@guldiyari
|
Beyazdan pembeye doğru ilerleyen kanatlara sahip kelebek nasılsa beni peşine takmıştı. Ormana doğru onu kovalamaya başladım ama nafile yetişemedim. Ben arkasından ilerledikçe kaçmanın bir yolunu buluyordu ama benim pes etme gibi bir niyetim yoktu o benden uzaklaştıkça ben daha da hizlaniyordum ve evet sonunda ellerimin arasındaydı . Kelebeği sağ elime aldım diğer elime ise onu koymak için kısa tombul bir kavanoz aldım. Sağ elimdeki kelebeği incitmeden kavanoza koyup eve doğru ilerlemeye başladım. Hava neredeyse karartmak üzereydi, ağaçlar sonbaharın habercisi gibi yapraklarını döküyordu. Fırsattan istifade tamamen yapraklarını dökmüş olan ağaca çıktım ağaç belliki çok yaşlıyı ortadan çatallamış bir tarafı hüzün ile yere doğru bukulurjen diğer tarafı dimdik ayaktayım diyordu sanki . Dimdik duran tarafa doğru tırmanmaya başladım. En uç kısma geldiğimde huzurla yüzümü okşayan rüzgarı hissettim gözlerimi derinliklere kapattım. Ama bir ses benim huzurumu bozmuştu orman yolunda bu tarafa doğru ilerleyen muhafızlar ve onun başında duran bir kralla ormanda ilerliyorlardı. Meraklanip onları izlemeye koyuldum . Atların ayak sesleri sanki kulağımda yankılanıyordu. Ses git gide yaklaşmaya başladı. Sesler yaklaştıkça benim içimdeki heyecanda artıyordu. Tam o sırada kafamda soru işaretleri yanmaya başladı. Acaba neden buradalardı ama bir garip kısım daha vardı burada bizim ev dışında başka bir ev yoktu yoksa düşündüğüm şey miydi ? |
0% |