Oy ve yorumlarınızı benden eksik etmeyin be
Önüme gelen kahve tutamları kulağımın arkasına sıkıştırdım. Başımı kaldırıp hedefimdeki kitaba baktım.
İnsanlar hiç 1.55leri düşünmüyordu. Allah aşkına yerdeki raflara koymak yerine niye oraya koydunuz kitapları
Biz de insandık yani resmen toplumdan dışlanıyorduk. Ayıptı.
Yanaklarımı şişirirken ofladım. 1.57 olmayı seviyordum ama bu her an sevdiğim anlamına gelmiyordu. Mesela şu an nefret ediyordum. Bir anda uzasam ve şu kitabı alsam kesinlikle hayat daha kolay olurdu.
Parmak ucumda yükselip almaya çalıştım. Yok yine olmuyordu.
Köşedeki sandalyeyi gördüm başka çare yoktu. Üstüne çıkıp almak daha mantıklıydı. Kütüphanede tektim. Görevliler öyle çok önemsemezlerdi kütüphaneyi.
"Bu sandalyeye oturacak kişi senden ve kıçından özür dilerim. 1.57yim ne yapayım?" dedim kendi kendime.
Sandalyeye dikkatli bir şekilde çıktım. Vay canına uzun insanlar böyle mi görüyordu?
Kendime gülüp en üsteki rafa baktım yılgın bir şekilde. Onu oraya koyan güzel kardeşim ayıp ama ya
"Dondurma kutusunda dondurma da sarma da hiç bir şey bulama inşallah."
Parmak ucumda yükselip tam kitabı alıyordum ki kütüphanenin kapısının aniden açılınca korkmuştum. Dengemi sağlayamamıştım.
Yere düştüğümde "Allah belanı versin ama ya" dedim ağlamaklı sesimle
"Dur dur bela okuma" başımı kaldırdığımda Çınar'ın koyu mavileri karşılamıştı beni.
Kaşlarım çatılırken kendimi çemkirmek için hazırladım.
Sinirle ayağa kalktım. Şerefsiz yüzünden kıçım ağrıyordu. "İnsan gibi girsene be mikrop"
"İyi misin?" Daha da öfkelenirken söylenmeye devam ettim.
"Mükemmelim ya " bana Küçük Emrah gibi bakmaya çalışıp
"Afedersin ama valla canımın derdindeydim. Akın ağzıma gelir tükürür birazdan." dedi.
"Yaparsa tebrik edeceğim onu. En sevdiğim insan statüsünde ilk sıralara yükselecek."
"Ayıp ediyorsun ha" dedi yalandan küskün bir sesle
Derin bir nefes verip yanından gidiyordum ki bileğimden nazik bir biçimde tutmuştu.
Hayır aklıma wattpad hikayeleri gelmemeliydi. Gülmemeliyim gülmemeliyim gülmemeliyim gülmemeliyim gülmemeliyim gülmemeliyim.
Bakışlarım ona dönünce bileğimi bıraktı. "Hangi kitabı alacaktın? Vereyim hemen." gurur yapıp yardım istemeyeceğimi sanıyorsanız büyük yanılıyorsunuz. Okuyacaktım kardeşim o kitabı inat etmiştim.
"Ver valla. Şu kitap." Bana gülerken gösterdiğim kitaba baktı.
"İnsanlar, güzel kitaptır. " Asla benim gibi parmak ucunda falan yükselmeden rahatça almıştı kitabı.
Resmen benim boy hakkım bu sırığa verilmişti.
Kitabı havada alamayacağım bşr yükseklikte tutuyordu. Elini havaya kaldırmamıştı. Ama herif 1.90 olduğundan kitabı normal tutsa bile parmak ucumda yükselmem gerekiyordu.
"Ha pardon. Boyun yetmiyor dimi?" diyip kitabı bana verdi. Sesindeki alayla dişlerimi sıktım. Bu çocuk beni her an gıcık etmenin yolunu nasıl buluyordu acaba?
