
Mezarlığa doğru hızla yol aldı Osman bey bir müddet sonra vardı indi atından ağabeyinin yanına oturdu Gündüz bey dua ediyordu bitirip Osmana döndü öylece duruyordu başını önüne eğmiş nenesinin mezarına bakıyordu Gündüz bey mezara dönüp konuştu
Gündüz bey: öldüm sandın değil mi
Osman bey anlamlandıramadan ağabeyinin bu düşüncesini kimseye söylememesine rağmen biliyor oluşu tuhafına gitmişti iç çekti ve konuştu
Osman bey: sen nereden çıkarırsın ağabey ne ölmesi
Gündüz bey: Osman gardaş karşında Bizans yoktur yalan söylersin
Osman bey: evet tamam haklısın öyle sandım ve bir anda fenalaşmışım hatırlamıyorum bile yardım dahi isteyemedim sadece son duyduğum babamın bana seslenişiydi cevap dahi veremedim
Gündüz bey: Osman gardaş 3 gün için geleceğimizi bildirdim ulakla
Osman bey: bilirim lakin ne olacağı belli miydi 3 günde
Gündüz bey: elbette değildi lakin gardaş bu bayılmaların bir değil iki değil ne edecez böyle sen ben her gelmediğimde öldüm mü sanacaksın
Osman bey: yok ağabey lakin elimde olan bir durum değildir
Gündüz bey: ne vakit Erzuruma gidip tedavi olacaksın
Osman bey: henüz değildir ağabey aklımda yeni planlar vardır dedem Süleyman Şahı gördüm bayıldığım vakit bana devlet kuracaksın dedi
Gündüz bey: devlet kurma rüyası hayırdır Osmanım inşallah rüya çıkacaktır lakin bunu imdilik yalnızca babam bilsin dost kim düşman kim bilmeyiz
Osman bey: emmimden baba yarımdan nasıl saklarım ağabey
Gündüz bey: Osman ben emmimden sakla demedim olur olmadık yerlerde konuşma kimseye bahsetme dedim neticede kutlu bir rüyadır öyle herkes bilmesin
Osman bey: doğru dersin ağabey yalnızca emmime babama ve yengeme derim
Gündüz bey: Savcı bilir mi
Osman bey: yok yalnızca sen ve ben biliriz
Gündüz bey: ona da diyesin Savcı da ağabeyindir
Osman bey: bilirim derim onada merak etmeyesin
Gündüz bey: bak Osman bu bayılmalar sana zarar vermeden git Erzuruma tedavi ol gardaşım etme eyleme yazıktır sana
Osman bey: önemli değildir ağabey nenemi bir an kaybettik ya alışamadan seninde öldüğünü düşündüm ondandır
Gündüz bey: nasıl önemli değildir gardaş böyle şehit olmaya kadar gidecek misin yani
Osman bey: evet ağabey bir sorun yok inan bana
Gündüz bey: deli deli konuşma Osman babamla konuşacaz beraber gidecez Erzurum'a sonrada gelecez itiraz etmeyeceksin bana
Osman bey: peki emrin olur beyim
Gündüz bey: ille bağırtacaksın beni nenemin mezarında değil mi bir kere de ben bağırmadan sen kabul et
Osman bey: özür dilerim ağabey bir daha olmaz
Gündüz bey: hayde duamızı edelim babam bekler
Osman bey: tamam ağabey
Beraber dua ederler atlarına binip obaya dönerler Gündüz bey önde Osman arkasında obaya girerler otağın önüne gelirler atlardan inip içeri girerler
Ertuğrul Gazi: nerelerdesiniz Osman sende hiç birşey demeden gittin
Osman bey: ağabeyimin yanına gittim baba neneme dua ettik geldik
Ertuğrul Gazi: yemek yeseydin beraber giderdik Osman
Gündüz bey: yemek yemedin mi Osman
Ertuğrul Gazi: yememiş çocuk gibi hep böyle ondan bayılmış birde börksüz çıkmış güneş çarpmış yemek yememiş bayıldı yine
Gündüz bey: bilirim baba bilirim dedi bana güneş çarptı diye
Osman bey: çocuk değilim ben ya yapmayın böyle
Savcı bey: madem çocuk değilsin ne diye dikkat etmesin kendine kara gözlü Osman
Osman bey: ağabey bir anlık unuttum
Savcı bey: peki sürekli mi güneş çarpıyor seni Osman hep bayılır durursun ne olur gardaş sana korkutursun bizi
Osman bey: henüz bir şey yoktur ortada ağabeyimle bunu konuşmak için geldik zaten
Ertuğrul Gazi: nedir o konuşacaklarınız
Osman bey: baba Gündüz ağabeyim der ki Erzuruma gidelim seninle orada bu bayılmalarım ile ilgili birşey bulunur belki tedavi olursun der
Ertuğrul Gazi: kaç kere oldu bu
Ayşe hatun destur alıp içeri girdi ve Ertuğrul Gaziye Osman Bey'in kaç kere bayıldığını söyledi
Ayşe hatun: 8 kere beyim Haymaana hakkın rahmetine kavuştuğundan beridir bu 8. oluyor
Ertuğrul Gazi: bu iyi değil Osman
Osman bey: önemli değil baba imdi buna takılıp kalmayalım
Ertuğrul Gazi: Osman ne demek bu sen bizim canımızsın ne diye böyle dersin hani Erzuruma gidecektin
Osman bey: giderim babam acelesi yoktur
Gündüz bey: Osman gardaş acelesi vardır elbette hayatın söz konusu
Osman bey: ağabey birşey olmaz ki hem ben iyiyim kumral abdal bakar bana
Gündüz bey: Osman bir daha tekrar etmeyecem yarın ikimiz de yola çıkıyoruz Erzuruma gidiyoruz ve sen tedavi oluyorsun anlaşıldı mı
Osman bey: ağabey gerek yok derim
Gündüz bey: Osmann dedim uzatma gardaş
Ertuğrul Gazi: Osman Gündüz sakin olasınız ağabeyin haklı Osman yarın Erzuruma gideceksiniz o kadar konu kapandı
Osman bey: sizdeki inat kimse de yok
Gündüz bey: Osman yeter gardaşım ne diye canın bu kadar değersizdir
Osman bey: ağabey çünkü sebebini bilirim
Gündüz bey: sebebini o vakit herkese diyesin herkes de bilsin gayrı
Osman bey: derim ağabey sonra acelesi yoktur anlamam ne diye acele edersiniz
Gündüz bey: eyi Osman ben sana tek kelam daha etmem lakin bir daha sakın bana ağabey deme beni ağabeyden sayan adam dediğimi eder sanırsın bana obayı Moğollara teslim et deriz
Gündüz bey hiç birşey söylenmesine izin vermeden otağdan çıktı ahıra gitti atını alacaktı ki seyis seslendi
Seyis: beyim dilersen atının nallarını değiştireyim eziyet çeker hayvan
Gündüz bey: öyle mi dersin eyi madem ben nenemin atını alayım sen buna bakasın
Seyis: emrin olur beyim
Gündüz bey: aman diyeyim cenk atıdır özel eğitimlidir
Seyis: merak etme beyim gözüm gibi bakarım
Gündüz bey: eyvallah seyis efendi hayde sana rastgele
Seyis: sağ olasın beyim
Gündüz bey Haymaana nın atına binip obadan hızla ayrıldı Kulucahisarı görebildikleri bir tepe vardı dört nala o tepeye çıktı gözünden yaş geldi Osman bey onu kâle almıyordu zoruna gitmişti attan atlayıp eyeri alıp çalıya bağladı yere oturdu öylece bir müddet sonra bir atlı yaklaştı ona kılıcını çekti eyeri çözüp ata atladı atlı ona yaklaştı atını çevirip gelen kişiyi esir aldı gelen kişi Gülperi sultandı
Gülperi sultan: benim Gülperi
Gündüz bey: sende kimsin seni daha önce hiç görmedim hatun
Gülperi sultan: ben Gülperi rahmetli sultanımız Alaeddin Keykubat in casusuyum Gündüz bey
Gündüz bey: beni nerden tanırsın peki
Gülperi sultan: biz casuslara ilk öğretilen şey Oğuzların en soylu boyu olan sizleri yani Kayıları bilmektir atan Ertuğrul Gazi ile konuşmak için geldim
Gündüz bey: nerden gelirsin
Gülperi sultan: imdi ormandaydım ormandan gelirim
Gündüz bey: eyi oba oradadır gidesin atam otağındadır benden ne istersin
Gülperi sultan: ne diye böyle hüzünlüsün bilmek isterim nedir ceylan gözlerinden akan yaşların sebebi
Gündüz bey: destur edesin hatun bu gözlerin sahibi vardır
Gülperi sultan: estağfurullah niyetim kötü değildir demin avladığım ceylana benzer gözlerin ondan derim
Gündüz bey: anladım boşver aile meselesidir
