@gulnazdemir
|
Yaz mevsiminin Ilgın esen rüzgarıyla saçları okşanan genç kadının . Evinin balkonunda kahvesini yudumlayıp kitabını okurken . İş hayatının koşturmacasından yorulmuş olacakki ruhunu ve zihnini kitap okuyarak dinlendiriyordu . Martı sesleri ve denizin kokusu onu huzurla buluşturuyordu. Siyahın asaletini ve her modelini teninde taşıyan otuzlu yaşlarındaki bu kadının . Her gün dolgun dudaklarını kırmızı rujla süsler kömür karası gözlerinin soğuk bakışları altında herkesten sakladığı hüzün vardı.. Uzun dlgalı saçlarını savurken , attığı her adımla meydan okurcasına hayata sağlam basardı. Kimseye eyvallahı olmadığı her halinden okunurken. Bu derece güzel ve güçlü kadının yanında bir erkek gören hiç olmamış . Siyahla süslediği buğday tenini , bedeni saran kıyafetleri ayrı bir gizem yaratıyordu . İnsanlarla samimiyet kırmayan bu kadının , hayvanlara gösterdiği sevgi ve merhamet bambaşkaydı !! Sahilde içine çektiği deniz kokusu , denizin hırçın dalgalarının sahile vuruşu onu çok uzaklara götürürdü. İçi özlemle dolar ruhu buz keser . Kömür karası gözleri gozyaşlarıyla dolsada , tek bir damla gözyaşının akmasına izin vermezdi . Kim incitmişti onu böyle , özlemle andığı kimdi neydi ? Hiç kimse bilmezdi .. Tek bilinen siyahın kadınıydı o asaletin , zerafetin kırmızı rujun büyüsünü taşıyan kadındı o !! Hayata meydan okuyan , hayatın ep eyce yorduğu Zerdaydı o doğunun hırçın kızı.. Kanadı kırık kuş misali kanat çırpıyordu !!
|
0% |