Olayın ardından iki gün geçmişti kendimi toparlamaya çalışıyordum. Aynadan kızarmış gözlerime solmuş tenime baktım çökmüştüm daha fazla kendime bakamadım odamdan çıktım. Yaz adliyeye gitmişti benim için bir gün izin alabilmişti sadece bende olmadığım için tüm dosya yükler onun üzerine kalmıştı. Mutfağa gidip kendime kahve yaptım tam içecek iken kapı çaldı bardağımı masaya bırakıp kapıya yöneldim açtığımda aynı benim gibi ağlamaktan kızarmış olan gözere baktım daha doğrusu uyumadığından gözleri bu halde olduğu her halinden belliydi.

"Yüzbaşı"dedim mırıldanarak. Elinde bir kap vardı bana doğru uzattı elindeki kap'ı sorgulamadan aldım.

"Yaz gönderdi seni kontrol etmemi istedi. İyimisin?"

" Ben iyiyim...... yani iyi olmaya çalışıyorum da sen pek iyi gibi gözükmüyorsun" acı içende gülümsedi çenesi ile elimde ki kap'ı gösterdi.

"Yaz onlar bitecek dedi aksi taktirde ben azar yerim başsavcıyı hiç sinir edesim yok sevgili savcı"

"Nasıl ihanet karşısında hala gülümseyip başkalarının emirlerini yerine getirip karşında ki kişileri düşüne biliyorsun?"

"İhanet......kendi kişisel durumlarım iş ortamım ayrı ben bu yolu vatanıma son nefesimi verene kadar savaşıp hizmet edeceğime söz verdim....yemin içtim ihanet uğruna vatanımı geride bırakmam acıyı yaşamak sadece seni güçsüz tutar savcı asla omuzlarını düşürme geleceğine mesleğine odaklan. " Dudaklarımı bir birine bastırdım başımı onaylarcasına salladım.

"Doğru diyorsun yüzbaşı ihanet ihanette kaldı asıl ihanet devletine yapmadığın yada yapamadığın görevindir"

"Aynen öyle" dedi göz kırparak. Hafif tebessüm ederek Kartal'a baktım.

"Kendine dikkat et" dedi kalın sesiyle sonrada arabasına binip gitti. Kapıyı ardından kapatıp içeri girdim Yaz her zaman ki gibi en sevdiğim sütlaç'ı almıştı gülümsemiştim. kaşık alıp koltuğa ayaklarımı bağdaş yaparak oturdum sütlaçımın tadını çıkardım aynı Serhat'ın o kadın ile zevkle tadını çıkardığı gibi sütlaç bittikten sonra elimi yüzümü yıkadım ardından depresyon kıyafetlerimden kurtuldum. Mutfağa geçip en iyi yaptığım şeyi yapmaya karar verdim yemek yapmak. kollarımı sıvadım yemek yapmaya başladım zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.

Yemekler hazırdı masayı kurmuştum az da olsa iyiydim kapı zili çaldı kolidorda asılı olan yuvarlak aynaya baktım dağınık topuzum ile baya komik gözüküyordum kendi kendime gülmeye başladım sanki iki gün önce aldatılan ben değilmişim gibi. Kapıyı açtığımda hala gülüyordum Yaz'ın arkasında ki şahısları görünce gülümsüyerek öylece kalmıştım.

"Bu gülümsemeyi neye borçluyuz?" dedi Yaz cilveli bir şekilde gözlerimi Kartaldan ayırıp Yaz' a baktım.

"Bilmem öyle gülesim geldi" dedim geçmeleri için geri çekilldim. İçeri girdiklerinde arkalarından kapıyı kapattım geçerken tekrardan aynadan kendime baktım saçımı açıp at kuyruğu yaptım. Sonra aklıma Serhat'ın bana herzaman söylediği sözü aklıma geldi " At kuyruğu seni daha güzel ve çekici yapıyor güzel Savcım" Anılar hüzün ile hatırlanacak evet bu bir gerçek hışımla saçımdaki tokayı çıkardım dağılan saçlarımı ellerim ile düzeltim öne gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

" Ev mis gibi yemek kokuyor" Yaz aç gözüküyordu gülümseyerek arkadaşıma baktım.

" Açmısın......Yani açmısınız?" Afallamıştım bu kadar kişi beklemiyordum. Yaz'ın yanında benimle aynı boyda olan sarışın yeşil gözlü esmer tenli bir kadın vardı. Onun az ilerisinde benden biraz daha uzun siyah saçlı ela gözlü esmer bir kadın daha vardı ve yanında Kartaldan biraz daha kısa sarışın mavi gözlü beyaz tenli takım elbiseli bir adam vardı.

" Sana geleceklerinden haber vermedim Asel. Bu Sanem Çalan karargahta hemşiremiz. Esmerimiz ise tim den keskin nişancımız Kader Uslanmaz. Bu da senelerdir bizimle çalışan Avukatımız Salih Ethem Çakırcı " Yaz hepsi ile tek tek tanıştırır iken gülümseyerek tokalaştım.

"Memnun oldum" dedim gülümseyerek.

"Yaz senden çok bahseder di Asel dediği kadar varmışsın beklediğimden de güzel bir kadınsın. " Sanem imrenerek bana bakıyordu şahsen ben kendimi o kadar güzel bulmuyordum.

"Teşşekür ederim sanem sende çok güzelsin. Dilerseniz masaya geçelim yemekler soğumasın" Masaya sadece iki kişilik tabak serfisi hazırlamıştım Yaz ve Sanem ile mutfağa geçip tabaklara yemek doldurmaya başladık Yaz her gördüğünde azından sular akıyordu resmen.

" Off! çok güzeller. Karnı yarık, Pilav , Yoğurt, İçli köfte, Salata, Lahana turşusu Asel döktürmüşsün ben bilseydim eve tek gelirdim." dedi yaz iç çekerek Sanem ile gülmeye başladık. Tezgahta ki İçli köfteyi alıp mutfaktan çıktık masaya her koyduğumuz yemeği Caner içtenlik le bakıyordu. Tabağı ortaya koyduktan sonra yerime geçip oturdum.

" Sayın Savcım en sevdiğim Savcım olmaya hak kazandınız." dedi Caner gülümsemiştim.

" Öyle ha. Sakın yüzbaşından aldığın cezaları veya yaptığın hataları dilekçe olarak bana verip ceza almaman için gelme yalvarsan bile artık bitti" Dedi Yaz kaşlarını çatarak.

" Yani Başsavcım sizde benim en sevdiğim savcım sınız ama bir kere bile böyle güzel yemekler yapıp ağzımı şenlendirmedin"

" Artık yeni Savcın seni komutanından kurtarsın"

" Ayıp oluyor ama kurtarır ya kurtarırsın dimi? sayın Savcım" Caner duygu sömürüsü yapar gibi bana bakıyordu. Bir yudum su içip Yaz'a baktım.

" Bunu neden kurtarıyorsun? Yani çok mu ceza alıyor?" dedim

" Nedemessin ki aşırı sırf patates soymasın diye hasta numarası yapar tebeşir suyu içer yada antremandan kaçar sonrada komutanı ağır ceza verir bayılana kadar ya tüm karargahı tur attırıp koşturur yada şınav çektirir veya tüm tuvaletleri baştan sona diş fırçası ile temizletir. Caner beyde bunları bir dilekçe olarak yazar ceza almaması için Yaz'a verir Yaz da dilekçeyi onaylar ve Caner komutanın elinden kurtulur." dedi Kader. Ağzım açık kalmıştı bu kadarını ummazdım şuan ki ortam beni tüm kötü düşüncelerimden azda olsa uzaklaştırmıştı.

" Sırf bu yaptıkları için tüm karargahı koşturmak, bayılana kadar şınav, diş....diş fırçası ile tüm karargahın tuvaletlerini temizletmek bu kadarı fazla değilm?i bu kadarı da caniliktir yani" dedim şaşkın şekildi.

" Bak Asel bile hak veriyor" Caner kendini üste atar gibi haklı çıkmaya çalışıyordu tabi onun bu laflarını yedirmek bana düşerdi.

" Hak vermiyorum hak ettiğin için bu cezaları alıyorsun. Sadece bu kadarı fazla çok katı, sert, huysuz ve küstah bir komutanın olduğu ap açık ortada caner ama bilki işini yapmadağın için seni cezalarından kurtarmam sadece cezanı daha az çekmeni sağlarım" dedim net şekilde Caner' bir anda yüzünü attı herkes gülmeye başladı. Mert ve Salih alkış atıp gülerek şarkı söylemeye başladı.

"Noldu pek bir keyfin yok

Düşlediğin gibi olmadı mı?

Yakıştı ama sana mor renk çok

Gelen yerimi doldurmadı mı?"

Hepimiz kahkaha atmaya başladık Caner yüzünü asmıştı kaşları çatık halde bize bakıyordu. O anda güldüğünde kısalan gözlere ve ortaya çıkan iki gamzesine baka kalmıştım. Göz göze geldiğimizde hala gülümsüyordu Kartal has bir kişiliğe sahipti tebessüm ederek gülerken kısılan yeşil gözlere baktım. Caner elindeki peçeteyi Salih'e fırlattı.

" Seni komutanından tek kurtaracak kişiyi kaybettin Caner bey" dedi Mert kahkaha atarak.

" Asel Caner'e bunları yapan komutan ile başa çıka bilirmisin? Yani bu kadar saydıra bildiğine göre huysuz..... küstah falan " dedi Sanem.

" Bir Savcıya baş gelebilecek karakterdeyse birşey diyemem ama benim başa çıkamadığım kimse yoktur Sanem. "

" Sert, katı, huysuz, küstah" Kartal tek kaşını kaldırarak tane tane söylemişti. Yaz ve Sanem kıkırdarken Kader'e baktım.

" Evet yüzbaşı neden size söylemişim gibi üstüne basa basa söylüyorsunuz? Yakın arkadaşınız mı yoksa?"

" TI! Ta kendisi Aselcim" Kader gülerek bana bakar iken karşımda oturan adama baktım yutkundum işte yerin dibine girmiştim. Elim ile alnımı ovdum Kartal hala bana bakıyordu bu bakışmadan kaçmam lazımdı bir kelime daha edemezdim. Sandelyemi hızla gerilye çekip ayağa kalktım .

" Doyduysanız salona geçin ben tatlıları servis edeyim. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım" dedim gülümseyerek Kartal gözlerini kısıp bana bakıp gülümsedi ardından herkes gülmeye başladığında gülerek başını aşağıya eğip kafasını iki yana salladı. Hızlı adımlarla mutfağa gidip Şekerpare yaptığım tatlı tepsisini fırından çıkarıp tabaklara koymaya başladım kızlar masayı toparlarken ben tatlıları hallediyordum.

" Ee Savcım ne oldu sanki bir utandınız" dedi Yaz alaycı bir tavırla gözlerimi devirdim iki tabak daha tatlıyı elime alıp mutfaktan çıktım. Caner ve Sanem' e verdikten sonra tekli koltuğa geçip oturdum.

" Ellerine sağlık Asel" dedi Salih.

" Afiyet olsun" dedim gülümseyerek. Tatlılar yenilirken arada tatlı sohpetler ediliyordu herkes hakkında az çok bilgi edine biliyordum çaylar içildikten sonra herkes montlarını giymiş şekilde kapının önünde duruyorlardı.

" Tekrardan ellerine sağlık çok lezzetliydi herşey için teşekkürler" dedi Sanem.

" Nedemek tekrar bekleriz" dedim gülümseyerek. Herkes arabaya binerken Kader ve Kartal hala kapının önünde bize bakıyorlardı.

" Seni de karargaha bekleriz Asel" dedi Kader.

" Geleceğim.... Umarım" dedim mıraldanarak.

" Karargaha gelirseniz umarım huysuz ve küstah komutanı görmek zorunda kalmazsınız Sayın Savcım" dedi Kartal gülümseyerk göz kırptı ardından Kader ile arabaya bindiler Yaz cilveli bir şekilde koluma omuz attı kapıyı kapattıktan sonra dediklerini idrak etmeye çalıştım. Evet yarın karargaha gidip gezicektim orada kimler ile karşılaşacağımı bilmiyordum belki sevilirdim belkide sevilmezdim bilemiyorum. Kendimi koltuğa attım yayılarak uzandım Yaz ayak ucuma oturup ayağıma şaplattı.

" Kartal ile ne bu samimiyetlik"

" Ne samimiyet liği Yaz adamı yeni görüyorum. Hatırlatırım aynı acıya sahibiz aynı gün ,aynı saat, aynı evde ikimizin sevdiği bizi aldatırken gördük." derin bi iç çektim. Ağlamak istemiyordum ağlamıyacaktım .

" O anlamda söylemek istememiştim. Neyse boşver unut o anı yok artık ne diyeceğim"

" Yaz abim hakkında diyeceksen hayır istemiyorum o adamın abim olduğunu bile bilmiyorum beni bu yaşıma kadar arayıp sormadılar şimdi mi yanıp tutuştular ben yirmi yedi yaşındayım Yaz yirmi yedi ve o yirmi yedi yaşına kadar beni başka bir aile büyüttü sahip çıkı bu saatten sonra karşıma çıkasalar ne değişecek"

" Seni zorlamak istemiyorum haklısın ama bir konuşsan belki bir nedenleri vardır"

" Dinlemek istemiyorum" dedim sinirli bir şekilde ayağa kalkıp hızlı adımlar ile odama gittim. Şu bir sene içinde nasıl çıktıysa Yaz' a abim diye tanıttığı bir adam arayıp duruyordu yıllar önce beni bırakıp gittiklerini söylemiş ardından pişman olduğunu söylemiş benimle konuşmak istiyormuş isteseler beni bıraktıkları yere gelip bula bilirlerdi ama gelmediler anlamlı bir bahanesi olduğuna eminim ki benimle konuşmak için çaba sarf ediyordu. Benim tek ailem beni büyütenler onların kanından olmaya bilirim ama ailemin sahiplenemediği küçük bir kız çocuğunu soyundan olmayan insanlar kendi çocukları gibi sevgi gösterip okuttu bu yaşa getirdi hiç bir şekilde o şahıslar ile konuşmayacaktım eğerki konuşursam beni büyütenlerin hakkını yerdim bunuda asla izin vermem.