Yeni Üyelik
29.
Bölüm

HOCALIK DÖNEMİ

@gul_turbas

Bu yaz evde durmak istemedim, kuran kursuna yaz hocası olarak gitmeyi tercih ettim tıpkı staj gibi düşünebilirsiniz. İlk hocalık deneyimime adım atmış bulunmaktaydım. Hocalık yapacağım için içimde oldukça fazla bir heyecan vardı bütün hazırlıkları yaptım. Eşyalarımın hepsi hazırdı, sadece terliklerim eksikti ve Nida ile birlikte terlik almak için pazara gittik az bir param vardı. Mezun olduğum için insanlar hediye olarak para vermişlerdi. Terlik tezgahına gittiğimizde tam istediğim gibi bir terlik buldum ve fiyatı tam denk geldi. Nida ile aynı terliği alıp pazardan ayrıldık. Bir kaç saat sonra kursa gidecektik, çok heyecanlıydım, hemen saçımı tarayıp kişisel bakımımı yapmaya koyuldum, bakım yaptıktan sonra odaya geçtim annem teyzemin kızına sarılmıştı, bize gelince sarılmayı sevmeyen annem, isteyince sarıp sarmalıyormuş, tabi ben görünce bozuldum şakayla karışık, “ben sarılayım desem yok dersin ama” dedim, sinirli bir şekilde bana bakıp, “sen ne kadar kıskançsın, yeğenlerim tabi sarılırım en azından sizin gibi beni üzmüyorlar” dedi. Şok olup baktım hiç bir şey demedim, herkesin karşısında böyle mahcup ediyordu, bizim ona yaptığımız hiç bir şey yoktu, mükemmeliz demiyorum ama bu söylediklerini de hak etmiyoruz. Sanki yeğenleri onun çocukları biz dış kapının mandalıyız. Ne kadar kıskançsın diyor; tabi ki kıskanırım sen beni annemsin ve bana vermekten aciz olduğun sevgiyi başkalarına bol bol dağıtırsın kıskanırım, kim olsa kıskanırdı. Muhabbet sinirlerimi bozmuştu, saate baktım vakit yaklaşmıştı hazırlanıp evden çıktım, servise binmek üzere yola koyuldum. Bir kaç dakika yürüdükten sonra servise bindik, yirmi dakika gibi bir sürede varmıştık. Hepimiz heyecanlı bir şekilde kurstan içeriye girdik. Biz içeri girip yerleşirken kapı çaldı, kursun sahininin olduğunu düşünüp açtığımda şaşırdım karşımda üç tane bizim yaşlarımızda kızlar duruyordu, hafif tebessüm ederek baktım. İçeri doğru geçtiler, üç hoca eksikmiş ve başka kurstan kızlar hocalık için gelmiş. Önce kızlarla tanıştık ve hepimiz eşyalarımızı yerleştirdik, kızlar iyi insanlara benziyorlardı ama zamanla görecektik. Vakit geç olduğu için erkenden uyuduk.Sabah kalktığımda içimde inanılmaz bir heyecan vardı. Hazırlandık ve talebelerin gelmesini bekledik. Kapı çaldı ve öğrenciler gelmeye başladı, her birini güler yüzle ağırladık. Bütün herkes tamamlanınca, hocalar olarak hepimiz sınıflarımıza girdik. Ve talebelerimle tanıştığım ilk an, hepsi o kadar iyi o kadar tatlı kızlardı ki. İlk gün olduğu için ders işlemeyip tanıştık, ilk gün olduğu için ders işlemeyip birbirimizi tanımaya çalışıp sohbet ettik. Ders saati bittikten sonra biz arkadaşlar olarak çay saati yaptık, ilk gün oldukça güzel geçmişti, hocalık çok güzel bir duyguydu. Diğer günlerde stabil geçiyordu, ilk ders ikinci, üçüncü ders derken zaman akıp gidiyordu, biz bu akan zamanda bazen bazı afacanlıklar yaptık kursun sahibine söylemeden geceleri dışarı çıkıp, dondurma yiyorduk, hatta lunaparka gitmişliğimiz bile var. Bu zamanlar annem bana az para veriyordu, paramın olmadığını fark eden asiye kendine ne alıyorsa banada alıyordu, öyle güzel bir kalbi vardı ki, kırk yılda geçse bana yaptığını unutmam. Dışarıdan yemek söylüyordu kızlar, ben param olmadığı için tokum diyordum ama asiye banada alıyordu, şimdi siz söyleyin bir asırda geçse siz bu iyiliği unutur musunuz, bence kimse unutamaz. Kursta günler geçip giderken İlyada ile samimi olmaya başladık, bana gayet iyi davranıyordu, çok tatlı biriydi. Günler böyle geçip giderken karne gününe bir hafta kaldı, kursun sahibi bize sürekli mobing uyguluyordu. Biz de İlayda ve asiye ile buna dayanamadık, ben tel tedavim için doktora gitmem gerekiyordu, birlikte çıkıp gittik ve bir daha kursa dönmedik. Kurs bitmişti yazında bitmesine az bir süre kalmıştı, teyzem kuzenlerimi kendi evine çağırıyor bizi çağırmıyordu, en nefret ettiğim konu, birlikteyken yüzümüze gülüyor ama uzaklaştıktan sonra düşmanlığını sürüyordu, o bize öyle yaptığı için bende bütün kuzenlerimi evime ve çağırdım ve onun kızını çağırmadım, beni aradı; “ herkesi çağırıyorsun madem benim kızımı neden çağırmıyorsun” diye hesap sordu. Bahsettiğim bu, kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkasına yapmayın. Hep yaptılar, her zaman bizi dışladılar, sonra bizi suçlu ilan ettiler. Hepimiz anneannemde olurduk, dışarı çıkarlardı bana sende gel bile demezlerdi, köşede mahsun mahsun durup onları izlerdim.” Seneler geçiyor gidiyor ama insanın kalbine kazınmış hiç bir yara iyileşmiyor.” Şuna eminim ki, babam öldüğünde bile kimse bize üzülmedi, acımadı, içten içe bütün düşmanlarımız sevindi. “Sevindiğiniz her acıyla sınanmamız dileğiyle.”

 

 

Loading...
0%