Yeni Üyelik
11.
Bölüm

KALP YARASI

@gul_turbas

Ablam şennur ağzından;

Arkadaşım aracılığıyla bir çocukla tanıştım. İlk başta konuşmak istemedim, arkadaşım çok ısrar edince bir şans vermeyi kabul ettim. Aslında ilk başta hiç içime sinmemişti hatta en yakın kuzenim arzu’ ya “al sen konuş” bile demiştim.

Konuşup muhabbet ettikçe kalbimin ısındığını hissettim. İlk bir kaç ay her şey oldukça iyiydi. Karşımdaki insan kalbi temiz, sevmek nedir bilen biriydi. Yaşım daha on yedi, küçük olduğumun farkındayım ama malesef kalp hiç bir sözü dinlemiyor. Her geçen gün kalbimin ritmi değişiyor, her mesaj geldiğinde heyecandan ellerim titriyordu. Daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı, peki bu duygu aşk mıydı ? Konuşalı bir kaç ay olmuştu, az bir süreydi ama duygularımın yoğunluğu oldukça fazlaydı. Ben kendi tercihim ve özgür irademle kursa gidiyordum bu yüzden sadece hafta sonları telefonu elime alabiliyordum. Kendi evimde de telefonla rahat konuşamıyorum diye kurstan hemen sonra anneannemlere gitmiştim, bütün herkes oradaydı annem henüz gelmemişti. En yakın kuzenim arzu’ da yanımda odada oturuyorduk, hasan’ ı arıyordum fakat telefonuna ulaşılamıyordu, bir hafta hiç sesini duymamıştım, heyecanla gelip aradım telefonun kapalı olması bütün moralimi alt üst etti. Başına bir şey mi geldi diye düşünüp endişeleniyordum ama elimden gelen hiç bir şey yoktu. Bir kaç dakika sonra kapı çaldı, içerden annemin sesini duydum annem bağırdı “ o rezil pislik kızı buraya çağırın”. Anlam veremeyip arzu’yla birbirimize baktık, kapının açılmasıyla irkildik, anneannem gelmişti. “ annen seni çağırıyor istersen bir bak” Dedi

Arzu’ ya dönüp, “kesin öğrendi.”dedim. Hiç bir şey demeden, gözleriyle “büyük ihtimalle öğrendi” bakışını attı. Annemin olduğu odada herkes vardı geçtim oturdum. Yüzüm kıpkırmızı, ellerimden soğuk terler akıyor. Annem; “Sen nasıl elin adamlarıyla konuşursun, sen benim yüzümü nasıl öne eğersin” dedi. Sözü biter bitmez elindeki telefonu fırlattı, biz Arzu’yla yanyana oturuyorduk annem telefonu bana doğru attı ama arzu’ nun kafasına geldi. O an, o kadar utanç içindeydim ki, yaptığımın yanlış olduğunu farkındaydım ama annemin konuşmasıyla yaptığım şeyin çok aşağılık bir şey olduğunu düşünüp, duyduğum utançtan yerin dibine girmek istedim. Arzu’ da benim yüzümden kafasına telefonu yiyince, birde ona mahcup hissettim . O an yerin yarılmasını ve içine girip ortadan kaybolmayı o kadar çok istedim ki. Bütün kuzenlerimin içinde çok ağır kelimeler kullandı, ben kötü hiç bir şey yapmadım, sadece konuşuyorduk. Neredeyse bütün kuzenlerimin erkek arkadaşları vardı, hepsinin annesi biliyor, “bizden bir şey gizlemeyin, hata yapmayın” diyorlardı. Kızacakları zaman da köşeye çekip kimsenin duymayacağı bir yerde kızıyorlardı. Annemin bana kızmasına herhangi bir söz söyleyemem, ama insanların içinde beni rencide etmesi gerekmezdi. Kendi evimize gittiğinde beni karşısına alıp konuşsa, ne gururum kırılır, ne de onurum incinirdi. Annemin karşında el pençe divan oturuyordum, sözü bitince “kalk defol git içeriye, telefonu da çıkar koy şuraya ” dedi. Gözyaşlarımı tutamıyordum, herkesin için bu sözleri duymak çok ağırıma gitmişti hemde telefonumu almış olması beni çok daha üzmüştü. Biz arzu' yla diğer odada otururken konuşma sesleri geliyordu, annem nasıl öğrendiğini anlatıyordu. Anlattıklarını duymak için iyice sessizleştik.

Pazar günü kursa gitmeden önce yanlışlıkla kuzenim meryem’ in telefonuna, kendi telefonumu yönlendirmişim, fark etmedim tabi. Ben kurstayken telefonum kapalı, aynı çağrı Meryem’ in telefonuna düşüyor, o da açıyor

Hasan;

 

-Alo

-Şennur

-Şennur

 

Meryem “Şennur yok “diyerek telefonu kapatıyor. Olanları hemen anneme anlatıyor, annem duydukları karşısında hem oldukça şaşırmış hemde sinirlenmiş. Annem benimle konuştuktan bir kaç saat sonra, herkes içeride otururken, arzu’ dan telefonu aldım, o kapıda nöbet tutarken ben Hasan’ı aradım. Telefondan gelen ses ARADIĞINIZ KİŞİYE ŞUANDA ULAŞILAMIYOR

Annem kesin Hasan’la konuşmuştu o da bana haber vermeden, beni bırakıp gitmişti. Kalbime bir hançer saplandığını hissettim, dünya dönüyordu fakat benim için durmuştu. Baştan aşağı buz kesmiştim. Kaç aydır konuştuğum, hatta güvendiğim insan, korkağın tekiymiş. Ben o gün, bir erkek tarafından ilk darbemi yedim. Bu olan her şey Meryem’ in yüzünden olmuştu. Anneme gidip söylemeseydi, bunlar yaşanmayacaktı. Kendisinden haz etmezdim, haklıymışım da.

O günden sonra Meryem’ le artık muhabbeti azalttım, neredeyse hiç konuşmadık.

Günler geçip gidiyor, hafa içi kursa gidiyorum hafta sonu eve geliyordum ama annem benimle asla konuşmuyor, yüzüme dahi bakmıyordu. Öğrendiği günden itibaren beni yok sayıyordu.

Kursta günler geçmek bilmiyor, daha doğrusu geçmek bilmeyen günler mi, benim kalp yaram mı, bilmiyorum. İçimdeki acı dinmek bilmiyor, yüreğimdeki fırtınayı hiç kimse görmüyordü. Herkes gülüp eğlenirken, ben gülmenin ne olduğunu unutmuştum. Köşeye sinip oturuyordum, istemsiz arkadaşlarımdan soyutlanıyordum. Kurstaki hocalar hepimizi yazlığa götürmüştü, herkes oldukça mutlu eğlenirken ben kalbimin kanayan yarasının, dinmesi içim mücadele veriyordum. Gözlerimi kapatıyordum onu görüyordum, açıyordum onu görüyordum.

Bu kalp belası, acıların en derinlerindenmiş. Yemek yiyemez hale gelmiştim herkes yemem için ısrar ediyordu ama benim midem hiç bir şey kabul etmiyordu; kalbimin hüseyin’ in gidişini kabul etmediği gibi. Kurstaki arkadaşlarımım erkek arkadaşları olmadığı için bu durumu yadırgarlar diye anlatmıyordum, bir tek Gülnur biliyordu her şeyi, o da olmasaydı herhalde canıma kıyardım. Hafta sonu gelmişti, bu demek oluyordu ki; kursun çıkış günüydü. Gülnur bi haftaya yakındır kursta yoktu, gündüz vakti ders notlarını almaya gelmişti, herkes gülerken benim köşede pusup oturduğumu görünce yanıma geldi. “Seni bu hale getiren ne, Meramın nedir, anlat” dedi. Olan her şeyi bir bir anlattım. Ellerini ellerimin üstüne koydu ve dedi ki; “ Aslında sana hiç bir şey söylemeyecektim, ama senin bu halini görünce içim yandı ve karşı tarafta bunları söylemem için çok ısrar etti. Hasan beni aradı ve dedi ki;

Loading...
0%