"Müslüman mısın Çınar?" alakasız bir şekilde sorduğum soruyla kaşları çatıldı.
"Elhamdülillah?"
"Allah bir yerden alıyor bir yerden veriyor değil mi?"
"Anlamadım." güldüm.
"Anlamanı beklemedim zaten. Dediğim gibi Allah bir yerden alıyor bir yerden veriyor. Sana boy pos vermiş maşallah. Ama zekadan kısmış. Bende de boydan kısmış ama ve lakin zeka vermiş"
"Yüce rabbim aradaki dengeyi nasıl sağlıyor görüyorsun değil mi?" dedim sırıtırken.
Kitabın sayfalarında gezinirken "Kitap için teşekkür ederim bu arada."dedim. Babamızın piremsesiydik evelallah. Kibar kimseler olmak mühimdi.
Kütüphaneden çıkarken sesini duydum. " Adın ne?" diye sordu.
Ona dönüp kınayıcı bakışlar attım. " Yazıklar olsun be aynı sınıftayız."
Elini ensesine atıp "Şey ya Zehra mıydı?"
"Zuhal"
Elini alnına vurdu. "Daha da batırıyorum amına koyayım." Evet dercesine başımı sallayıp güldüm.
Başka bir şey söylemeden kütüphaneden çıktım. Bu okula daha yeni gelmiştim. Sinan ve Nil ile ortaokuldan arkadaştık. Onlar sayesinde rahattım.
Telefonu elime aldığım da Çınar'dan yarım saat önce mesaj geldiğini gördüm.
Çınar: Yazıklar olsunkine
Çınar: Ben görüldü yiyecek insan mıydım be?
Mesajlarına karşılık sadece görüldü çıkartmamı attım. Yeterliydi bence. Cevap verdiğime şükretmeliydi.
•
•
•
Çınar: Kalbim kırıldı...
Çınar: Kalbim kırıldı
Çınar: Bücür bana hep görüldü attı...
Çınar: Duydun sen de dimi o sesi
Çınar: Çatur çutur seslerdi
Çınar: Onlar benim kalbimin kırılan sesleriydi işte
Çınar: Trip atıcam sana
Çınar: Gek de al çabuk gönlümü
Siz: ALMXLWMXOWNXKD
Siz: Ya tam görüldü atmadım ki
(Görüldü)
Siz: Çıkartma bile atmışım
(Görüldü)
Siz: Şükret bence
(Görüldü)
Siz: Oha harbi trip atıyorsun ALXMLSNXKSNXKS
(Görüldü)
Siz: Çok da fifi
(Görüldü)
Siz: Bak gidiyorum
(Görüldü)
Siz: Bak küsmeye devam edersen büyü yaparım sana
Çınar: Yaparsın beklerim
Siz: Küstün mü yaw
Çınar: Tövbe haşa ne haddime
Siz: Küsme küsme günah sonuçta
Siz: Valla çok üşendim yazmaya
Çınar: neyse...
Çınar: Lan sen harbi bana kim olduğunu söylemiyorsun
Siz: Konu nerde olursa olsun hemen buraya getiriyorsun helal olsun
Çınar: Küsmeye devam mı edeyim yani...
Siz: Tövbe haşa
Çınar: O zaman bari aynı okulda mıyız onu söyle be
Yazdığı mesaja güldüm. Aynı sınıftaydık. O benim adımı daha bugün öğrenmişti. Konuştuğu kişinin kim olduğunu öğrense nasıl bir tepki verirdi acaba?
Siz: Allah seni inandırsın Çınar
Siz: Bir anda uyku bastırdı
Siz: İyi geceler sanaaağğğ
Çınar: Kaç kaçabildiğin kadar
Kankalar bu arada bu kitapta sadece Çınar ve Zuhal'i okumayacaksınız. Shiplerimiz olacak evelallah.
Ben yazarken siz de okurken eğleniyorsunuzdur umarım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |