19. Bölüm

Macera başlıyor

Çilem Akpınar
gulumse_gulumse

Korkularımızın üstesinden gelebilmek için daha güçlü olmamız gerekiyordu. Güçlü olalımki onu yenelim. Korktukça üzerine gidelim, güçlü olduğumuzu kendimize hatırlatarak onu yenmeye çalışalım. Tıpkı benim yaptığım gibi. Korkuyordum evet! Ama güçlüydüm. Onları yenecek kadar güçlü. Bu yüzden tekrar hayatımı hapishaneye çevirmeyecektim. Bu defa kazanan onlar olmayacaktı. O yüzden herkese son sözümü söyleyip odama geçtim. Daha sonra o salonda ne oldu bitti bilmiyordum. Yakışıklıya bile veda edemeden kaçar gibi gitmiştim. İçime dert olunca tekrar odamdan çıkmak üzereyken kapım açılmış içeriye o girmişti.

Yüzümde kocaman gülümsemeyle ona baktım.

"Kalp kalbe karşıymış. Şimdi bende senin yanına gelecektim."

Yağız oğlan adımlarını bana yaklaştırıp tam karşımda durdu. Yüzünü incelemeye başladığımda sanki moreli bozuk gibiydi.

"Bir şey mi oldu?"

"Sence olmadımı?"

"Çok özür dilerim sana veda etmeden kaçtım oradan."

Yağız oğlan biraz daha dibime girerek elini kaldırıp yanağıma dokundu hafiften.

"Sence onu mu sorun ediyorum Dilruba? Peşinde bir örgüt var ama nedenini bilmiyoruz. O gün seni yalnız bırakmasam bütün bunlar olmayacaktı."

"Yağız oğlan bunları konuştuk değil mi? Lütfen daha fazla bahsetmeyelim olan oldu."

Yanağımı parmaklarına yaslayarak gözlerimi kapadım. Derin bir iç çekip o anını yaşamak istiyordum.

"Birazcık hayata mola vermeye ihtiyacım var. Tatil olur başka bir şey ama yeterli kafamı dinlemek istiyorum."

Mırıldanarak konuşurken birden boynumda bir ağırlık hissettim. Bir nefes, bir yaşam. Yağız oğlan boynumda derin derin soluklanırken bir iç çekmede ondan geldi.

"Bende bu yüzden geldim buraya. Ailenden izin aldım sen ben abin ve Feride kartepeye gideceğiz."

Duyduklarımı bir an yanlış anladım sandım. O yüzden boynumdan başını çekerek yüzüne baktım.

"Sen ben abim ve Feride tatile gidiyoruz değil mi? Doğru anladım."

Yağız oğlan başını sallayınca elimi kaldırıp koluna bir cimcik attım. Ah sesini işitince rüya olmadığını anlamış oldum.

"Kızım ne yapıyorsun sen?"

"Rüya mı gerçek mi anlamak istedim."

"Beni ne cimcikliyorsun kendini cimciklesene"

"Ben dayanamıyorum o acıya o yüzden seni kurban ettim."

Yağız oğlan yüzüme sen şakamısın diye bakarken dudaklarımı büzdüm. Bu sefer bakışları dudaklarıma kayınca direk eski haline çevirdim.

"Abimlerin haberi var değil mi? O bir şey söylemedi mi? Yani sende geleceksin ya."

"Hiç ikazda bulunmadı hatta çok sevindi."

"Benim abimden bahsediyoruz değil mi?"

Bir kez daha başımı salladı. Bende elimi çeneme götürerek iyice düşünmeye başladım.

"Abim asla ikna olmazdı acaba Feride geliyor diyemi razı oldu? Neyse herkes ikna olduysa güzel bir plan yapmak lazımdı."

Ben kendi kendime konuşurken Yağız oğlan suratıma bön bön bakıyordu.

"Ne var?"

"Tövbe yarabbim!"

Yüzümde muzur bir gülümseme oluşunca Yağız oğlanın dibine kadar girip ayak parmaklarımın üstüne basarak yüzümü kulağına doğru götürdüm. Oda sanki çok romantik bir şey yapacakmış gibi elini belime koymuş beni kendine iyice çekmişti.

"Tövbe etmek iyidir güzelim devam et!"

Dilruba vurdu yine gol oldu.

Elini belimden çektim bir adım uzaklaştım ve göz kırparak onu arkamda bırakıp odamdan çıktım. Abimin odasına gidip onu Feride'nin odasına çağırdım. Yağız oğlan ise yaşadığı şoktan sonra ardımdan gelmişti.

Üçünüde yatağın üzerine oturtarak karşılarına geçip elimi belime attım.

"Dilruba ne oluyor bizi neden topladın buraya?

"Kardeşim neden buradayız?"

"Güzelim neden geldik buraya?"

Hepsi birden bana merakla sorarken en son Yağız oğlanın güzelim lafından sonra abim dönüp yüzüne ters ters baktı. Onlar kavgaya tutuşmadan hemen araya girdim.

"Duydum ki tatile gidiyormuşuz. O yüzden bazı şartlarım var."

Koro halinde ne diye bağırmazlar mi? Belimdeki elimi kaldırıp susmalarını rica ettim.

"Şartlarım nedir diye merak ediyorsunuzdur?"

Aynı anda başlarını sallamalarıda yokmuydu?

"Abi ve Yağız oğlan orada kesinlikle kavga etmek yok."

Abim direk sözümü keserek araya girdi.

"Ben kavgacı insan değilim abiciğim. Sadece seni koruduğumdan."

"Abi benim korunmaya ihtiyacım yok."

"Özellikle benden!"

Bu sefer ters bakış atan yakışıklıydı.

"Ay aman bir susun beni dinleyin. Daha gitmeden başladınız. Şimcik sen abiciğim beni kısıtlamayacaksın."

"Ne konuda abiciğim?"

"Yağız oğlan ve ben konusunda."

Tam itiraz edecekken kaşlarımı çattım hemen sustu.

"Bizim artık adı konulmuş bir ilişkimiz var o yüzden karışmak yok. Yok neden elini tuttun neden öptün kesinlikle müdahale et etmeyeceksin."

"Siz öpüştünüz mü?"

Abim tuhaf sorusuyla bana bakarken, Yağız oğlan atladı.

"Biz öpüştük mü?"

"Dilruba öyle bir şey oldu ve sen bana söylemedin mi?"

Evet aramıza Feride'de katıldığına göre ortada büyük bir yanlış anlaşılma vardı.

"Ay Allahım sen bana sabır ver. Abiciğim o dediğin şey olmadı çünkü romantik anımızı bölen bir sen birde başkaları var."

"Yani olacaktı ben gelmesem o duduşlar.!

Abimin konuşmasına izin vermeden öksürükle araya girdim.

"Ay birde duduş diyor ya! O ne be?"

Üçü saf saf yüzüme bakarken derin derin nefes aldım. Sakin olmam lazımdı.

"Her neyse. Yok dudiş felan unutun şimdi onları. Ben orada gerçekten kafa dağıtmak istiyorum. Hayatı bir süre geri planda bırakmak sadece mutlu olmak istiyorum. O yüzden kimse kimseye karışmayacak okey mi?"

Hepsinin yüzüne bakarak bir cevap vermelerini bekledim, önce cevap yakışıklıdan geldi.

"Bana herşey uyar. Sen iyi ol yeter."

Ay sevgilim benim ben baygın baygın gözlerine bakarken abim araya girdi. Girmezse olmazdı zaten.

"Banada her şey uyar güzelim. Sen yeter ki mutlu ol."

Bu sözleri söylerken bakışları bende olacağı yerde Yağız oğlana bakarak cevap veriyordu.

"Abi varya bu araya girmelerini sana fena ödeteceğim."

Kimse söylediğimden bir şey anlamazken bu konuyuda es geçtim.

”Ay bu tatil tam aşıkların tatili olacak. Feride ve abim. Ben ve Yağız oğlan. Karların üstünde birbirimize kar topu atarken sonra birbirimize sarılırken ay çok romantik."

Ben kendi kendime hayal kurarken odayı bir hıçkırık ihtilası kapladı. Karşımdaki üçlüye bakınca üçüde aynı anda hıçkırmaya başlamışlar birbirlerine kaçamak bakış atıyorlardı.

"Dilruba senin devreler yandı yine arkadaşım. Bence kendine gel."

Feride bana pis bakarken sertçe yutkumdum. Tek o pis baksa abim bile beni dövecek gibi bakıyordu. Bakışlarım yanındaki yakışıklıya kayınca melül melül bir bakış gördüm. İşte bu bakışa gözlerim parlayarak baktım.

Aşk böcekleri havada uçuşurken araya abim girdi.

"Şartların bitti mi kız?"

Onun sesini duyunca iç çekip aşk böceklerinden ayrıldım.

"Yok bitmedi. Oraya otobüsle gideceğiz. Üstelik otobüs şöforümüz Yağız oğlan."

"Ben mi?"

Yağız oğlanın sorusuyla başımı salladım.

"Ama güvenliğin için olmaz."

"Olur siz varsınız yanımda, sonra polislerde olacak. Bir şey olmaz ne olur!"

Hepsi itiraz edecek gibi görünürken benim isteğime boyun eğdiler. Sevinçle yerimden zıplayarak onlara doğru koştum. Önce Feride'ye ulaşıp yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra abimin yanağına ve en son Yağız oğlana gelince şap diye bir öpmüşüm abimin kolumdan tutmasıyla Yağız oğlandan uzaklaşmak zorunda kalmıştım.

"Şimdi elimden bir kaza çıkacak Dilruba. Bence şansını zorlama."

Abimin ikazından sonra utançla başımı yere eğerek tekrar yerime geçtim.

"Şey birde şey kaldı, Yağız oğlan o gün biz tekrar tanışır gibi yapacağız bu sefer yürüyen sen olacaksın. Bak bakalım nasıl bir şeymiş?"

"Ben biliyorum yürümeyi ne gerek var şimdi öyle şeylere canım. Biz o adımları geçeli çok oldu."

Ellerim tekrar belimi bulmuş, öfkeyle ona bakmıştım.

"Ben istiyorum önemli değil mi?"

"Önemli tabi ama biraz saçma gibi değil mi?"

"Bencede saçma!"

Abim Yağız oğlanı desteklerken bir umut Feride'ye baktım.Bakışlarımı anladığı an hemen atağa geçti.

"Ne saçması bence gayet güzel fikir. Yağız oğlan sen Dilruba'ya yürüyeceksin nokta."

Oh canım arkadaşım nasıl gol attı.

"Evet abi sende Feride'ye yürüyeceksin o kadar."

"Evet Ersin sende bana yürüyeceksin o kadar."

Feride'nin sözünü ortaya bomba gibi düşerken sırıtarak ona bakıyordum. Bence bende gol atmıştım. Feride önce ne söylediğinin farkına varmadı. Ama jetonu düşünce elini dudaklarına götürüp hızlıca kapadı.

Abim ise kıpkırmızı olmuş halde bize bakarken daha doğrusu bana kötü kötü bakarken ordan kaçmam gerektiğini anlamıştım. Geri geri adımlayıp kapıya ulaştım abim yerinden kalkıp bana parmağını sallarken tehditinide unutmuyordu.

"Bundan sonra bekle kızım sen benden anlayışlı olmamı bittin sen bittin."

Abimin tehdidiyle kendimi odama atmış son anda elinden kurtulmuştum. Biraz kızmakta haklıydı ama ne yapabilirdim ki onun adım atacağı yoktu. Biraz benim bir şeyler yapmam gerekiyordu. Yapmaya da devam edecektim.

İlerleyen saatlerde Feride'yle kıyafetlerimizi ayarlamış tam iki bavul yapmıştık. Üç günlüğüne biraz azdı ama abimin söylenmesinden korkuyorduk. Elimizde bavulla kapının önünde onu beklerken tabiki bizde söyleniyorduk. Kadın olan bizdik fakat abim bizden geç hazırlanıyordu.Bu kadar insanı kapının önünde bekletmek gerçekten ona yakışırdı.

"Kızım bak sakın yalnız kalmıyorsun. Bir yere mi gideceksin ya abinle ya Yağız'la asla yalnız kalmak yok. Zaten polislerde hep peşinizde olacak. Çok dikkatli olun tamam mı kızım?"

Babamın endişesi sesine yansırken benim için ne kadar korktuğunu hissedebiliyordum. Boynuna sıkıca sarılarak göğsüne sığındım.

"Siz merek etmeyin baba kendime dikkat edeceğim. Yalnız kalmayacağım. Ama ne olur sizde daha fazla endişelenmeyin. Zaten onlarında istedikleri bu. Korkutmak."

Babama sarıldıktan sonra annemede sıkıca sarıldım. Biz vedalaşmış etmiş abimde ancak gelebilmişti.

"Çok şükür abi cidden çok şükür. Seni aşağıda bekliyoruz."

Yüzüme ters ters bakarken bakışları Feride'yi bulunca yüzü kızarmaya başladı. Sanırım aşk semptomlarına yavaş yavaş yakalanmaya başlıyordu. Bu güzel haberdi. Biz Feride'yle aşağı inip arabaya yerleşirken abimde hemen peşimizden gelmişti. Otogara taksiyle gidecektik. Polis arkadaşlarda arkamızdan takip edecekti. Yağız oğlanla ise otogarda buluşacaktık.

Abim arabanın ön koltuğuna yerleşirken şimdiden söylenmeye başlamıştı.

"Dilruba araba dururken otobüsle gitmek nereden çıktı acaba? Üstelik o herifin otobüsüyle. Sırf sen maceralara atılmak istiyorsun diye bizim bunda suçumuz nedir?"

Elimle omuzuna vurarak bana bakmasını sağladım.

"Bana bak biraz daha konuşursan senin için iyi şeyler olmayacak."

Abim ikazım üzerine dudaklarına fermuarı çekerek nihayet susmuştu. Mutlulukla tebessüm ederek sırtımı koltuğa iyice yaslayıp olacakları düşünmeye başladım. Bu tatil bizim için çok başka olacaktı hissedebiliyordum. O sevinçle nasıl otogara geldiğimizi bile anlamamıştım.

Hemen taksiden inerek bavulunu bile düşünmeden otobüsümüzün peronuna doğru koştum. Çünkü yakışıklı orada beni bekliyordu. Bir müddet aradıktan sonra peronu bulmuş etrafa bakınıyordum. Otobüsümüz vardı ama şöfor ortada yoktu. Ben heyecanla onu ararken bizimkiler benim yanıma çoktan gelmiş birbirleriyle kavga ediyorlardı.

"Ersin benim suçun mu o adamın bana çarpması?"

"Kızım sen ve arkadaşın gözünüzün önüne bir bakmıyorsunuz ki bulduğunuz her yere düşüveriyorsunuz."

"Aa yeter ama sizin derdiniz ne?"

Sinirle araya girerek ikisinede ters ters baktım.

"Dilruba abin bana çok saçma bir şey için kızıyor."

Abime dönüp baktığımda bakışları alev almış sanki o alevle Feride'yi yakmak istiyordu.

"Saçma bir şeymiş peh! İki bavulu alıp sürükleye sürükleye benden kaçarken adamın birine çarp hop yere düş sonra gel ben suçlu ol. Kızım ya bir yerine bir şey olsaydı. Anlamıyorum ki benden niye kaçıyorsun?"

Oo mevzu anlaşılmıştı. Tam onlara takılıp konuşacakken nihayet bizim yakışıklı görünmüştü. Aman allahım karşı taraftan bize doğru öyle bir geliyordu ki yok böyle bir şey. Üzerine giydiği beyaz gömlek, siyah kumaş pantolon ay birde o saçlar alnına düşerken benimde dibim düşmüştü.

Karşımdaki yakışıklıyı izledikçe bitiyordum.Benim nereye baktığımı merak eden abim baktığım yeri görünce illa araya girecekti.

"Şu artise bak, sanki amerikan dizilerinden fırlamış gibi havalı havalı gelmeler. Hele tipe bak."

"Bence amerikan dizisinden fırlamış az olur bu yakışılılıkla dünya birincisi olur."

Sayın seyirciler bunu söyleyen kesinlikle ben değil Feride'ydi. Ters ters yüzüne bakarken hayırdır ne oluyor havasındaydım.

"Oha çüş Feride, o gözlerini çek yoksa delik deşik etmeyim."

"Asıl yakışıklı burada duruyor, şu dallamaya mı diyorsunuz."

Ben Feride'ye öfkeyle bakarken abim kendini övmek için araya sıkıştırmış fakat ne Feride ne ben umursamıştık.

"Ay Dilruba hani ilk tanıştığınız anı canlandırıyorsunuz ya işte bende ondan ilk verdiğim tepkiyi verdim."

Ay Allahım hala tepki diyordu. Onunla daha fazla uğraşmak istemediğim için karşımdaki delikanlıya baktım. O çoktan bize yaklaşmış tam dibimde durmuştu.

Bakışlarım gözünü bulunca kaşlarımı kaldırdım.

"Hayırdır beyfendi tanışıyor muyuz?"

"Küçük kızlarla işim olmaz."

Deyince ağzımdan bir ha çıkıverdi.

Arkadan kahkaha ve küfür sesleri. Karşımdaki hödükte pis pis sırıtarak suratıma bakıyordu.

"Böyle olmayacaktı. Bana yürümen gerekiyordu. Ama sen ne yaptın hödüklük yaptın."

Sinirden solurken o benden uzaklaşıp yürümeye başladı önce bir göz kırptı sonrada lafını söyledi gidiverdi. Ne dedi biliyor musunuz?

"Afetidevranlar yürümezmiş ancak yürünülürmüş."

Dedi ve gitti. Beni arkasında ağzı bir karış açık bırakıp gitti.

"Ulan ben herifin belasını.."

"Sakın abi sakın."

Abim küfrünü tamamlamadan yüzümü ona dönüp bir bağırmışım ama öyle böyle bağırmak değildi. Abim tepkimi görünce hemen sustu bavulları alarak yanımızdan hızlıca ayrıldı. Feride ise bir bana bakıp bir abime bakarak kocaman gülümsüyordu.

"Ay bu tatil çok efsane olacak çok."

Bencede çok efsane olacaktı. Acaba kaçımız tek parça halinde evimizde dönecektik.

 

Bölüm : 31.12.2024 15:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...