@gozlerinbanaotuken
|
"İmdaattt, kimse yokmu!" Ben zeynep, soyadımı bilmem. Sokaklarda büyüdüm ve biraz asi, biraz kaba, ayıptır söylemesi biraz terbiyesiz biriyimdir. Teröristlerin bol olduğu bir yerde yaşadığım için genellikle günde 1-2 tane terörist gördüğüm oluyor. Onları ya rahatça indiriyorum veya en yakınımda ki birinden telefon ödünç isteyip polise haber veriyorum. Ülkem benim herşeyim, canım, kanım, şuan ise gene bir teröristle halletmeye meşgulken kafama bir darbe aldım ve şuan depo gibi bir yerdeyim. "Oo, uyanmışız bakıyorum" "Sen kimsin lan he!" "Yaşına göre çok terbiyesiz davranıyorsun ufaklık" "Ufaklık senin babandır lan! Piç kurusu!"
Zeynep Aktaş.
Adamın alaycı tavrından eser kalmayınca kaşlarını çattı ve parmağını sallayak. "Bana bak velet, kendini ne sanıyorsun bilmiyorum ama konuştuklarına dikkat et, benim belimde silah, senin belinde seni bağlayan bir ip var. Seni istediğim zaman geberte bilirim ayağını denk al" "Ha ha ha, çok korktum" "Ben şimdi iki dakika dışarı çıkıyorum hemen gelirim."
Göz kırparak odadan çıktı senin gözünü sikeyim. Burdan bir şekilde çıkmam gerekiyordu, biraz etrafa göz attım ormanlık bir alandı. etrafım bomboş, Sadece eğer çatışma çıkarsa diye birkaç köşede variller vardı. Ve ben bu kocaman deponun tam ortasında bir sandalyeye bağlı duruyordum.
"Komutanım." "Ne oldu kopuk?" "Erdem komutan çağırıyor. Acil bir durum varmış" "Geliyorum"
Tolga Aktaş (Üstemeğen)
Kopuk (asıl adı murat. Üst çavuş)
Erdem kaya (albay) son bir kaç haftadır hiç görev çıkmadı. Ama biz biliyoruz ki bu sessizlik hayra alâmet değil. Toplantı odasına gidiyoruz timim ve ben. Ben kim miyim? Ben tolga Aktaş. Babamı bir terör saldırısında kaybettim. Şehit düştü fakat ben onunla gurur duyuyorum. Annemi asla tanımadım. Babamın anlattığı kadarıyla beni doğurduğunda daha kendisi çocukmuş bu yüzden bana bakamayacağını düşündüğü için bir sabah erkenden çıkmış ve bir daha gelmemiş. Ona kızmıyorum ama bu nefret etmediğim anlamına gelmez. Toplantı odasına girdik yerlerimize oturduk. "Komutanım siz bir şey biliyormusunuz?' "Bilmiyorum kurt, ama bişey hissediyorum ki bu sefer değişik bir şeyler var"
Kurt (asıl adı çınar) o sırada Erdem komutan girdi içeriye. "Bugün size güzel haberler veremeyeceğim maalesef" "Ne oldu komutanım" diye bir soru yönelttim "13 yaşında bir kızı rehin almışlar hakkında araştırma yaptık. Sokaklarda büyümüş. Ailesi bilinmiyor" "Neden kaçırmışlar komutanım" dedi kopuk "Kız birkaç gün üst üste teröristler görmüş. Onları indireyim derken kafasına bir şeyle vurmuşlar" "Küçücük kız. Nerden geliyor bu cesaret?" Dedi kurt. "Cesaretli olmasına gerek yok. Türk olması yeter." Dedim. Etrafım bir anda sustu. "bu kadar konuştuğunuz yeter.' Dedi Erdem komutan ve önümüze bir harita açtı. "Şu yoldan gideceksiniz 200 metre sonra şu ağaçlık alana girip 2 kilometre dümdüz gideceksiniz ve bu depoya ulaşacaksınız" Biraz daha detayları öğrendikten sonra soyunma odasında hazırlanmaya başladık. timin diğer üyeleri Duman (asıl adı mete) efe (asıl adı oğuz) çapkın (asıl adı ömer) Zeynep'in anlatımıyla: Adam gitti gelmedi. Etrafa biraz daha göz gezdirdim ve bir varilin kapağının tam kapanmamış olduğunu gördüm daha dikkatli bakınca içinde cam olduğunu gördüm. Aslında ayaklarımı çözebilsem o cam ile elimi de çözüp buradan gidebilirdim. "Heey! Kimse yokmu!" içeri bir adam girdi. "Ne var ne istiyorsun?" "Tuvalet varmı yakınlarda altıma yapacağım be" "Seni burdan çıkaramam yap altına" "o altına yapma işi sizin gibi âdilere mahsus. Kendimi kirletmek istesem yapardım altıma zaten" "İyi be yürü seni dinleyemiyeceğim" Eğilip ayaklarımı çözdü. "Kalk" "Ellerim?" "Onu çıkınca çözeriz yürü" Kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Oda bir yandan beni kolumdan tutuyordu. Tam kapıdan çıkarken silah sesleri duydum. "Kahretsin bizi buldular!" "Şimdi sıçtın." Dedim gülerek Beklemeden Adamın bacak ortasına tekme attım şu hareketimi çok seviyorum ya kapağı açık olan varile doğru koştum. Arkamı dönüp camı aldım ve ipi kesmeye başladım. yazık adama hala kıvranıyor kıyamam. Elimi çözdükten sonra depodan çıkıyordum ki adam bacağımı tutup beni yere düşürdü. "O kadar kolaymı sandın güzelim' "Ne diyorsun sen be bırak beni!" Ceketinin içinden bir düğme çıkardı. "Eğer istemediğim bir haraket yaparsan ikimizde patlarız" Yutkundum. "Kalk şimdi kalk!" Askerler dışarıdaki adamları halletmiş olmalı ki hepsi önümüzde toplandı. "Bana bak eğer çocuğa bir şey yaparsan kafana sıkarım." Dedi komutanları olduğunu düşündüğüm kişi. "Bırak be" diye bağırdım "Kesin sesinizi!" Diye bağırdı adam. yazık kafana daha şimdiden titriyorsun salak. "sıkın şunun kafasına. Lütfen" hayatımda ilk defa lütfen lafını kullanıyordum "Bırak lan kızı! Beynini önüne sererim bak" Bir şey yapmam gerektiğini anladım ve aniden arkamı dönüp Adamın baş parmağını tuttum. Bu şekilde düğmeye basamayacaktı. "Sana demiştim ben dimi. Salak adam!" Bir silah patlaması oldu, ve önümdeki Adamın kaşlarının ortasında bir delik açıldı. Tuttuğum parmağını kırdım. Ve yerdeki cansız bedenine tükürdüm orospu çocuğu. "Çok teşekkür ederim" "Teşekkür etmene gerek yok işimiz bu." Dedi komutan tipli adam. "Peki o zaman. Ben gideyim." Tam gidecekken kolumu tuttu "Annen baban yokmu senin?" beklemediğim yerden vurdun komutan. "tabikide var" Dedim geçiştirir gibi. "Hatta beni merak etmişlerdir ben gideyim. Herşey için sağolun" "Adın ne senin?" "Zeynep" "Tamam zeynep dinle" "Ama annem ile baba-" "Sadece dinle kısa tutacağım" "Pekâla dinliyorum" "Bak zeynep senin hakkında azda olsa bilgiye sahibiz ve bildiğim kadarıyla senin annen ile baban yok. Ayrıca sokakta kalıyormuşsun, bize yalan söyleme biz askeriz sana yardım edebiliriz. Değilmi?" Diyerek arkasını döndü ve timine baktı ve hepsinden aynı cümle çıktı. "EDERİZ KOMUTANIM!" _______________________________________ bölümü sevdiniz mi?? İlk defa kitap yazıyorum yapabildiğimin en iyisini yapmaya çalıştım. sizce diğer bölümlerde ne olacak?? yorumlarınızı bekliyorum her hafta yeni bölüm atmayı planlıyorum sizin düşünceniz göre 4 güne düşünebilirim şimdilik görüşürüz!! |
0% |