Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Uyursam kokladığımda

@gulguzelim

Bu zamana kadar yazdıklarım gerçekti güzeldi. Hepsi benim bir parçamdı. Şimdi buraya kendimi ait hissediyordum ama gelecekte ne olur bilmiyorum bu dünyanın gönyesi yok henüz bir santimi ve metresi yok bunun için bilmiyorum gelecekte olacakları. Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Yerini gözüm kapalı bulabileceğim sınıfıma girdim. Gözlerim tek bir odak noktası bulurken bu oturmayı sevdiğim pencere pervazı olmuştu. Ne kadar tuhaftır değilmi buraya git gide alışıyordum.

Bir okadarda yabancıydım aynı zamanda. Pencereme baktığımda kilitlenmiş olduğunu gördüm. Bu pencereyi seviyordum. Çantamı fırlatırcasına sırama bıraktım. Pencerelerin önüne gittim yavaş yavaş kilitli olup olmadıklarını kontrol ettim. En sonunda birinin önünde durdum. Bu pencere açıktı.

Burukça gülümsedim. Yavaşça pencereyi açtım. Pervazına oturdum. Derin bir nefes aldım. Bu pencere benim penceremin yerini tutmamamıştı. Yavaşça içimi geçirdim. Pencerelerin pervazlarına oturmayı bana hissettirdiklerini seviyordum. Telefonumu Yavaşça cebimden çıkardım. Şarkı açtım. Yavaşça kulağıma dayadım. Bazen gözlerimi kapadım sustum. Bazense gözlerimi açıp fısıldadım. Tutun sen bana vallahi yerimden oynamam... şarkılar değişti insanlar altımda akıp geçti. Bense hislerim içinde boğulup durdum.

Biri dokundu beni bu hislerin içinden çekmek istercesine. Bense önemsemedim ilk defa. Yamuk sırıtışım yerleşti yüzüme bir kez daha. Bir kez daha dürtüldüm yavaşça kafamı çevirdim bu kez. Karşımda Gamze vardı. "Aşağıya inelim mi?." Diye sordu.

O sırada dikkatimi Buğse, Doğu, Melis, Çınar ve Gamzeninde sınıfta olduğu çekti. Gülünçtü ben onları bu sınıfı düşünürken onların geldiğini duyamayacak kadar dalmışım. Bu pencereyi seviyordum bazen düşünürken sadece hissizleşiyordum. Bazense öyle bir hale geliyordumki hislerimin içinde boğulmaya terk ediyordum kendimi. Gülünçtü.

Buraya kendimi ait hissediyordum ama aynı zamandada bir okadar yabancı ve aidiyetsiz. Neydi böyle bu. Neden sürekli dengem şaşıyordu. Bilmiyordum.

Kardeşim geldi sonra aklıma burda olsaydı kardeş dertleşmesi yapardık belki. Buruk bir tebessüm ettim. Şarkıyı kapattım. Düşüncelerden delirmeden önce onları bir kenara bıraktım. Gamzeye evet dedim. Pencere pervazına dönüp son bir kez baktım ve sınıftan çıktık.

Emir benim kardeşim gibiydi. Geçen gün aynı gün doğduğumuz öğrenmiştim. Aynı ikizler gibi. Bu gülünç derecede komikti çünki onun üçüzleri vardı. Bir ikiz daha isteyeceğini düşünmüyordum.

Gamzeyle sıraya geçtik. Bu sırada kardeşime bir sürprizim vardı Gamzeye o gelmeden bu planından bahsettim güldü. Heyecanlıyım. Kardeşim görüş açıma girdiğinde vereceği tepkiyi merak ediyordum.

Sıra olma olayı bittikten sonra Gamze ve Geceyle koşarak 4 kat çıktım. "Hızlı olun Emir gelmeden halletmeliyiz." Emirle geçen gün aynı doğum gününe sahip olduğumu öğrenince aklıma bir plan gelmişti. Kantinden aldığım en sevdiğim bitterli keki çıkardım. Aslında evden küçük mumlarla getirecektim. Aradım ama bulamamıştım sonuç ise elinde 10 santimlik gri bir mum tutan ve bu mumu küçük keke saplamaya çalışan bir Melodi olmuştu.

Mumu okula çakmak getirmek yasak olduğundan yakamamıştık. Olsundu. Yinede güzeldi . Ben saplarken o sırada içeri Kardeşim girdi. Bize bakmadan yerine geçmişti. Sıram onunkinin çaprazıydı. Arkamdaki kekle yanına gittim. Keki arkamdan çıkardığımda anlamsız bakışları üzerimdeydi.

"Benim doğum günüm okulun başında olduğu için ailem ve yakın bir arkadaşım dışında unutuyorlar. Belki seninkinide unutuyorlardır geçmiş doğum günün kutlu olsun kardeşim dedim. ." Elini ensesine attı, mahçupca gülümsedi. "Ben kutlamadım ki ama dedi" nasıl yani doğum gününü niye kutlamamıştı ki. "Doğum gününü neden kutlamadın ki diye söyledim bir anda şaşıracak." Hayır ben senin doğum günü kutlamadım dedi" mahçupca.

