
Omuzlarıma yüklenen gerçekler insana bu kadar ağır gelir miydi? Bitmiştim tükenmiştim. Gerçeği öğrendiğimden belli omuzlarıma ayrı ayrı yükler binmişti. Ama ben yinede hayata tutunmuştum sevdiklerime tutunmuştum. Nankör insan olmak istemiyordum. Yıllarca beni büyüten aileme nankörlük etmek istemiyordum. O yüzden kaçtım hep. O yüzden susturdum aklımı dilimi. Her zaman yaptığım gibi unuttum.Ama olmuyordu gerçeklerin eninde sonunda açığa çıkma huyu vardı ya çıkıyordu. Ben istemesemde çıkıyordu.
Yağız oğlandan öğrendiğim gerçekler abimin bana kızması saatlerce ağlamama sebep olmuştu. Sevgilim bile susturamamıştı. Sonunda halime dayanamamış abimin kolundan tuttuğu gibi yanıma getirmişti.
"Bak oğlum dinle kardeşini affet. Eğer yine kızarsan onu ağlatırsan fena olur. Çünkü ağlamasına dayanamıyorum. Anlıyorsun değil mi beni?"
Abime sertçe çıkışırken bende yatakta oturur pozisyonuna geçerek onlara baktım.
"Ben onunla konuşmak istemiyorum."
Abim tirip atar gibi kollarını birleştirmiş yüzünüde Yağız oğlanın tarafına çevirmiş bana bakmaya bilr tenezzül etmiyordu. Onun halini görünce yine sesli bir şekilde ağlamaya başladım. İkisi ağladığımı görünce telaşla bana baktılar.
"Dilruba!"
"Dilruba!"
Aynı anda ismimi söyleyince cevap vermedim. Burnumu çekerek ağlamaya devam ettim. O arada Yağız oğlan öfkeyle abimin yanına hızlıca ilerleyerek yakasına yapışıvermişti.
"Ulan ben sana az önce ne dedim? Kızı ağlatmak yoktu. Hale bak sevgilim nasıl acı çekiyor."
Yağız oğlan sanki kendi canı yanıyormuş gibi yüzünü buruşturmuştu.
"Dilrubam ne olur artık ağlama! Bak abin sana hiç kızmadı. Değil mi Ersin? Zaten hepsi benim suçumdu."
Bir yandan abimin yakasına yapışmış bir yandan onu ikna etmeye çalışıyordu.
"Ama abim kızdı bana!"
"Güzelim sana kızmadı bana kızdı değil mi Ersin?"
Abim uzun süre yüzme bakarak bir düşündü. Cevap vermek için baya bekledi. Ondan önce davranıp ben konuştum.
"Siz benim gerçek ailem değilsiniz. Sen benim öz abim değilsin."
Ortaya attığım bombadan sonra ikiside şok olmuş vaziyette bana baktılar. Yağız olan abimin yakasından ellerini çekmiş tamamen bana dönmüştü. Oda böyle bir şey yapacağımı bilmiyordu. Tahmin bile edememişti.
"Dilruba sen ne saçmalıyorsun?"
"Abi ben bir şey saçmalamıyorum. Artık gerçekler açığa çıksın istiyorum. Artık konuşun istiyorum."
Abim korkarak bakmaya devam ederken ayakları benim yanıma getirdi ve yatağın üzerine oturuverdi. O sırada Yağız oğlan abimle bizi yalnız bırakmak için odadan çıkmıştı. Şimdi gerçeklerle baş başaydık.Boğazım düğümlenirken dudaklarımı zorla kımıldattım.
"Seni dinliyorum."
Şimdi bakışları yerdeydi elleri kucağında parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.
"Kemal benim amcam oluyor. Yani babamın kardeşi. Fakat o yıllar önce başka yolu seçtiği için aile tarafından red edilmiş.
Yasa dışı yollara bulaşmış. Uyuşturucu, karapara felan. Sonra bir anda bu çeteyi giriyor. Aslında bu çeteye girme sebebi de annen."
Annen...Annemiz değil annen.
"Annenin aileside o işlerde hatta çetenin başlarıymış. Amcam onunla evlenince çetenin başına bir şekilde geçiyor. Onun geçmesiyle işler büyüyor yurt dışına kadar yayılıyor. O arada annen sana hamile kalıyor. Ama o hayatta yaşamını istemiyor biliyor ki sonu kötü bu hayatın. Üstelik senin başa geçme ihmalin var amcam ölürse. Erkek kadın farketmiyor. Bu yüzden annen amcamı ikna ediyor. Seni uzak tutmak için fakat kopamıyor. Doğduğun an seni uzaklaştırmak istemişler olmamış. Annen yapamamış. Beş yaşına kadar seni bırakmamış. Taki bir gün saldırıya uğrayana kadar. O saldırıda seni neredeyse kaybedeceklermiş. Bu yüzden hemen karar vermişler. Seni o hayattan kesinlikle uzak tutmaları gerekiyormuş. Akıllarına babam gelmiş. Babam önce kabul etmemiş ama seni görünce kıyamamış."
Kabul etmemiş, kıyamamış.
Abim bir süre susup soluklanırken ben öğrendiklerimi kaldırmaya çalışıyordum.
"Sonra bizim ailemize katıldın. Bizim herşeyimiz oldun. Seni ilk gördüğüm an kardeşim diye bağrıma bastım. Sen benim kardeşimsin. Bunu hiç bir gerçek değiştiremez. "
Ellerim çaresizlikle yana doğru düşerken benim bakışlarımda yere kaydı.
"O beni görmeye geldi değil mi? Hatırlıyorum onunla oynadığım oyunları beni kızım diye sevişini."
"Çok geldi ama babam sonra engel oldu. Çünkü onun gelmesi demek bela demekti."
Bu anılarımı rüyada görmem, hatırlamam nasıl bir şeydi?
"Ben niye unuttum onları peki? Sizi nasıl ailem bildim?"
Abim sorumla başını kaldırıp bana baktı. Ben ona bakmasam da hissediyordum.
"Küstün babana. Onunla vedalaşırken o bir daha gelmeyeceğim deyince onlar senin ailen deyince çok ağladın. Günlerce sürdü sonra bir sabah babamıza baba dedin. Annemize anne. Sanki onları hiç tanımamış gibi beyninden sildin. Sen hep böyleydim Dilruba canını yakan bir şey olunca onu unutuyordun umursamıyordun. O zaman zaten küçük bir çocuktun. Belki kendi kendine oyun kurdun bilmiyorum."
Haklıydı. Aklımla oynamayı seviyordum. Bir kaç kez hatırama girmişti onlar ama red etmiştim. Zaten gerçekleri hemen anlamam bu yüzdendi. Biliyordum ama düşünmüyordum. Bu bir rahatsızlıktı. Benim aklım hastaydı. O bıçaklama olayından sonra psikoloğa gitmem belkide aklımı iyileştirmişti.
"Ben hastayım benim aklım hasta."
Dilimden dökülen sözler abimi öfkelendirirken yanıma biraz daha yaklaşarak başımı göğsüne yasladı.
"Şişt sakın böyle konuşma. "
O andan sonra tuttuğum gözyaşlarımı serbest bırakıp ağlamaya başladım
Aklımda bir soru vardı. Ya annem o neredeydi?
"Annem o peki?"
"O seni bize verdikten sonra dayanamamış hasta olmuş."
Gerisini biliyordum. Abimin sözünü ben tamamlamıştım.
"Öldü."
Bir günde iki kişiyi kaybetmiştim.Tam buldum derken hiç göremeden kaybetmiştim. Babamı hatırlıyordum ama annem. O yoktu aklımda.
Abimin göğsünde kaderime ağladım. Sahte olan hayatıma ağladım. Gerçek babamın bu kadar kötü çıkmasına ağladım. Annemin yüzünü göremedim diye ağladım. Ama bazı yerler oturmuyordu. Nasıl unuturdum ben gerçekten hastamıydım?
Neden yıllar sonra hatırlamaya başlamıştım. Belkide dediğim gibiydi. Sevgili doktorum beni gerçekten iyileştirmişti.
Bir saate yakın abimle öyle kalmış sonra yorgun düşerek uyuyakalmıştım.
Uyandığımda odada kimse yoktu. Bitkin bir şekilde banyoya girip önce bir duş aldım. Üzerime çeki düzen verip aşağı indim. Aşağı indiğimde ise ikisi salonda yan yana oturmuş bir şey konuşuyordu. Ama ne konuştuklarını duyamamıştım. Yağız oğlan beni fark edip susmuştu direk.
"Güzelim uyandın mı?"
Adımlarım ona doğru giderek direk yanına oturmuştum. Bacağının üzerinde duran elini tutup kendime doğru çektim. Elini tam kalbimin üzerine koyarak içindeki acıyı almasını istedim.
'Senin ellerin belki kalbime şifa olur. Belki acısını alır."
Yağız oğlan halimi görünce biraz daha yanıma yaklaşarak başımı omzuna yasladı. Bugün başımı bir yerlere yaslayarak geçirecektim galiba.
"Açıktın mı? Bir şeyler hazırlayım mı sana?"
Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Ama Dilruba bir şeyler yemen lazım!"
"İstemiyorum."
Yağız oğlan daha fazla ısrar etmedi. Abimin ise hiç sesi çıkmıyordu. Sadece kucağındaki ellerine bakıyordu.
Bende onunla konuşmuyordum. Nedeninide bilmiyordum. Kızmamıştım kırılmamıştım ama sanki yabancı olmuştu. Yada ben öyle hissediyordum.Göğsümün tam ortasına oturan sıkıntıyla derin bir of çektim. Yağız oğlanın elini bırakıp başımı kaldırdım ve onlara baktım.
"Tatile gidelim."
İkisi önce şaşırdı yüzüme bakıp iyi olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlardı.
"Bir süre aklımı başka şeylerle oyalamam gerekiyor ve o yüzden gemiyle tatile çıkalım. Böyle titanik gibi büyük olan gemiyle. Yağız oğlan Feride abim."
Abim kelimesinde bir süre duraklamıştım.Oda anlamış ki gözlerime yapma Dilruba diye bakıyordu.
"Ama babamlar bizi bekliyor."
Abimin konuşmasıyla şaşırma sırası bendeydi. Gerçeği bildiğimi onlara söylemiş miydi?
Oda anlamış gibi hemen cevap verdi.
"Söyledim bizi bekliyorlar."
Şuanda olmazdı.
"Şimdi yüzleşmek istemiyorum. Sadece bir kaç gün tekrar unutmama izin verir misiniz?"
Abime bakarken Yağız oğlan araya girdi.
"Tamam güzelim. Sen ne istiyorsan o olsun. Ben hemen herşeyi ayarlarım ve yarın yola çıkarız olur mu?"
Başımı sevinçle sallarken; "Ferideyi aramam gerekiyor. Hazırlık yapmamız lazım!"
Bir anda telşa kapılınca gerçekten unutmaya başlamıştım.
O telaş ve panikle Ferideyi aradım. Hemen bavulunu hazırlamasını söyledim. Sonra bizim için bir bavul ayarladım. Abim ve benim için. Yağız oğlanda kendine bir şeyler ayarlamıştı. Herşey hazırdı. Artık sıra o gemiye binip okyanuslara doğru açılmaktı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.18k Okunma |
442 Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |