Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@gulcan_gg

 

 

Bugün hiç uyanmak istemiyordum güneşin doğuşunu görmek istemiyordum. Bugün bana ihanet adam ile birinci senemize giriyorduk ilk sevgili olduğumuz tarih 21 Kasım 2026 tam bir sene önce aynı tarihte bana aşkını ilan etmişti şimdi ise ihanetini ......hayat sınavlar ile geçer benim birinci sınavım varlığını bile bilmediğim ailem ikincisi ise güvenip sevdiğim adam olmuştu." Sahra hala birşeyler yemedin atıştırırmısın artık" Yaz'ın konuşmasıyla düşüncelerimden arındım derin bir iç çektim elimdeki çatalı tabağa bıraktım hiç iştahım yoktu çayımdan bir yudum aldım ondanda tat alamadım.

" Ne oldu yüzünü ekşiktin?" Rize çayına alıştığım için kaçak çay'ın tadı bir garip geliyordu.

" Acilen rizeden çay getittirmem lazım" Dedim acı bir gülümsemeyle. Masadan kalkıp odama gittim üzerimi giyindikten sonra odadan çıktım adliyede olmam benim için en iyisi olacaktı evde durursam kendimi daha kötü hessedecektim. Yaz mutfağı toparladıktan sonra üzerini giyinirken ben evden çıkıp arabaya bindim kendime bir araba almak zorundaydım ne zamana kadar Yaz benim şoförlüğümü yapacaktı kızın üzerinde yeterince yüktüm araba konusunda adliyeden sonra halledeceğime dair telefonumu çıkarıp not tuttum. Dosyalar ile ilgilenirken ne yapacağımı sürekli unutur oldum o yüzden telefonun not bölgesine kaydediyordum. Yaz sessizce araba kullanıyordu yolu izlerkin istemsizce şarkı mırıldanmaya başladım.

" Sen yarim idun,
sevduğum idun,
söz vermiştuk ölümüne
sen benum idun.

Alnumuza yazildi yar
bu kara yazi
söz vermiştuk tutamaduk
biz sözumüzü."

Şarkıyı mırıldanırken gözümden bir damla yaş süzüldü Yaz firene basıp arabayı durduğunda şaşkın şekilde Yaz'a baktım gözlerinde nefret, acı, üzüntü vardı.

" Ne oldu?" Dedim aslında arabayı neden durduğunu çok iyi biliyordum.

" Asel o piç kurusu için ağlama" Sesi uyarıcı bir tınıyla çıkmıştı şahsen şu anki Yaz dan korkmaya başlamıştım elinden gelse beni dövecekmiş gibi bir bakış atmıştı.

" Elimde değil Yaz bugün tek dileğim o adamla karşılaşmamak bugünü kendiside çok iyi biliyor. İllaki yanıma gelmek isteyecek eğer ki yüzü varsa" Akan göz yaşımı sildim. Yaz sinirli bir şekilde burnundan soldu arabayı tekrar çalıştırdı.

" Gelirse olacaklara katlanır" Yaz dediğini yapan bir insandı gerekirse tüm askeriyeyi adliye kapısına yığar Serhat'ın içeri girmesine izin vermezdi işte ben bu kızı bu yüzden bukadar çok seviyorum. Adliyeye vardığımızda direk odama çıktım Yaz ise aynen düşündüğüm gibi güvenlikleri uyarmıştı kapımı açtığım an masamın üzerindeki dosya yığınını görünce derin bir iç çektim.

" Yaz!" Dişlerimi sıkarak bağırmıştım. Yaz kapıyı çalmadan içeri daldı ilk bana sonrada masadaki dosyalara baktı ardından kıkırdamaya başladı. Telefonumu gelişi güzel sağımda kalan koltuğa fırlattım.

" Ne oldu ? Savcım" Yaz'ın alaycı bir tavırla konuşması sinirlenmeme daha fazla sebep oluyordu.

" Sen kendi dosyalarını da mı bana gagaladın?"

" Bugün kafanın dağılmasını istemiyormuydun. Al sana iş hem ben karargaha gideceğim bir zahmet o kadar tatil yaptın sana izin verdim dosyalar sende Savcı hanım eğerki yanına birini istersen Kartal yüzbaşı buralarda illaki olur onunla beraber dosyaları inceleye bilirsin. Çok güzel dosyalar ile ilgilenir ona az dosya gagalamadım. Ha! Bu arada revirde seni bekleleyen bir süpriz daha var dilersen bunları hızlı bitir." Kıkırdayarak odadan çıktı. Bu kızla baş etmek çok zordu bunu neden yaptığınıda çok iyi biliyordum ama bir yandan kendi işlerini yapmam içinde benden yararlanması işten kaçmasına sebep olacaktı ki kaçtı da. Daha fazla beklemeden masa başına oturup dosyaları inceledim revire gidelicekler ve tekrardan mahkemeye sunulacak davaları ayrındım tek tek okudum saatin kaç olduğunun farkında bile değildim. Kapı tıklandı " Gir" dedim elimdeki dosya ile ilgilenirken.

" Bu kaçıncı kahven Savcım aramı versen?" Duyduğum ses ile başımı dosyadan kaldırıp elinde kahve ile duran adama baktım. Hafif gülümsedim.

" Ara verilecek gibi değil Salih Avukat baksana Yaz hanım kendi dosyalarını bile bana postaladı gitti." Salih elindeki kahveyi masama bıraktıktan sonra masamın yanındaki deri koltuğa geçip oturdu kahvesinden bir yudum aldı.

" Yaz hanım nereye gitti?"

" Karargahta işi varmış"

" Bana da az yapmadı kendi dosyalarını bana yığar karargaha giderdi hep. Demek sıra sende. Yüzde yüz Karadenizli sevdaluğu görmeye gitti" Salih'in demesi ile gözlerimi kocaman açmıştım.

" Alptekin den bahsetmiyorsun dimi?" dedim inanmayarak.

" Aha! Bende onu diyordum." dedi Salih gülümseyerek.

" Nasıl? daha dün düşman gibi......."

" Onlar hep öyle Alptekin'in son olayından sonra Yaz kırılmıştı tabi dağ ayısından hiç vaz geçmedi ikisi bir birinden hoşlanıyor ama Yaz hanım hala burun sürtme derdinde. Diyoruk Yaz'a burnu karga gibi sürtsen kısalmaz daha çok sivri olur anlamıyor küçük hanım." Duyduklarım karşısında şaşmıştım gülmeye başlamıştım Yaz'dan ummadığım bir hareketti.

" Sen ciddimisin?" İnanmak içimden hiç gelmiyordu. Zamanında bana tek dediği'karadenizli, rize, trabzon falan öyle insanlarla evlenmem nedir o Yaz'um senu seviyorum mu diyecek' derdi dalga geçerek. Salih ile sohpet ederken bir yandan az kalmış dosyalar için bana yardımcı oluyordu Salih sayesinde erken bitmişti masada kalktığımda hafif esnedim.

" Nereye?" Dedi Salih ayağa kalkarak.

" Revire Yaz hanım orayada gitmemi istedi"

" Revire gidersen çıkamazsın. Bugün yeterince mesayi yaptın hadi gidelim."

" Gidelim derken? Nerede gideceğiz?"

" Bu gün Yaz'ın Hamsisunun doğum günü " Dedi Salih gülürek. Gözlerimi gülümseyerek devirdim masamdan telefonumu ve montumu alıp Salih ile adliyeden çıktık. Karargaha varmadan az ötesinde bir mekan vardı onun önüne Salih arabayı park etti aynandan arabadan indik mekan görünüş olarak hoş ve güzeldi. Salih içeriyi eli ile işaret ettiğinde minik bir tebessüm ile gülümseyip içeri girdim. Işıklar kapalıydı zifiri karanlık olan mekanda öylece kala kalmıştım.

" Salih biz yanlış geldik sanırım burada kimse yok" dedim. Arkamı döndüğümde açılan ışık ve patlayan konfeti ile yerimden sıçrayıp tiz çığlığım ile karşıdaki insanlara baka kaldım.

" Yaz" Dedim şaşkınlıkla karşımda karargahtaki herkes duruyordu iyide bugün Alptekin'in doğum günü değilmiydi?.

" İyiki Doğdun güzelim" dedi Yaz. Öylece dona kalmıştım elimdeki telefona baktım saat 00:00 22 Kasım benim doğum günüm unutmuştum. Yaz bana sıkıca sarılırken ben hala süprizin şokundaydım.

" Dilini yuttu Sayın Savcımız" dedi Caner gülerek.

" Bu.... Neden böyle birşey yaptın? Yaz" Gölerim dolmuştu ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

" Biliyorum sevmiyorsun böyle şeyler ama böyle güzel gününü normal günmüş gibi geçirmene izin veremezdim" Tekrar sarılmak istediğinde geriye bir adım attım. Teması fazla sevmiyordum Yaz bunu bildiği için bir kere sarılmak ile yetinmişti. Masada duran pastaya baktım iki katlı büyük siyah ve beyaz ile kaplanmış bir pastaydı Yaz ile beraber pastanın başına geçtiğimde yazıyı okudum.

" Bizim ilk ve tek Rizeli Savcımız. İyiki doğdun Güzel kedum." Yaz kıkırdarken gülerek Yaz'a baktım bu kız asla akıllanmayacaktı güler yüzleriyle bana bakan insanlara baktım.

" Dilek tutmadan sakın üfleme" dedi Kader. Ne dileye bilirdim ki? gözlerimi kapatıp açtım ardından mumu üfledim. Herkes alkış attığında akan göz yaşımı Yaz sildi doğduğum güne lanet ederken beni seven insanlar doğduğum günü kutlamaktan asla vaz geçmiyordu. Pasta kesildikten sonra elimde duran pastaya baktım kırmızı şarabımdan bir yudum aldığımda beyaz ekrana bir video yansılıtıldı işte bunu hiç beklemiyordum.

" Asel kuzum. Bizum birucuk yavrumuz iyiki doğdun iyi varsun belki yanunda değiluz ama bilki hep yanundayız kizum. Annen ve baban her zaman yanunda güzel yavrum allah senu başimuzdan eksik etmesun" Annemin elinden telefonu benden dört yaş küçük olan Gülbeyaz kardeşim aldı ve konuşmaya devam etti.

" Abla bu anam sana uşak bakıyor yeni yaşına girdu artık evlensun Serhat köpeğini bıraktı ona yakışacak uşaklar bulmak lazım diyor. Sakın evlenme mazallah seni bu sinir ve kibrine kim dayanur. İyiki doğdu iyiki varsın canım ablam" Konuşması üzerine hepimiz kahkaha atmıştık. Gübeyazın elinden bu sefer telefonu abim aldı yaşıklı abim öz olmasak bile aramızdaki bağı asla koparmazdık. Abim ekrana çıkınca karargahtaki kadınların dili tutulmuşçasına izliyorlardı. 1.95 boyu Sarı saç, Sarı sakal, beyaz ten ve yeşil gözlere sahipti kim olsa aşık olmamak elde değil.

" Asel'im küçük kedim. Yeni yaşın sana mutluluk getirir inşallah bu güzel anında yanında olamadığım için özür dilerim abicim en yakın zamanda yanında olacağım. Güzel dileklerimle ben gelene kadar kendine iyi bak olurmu abim seni seviyorum. " Abimden sonra telefonu eline babam aldı bana öz babadan öte davranan adam öz evladı gibi büyütüp sevgi veren adam.

" Kizum Bal çiçeğum. Güzel gözlum iyi doğdun biricuk yavrum yirmi sekuz sene önce kollarumda ağlarken sana karadenuz şarkuları söyleyerek yaturduğumu daha dün gibi haturlarum kızım. Hemen büyudun bak yanumuzda değilsun her şey gönlunce olsun ananun dediğuna bakma seni evlendurmeye gerek yoktur. Gelen uşaklari tüfek ile kovalamanu dört gözle beklerum yavrum. En yakun zamanda görüşmek üzere." Gülerken bir yandan ağlıyordum. Sulu gözlerimle Yaz'a baktım bu kadına o kadar çok borçlanıyordum ki hakkımı ona nasıl öderdim. Parti oldukça iyi geçmişti herkes dağıldıktan sonra Kartal, Yaz, Alptekin, Kader, Ateş ve ben kalmıştık mekanın önünde öylece duruyorduk kendimi motuma iyice sarmıştım soğuktan donmak üzereydim.

" Yaz'um senu evune bırakıyummu?" dedi Alptekin serseri bir gülüş ile Yaz gözlerini devirdi.

" Aman kalsın kendi arabam var." Ağzı içki koktuğunun farkında bile değildi.

