
Aşıksın sen aşıksın arkadaş, yani ben aşıktım. Hemde öyle böyle değil, fakat bunu bilen bir tek kalbim ve canım arkadaşım Feride vardı. Oda biliyordu, çünkü odamda çılgınca oyun havası oynuyordum. Hemde en güzelinden erik dalı. Tabi aşık olunca oyun havasımı oynanır diye soruyorsunuz? Valla ben oynarım angaralı olupta oynamamak. Çok ayıp olurdu. Odanın ortasında bir oynamışım varya Feride ağzı açık beni izlemişti. Sonunda da yorulup kendimi yatağımın üstüne atmıştım.
Derin derin nefes alıp verdim. Kolay değildi bir saat boyunca oynamak. Güzel gezimizden dönmüş içim içime sığmamıştı. Çünkü Yağız oğlan resmen bana yürüdüğünü ilan etmişti. Hemde ne yürümek aman yarabbi. O anlar tekrar aklıma gelince kalbim bir tık etti yine.
"Dilruba kız ne yaptın ettin yakışıklığı ikna ettin ya. Banada iki tüyo versen abinde bir işe yarar belki."
"Kız o işi ben hallettim. Senin sevdiğini abime söyledim. Zaten ondan sonra sana yakın davranmaya başladı. Senin arkadaşın bir dahi dahi."
Ben beş dakikadır cik cik öterken neyi yumurtladığımı son anda farkettim. Telaşla elimi dudaklarıma götürüp konuşmama engel oldum ama çoktan geç kalmıştım. Benim saftirik dudaklar kendiliğinden sonunu hazırlamıştı.Yavaşça yataktan kalkarak karşımda şok içinde kalmış arkadaşıma baktım.
"Feride sen az öncekileri duymadın değil mi?"
"Duydum."
"Feride duymamış ol kurban olduğum."
"Dilruba duydum."
Evet seside sinirli çıktıysa bence kaçmanın zamanı gelmişti. Yavaştan yavaştan ayaklanıp tam kaçacakken saçımdan tutulmuştum bile.
"Ay Feride ne olur acı bana valla bak bilerek olmadı."
Feride canım saçlarımı çekiştire çekiştire beni yatağımın üzerine geri oturttu. Elleri hala saçlarımda tepemde cadı gibi dikiliyordu.
"Dilruba bana ihanet ettin. Hemde en çok korktuğum yerden."
"Canım arkadaşım o ihanet sayılmaz ki ama. Beni sana yardım ettim say. Hem abim öğrendiği halde tavrı değişmedi mi sana?"
Saçlarımın dibi biraz acısada ben bu işkenceyi haketmiştim.Fakat işkence kısa sürmüştü. Feride ellerini saçlarımdan çekip ayaklarını yere vurarak yanıma oturdu. Biraz tepinerek desek az olurdu.
"Sen bana nasıl yaparsın bunu? Ben bilmeden onun yüzüne baktım. O her bana baktığında gerçekleri biliyordu. Dilruba hadi abine söyledin ama gelip bana niye demedin?"
Elimi kaldırıp omzuna dokundum. Ama yüzünü çevirip bana hiç bakmadı. Bu yüzden çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım.
"Özür dilerim inan bilerek yapmadım. Birden ağzımdan çıktı. Ama iyi oldu Feride baksana abimin sana karşı duyguları değişti. Gözleri açıldı seni farketti sonunda. Kaç senedir acı içinde kıvranıyorsun inan böylesi daha iyi oldu."
Feride acıyla inleyerek elini yüzüne kapatarak sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Birden ne yapacağımı şaşırmıştım. Beni az bir işkenceyle bırakacağını düşünmezken şimdide iç çeke çeke ağlıyordu.
"Güzelim ne olur ağlama. Bak bana ne yaparsan yap hiç sesim çıkmayacak ama ne olur ağlama."
Daha fazla dayanamadım onu göğsüme çekip sıkıca sarıldım.
"Dilruba annemle babam yarın boşanıyor."
"Ne dedin sen?"
Feride'nin neden ağladığı belli olmuştu. Asıl sebep ailesiydi.
"Son dakika haber verdiler bana. Bugün Galata'da telefon geldi. O yüzden sizden ayrılmak zorunda kaldım. Sonra ise kendimi toparlayamadım zaten direk yurda geldim."
"Üzülme demeyeceğim üzüleceksin. Ama birde annen tarafından düşün kadın aldattıldı. Onun içinde kolay değil. Bu dönemde birbirinize destek olursanız daha acısız atlatırsınız."