Bu sefer utanma sırası bendeydi. İşte yapmıştım yine melodiliğimi. İç sesim Yaren birkerede utandırma beni Melodi derken haklı olduğunu biliyordum. Evet iç sesimi. Bir ismi vardı yaren. Çabucak önemli olmadığını söyledim. Gamze ve Geceyse benim bu halime gülüyorlardı. " mumu yapamadık çakmak getiremediğimiz için bu sefer o önemli olmadığını söyleyerek teşekkür etti.

Kekin bir parçasını bölüp bana uzattı. İlk kez kardeşimle doğum günü kekimizi paylaşmıştık. Sonrasında ise hoca gelmeden yerimize geçmiştik. Ders matematik dersiydi ve hoca sizi dövmediğime dua edin der gibi bakıyordu. O ders bir şekilde geçti ve gitti. Mutluydum.

5. Ders ve 6. Ders boştu bizde kızlarla laflamaya başladık. Konuşuyor sohbet ediyorduk. Sonra ben telefonumdan el falı bakabilecek bir site açtım sırayla kızlara bakıyordum ve baktıklarımın yüzde doksanı doğru çıkıyordu.

Sonrasında ise Çınara sordum el falına bakıbilirmiyim diye. Tereddütlü bir şekilde elini uzattı. Fala bakmaya başladım her söylediğimle gözleri büyüyor beni teyit ediyordu. Cidden çok eğleniyordum.yanimdaki kızlarda bana bakıp gülüyorlardı. Bende sanki kırk yıldır fal bakan biriymiş edasıyla göğsümü gere gere elindeki işaretleri yorumluyordum ve birazda ufacık böbürleniyordum.

Allahım bu gidişle çarpılacağım. Çınarsa ne söylesem haklısın diyordu. Bu cidden çok komikti. Fallara inanmazdım ve şuan geldiğimiz noktaya bir vakarmısınız. Biz bunları konuşurken bir anda zil çaldı.

Yemekhanede sıra beklememek için koşa koşa yemek haneye gittik. Sırada başlardaydık. Berin ben ve Seren sohbet ediyorduk. Sonra bir anda bir bağırış yükseldi. Hepimiz korkudan yerimizde sıçramıştık. 12' lerden biri 9'lardan bir kıza bağırıyordu. Sen benim fotoğraflarımı nasıl çevresine diye baya kızın üstüne yürüyordu kızda onlara bunun müdür yardımcısının söylediğini sıraya kaynak yapanları biri olursa ve onu tanımıyorlarsa Fotoğrafını çekmesini istediğini anlatmaya çalışıyordu.

Bakın çalışıyordu diyorum. Çünkü karşısındaki abla öyle bir bağırıyordu ki konuşamıyordu bile. Bir yandan da kızın elinden telefonunu çekip almaya çalışıyordu. Kızsa telefondan kızın fotoğrafını sildiğini ve ona gösterebileceğini söyledi.

Bu seferde sen benim fotoğrafımı silemezsin. Sen kimsinde önce benim fotoğrafımı çekebiliyorsun diye gürlemeye devam etti. En son araya Hocalar girdi. 9lardan ilan kız ağlıyordu. Ben olsam bende ağlardım ne yalan söyleyeyim. Etraftakiler ise bu ne böyle meslek lisesindemiyiz diyerek gönderme yapıyorlardı.

Bizde yemeklerinizi alıp masaya oturduk. Durumu konuşmaya bir yandanda yemeğimizi yemeye başladık. Yemeğimiz bitince yemekhanede çıktık. Şimdiden okulun çoğuna yayılmıştı olan olay. Sınıfa çıktık biraz sonra zil çaldı. 6. Dersti ve ders yine boştu. Bizde kızlarla D C oynamaya karar verdik.

Şişenin tersi sorulacak kişi, düzü soran kişiyi belirliyordu. Sırayla birer birer herkes sıra geliyordu. En son şişe Ela ve Gece arasında durdu. Ela d mi c mi diye sordu. Gece d dedi. Elaysa kendisinin seçeceği biriyle fotoğraf çektirmesini söyledi ,biraz daha oynadık.

Zil çaldı. Sınıfa karşı sınıflardan çocuklar geldi. Ela rast gele birini göstererek şununla çekil dedi. Gece çocuğun yanına gitti ve "abicim bir bakarmışsın" dedi. Çocuk döndü ve dedi ki "abi mi?" Gece evet dedi. Yüzünde nerde yanlış yaptığını sorgulayan bir ifade vardı.

Çocuk "sen beni kaçıncı sınıf sandın ki?" Diye sordu. Ben gecenin 10. sınıf fln demesini beklerken Gece bir anda 12 diyerek bomba gibi attı sözcükleri önümüze ,biz gülmeye başlarken çocukta gülerek önüne dönmüştü. Geceyse çocuğun 9. Sınıf olduğunu duyunca ordan kaçar adım uzaklaşmış. Ne kadar rezil olsakta beraber rezil olmayı bile sevmiştim bu sınıfta. Buraya aittim burası bizim sınımızdı. Biz 9c' idik güldüm. Sabah düşündüklerim geldi aklıma düzelteyim dercesine başımı salladım bu kez.

Loading...
0%