" Herkes alkol içti" Dedi Kader. Ateş kolunu Kader'in omzuna attı .

" Evet hanım efendi o yüzden sizleri eve biz bırakacağız" dedi Ateş.

" Ben araba kullana bilirim. Hiç zahmet etme Alptekin" dedim mahçup bir şekilde benim için görevlerini bırakıp gelmişlerdi zaten.

"Sana bir seçenek sunmadık hem ben seni bırakmayacağım Sayın Savcım. Yüzbaşı bırakacak üç'e böldük Ateş Kader'i Ben Yaz'ı Kartal ise Seni bırakacak"

" İyide Yaz ile aynı evde kalıyorum hatırlatırım iki araba niye gitsin hem sende Kartal da çok yoruldu. Ve Ateş hadi Kader ile çift sen zaten Yaz'a yanıksın demiyorsun başbaşa vakit geçireceğim üç'e bölüyorsun" Alptekin gözlerini kısıp bana baktı.

" Sana kim söyledi?"

" Salih" dedim kıkırdayaak. Alptekin mırıldanarak Salih'e küfürler savurdu.

"Biz artık kaçalım" dedi Ateş. Kader'i alıp gitti geriye kaldık dört kişi .

" Tamam o zaman Yaz senin araban ile gelicekse bende Yaz'ın arabasını kullanırım."

" Tı Yaz'ın arabası tamirde Aselcim sanada kalıyor Kartal yüzbaşının konforlu arabasında yolculuk yapmak. Baksana burnun soğuktan kızarmış domatese dönmüş. Hadi bizde kaçar sizede iyi sohpeter" dedikten sonra üzerinde uyuklayan arkadaşımı alıp arabaya bindi kornaya basarak yoluna devam etti. Kartal'a baktım bu adamın boyu benden neden bu kadar uzundu?

" Gidelim mi? Yoksa burada buzdan heykele dönüşeceksin"dedi Kartal.

" Taksiye bine bilirim"

" Düş önüme Savcı iki kere tekrarlamaktan nefret ederim" İşte ben böyle şeylere hayatta katlanamam kaşlarımı çatıp benden uzun adama baktım.

" Tekrarlama o zaman taksiye binerim sende iki kere tekrar etmeden sessizce arabana binip gidersin"

" Geç oldu Savcı bin şu arabaya seni evine sağ sağlim bırakayım. Tekrar etmeyeceğim" Bu bir uyarıydı ve ben Asel Karahan emirlerden nefret ederim. Karşıdan gelen taksiyi durdurdum. Kapıyı açıp oturmadan önce Kartal'a baktım.

" Sen tekrar etmeyi sevmiyorsan bende emir kipinde konuşanlardan nefret ederim yüzbaşı sanada iyi geceler" dedikten sonra taksiye bindim. Şoför'e ev adresini verdikten sonra yolu izlemeye başladım.

" Hanım efendi bu arkadaki araba bizi mi takip ediyor?" dedi adam arkamı dönüp arkadaki arabaya baktım. Kartal'ın arabasıydı önüme döndüm adama birşey demedim eve vardığımda ücreti ödeyip arabadan hızla indim. O anda Kartal arabayı önüme kırıp durmamı sağladı camını açıp bana baktı.

" Bir daha lafımı dinlemezsen olacaklara katlanırsın Savcı"

" Pardon. Ben sizin askeriniz değilim karşında Savcın duruyor bilki seni dosyanlarınla da ben ilgileniyorum yüzbaşı ben kimsenin emirlerini yerine getirmek zorunda değilim buraya kadar takip etmenede gerek yoktu."

" Senin karşındada Yüzbaşı duruyor Savcı hanım. Bir dahaki sefere asi bir kaplan değil ailenin dediği gibi uslu bir kedi ol ve söz dinle senin arkandan herzaman gelecek halim yok"

" Sanki gel arkamda köpek ol diyoruz. " dedim Kartal öylece bana baka kaldı asla altta kalamazdım kalmazdımda kalmadım. Sinirli bir şekilde arabanın etrafından dolanıp eve geçtim. Alptekin gitmediği belliydi ki Yaz'ın kusma sesi geliyordu Alptekin ise onun çok içmesine kızıp duruyordu odama geçip kendimi yatağa attım. Sadece uyumak istiyordum.

Loading...
0%