Gülperi sultan: sende haklısın yeni tanıştığın casusa hayatını anlatmak zorunda değilsin neyse sorun değil bana müsaade birşey olursa söylersin yardımcı olurum illa ki
Gündüz bey: sağ olasın hatun müsaade senindir
Gülperi sultan obaya doğru gitti Gündüz bey öylece durdu tepede sonra o da obaya geldi girişte bir küçük kız çocuğu oturmuş ağlıyordu Gündüz bey fark edince attan indi yanına geldi neyi olduğunu sormak istedi kız onu görünce direk sarıldı ona bakarak ağlamaya devam etti Gündüz bey hiç birşey demedi kız bir süre sonra ona teşekkür etti ve gitti Gündüz bey otağa doğru gitti atını verip otağa girdi Ertuğrul Gazi ona baktı ve konuştu
Ertuğrul Gazi: neredeydin oğul
Gündüz bey: gezdim biraz baba
Ertuğrul Gazi: merak ettim iyi misin
Gündüz bey: iyiyim babam iyiyim bir kız çocuğuna rastladım epey ağlardı bana sarıldı sonra kalktı gitti
Ertuğrul Gazi: kız çocuğu mu nerde peki şimdi
Gündüz bey: bilmiyorum baba gitti
Ertuğrul Gazi: anladım oğul hala kırgın misin
Gündüz bey: biraz halsiz gibiyim de önemli değil çadıra gidip dinlenirim ha aklıma gelmişken Gülperi ile görüştün mü Rahmetli sultanımız Alaeddin Keykubat in casusuymuş
Ertuğrul Gazi: Gülperi casus değil oğul sultan
Gündüz bey: ne sen ne dersin baba bana niye casusum dedi o vakit
Ertuğrul Gazi: orasını akşam açıklayacakmış
Gündüz bey: bu hatunda bir haller var amma yakında çıkar ortaya
Ertuğrul Gazi: birşey yoktur oğul sultandır kendisi
Gündüz bey: sultandır lakin casusum der neden Sultan olduğunu gizler ne yapabiliriz ona
Ertuğrul Gazi: belli ki sultan olduğu için başına gelmeyen kalmamıştır bundan sebeple gizler
Gündüz bey: anladım babam Osman ve Savcı nerdeler
Ertuğrul Gazi: gelirler imdi Gündoğdu ile oba pazarını gezerlerdi
Gündüz bey: eyi bana müsaade ihtiyacın olursa çadırımda olacağım beyim
Ertuğrul Gazi: peki oğul sen dinlen solgun gibisin zaten
Gündüz bey: Osman yüzünden bilmez misin
Ertuğrul Gazi: bilirim lakin söz dinlemez
Gündüz bey: bayılma sebebini bilmezsin baba
Ertuğrul Gazi: sen bilir gibisin Gündüz
Gündüz bey: bilirim baba bilirim lakin bilmez olaydım
Ertuğrul Gazi: söyle o vakit ne diye bayılır Osman
Gündüz bey derin iç çekti ve konuştu
Gündüz bey: baba Osman benim yüzümden bayılır
Ertuğrul Gazi: o ne demek Gündüz ne demek senin yüzünden
Gündüz bey: anamın ölmesine alışamadıydı nice zamandır sonrada nenem ölünce iyice Osman kendini kaybetti imdi de ne vakit obaya gelmezsem yada gelmediğimi görürse beyni onu kapatıyor ve bu da bayılmaya sebep oluyor
Ertuğrul Gazi: sen neler söylersin böyle Gündüz bunlar ne demek oluyor Osman ne diye seni öldü sansin ki
Gündüz bey: baba beyni görmek istediği kaybetmekten korktuğu kişiyi iyice bilinç altına yerleştirir ve o kadar çok saygı ve sevgi ile bahseder ki onun yokluğunu ölüm sanır yani bir çeşit sanrılar oluşturuyor beyni ve buda bayılmasına sebep veriyor
Ertuğrul Gazi: peki bunun çözümü çaresi yok mudur
Gündüz bey: vardır lakin Osman istemez önemsemez bunu
Ertuğrul Gazi: bu böyle olmaz Gündüz senin nikahından sonra Osman ile Erzuruma gideceksiniz ve tedaviyi başlatacaksınız bana karşı gelemez Osman
Gündüz bey: peki beyim nasıl dersen bana müsaade
Ertuğrul Gazi: müsaade senin
Gündüz bey otağdan çıkar çadırına gider Ertuğrul Gazi Gündüz beyim söylediklerini düşünür akşama kadar akşam herkesi toplayıp konuşmayi düşünür bir müddet sonra akşam olur ve herkes toplanır
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |