10. Bölüm kahramanlık

Kapıyı açtığığımda Selim pijamasını giymişti ama üstünü gitmemişti (laf aramızda,ama baya çekiçi gözüküyordu bu hali) sanki görmemiş gibi "Çok pardon ya ses gelince bişey oldu sandım sana" demiştim. Bana dönerek "Bişey olmaz bana merak etme sende fazla ayakta durma dinlen yoruldun bugün zaten" demişti bende pijalarımı giymiştim, ve mutfağa gitmiştim mutfakta çok hamarat olduğum için nescafe yapmıştım ve yanınada çayın yanında yiyemediklerimizi tekrar koymuştum belki busefer yeriz diye. Selim biradan bana seslenmişti "Burcu bi bakarmısın" dediğinde odaya doğru gitmiştim kapıyı açtığımda tişört olmamıştı çok sıkıydı hafifce gülerek "Bekle kendi tişörtlerimden getiriyim sana" dediğimde bana "Ne bu bana olmadıysa seninkiler nasıl olsun" demişti. Bende ona en buyuk tişörtümü götürmüştüm bende buyük beden çok fazla tişört vardı çünkü çok rahatlardı. Ona birtanesini götürmüştüm ve ona uzatarak "Buyük beden bende tişört fazlasıyla var rahat oluyorlar" Al olur bu sana demiştim ve hemen giymişti ve kasları çok belli oluyordu. Sonrasında tam yakışmış diyicekken yerden hamam böceği geçince hemen selimin kuçağına atlayarak bağırmaya başlamıştım. Anlam verememiştim bende elimi işaret edip "Hamam böceği var orda ben çok korkuyorum. Bana bakarak" Tamam seni salona götüriyim ben onu halledim ozamn demişti bende "Çabuk gel ama korkuyorum" demiştim beni kultuğa bıraktıktan sonra böcek ilacını elim ile göstermiştim oda ilacı alıp odaya gitmişti ve Kapıyı da kapatmıştı. Ama ses gelmemişti 5 dakikanın ardından yanıma gelmişti ona bakarak

"Öldürdünmü onu"

"Yok balkona bıraktım"

Demişti bende tam koltuğa oturcakken hamam böceği koltuktaydı ve selimin tekrardan kuçağına atlayarak ona sımsıkı sarılmıştım. Ve ona bakarak "Hamam böceği burda koltukta bu evden gidelim bunlardan vardır hala ben burda kalamam" demiştim ve selimin kuçağına çantamı alıp evden çıkmıştık hala selimin kucağındayım. Ve küçük bir bebek gibi sarılmıştım ona. Ve sonra aranın anahtarı ile arabayı açıp beni koltuğa oturttuktan sonra oda kendi kapısını açıp oturmuştu. Ona nazikçe sorarak

"Nereye gidiyoruz"

"Gidince görürsün" demişti. Meraklanmıştım da açıkçası ve 30 dakikalık araba yolculuğundan sonra gelmiştik. Ama burası...