@gul_turbas
|
Her şey ters gitmeye devam ediyor, hiç bir şey yolunda gitmemeye and içmiş gibi. Bunca kötü insan arasında şükür ki, iyi insanlara denk gelebildik. Babamın yeğeni Serap her türlü yanımızda destek oluyor. Bizi sürekli çağırıyor, yemekler hazırlıyor, tatlılar yapıyor. Durumumuzun olmadığını farkında ve bize yardımcı olmaya çalışıyor. İki tane çocuğu var, biri benimle yaşıt Ahsen, diğeri kardeşimle yaşıt Sefa. Hepimiz için onlara gitmek büyük veli nimet idi. Her biri bize ayrı ayrı sıcak davranıyordu. Aslında onlar normalde balıkesir’ de yaşıyorlardı ama Serap’ ın annesi, yani halam kader yatalak olduğu için, oradaki her şeyi bırakıp, halamın yanına İstanbul’ a taşınma kararı aldılar. Kendisi ve çocuklar burada, fakat eşi balıkesir’ de kalıyordu. Bizim için çok iyi oldu, manevi açıdan bize desteğini üstümüzden çekmiyordu. Hep bizi çağırıyor, her anımızı merak edip, soruyordu. İşlerimiz o kadar ters gidiyordu ki,“gelin size, kurşun dökeyim” dedi. Annemde kabul etti, kurşunu döktünden sonra, “ burda çok büyük gözler var, size büyü yapılmış” dedi. Tabi annemin morali bozuldu. Öyle bir şey var mıdır, diye düşünüp duruyor, içi içini yiyordu. Serap, bunu yapanın küçük halam olduğunu ima eder gibi konuştu, annem yinede öyle bir şeye ihtimal vermedi. Bir süre sonra annem ve babam kalp gözü açık bir ablaya gittiler. Kadın büyü olduğunu tastikleyip, kız kardeşi var mı diye soruyor. Annemde “evet, üç tane görümcem var”diyor. Ablada üstüne basa basa “senin kız kardeşin var mı?” diye soruyor. Annem “evet“ cevabını veriyor, fakat neden böyle bir soru sorduğunu anlamlandıramıyor, ama üzerinde de durmuyor. Tuhafiye dükkanı iş yapmadığı için kapattık, dükkanı kiraya vermeye çalışıyorduk ve o kadar güzel bir yerde olmasına rağmen tutulmuyordu. Borçlarla mücadele etmekten hem çok yorulmuş, hemde başa çıkamaz haldeydik. Neredeyse sağlam olan araba her gün düzenli olarak bozulup, bize masraf açıyordu. İşler yoluna ne zaman girecek diye sabırla bekliyorduk. Bir gün annem ve babam çok kötü kavga ettiler. Babam evi terk etti Serap’ larda kalıyordu, asla eve gelmiyordu. Babamın gelmeyişi beni çok üzüyordu, her gece yatmadan önce babamı öper öyle yatardım. Babam iş için şehir dışına çıktığında bile babam gelene kadar verimli bir uyku uyuyamazdım. Babamı öpmeden yatalı beş gün olmuştu. İçimi huzursuzluk sarmıştı. Babam o kadar inat edip gelmemişti ki, en son annem gidip ikna etti de öyle geldi. Babamın eve geldiği sabah gözlerimi açtım, ablam telefonda biriyle konuşuyordu.
Ben; kim o
Ablam;
arkadaşım Gülnur
Ben;
yalan söyleme erkek sesi duydum
Ablam;
hayır al konuş istersen
Telefonu elime aldığımda
Alooo merhaba ben Gülnur diyen bir ses duydum.
Herhalde yaşım on bir diye beyniminde küçük olduğunu düşündüler. Erkeğin, kız sesi yaptığını anlayacak kadar büyümüştüm. Ablama telefonu verip; “çocuğum ama ahmak değilim, bir erkekle konuştuğunu kimseye söylemem” dedim. O günden sonra bu sır ablam ve benimle kaldı. Uzun bir süre kimse bunu öğrenmemişti, taki o güne kadar. MERHABALARRRR LÜTFEN OLUMLU VEYA OLUMSUZ YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.. |
0% |