsam hiç duramazdım.

 

Çınar oturduğu sandalyeden kalkınca beni de belimden tutup kaldırmıştı. O da kendini sıkıyordu gülmemek için.

 

"Hadi dışarıya çıkalım." dedi bizimkilere. Herkes başını sallayınca kendimizi dışarı attık.

 

Tuttuğum kahkaham dudaklarımdan firar edince hunharca gülmeye başladım.

 

Oğuz hayvanca gülerken Cafer'e vurmaya devam ediyordu. Cafer ise ona bıkmış bakışlarını gönderiyordu.

 

"Bu çocuk senin yüzünden böyle oldu." dedi Oğuz'a.

 

Oğuz gülerken. "Bu çocuk büyük adam olacak. Benim yolumdan yürüyor aslan parçası."

 

Hepimiz kahkahalar atarken Cafer bize ters ters bakıyordu. En sonunda o da dayanamamış gülmeye başlamıştı.

 

 

Siz: Çınar

 

Çınar: Efendim güzelim

 

Siz: Sana kötü bir haberim var

 

Siz: Abim seninle tanışmak istiyor

 

Çınar: Bunun nesi kötü

 

Çınar: Yani normal bir şey bu

 

Çınar: Kardeşimin bir gün sevgilisi olduğunda ben de sevgilisini tanımak isterim

 

Siz: Abim ağzına tükürdüğünde göreceğim ben seni cnm

 

Çınar: Abartıyorsun gibi geldi

 

Siz: Sinan'a travmalarını sor bakalım

 

Siz: Hepsinin kaynağında abim var

 

Siz: Ve Sinan sadece benim arkadaşım

 

Siz: Ona rağmen çocuğun anasından içtiği sütü burnundan getirdi

 

Siz: Ve sen sevgilimsin

 

Siz: Sana yapacağı işkenceleri hayal etsene

 

Çınar: Ne güzel sevgilim yazıyorsun sen öyle

 

Çınar: Sevgilim yazan parmaklarına kurban olurum

 

Siz: Oğlum şovu kes

 

Siz: Senin hayatından bahsediyoruz şu an

 

Siz: Romantikliğin sırası değil

 

Çınar: Sana kalsak asker arkadaşı gibi konuşacağız Zuhal

 

Çınar: Senin odunluğunu benim romantikliğimle dengelememiz lazım

 

Siz: Romantik olmamı mı istersin

 

Çınar: Hayır

 

Çınar: Ben seni böyle seviyorum

 

Siz: Neyse tamam yeter sus

 

Siz: Biraz daha mıç mıç olursak kusacağım

 

Çınar: 🤲

 

Siz: ALDNALXNAŞDNAŞ salak

 

Siz: Sevgili dediğin böyle olur

 

Siz: Helal sana

 

Çınar: Dur konudan saptık

 

Çınar: Abinle ne zaman tanışabilirim

 

Siz: Abimin bu ara işleri yoğun

 

Siz: Tam bir tarih söyleyemem yani

 

Siz: Abimle konuştuktan sonra sana söylerim tamam mı

 

Çınar: Tamam güzelim

 

Siz: Benim ders çalışmam lazım

 

Siz: Sen de çalış

 

Çınar: Evde değilim

 

Siz: Neredesin ki

 

Çınar: Akın'ın evindeyiz evin içine sıçtığımız için Akın ağzımıza tükürmesin diye evi temizliyoruz

 

Çınar: Tabii ben şu an senin sayende işten kaytarıyorum

 

Çınar: Cafer vilada sopasını bir yerlerime montelemeden önce gitmem lazım

 

Siz: xhqewklxcvba

 

Siz: Kolay gelsin size

 

Çınar: Teşekkürler sana da

 

Çınar: çözemediğin soru olursa kafanı duvardan duvara vurma

 

Çınar: Ben anlatırım

 

Çınar: Zeki bir sevgilin var

 

Siz: ay götüm

 

Çınar: Ayıp ediyorsun

 

Çınar: siktir

 

Çınar: Cafer belamı sikmeye geliyor

 

Çınar: Gitmeliyim

 

Çınar: Görüşürüz bebeğim

 

Siz: Görüşürüzz

 

Bu arada o sigara böreği olayı gerçek hayatta yaşandı ALXNAŞXJQĞFHAŞF

 

Bölüm : 20.08.2025 14:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...