Feride başını göğsümden kaldırarak bana baktı.
"Hayırdır niye öyle bakıyorsun?"
"Tam bir psikolog gibi konuştun. Ona bakıyorum. Sende arada güzel konuşabiliyormuşsun."
Elimle saçına dokunarak bir kahkaha attım.
"Kızım bende ne meziyetler var sen biliyor musun?"
Feride tebessüm ederek yanımdan kalkıp kendi yatağına geçti. Yorganın altına girerek yüzünü dahil her yerini kapattı.
"Kızmadın bana değil mi?"
Yorganın altından gelen boğuk sesiyle cevap verdi.
"Belkide en iyisi böyledir. Zaten şimdilik bunu düşünecek akıl yok bende."
Feridenin üzgün sesini duydukça benimde moralim tamamen düşmüştü. Yatağa uzanarak telefonu alıp kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. İnstagrama girdiğimde bir adet mesaj görmüş oldum.
"Dilruba ne yapıyorsun?"
Yakışıklıdaki resmiyete bakın hele.
"Sen çok alıştın he burdan beni rahatsız etmeye."
Hemen mavi tik olmuş mesajımı görmüştü. Yüzümde oluşan tebessümle ekrana baktım.
"O zaman telefon numaranı ver oradan rahatsız edeyim."
"Oldu başka emriniz?"
"Şimdilik yok olursa söylerim."
"Sana numara felan yok. Kolay kolayda vermeyeceğim. Sen benim isteğimi bir hafta beklettin. Sonrada nazlı hallerin. Biraz çekmen lazım."
"O zamanlar farklı düşünüyordum. Yani birine kapılıp gitmek istemiyordum. Çünkü sana adım attığım an kapılacağımı biliyordum. Öylede oldu zaten. Ne kadar uzak durmaya çalışsamda sen galip geldin."
Ama beni üzdüğünden hiç haberi yoktu. Gel gitleri ne kadar yorduğundan. Tabii ona böyle yazmamıştım. Bu kadar açık olmaya gerek yoktu.
"Neyse ben yatıyorum sana iyi geceler."
"Yarın seni okuldan almaya geleceğim. Haberin olsun. Şimdi yatabilirsin kelebek. İyi geceler..."
Kelebek mi demişti o bana. Bu bir iltifat sayılıyormuydu acaba? Ama en güzel haber okula gelmesiydi. Gelsin bakalım kardeşide görsün sonrası mis.
O heyecanla bir uyumuşum sabah hemen olmuştu. Kıyafetlerimi giyinip aynada saçımı yaparken Feride'ye baktım. Hala o yorganın altından çıkmamıştı. Bugünde çıkmazdı. O yüzden hiç dokunmadım. Sessizce hazırlanıp odadan çıktım.
Okula geldiğimde ise kantinde Elif'i görmemle yüzüme sinsi gülüşümü yerleştirdim.Masasına doğru adımlayıp tam önünde durdum.
"Ne istiyorsun?"
Yüzüne doğru eğilerek boylarımızı eşitledim.
"Derslereden sonra sana harika bir sürprizim var. Sakın kaçırma bahçeye gel olur mu? Çok seveceğin bir şey olacak."
Omuzlarımdan yitekleyip beni kendinden uzaklaştırdı.
"Sen yine ne planlıyorsun?"
"Planlar üzerine senden iyisi tanımam kız. Hani tuvalete kilitlediğin gün kapının kilidini bozman. Çiş yapanları tehdit içinde dışarı çıkarmam. Hadi onu geçtim kız, bir sınavda kopya çekmişim gibi göstererek sınavdan kalma sebebim oldun. Bir düşün olur mu kim daha dahi?"
Elif söylediklerimden sonra sinirle soluyarak ayağa kalktı. Her zamanki gibi elini kaldırıp beni tehdit etmeye başladı.
"Bak kızım senin sonun benim elimden olacak. Benimle uğraşma fena olur."
Onu gıcık edecek şekilde gülümsedim.
"Bekliyorum seni çıkışta."
Son sözümü söyleyip arkamı dönerek oradan uzaklaştım.
Ders saatlerim bitince hemen toparlanıp sınıftan çıktım. Biraz aceleci davrandım ki Elif daha çok merak etsin diye. Sınıftan çıkıp bahçeye doğru yürürken arkama çaktırmadan baktığımda Elif'in de beni takip ettiği gördüm ve planım devreye girmişti. Sırada yakışıklı vardı. Bahçeye çıkıp etrafa baktığımda tam karşıda heybetiyle duran Yağız oğlanı gördüm.
Onunda gözleri beni bulunca kocaman gülümseme yerleştirdim yüzüme ve ona doğru koşmaya başladım.
"Ah sevgilim gelmiş."
Bir bağırarak konuşmuşum ki okulun tümü duymuştu. Yağız oğlan bile şaşırmış bana bakıyordu. Hayırdır ne oluyor diye. Koştum koştum hop kucağına atladım. Yağız oğlanın dengesi bozulup geri geri giderken son anda belimden tutarak beni yakalamayı başarmıştı. Ayaklarım yerden kesilmiş yüz yüze gelmiştik.
"Dilruba ne oluyor? Az önce sen bana ne dedin?"
Yüzüme merakla bakarken dudaklarımı ona doğru uzatıp ilerledim ilerledim o gözlerini kocaman açmış bana bakarken dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.
Dudaklarım biraz daha oyalanıp kendisini çekti. Ben değil dudaklarım çekti. İstemsizce , ama ben az önce ne yapmıştım? Benim planım bu değildi ki. Yalnızca yanağından öpecektim dudak nereden çıkmıştı? Mahcup şekilde geriye çekilip yakışıklıya bakarken o Japon gözler daha kocaman olmuş yüzüme bakıyordu. Belimdeki elini sıkılaştırmış beni kendine daha yaslamıştı.
"Dilrubaaaaa sennn!"
Evet kekeleme moduna geçtiğimize göre büyük bir halt etmiştim. Yağız oğlan bile kekeliyorsa bitmiştim. Dudaklarımı büzerek ona baktım. Bakışları önce dudaklarıma indi bir süre oyalandı sonra tekrar gözlerime çıktı.
"Ben ben şey yaptım galiba Yağız oğlan. Ama inan planım bu değildi. Sadece yanağından öpecektim ama nasıl oldu hop dudak oldu bilemedim."
Ne güzel açıklama ama değil mi? Ama bu açıklama beni bile ikna edememişti. O güzel yüzü görüpte etkilenmemek elde değildi. Baya baya kafa karıştı sonunda yolunu buldu. Birazcık kenardan olmuştu ama bu defa yol doğru yöndeydi. Yağız oğlan tam ağzını açıp bir şey diyecekken arkadan bir cırlama sesi geldi. Evet sayın seyirciler asıl izleyicimiz gelmişti. Ama tamda romantik anda gelmesi olmamıştı.
"Abi abiii sennnn neee yaptınnn az önce?"
Elif'de kekelemeye başlamıştı. Olmuştu bu iş.
"Elif abim ben bir şey yapmadım. O yaptı valla bak."
Yağız oğlanın şaşkın şaşkın konuşmasıyla yüzüne daha yaklaşarak burnumu burnuna sürttüm.
"Senin yapamadığını ben yaptım oğlum. Öğrende gel."
"Dilrubaaaaaaaaa!"
Oha bir an abimin sesini duyar gibi oldum. Biri cırlıyordu sanki Elif'ten daha beter.
"Dilrubaaaaaaa!"
Birde aaları uzatarak bağırması yok mu kesin şakaydı. Bir an kalbim sıkıştı. Yağız oğlanın güzel burnundan uzaklaşıp bu sefer korkuyla ben baktım.
"Yağız oğlan arkama bir bakar mısın? Sanki abimin sesini duyar gibi oldum. O olamaz değil mi?"
Yağız oğlanın yüzündeki bütün şaşkınlık gitmiş yerine sinsice gülümseme yerleştirmişti.
" Ne pis pis sırıtıyorsun sen ya, baksana hadi bir."
"Tam tahmin ettiğin gibi abin şuanda 200 km ilerimizde kırmızı renk boğa görmüş gibi bize bakıyor."
"Sıçtık."
Yakışıklı küfürümden sonra daha hayretle bakarken elimle dudaklarıma vurdum.
"Allah seni ne etmesin daha ne kadar yerin dibine batıracaksın beni pis dudak. Küfür etmekte ne ya?'
Ben dudaklarımla kavga ederken Yağız oğlan gülmesini daha da abartmıştı.
"Sen ne güzel küfür ediyorsun. O dudakların çok güzel şeyler yapıyor bence."
Yakışıklının boynundaki elimi daha sıkılaştırarak iyice ona dayandım.
"Yakışıklı bırak şimdi sapıklıyı. Acil beni buradan kaçırmam lazım. Abim bitirecek beni. Önce seni sonra beni. Bu defa kurtuluşumuz yok valla bak."
"Dilruba sen az önce ne yaptın?"
Evet abimin sesini bir kez daha duyunca ayaklarım titredi. Herşeyi görmüştü. Şuanda Yağız oğlanın kucağında sımsıkı ona sarılırken hemde dudaklarım yol almış gidivermişken abim asla beni sağ bırakmazdı.
"Abi siz onunla sevgilimisiniz?"
Araya giren Elife dönerek
"Ooo sevgili olmak nedir be biz dibine kadar çiftiz."
Evet Dilruba devam et abin arkada seni duyarken devam et.
"Dilruba sen az önce ne dedin?"
Ay bugünde abim ismimi ezberliyordu resmen. Abime başımı çevirip nihayet göz göze gelmiştik.
"Ay Dilruba, Dilruba ne ömrümü yedin. Sen bıkmadın mı ya peşimde olmaktan. Hemde en güzel anlarımda."
Abimin gözlerinde ki ateşi gördüğüm an büyük bir yutkunma yaşadım. Bitmiştim.
"Yağız oğlan umarım hızlı koşuyorsundur. Lütfen beni kaçır buradan. Ama sakın yere indirme ben korkudan hayatta koşamam. Abim ele geçirir."
Yağız oğlan hiç beni tınlamıyordu. Pis pis sırıtarak abime bakıyordu. Öfkeyle omuzuna vurup bana bakmasını sağladım.
"Sen dediğin için kaçırmayacağım ben istediğim için. Çünkü az önce dudakların fena bir şey yaptı. Bunu konuşmamız lazım."
Allahım biz kaçana kadar abim yaklaşacaktı.
"Yağız abim gelecek hadi diyorum ya."
Korku içinde kıvranarak abime baktım. Yiğidim bize doğru geliyordu. Hemde ne gelme.
"Yağız koş çabuk koş."
Yağız oğlan ben dediğim an arkasını dönüp koşmaya başladı. Kucağında ben, abim arkada hızlı koşuyorduk. Ellerimi iyice boynuna sararak düşmemi engellemeye çalıştım. Benim aslanımda iyi koşuyordu yalnız. Kucağında ben maşallahı vardı.
Biz koşarken birden önümüze Feride fırladı. Allahım bugün gelen geleneydi. Feride bize şaşkınca bakarken önünden koşarak geçtik. Canım arkadaşım beni kucakta görünce şok olmuştu tabii. Hemde koşarak kim olmasın.
"Feride abimi durdur geliyor geliyor."
Feride başını çevirip arkaya bakınca abimi gördü. Bir bize baktı bir abime ne yapacağını düşünürken abim tam önünden geçerken ayağını uzatıp çelme taktı hop abim yüz üstü yeri boyladı.
Korkuyla gözümü kapattım bir an. Sonra tek gözümü açıp tekrar abime baktığımda Feride çoktan dibinde bitmiş abimin başını dizlerine koymuş yüzünü okşuyordu.
Onları izlerken çoktan uzaklaşmıştık görüntüden. Kulağımın dibinde sesli nefes alışverişleri duyunca nihayet benim jeton düşmüştü.
"Yağız oğlan indir beni, abim gelmiyor. "
Yağız oğlan nefes nefese arkasını dönüp bir baktı. Abimin gelmediğini anlayınca beni yavaşça yeri indirip derin derin nefes alıp vermeye başladı. Eli karnında, yüzü kıpkırmızı olmuş vaziyette adamın sanki son anlarını izliyordum. Diğer tarafa gidici gibiydi.
Elimle koluna dokunarak bana bakmasını sağladım.
"İyi misin?"
"Kızım sen var ya."
Evet Kızım dediyse gayet iyiydi.
" Bana ne olmuş?"
Kendini biraz toplayınca bu sefer o beni kolumdan tutup kendine çekti.
"Kızım sen varya beni fena şekilde yakmaya başladın. Bu işin sonu hiç iyi yere gitmiyor. Böyle devam ederse bu sefer benim dudaklar seni yakmaya başlar."
"Hıııı!"
Evet sıradaki yanan şimdide ben oluyordum. Bu kadar yakınlık bu sözler. Hiç iyi değilmiş aslında. Yağız oğlan yanmakla çok haklıymış.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.18k Okunma |
442 Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |