Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@gullugezer

Marcusun nöbetteki adamlar nerde? değişim vaktidir heval iyi çağırın buraya 4 adam nöbeti devralsınlar boş bırakmayın burayı demsiyle

mağaranın içinde gözlerimi dolaştırıp mağaranın duvarının arkasındaki oyuntuya gizlendim baranı net bir şekilde görebiliyordum. İçeriye giren marcusun gözleri baranın gözlerini buldu Marcus un bozuk Türkçesiyle gevşek gevşek sırıtırken

Ee turk ne oldu senin eskerler seni almaya gelmedi 1 aydır buradasan hala geleceklerine inanıyorsan he bir aydir nerdeler gelecekler diyorsan neyse hele biz konumuza dönek şimdi sana son kez soruyorum ya bizden olacaksan ya da can çekişe çekişe gebereceksen karar senin dünkü teklif hala geçerli sana bir örgüt kurar lideri ederim

Baranın marcusun yüzüne tükürüp sizden biri olacağımı mı sanıyorsun marcusss olacaksam şerefimle şehit olurum anladımı lan artık gücü kalmamış gibiydi

Marcus mağaranın içinde dolaşıyor sinirlenmise benziyordu ama onun siniri benim öfkemin yaninda bir hiç mağaranın içinde volta atarken sırtını bana döndüğü an bir anda yerimden çıkıp hızla ağzını kapattım ellerim arasında çırpınırken kulağına doğru

marcuss türk arkasında adam bırakmaz bunu unuttun mu sesimi duyunca dahada çırpınmaya başladı elimdeki silahı şah damarına dayayıp

Beni hatırladın mı marcuss bir elim yakanda demiştim silahımın kabzasını ensesine vurup bayılttım baranın elleri ve ayaklarındaki zincirleri marcusun iç cebinden çıkardığım anahtarlarla açtım dün akşam iç cebine koyduğunu görmüştüm zincirlerden kurtulan barana iyi misin biraz daha dayan baya yorgundu ama dayansındı alınacak intikam vardı şehidimin intikamı! Yerden marcusu kaldırıp baranın zincirlendiği yere ait olanı marcusu zincirlerdim mağaranın içindeki közün içinde duran demiri alıp marcusun dudaklarını mühürledim acıdan ayılan Marcus ağlamaya başladı köşedeki sandalyeye oturup olanları izleyense barandı içeriye kimse giremezdi marcusun emriydi birsey söyleyenecekse dışarıdan söylenecek buda bizim için bir avantaj sağlayacaktır sesimi marcusun ve sadece bizim duyabileceğimiz ancak dışarıdan kimsenin duyamayacağı şekilde ayarlayıp

marcus marcuss sana söylemiştim ölümün benim elimden olacak kanımı yerde bırakmayacağım demiştim sen ne söylemiştin hatırlıyormusun konuşmak istiyor ama konuşamıyordu bu daha da çok ağlamasına sebep oluyordu benim içinse içimdeki mutluluğu harlıyordu ben söyleyeyim madem hatırlamıyosun

Sen beni öldüremezsin buz! senin bu eskerini öldürdüğüm gibi seni ve timinide aynı bu şekilde ilk ağzını mühürleyip can çekişe çekişe öldüreceğim demiştin

Roller değişti Marcus karşımda soğuk terler döküyorsun Marcus ağzı mühürlü olan sensin ama benim askerim senin gibi ağlamadı başı dimdikti gözlerinde korku kırıntısı yoktu ama senin gözlerin can çekişmemek için seni öldürmemem için yalvarıyor ağzın mühürlü yaşamaya bile razı ama yetmez Marcus yetmez !...

dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrıldı sonra ne yapmıştın hatırlıyormusun kollarına, bacaklarına, karnına ,göğsüne bıçakla kesikler atıp tuz basmıştın bende şehidime yaptığın gibi vücudunun aynı yerlerine kesikler attım ama ben şimdi tuz basmıycam yaralarına o kadar kötü değilim diyip Çantamdan kezzapımı çıkarıp kesiklerin üstüne kezzap attım çünkü ben buzum senin yaptığının 10 katını yaparım diyip bu seferde üzerine tuz attım bir süre can çekişmesini bekledim içimdeki ece içerde kahkahalarla gülüyordu ancak kayra dışarıdan hala buz gibiydi artık çok zaman kaybettim yüzüme iyi bak it son gördüğün yüz benimki olacak diyip şah damarını yavaş yavaş bıçağı derine sapladım bıçağımı itin üstüne silip barana döndüm baran biraz dinlenmiş olacak ki onun yanına gidip gitmeliyiz diyerek yerinden kalmasını sağladım ona da silahımı verip gerekirse sadece gerekirse kullan diyip kendimde bıçağımla dışarı çıktım arkamda baran vardı kapıdaki itlerden birinin şah damarını kesip içeri çektim beni gören ite bıçağımı kalbine attım kalbine saplanan bıçağı ite yaklaşıp bıçağı içeriden döndürüp öyle çektim onuda diğerinin yanına çekip barana hadi hızlı olmamız lazım derken karşıdan gelen iki itide baran indirdi hadi hızlı türerler şimdi buraya diyip beraber bölgeden sorunsuz çıkıp it bölgesini tek tuşla yerle bir ettim patlayan bombalar gözüme havai fişek havası verirken yükselen ateş intikamımı besliyordu

Cebimden telsizimi çıkarıp

Yuva buz konuşuyor

Yuva dinlemede

görev başarıyla tamamlanmıştır komutanım

Yuva: aferin buz koordinatları yolluyorum helikopter gelecek beklemede kalın

Buz : emredersiniz komutanım diyip

Koordinatları baktım indiğim bölgeydi yani 2 saatlik bir yolumuz vardı barana dönüp bana yaslanbilirsin 2 saatlik yolumuz var diyip baranin bana yaslanmasini sağladım bir saat yürüdükten sonra mola vermek için yere oturduk acıkmış olmalıydı hiç düşünmedim diyip Çantamdan iki konserve çıkarıp birini barana birini kendime aldım yerken baranın konuşmasıyla ona döndüm başımız sağolun demsiyle vatan sağolun dedim Yemeklerinizi bitirip yola devam ettik helikopter gelmiş vatanımıza dönüyorduk konu konuyu açtı baran en son neden lakabımın buz olduğunu sordu

Ben buyum düşmanın korkulu rüyası buz insanların soğuk yüzü diye nitelendirdiği buz intikamın sıcak yenen yemektir diyenlere inat intikamını buzlu servis edendim

Şırnak Karargah

Helikopter Karargaha iniş yapmıştı helikopterden inip albayın karşısına geçip tekmil verdim

Yüzbaşı kayra ece erdem ankara görev başarıyla tamamlanmıştır komutanım dememle yanimdaki baranda asker duruşuna geçip Kıdemli yüzbaşı baran alkan izmir görev başarıyla tamamlanmıştır komutanım demişti şaşırmıştım ama dışarıdan buz gibi olduğum için belli olmamıştı

Albayın konuşmasıyla dikkat kesildim aferin çocuklar iyi iş çıkardınız üstünüzü değiştirin sonra yanıma gelin kayra yüzbaşım baran yüzbaşımıza revire kadar eşlik et

Aynı anda emredersiniz komutanım diyip yüzbaşım yaslanın bana diyip baran yüzbaşıma revire kadar eşlik ettim revirin kapısını çalıp açtım içerde kimse yoktu bu nasıl revir lan yüzbaşım siz şöyle oturun ben bakayım yaralarınıza tişörtünü çıkarın diyip ilk yardım çantasını alıp gerekli malzemeleri alıp yuzbasinin yanına dönmüştüm ancak tişörtü cikaramamısti izninizle komutanım yardım edeyim diyerek tişörtünü çıkardım gördüğüm manzara karşısında dilim tutuldu vücudunun çoğu yerinde yara yanık izleriyle doluydu sağ gogsunun üstünde ve karnının 6.baklava diliminde bandaj vardı ilk bandajları açıp temizledikten sonra yaralara gerekli merhemleri sürdüm gözlerimi baranın gözlerine yükseltip sırtınızada bakayım yüzbaşım dememle sırtına baktım sırtında derin bir kesik vardı ilk diger yaralara gerekli kremleri sürüp usturayı aldım baranın gözleri üstümdeydi usturayi alıp yüzbaşım sırtınıza dikiş atmam gerekiyor sırtınızı biraz daha bana çevirin yarayı bir yandan temizlerken baran yüzbaşının merak etmeyin yüzbaşım ağlamam malum ağlayanın ağzını mühürlüyorsunuz demesiyle göz devirdim elim çabuk olduğu için hızlı ve nizami bir şekilde diktim elimdeki eldivenleri de çöpe atıp kenara koyduğum çantamı alacaktımki baran yüzbaşının sesiyle ona döndüm tişörtünü eline alıp bana uzattı el mecbur tişörtü alıp giydirecektim ki baran yüzbaşının sen az önce bana göz mü devirdin demsiyle gözlerimiz buluştu birbirimize çok yakındık tam uzaklaşacaktım ki kapının çalınmadan açılmasıyla ikimizde kapıdaki kişiye bakakaldık ...

 

Loading...
0%