Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.Bölüm

@gunduzbeyinkizi

Mezarlığa doğru hızla yol aldı Osman bey bir müddet sonra vardı indi atından ağabeyinin yanına oturdu Gündüz bey dua ediyordu bitirip Osmana döndü öylece duruyordu başını önüne eğmiş nenesinin mezarına bakıyordu Gündüz bey mezara dönüp konuştu

Gündüz bey: öldüm sandın değil mi

Osman bey anlamlandıramadan ağabeyinin bu düşüncesini kimseye söylememesine rağmen biliyor oluşu tuhafına gitmişti iç çekti ve konuştu

Osman bey: sen nereden çıkarırsın ağabey ne ölmesi

Gündüz bey: Osman gardaş karşında Bizans yoktur yalan söylersin

Osman bey: evet tamam haklısın öyle sandım ve bir anda fenalaşmışım hatırlamıyorum bile yardım dahi isteyemedim sadece son duyduğum babamın bana seslenişiydi cevap dahi veremedim

Gündüz bey: Osman gardaş 3 gün için geleceğimizi bildirdim ulakla

Osman bey: bilirim lakin ne olacağı belli miydi 3 günde

Gündüz bey: elbette değildi lakin gardaş bu bayılmaların bir değil iki değil ne edecez böyle sen ben her gelmediğimde öldüm mü sanacaksın

Osman bey: yok ağabey lakin elimde olan bir durum değildir

Gündüz bey: ne vakit Erzuruma gidip tedavi olacaksın

Osman bey: henüz değildir ağabey aklımda yeni planlar vardır dedem Süleyman Şahı gördüm bayıldığım vakit bana devlet kuracaksın dedi

Gündüz bey: devlet kurma rüyası hayırdır Osmanım inşallah rüya çıkacaktır lakin bunu imdilik yalnızca babam bilsin dost kim düşman kim bilmeyiz

Osman bey: emmimden baba yarımdan nasıl saklarım ağabey

Gündüz bey: Osman ben emmimden sakla demedim olur olmadık yerlerde konuşma kimseye bahsetme dedim neticede kutlu bir rüyadır öyle herkes bilmesin

Osman bey: doğru dersin ağabey yalnızca emmime babama ve yengeme derim

Gündüz bey: Savcı bilir mi

Osman bey: yok yalnızca sen ve ben biliriz

Gündüz bey: ona da diyesin Savcı da ağabeyindir

Osman bey: bilirim derim onada merak etmeyesin

Gündüz bey: bak Osman bu bayılmalar sana zarar vermeden git Erzuruma tedavi ol gardaşım etme eyleme yazıktır sana

Osman bey: önemli değildir ağabey nenemi bir an kaybettik ya alışamadan seninde öldüğünü düşündüm ondandır

Gündüz bey: nasıl önemli değildir gardaş böyle şehit olmaya kadar gidecek misin yani

Osman bey: evet ağabey bir sorun yok inan bana

Gündüz bey: deli deli konuşma Osman babamla konuşacaz beraber gidecez Erzurum'a sonrada gelecez itiraz etmeyeceksin bana

Osman bey: peki emrin olur beyim

Gündüz bey: ille bağırtacaksın beni nenemin mezarında değil mi bir kere de ben bağırmadan sen kabul et

Osman bey: özür dilerim ağabey bir daha olmaz

Gündüz bey: hayde duamızı edelim babam bekler

Osman bey: tamam ağabey

Beraber dua ederler atlarına binip obaya dönerler Gündüz bey önde Osman arkasında obaya girerler otağın önüne gelirler atlardan inip içeri girerler

Ertuğrul Gazi: nerelerdesiniz Osman sende hiç birşey demeden gittin

Osman bey: ağabeyimin yanına gittim baba neneme dua ettik geldik

Ertuğrul Gazi: yemek yeseydin beraber giderdik Osman

Gündüz bey: yemek yemedin mi Osman

Ertuğrul Gazi: yememiş çocuk gibi hep böyle ondan bayılmış birde börksüz çıkmış güneş çarpmış yemek yememiş bayıldı yine

Gündüz bey: bilirim baba bilirim dedi bana güneş çarptı diye

Osman bey: çocuk değilim ben ya yapmayın böyle

Savcı bey: madem çocuk değilsin ne diye dikkat etmesin kendine kara gözlü Osman

Osman bey: ağabey bir anlık unuttum

Savcı bey: peki sürekli mi güneş çarpıyor seni Osman hep bayılır durursun ne olur gardaş sana korkutursun bizi

Osman bey: henüz bir şey yoktur ortada ağabeyimle bunu konuşmak için geldik zaten

Ertuğrul Gazi: nedir o konuşacaklarınız

Osman bey: baba Gündüz ağabeyim der ki Erzuruma gidelim seninle orada bu bayılmalarım ile ilgili birşey bulunur belki tedavi olursun der

Ertuğrul Gazi: kaç kere oldu bu

Ayşe hatun destur alıp içeri girdi ve Ertuğrul Gaziye Osman Bey'in kaç kere bayıldığını söyledi

Ayşe hatun: 8 kere beyim Haymaana hakkın rahmetine kavuştuğundan beridir bu 8. oluyor

Ertuğrul Gazi: bu iyi değil Osman

Osman bey: önemli değil baba imdi buna takılıp kalmayalım

Ertuğrul Gazi: Osman ne demek bu sen bizim canımızsın ne diye böyle dersin hani Erzuruma gidecektin

Osman bey: giderim babam acelesi yoktur

Gündüz bey: Osman gardaş acelesi vardır elbette hayatın söz konusu

Osman bey: ağabey birşey olmaz ki hem ben iyiyim kumral abdal bakar bana

Gündüz bey: Osman bir daha tekrar etmeyecem yarın ikimiz de yola çıkıyoruz Erzuruma gidiyoruz ve sen tedavi oluyorsun anlaşıldı mı

Osman bey: ağabey gerek yok derim

Gündüz bey: Osmann dedim uzatma gardaş

Ertuğrul Gazi: Osman Gündüz sakin olasınız ağabeyin haklı Osman yarın Erzuruma gideceksiniz o kadar konu kapandı

Osman bey: sizdeki inat kimse de yok

Gündüz bey: Osman yeter gardaşım ne diye canın bu kadar değersizdir

Osman bey: ağabey çünkü sebebini bilirim

Gündüz bey: sebebini o vakit herkese diyesin herkes de bilsin gayrı

Osman bey: derim ağabey sonra acelesi yoktur anlamam ne diye acele edersiniz

Gündüz bey: eyi Osman ben sana tek kelam daha etmem lakin bir daha sakın bana ağabey deme beni ağabeyden sayan adam dediğimi eder sanırsın bana obayı Moğollara teslim et deriz

Gündüz bey hiç birşey söylenmesine izin vermeden otağdan çıktı ahıra gitti atını alacaktı ki seyis seslendi

Seyis: beyim dilersen atının nallarını değiştireyim eziyet çeker hayvan

Gündüz bey: öyle mi dersin eyi madem ben nenemin atını alayım sen buna bakasın

Seyis: emrin olur beyim

Gündüz bey: aman diyeyim cenk atıdır özel eğitimlidir

Seyis: merak etme beyim gözüm gibi bakarım

Gündüz bey: eyvallah seyis efendi hayde sana rastgele

Seyis: sağ olasın beyim

Gündüz bey Haymaana nın atına binip obadan hızla ayrıldı Kulucahisarı görebildikleri bir tepe vardı dört nala o tepeye çıktı gözünden yaş geldi Osman bey onu kâle almıyordu zoruna gitmişti attan atlayıp eyeri alıp çalıya bağladı yere oturdu öylece bir müddet sonra bir atlı yaklaştı ona kılıcını çekti eyeri çözüp ata atladı atlı ona yaklaştı atını çevirip gelen kişiyi esir aldı gelen kişi Gülperi sultandı

Gülperi sultan: benim Gülperi

Gündüz bey: sende kimsin seni daha önce hiç görmedim hatun

Gülperi sultan: ben Gülperi rahmetli sultanımız Alaeddin Keykubat in casusuyum Gündüz bey

Gündüz bey: beni nerden tanırsın peki

Gülperi sultan: biz casuslara ilk öğretilen şey Oğuzların en soylu boyu olan sizleri yani Kayıları bilmektir atan Ertuğrul Gazi ile konuşmak için geldim

Gündüz bey: nerden gelirsin

Gülperi sultan: imdi ormandaydım ormandan gelirim

Gündüz bey: eyi oba oradadır gidesin atam otağındadır benden ne istersin

Gülperi sultan: ne diye böyle hüzünlüsün bilmek isterim nedir ceylan gözlerinden akan yaşların sebebi

Gündüz bey: destur edesin hatun bu gözlerin sahibi vardır

Gülperi sultan: estağfurullah niyetim kötü değildir demin avladığım ceylana benzer gözlerin ondan derim

Gündüz bey: anladım boşver aile meselesidir

Gülperi sultan: sende haklısın yeni tanıştığın casusa hayatını anlatmak zorunda değilsin neyse sorun değil bana müsaade birşey olursa söylersin yardımcı olurum illa ki

Gündüz bey: sağ olasın hatun müsaade senindir

Gülperi sultan obaya doğru gitti Gündüz bey öylece durdu tepede sonra o da obaya geldi girişte bir küçük kız çocuğu oturmuş ağlıyordu Gündüz bey fark edince attan indi yanına geldi neyi olduğunu sormak istedi kız onu görünce direk sarıldı ona bakarak ağlamaya devam etti Gündüz bey hiç birşey demedi kız bir süre sonra ona teşekkür etti ve gitti Gündüz bey otağa doğru gitti atını verip otağa girdi Ertuğrul Gazi ona baktı ve konuştu

​​​​​Ertuğrul Gazi: neredeydin oğul

Gündüz bey: gezdim biraz baba

Ertuğrul Gazi: merak ettim iyi misin

Gündüz bey: iyiyim babam iyiyim bir kız çocuğuna rastladım epey ağlardı bana sarıldı sonra kalktı gitti

Ertuğrul Gazi: kız çocuğu mu nerde peki şimdi

Gündüz bey: bilmiyorum baba gitti

Ertuğrul Gazi: anladım oğul hala kırgın misin

Gündüz bey: biraz halsiz gibiyim de önemli değil çadıra gidip dinlenirim ha aklıma gelmişken Gülperi ile görüştün mü Rahmetli sultanımız Alaeddin Keykubat in casusuymuş

Ertuğrul Gazi: Gülperi casus değil oğul sultan

Gündüz bey: ne sen ne dersin baba bana niye casusum dedi o vakit

Ertuğrul Gazi: orasını akşam açıklayacakmış

Gündüz bey: bu hatunda bir haller var amma yakında çıkar ortaya

Ertuğrul Gazi: birşey yoktur oğul sultandır kendisi

Gündüz bey: sultandır lakin casusum der neden Sultan olduğunu gizler ne yapabiliriz ona

Ertuğrul Gazi: belli ki sultan olduğu için başına gelmeyen kalmamıştır bundan sebeple gizler

Gündüz bey: anladım babam Osman ve Savcı nerdeler

Ertuğrul Gazi: gelirler imdi Gündoğdu ile oba pazarını gezerlerdi

Gündüz bey: eyi bana müsaade ihtiyacın olursa çadırımda olacağım beyim

Ertuğrul Gazi: peki oğul sen dinlen solgun gibisin zaten

Gündüz bey: Osman yüzünden bilmez misin

Ertuğrul Gazi: bilirim lakin söz dinlemez

Gündüz bey: bayılma sebebini bilmezsin baba

Ertuğrul Gazi: sen bilir gibisin Gündüz

Gündüz bey: bilirim baba bilirim lakin bilmez olaydım

Ertuğrul Gazi: söyle o vakit ne diye bayılır Osman

Gündüz bey derin iç çekti ve konuştu

Gündüz bey: baba Osman benim yüzümden bayılır

Ertuğrul Gazi: o ne demek Gündüz ne demek senin yüzünden

Gündüz bey: anamın ölmesine alışamadıydı nice zamandır sonrada nenem ölünce iyice Osman kendini kaybetti imdi de ne vakit obaya gelmezsem yada gelmediğimi görürse beyni onu kapatıyor ve bu da bayılmaya sebep oluyor

Ertuğrul Gazi: sen neler söylersin böyle Gündüz bunlar ne demek oluyor Osman ne diye seni öldü sansin ki

Gündüz bey: baba beyni görmek istediği kaybetmekten korktuğu kişiyi iyice bilinç altına yerleştirir ve o kadar çok saygı ve sevgi ile bahseder ki onun yokluğunu ölüm sanır yani bir çeşit sanrılar oluşturuyor beyni ve buda bayılmasına sebep veriyor

Ertuğrul Gazi: peki bunun çözümü çaresi yok mudur

Gündüz bey: vardır lakin Osman istemez önemsemez bunu

Ertuğrul Gazi: bu böyle olmaz Gündüz senin nikahından sonra Osman ile Erzuruma gideceksiniz ve tedaviyi başlatacaksınız bana karşı gelemez Osman

Gündüz bey: peki beyim nasıl dersen bana müsaade

Ertuğrul Gazi: müsaade senin

Gündüz bey otağdan çıkar çadırına gider Ertuğrul Gazi Gündüz beyim söylediklerini düşünür akşama kadar akşam herkesi toplayıp konuşmayi düşünür bir müddet sonra akşam olur ve herkes toplanır

​​

Loading...
0%