Zoruluklarla mücadelemiz bitmek bilmiyordu. Eve haciz gelmesinin ardından dükkanada haciz geldi. Sabahları dükkanı abim açıyor, abim okula gideceği sırada babam gidiyor, babamın iş saatinde annem dükkana gidiyordu. Sabah kahvaltı yaparken, abimden gelen telefonla annemle ve babam dükkana gittiler. Gittiklerinde avukatlarla karşılamışlar. Bu olaylardan bir kaç ay önce babam ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yattı. Babam ve ortağı bizim akrabımız serdar’ dan mal satın alıyorlarmış. Babam zamanında şunu demiş. “ benim olmadığım zamanlarda, benim imzam olmadan, benim bilgim dışında ortağıma mal vermeyin.” Fakat babam hastanede yatarken bilgisi dışında ortağına mal veriyorlar, ve babamın imzasını taklit ederek şirket üstüne senet imzalıyorlar. Babam hastaneden çıktıktan sonra antidepresan kullanıyor. Bunu bilen Serdar, babamın bu durumundan faydalanarak, babamın direkt şahsına bir senet imzalatıyor, fakat babamın antidepresanlardan beyni uyuştuğu için neye imza attığını anlamıyor bile.Babam bunların hiç birini bilmiyor, aylar sonra dükkana gelen avukatlarla bunu öğreniyorlar. Senetler ödenmediği içinde avukatlar dükkanı haczetmeye gelmiş. Aslında Serdar öncesinde ihtarname yollamış, ama babam korkusundan annemden gizlemiş. Annemler icrayı kaldırması için serdar’ la konuşmaya gidiyorlar. Babamın eski ortağı malları geri göndereceğini söylüyor, ama serdar; “mallar geldiğinde raf ömrü geçmiş olursa?”diye bahane üretip, direkt para almak istiyor.

 Annem

sen icrayı kaldır, dükkanı satılağa koyacağım, paranı ödeyeceğim

Serdar

ya satılmazsa

Annem

Eğer satılmazsa dükkanı kiraya veririz, kiracıyla anlaşmayı sen yaparsın, kira düzenli olarak sana yatar.

Annemin bu söylemleri üzerine serdar “tamam, kaldırtacağım diyor. Annemler en azından haciz kalkacağı için azda olsa rahatlıyor. Tabi akrabalarından bu denli ihanet görmek onları, acı bir yıkıma uğratıyor. Aradan bir kaç gün geçiyor, dükkanı satılıyor ve almak isteyen kadınla birlikte vergi dairesine gidiyorlar. Kadın parayı anneme veriyor, fakat vergi dairesinde öğreniyorlar ki, haciz kalkmamış, ve dükkan satılamıyor. Annem, kadına parayı geri iade ediyor. Annemler oldukça sinirli, çünkü kaldıracağını söylemişti. Hemen serdar’ ın dükkanına gidiyorlar. “Neden kaldırmadın?” Diye soru yönetiyorlar, karşılık olarak “ya mallarım gelmezse, gelirse raf ömrü geçerse?” diye, bir ton bahane üretiyor. Ve anneme diyor ki; Siz bana parayı verin, eğer mallar gelirse, ben size parayı geri veririm.”Tabiki, annem biz sana güvenemeyiz, icrayı kaldıracağım dedin, onu bile yapmadın diyerek, kabul etmiyor. Dükkanda serdar’ ın abisi varmış. En son dayanamamış ve demiş ki; “Serdar saçma saçma konuşma, o sesini kes, icrayı kaldır.” Abisinin lafı üzerine “ tamam” demekten başka bir çaresi kalmamış. İcrayı kaldırmayı kabul etmiş, etmesine ama tabiki bu işten yine bizimkiler zararlı çıkıyor. Onca dert arasında birde avukat masrafları ekleniyor. Babamın ortağı bir kaç gün sonra, malları geri yolluyor. yollamasına yolluyor ama yine borç üstüne borç ekleniyor. Karşı tarafın avukat ödemesinide bizimkiler yapıyor. Ve bir kez daha anlıyoruz ki; “ BAZI AKRABALAR, AKRABA DEĞİL AKBABADIR.

İnsanlar iflas eden akrabaları için, onca yardımda bulunup, üstüne birde olan borçlarını silmeye yardım ediyorlar. Bizim akrabalarımızda bir mal varlığımız eksilsin diye uğraşıyorlar. Ve herkes babamın ciddi rahatsızlıkları olduğunu biliyordu. Bizi bu hale sürükleyen kim varsa, düştüğümüzde bir nebze bile sevinen kim varsa. Rabbim ne eksik, ne fazla, bizim yaşadıklarımızı yaşatsın. O yaşanmışlıklar, onlara yeter de, atarda. Elimizden tutmayıp, bizi iten, hiç bir şey yapmadan düşüşümüzü izleyen kim varsa hakkım sonuna kadar haram olsun. Hiç birinizi affetmiyorum, mahşerde bekleyeceğim.

DUYURU: MERHABALARRRR RİCA ETSEM BÖLÜMLERLE İLGİLİ OLUMLU VEYA OLUMSUZ YORUM YAPAR MISINIZ? OKUYUCU OLARAK FİKİRLERİNİZİ MERAK EDİYORUM