Yeni Üyelik
28.
Bölüm

28🦋

@gulaskk

 

Doğduğum, büyüdüğüm yerden hiç gitmeseydim bunlar yine olur muydu? Bazı şehirler tanıdım çünkü. Önce anlamadım insanları. Sonra da ne yaparsam yapayım anlayamayacağımı anladım. Daha kendimi bile anlamazken... Azınlıkla güldüm, eğlendim; çoğunlukla gülüyor, eğleniyor gibi yaptım. Kısmen de astım suratımı, oturdum aşağı. İşte o zaman da fark ettim ki kimsenin umrunda değil! Ondan sonra kadim dostlarıma kesin dönüş yaptım: kitaplarıma. Kitaplar okudum. Kendimi aradım içlerinde. Onlar benim kendime bile söyleyemediklerimi bana tokat atar gibi söylediler. Ben de sustum o zaman. Sanki benden başka birisi daha bilse bütün büyü bozulacakmış gibi. Sustum. Artık içimden gelerek konuştuğum nadirdi. Okudukça kafamın içindeki dünya büyüdü, dışarıdaki küçüldü. Okudukça insanlardan sıkılmaya başladım. Her yerdelerdi. Hiçbirisi benim gibi değildi. Meğersem hiçbir zaman hiçbirisi benim gibi değilmiş. Yeni anladım. Anlamaya başladım. Kaçmaya devam ettim. Kaçışımın da en nihayetinde bir kaçıştan çok arayış olduğunu fark ettim sonra. Kendimi ikna etmem uzun zamanımı aldı. Direndim çünkü önce. Bugüne kadar gelişinin azımsanmayacak bir kısmını inadına borçlu birisi olarak direndim, direndim. Baktım olacak gibi değil, tamam dedim; kaçmıyorum, arıyorum. Bu sefer yolculuk daha çetrefilli bir hâl aldı. Ne aradığımı bilmiyordum! İçimdeki ses biliyordu, duymak istemedim. Bir insanın iç sesi hep mi duymak istemediklerini söyler? Dinlemedim önce. Hâlâ dinlemiyorum. Bir boşluktayım. Boşluğun içinde bir salıncağa oturmuş sallanıyorum. Ara sıra tutabileceğim eller belirir gibi oluyor. Elimi uzatamıyorum! Tutamıyorum!

Boşluğun ortasında, bir salıncağa oturmuş, bir ileri bir geri, sallanıyorum. Zaman geçiyor.

🦋

Loading...
0%