Sabah uyandığımda kalbimin çarpıntısını size anlatamam, gece doğru düzgün uyuyamamıştım bile, buluşma saatine daha beş saat vardı. Saat yediydi biz ise on ikide buluşacaktık, biraz yatakta oyalandım daha sonra kalkıp kahvaltımı yapıp, duşa girdim. Sanki saat ilerlemiyor gibi geliyordu, geç hazırlandığım için erkenden hazırlanmaya başladım, tabi içimde uçuşan kelebeklerinde etkisi hayli fazlaydı. Saat on olmuştu, kuzenim hilal’i arayıp uyandırdım. Annem ararsa diye her ihtimale karşı hilal le gidecektim, ben hazırlanana kadar saat on bir olmuştu. Annem uyuyordu ona seslenip çıkacağımı söyledim ve evden ayrıldım. Önce hilal’i evden aldım zaten evimizin arası on beş dakikaydı, oradaki avm de ilkay’ın gelmesini bekledik. Bir kaç dakika bekledikten sonra o an geldi.
Onu görüyordum karşımdaydı, adım atıp yürümeyemiyordum, ayaklarım tutmuyordu, ellerim zangır zangır titriyordu. Nefesim kesilmişti, aşk mıydı bu, kendime gelemiyordum. Zorla ona doğru adım attım, “hoşgeldin” dedim, “sende hoşgeldin” dedi, utangaç bir şekilde. O gökyüzü mavisi mi, yoksa çimen yeşil’i mi, belli olmayan gözlerine bakamıyordum. Arabaya bindik, nereye gidelim diye sordu, farklı bir semtte olsak akrabalardan uzak bir yerde olsak daha iyi olur dedim. Yarım saat uzaklıkta olan bizim hep gittiğimiz bir cafe vardı orayı tarif ettim. Biz yolda giderken annem aradı, ne zaman geleceksin hastane sonuçlarını almaya gideceğiz dedi. Beni korku sardı, hemen gitmem gerekiyor ama daha oturamamıştık bile, anne kızlarlayım ama kaçta geliyim dedim. O an annemden hiç beklemediğim bir tepki aldım, tamam o zaman ben gideyim zaten sadece sonuçları alacağım senin olmana gerek yoktur herhalde dedi. O an içim huzur doldu, o kadar feraha ermiş hissettim kendimi. Ben telefonu kapattığımda cafeye varmıştık. Hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum. Yanından ayrılıp gitmek istemiyordum, hep yanımda kalsa sıkılmazdım. Çok gariptir ki, sanki yıllardır tanıyormuşum hissi vardı içimde, gözlerine bakmaya kıyamıyordum. Bir kaç saat oturduktan sonra gitme vakti gelmşti, ama yanından ayrılmak istemiyordum, gideceğim için çok üzgündüm. Cafeden kalktık, arabayla geldiği için bizide evin yakınında kimsenin görmeyeceği bir yerde bıraktı, kendi evime değil anneannemlere gidecektim. Yolda ilerlerken çığlık atmak istiyordum, gördüğüm herkese haykırmak istiyordum. Hilal yanımızda durmamak için diğer masada arkadaşıyla oturmuştu. İçimdeki kelebekler o kadar arttı ki, midem sancıyordu, çok mutluydum, huzuru bulmuştum. Aşk buydu işte, evet aşık oldum!. Eve geçtim ama gülmekten kendimi alamıyorum, uçmak istiyordu, herkese sarılmak istiyordum. Yanından ayrıldıktan sonra bana mesaj attı, eve vardın mı yazdı, “evet” diye cevap verdim. Annem anneannemlerde olduğu için oraya gittim, mutluluktan yemek bile yiyemiyordum bir kaç kaşık aldım ve kalktım, mutfağı toplayıp eve geçtik. Vakit geç olmuştu annem yattı, bende odama geçtim.Telefonum çaldı İlkay arıyordu, her telefon çalıştığında kalbim yerinden çıkarcasına atıyordu, açtım konuştuk. Beni çok beğendiğini söyledi, çok güzel olduğumdan bahsetti. Beni dünyanın en mükemmel kadını gibi hissettiriyordu. Biz her gün böyle saatlerce konuşuyorduk.