Öğretmenlik yapmak için adandığı köy okulunda işe başlıcağı için oldukça heycanlıydı . Köyde bir ev tutmuş zevkine göre süslenmişti . Kitaplarla her yeri doldurdurmuş huzuru ordada bulmuştu .

Gittiği her yeri cennete çeviren melek gibi biriydi Meryem annesinin kanatsız kuşuydu , babasının prensesiydi o . El bebek büyümüş sevmeyi sevgiyle dokunmayı anne babasından öğrenmişti . Çocuklarıda çok sevdiği için bu mesleği seçmişti . Gurbet zor gelsede işi önemliydi bunca sene verdiği çabaya değmiş öğretmen olmuştu . Çocukların kalbine dokunacak sevecekti onları sarıp sarmalıcaktı sevgisiyle onları .

Çok güzel olmasıyla beraber kalbinin guzelliği yansıyordu . Köylü çok sevmiş bağrına basmıştı Meryemi . Köyün gençlerinin gözündende kaçmamıştı bu güzel kız .

Okulun açılmasına günler kalmıştı görev yapıcağı okulu yakından görmek için ziyarete gittiğinde . Gördüğü manzara onu üzsede , içinden burayıda güzelleştiririm . " Diyerek Müdürün yanında bulmuştu kendisini .

" Müdür bey bu okul için bir şeyler yapabilir miyiz acaba , çok değil sıralar tamir edilse bir badana mis gibi olur . "

Müdür boğazını temizliyerek , " haklısınız hocam lakin köyün durumuda ortada dediklerinizi yapsak çok güzel olur ama nasıl yapıcazki ? "

" Siz daha iyi bilirsin tabi " diyerek boynu bükük müdürün odasından ayrıldı . Yinede vazgeçmiyordu ne yapabilirim diye düşünüyordu , vazgeçmek onun lügatında yoktu .