@gunduzbeyinkizi
|
Mezarlığa doğru hızla yol aldı Osman bey bir müddet sonra vardı indi atından ağabeyinin yanına oturdu Gündüz bey dua ediyordu bitirip Osmana döndü öylece duruyordu başını önüne eğmiş nenesinin mezarına bakıyordu Gündüz bey mezara dönüp konuştu Gündüz bey: öldüm sandın değil mi Osman bey anlamlandıramadan ağabeyinin bu düşüncesini kimseye söylememesine rağmen biliyor oluşu tuhafına gitmişti iç çekti ve konuştu Osman bey: sen nereden çıkarırsın ağabey ne ölmesi Gündüz bey: Osman gardaş karşında Bizans yoktur yalan söylersin Osman bey: evet tamam haklısın öyle sandım ve bir anda fenalaşmışım hatırlamıyorum bile yardım dahi isteyemedim sadece son duyduğum babamın bana seslenişiydi cevap dahi veremedim Gündüz bey: Osman gardaş 3 gün için geleceğimizi bildirdim ulakla Osman bey: bilirim lakin ne olacağı belli miydi 3 günde Gündüz bey: elbette değildi lakin gardaş bu bayılmaların bir değil iki değil ne edecez böyle sen ben her gelmediğimde öldüm mü sanacaksın Osman bey: yok ağabey lakin elimde olan bir durum değildir Gündüz bey: ne vakit Erzuruma gidip tedavi olacaksın Osman bey: henüz değildir ağabey aklımda yeni planlar vardır dedem Süleyman Şahı gördüm bayıldığım vakit bana devlet kuracaksın dedi Gündüz bey: devlet kurma rüyası hayırdır Osmanım inşallah rüya çıkacaktır lakin bunu imdilik yalnızca babam bilsin dost kim düşman kim bilmeyiz Osman bey: emmimden baba yarımdan nasıl saklarım ağabey Gündüz bey: Osman ben emmimden sakla demedim olur olmadık yerlerde konuşma kimseye bahsetme dedim neticede kutlu bir rüyadır öyle herkes bilmesin Osman bey: doğru dersin ağabey yalnızca emmime babama ve yengeme derim Gündüz bey: Savcı bilir mi Osman bey: yok yalnızca sen ve ben biliriz Gündüz bey: ona da diyesin Savcı da ağabeyindir Osman bey: bilirim derim onada merak etmeyesin Gündüz bey: bak Osman bu bayılmalar sana zarar vermeden git Erzuruma tedavi ol gardaşım etme eyleme yazıktır sana Osman bey: önemli değildir ağabey nenemi bir an kaybettik ya alışamadan seninde öldüğünü düşündüm ondandır Gündüz bey: nasıl önemli değildir gardaş böyle şehit olmaya kadar gidecek misin yani Osman bey: evet ağabey bir sorun yok inan bana Gündüz bey: deli deli konuşma Osman babamla konuşacaz beraber gidecez Erzurum'a sonrada gelecez itiraz etmeyeceksin bana Osman bey: peki emrin olur beyim Gündüz bey: ille bağırtacaksın beni nenemin mezarında değil mi bir kere de ben bağırmadan sen kabul et Osman bey: özür dilerim ağabey bir daha olmaz Gündüz bey: hayde duamızı edelim babam bekler Osman bey: tamam ağabey Beraber dua ederler atlarına binip obaya dönerler Gündüz bey önde Osman arkasında obaya girerler otağın önüne gelirler atlardan inip içeri girerler Ertuğrul Gazi: nerelerdesiniz Osman sende hiç birşey demeden gittin Osman bey: ağabeyimin yanına gittim baba neneme dua ettik geldik Ertuğrul Gazi: yemek yeseydin beraber giderdik Osman Gündüz bey: yemek yemedin mi Osman Ertuğrul Gazi: yememiş çocuk gibi hep böyle ondan bayılmış birde börksüz çıkmış güneş çarpmış yemek yememiş bayıldı yine Gündüz bey: bilirim baba bilirim dedi bana güneş çarptı diye Osman bey: çocuk değilim ben ya yapmayın böyle Savcı bey: madem çocuk değilsin ne diye dikkat etmesin kendine kara gözlü Osman Osman bey: ağabey bir anlık unuttum Savcı bey: peki sürekli mi güneş çarpıyor seni Osman hep bayılır durursun ne olur gardaş sana korkutursun bizi Osman bey: henüz bir şey yoktur ortada ağabeyimle bunu konuşmak için geldik zaten Ertuğrul Gazi: nedir o konuşacaklarınız Osman bey: baba Gündüz ağabeyim der ki Erzuruma gidelim seninle orada bu bayılmalarım ile ilgili birşey bulunur belki tedavi olursun der Ertuğrul Gazi: kaç kere oldu bu Ayşe hatun destur alıp içeri girdi ve Ertuğrul Gaziye Osman Bey'in kaç kere bayıldığını söyledi Ayşe hatun: 8 kere beyim Haymaana hakkın rahmetine kavuştuğundan beridir bu 8. oluyor Ertuğrul Gazi: bu iyi değil Osman Osman bey: önemli değil baba imdi buna takılıp kalmayalım Ertuğrul Gazi: Osman ne demek bu sen bizim canımızsın ne diye böyle dersin hani Erzuruma gidecektin Osman bey: giderim babam acelesi yoktur Gündüz bey: Osman gardaş acelesi vardır elbette hayatın söz konusu Osman bey: ağabey birşey olmaz ki hem ben iyiyim kumral abdal bakar bana Gündüz bey: Osman bir daha tekrar etmeyecem yarın ikimiz de yola çıkıyoruz Erzuruma gidiyoruz ve sen tedavi oluyorsun anlaşıldı mı Osman bey: ağabey gerek yok derim Gündüz bey: Osmann dedim uzatma gardaş Ertuğrul Gazi: Osman Gündüz sakin olasınız ağabeyin haklı Osman yarın Erzuruma gideceksiniz o kadar konu kapandı Osman bey: sizdeki inat kimse de yok Gündüz bey: Osman yeter gardaşım ne diye canın bu kadar değersizdir Osman bey: ağabey çünkü sebebini bilirim Gündüz bey: sebebini o vakit herkese diyesin herkes de bilsin gayrı Osman bey: derim ağabey sonra acelesi yoktur anlamam ne diye acele edersiniz Gündüz bey: eyi Osman ben sana tek kelam daha etmem lakin bir daha sakın bana ağabey deme beni ağabeyden sayan adam dediğimi eder sanırsın bana obayı Moğollara teslim et deriz Gündüz bey hiç birşey söylenmesine izin vermeden otağdan çıktı ahıra gitti atını alacaktı ki seyis seslendi Seyis: beyim dilersen atının nallarını değiştireyim eziyet çeker hayvan Gündüz bey: öyle mi dersin eyi madem ben nenemin atını alayım sen buna bakasın Seyis: emrin olur beyim Gündüz bey: aman diyeyim cenk atıdır özel eğitimlidir Seyis: merak etme beyim gözüm gibi bakarım Gündüz bey: eyvallah seyis efendi hayde sana rastgele Seyis: sağ olasın beyim Gündüz bey Haymaana nın atına binip obadan hızla ayrıldı Kulucahisarı görebildikleri bir tepe vardı dört nala o tepeye çıktı gözünden yaş geldi Osman bey onu kâle almıyordu zoruna gitmişti attan atlayıp eyeri alıp çalıya bağladı yere oturdu öylece bir müddet sonra bir atlı yaklaştı ona kılıcını çekti eyeri çözüp ata atladı atlı ona yaklaştı atını çevirip gelen kişiyi esir aldı gelen kişi Gülperi sultandı Gülperi sultan: benim Gülperi Gündüz bey: sende kimsin seni daha önce hiç görmedim hatun Gülperi sultan: ben Gülperi rahmetli sultanımız Alaeddin Keykubat in casusuyum Gündüz bey Gündüz bey: beni nerden tanırsın peki Gülperi sultan: biz casuslara ilk öğretilen şey Oğuzların en soylu boyu olan sizleri yani Kayıları bilmektir atan Ertuğrul Gazi ile konuşmak için geldim Gündüz bey: nerden gelirsin Gülperi sultan: imdi ormandaydım ormandan gelirim Gündüz bey: eyi oba oradadır gidesin atam otağındadır benden ne istersin Gülperi sultan: ne diye böyle hüzünlüsün bilmek isterim nedir ceylan gözlerinden akan yaşların sebebi Gündüz bey: destur edesin hatun bu gözlerin sahibi vardır Gülperi sultan: estağfurullah niyetim kötü değildir demin avladığım ceylana benzer gözlerin ondan derim Gündüz bey: anladım boşver aile meselesidir Gülperi sultan: sende haklısın yeni tanıştığın casusa hayatını anlatmak zorunda değilsin neyse sorun değil bana müsaade birşey olursa söylersin yardımcı olurum illa ki Gündüz bey: sağ olasın hatun müsaade senindir Gülperi sultan obaya doğru gitti Gündüz bey öylece durdu tepede sonra o da obaya geldi girişte bir küçük kız çocuğu oturmuş ağlıyordu Gündüz bey fark edince attan indi yanına geldi neyi olduğunu sormak istedi kız onu görünce direk sarıldı ona bakarak ağlamaya devam etti Gündüz bey hiç birşey demedi kız bir süre sonra ona teşekkür etti ve gitti Gündüz bey otağa doğru gitti atını verip otağa girdi Ertuğrul Gazi ona baktı ve konuştu Ertuğrul Gazi: neredeydin oğul Gündüz bey: gezdim biraz baba Ertuğrul Gazi: merak ettim iyi misin Gündüz bey: iyiyim babam iyiyim bir kız çocuğuna rastladım epey ağlardı bana sarıldı sonra kalktı gitti Ertuğrul Gazi: kız çocuğu mu nerde peki şimdi Gündüz bey: bilmiyorum baba gitti Ertuğrul Gazi: anladım oğul hala kırgın misin Gündüz bey: biraz halsiz gibiyim de önemli değil çadıra gidip dinlenirim ha aklıma gelmişken Gülperi ile görüştün mü Rahmetli sultanımız Alaeddin Keykubat in casusuymuş Ertuğrul Gazi: Gülperi casus değil oğul sultan Gündüz bey: ne sen ne dersin baba bana niye casusum dedi o vakit Ertuğrul Gazi: orasını akşam açıklayacakmış Gündüz bey: bu hatunda bir haller var amma yakında çıkar ortaya Ertuğrul Gazi: birşey yoktur oğul sultandır kendisi Gündüz bey: sultandır lakin casusum der neden Sultan olduğunu gizler ne yapabiliriz ona Ertuğrul Gazi: belli ki sultan olduğu için başına gelmeyen kalmamıştır bundan sebeple gizler Gündüz bey: anladım babam Osman ve Savcı nerdeler Ertuğrul Gazi: gelirler imdi Gündoğdu ile oba pazarını gezerlerdi Gündüz bey: eyi bana müsaade ihtiyacın olursa çadırımda olacağım beyim Ertuğrul Gazi: peki oğul sen dinlen solgun gibisin zaten Gündüz bey: Osman yüzünden bilmez misin Ertuğrul Gazi: bilirim lakin söz dinlemez Gündüz bey: bayılma sebebini bilmezsin baba Ertuğrul Gazi: sen bilir gibisin Gündüz Gündüz bey: bilirim baba bilirim lakin bilmez olaydım Ertuğrul Gazi: söyle o vakit ne diye bayılır Osman Gündüz bey derin iç çekti ve konuştu Gündüz bey: baba Osman benim yüzümden bayılır Ertuğrul Gazi: o ne demek Gündüz ne demek senin yüzünden Gündüz bey: anamın ölmesine alışamadıydı nice zamandır sonrada nenem ölünce iyice Osman kendini kaybetti imdi de ne vakit obaya gelmezsem yada gelmediğimi görürse beyni onu kapatıyor ve bu da bayılmaya sebep oluyor Ertuğrul Gazi: sen neler söylersin böyle Gündüz bunlar ne demek oluyor Osman ne diye seni öldü sansin ki Gündüz bey: baba beyni görmek istediği kaybetmekten korktuğu kişiyi iyice bilinç altına yerleştirir ve o kadar çok saygı ve sevgi ile bahseder ki onun yokluğunu ölüm sanır yani bir çeşit sanrılar oluşturuyor beyni ve buda bayılmasına sebep veriyor Ertuğrul Gazi: peki bunun çözümü çaresi yok mudur Gündüz bey: vardır lakin Osman istemez önemsemez bunu Ertuğrul Gazi: bu böyle olmaz Gündüz senin nikahından sonra Osman ile Erzuruma gideceksiniz ve tedaviyi başlatacaksınız bana karşı gelemez Osman Gündüz bey: peki beyim nasıl dersen bana müsaade Ertuğrul Gazi: müsaade senin Gündüz bey otağdan çıkar çadırına gider Ertuğrul Gazi Gündüz beyim söylediklerini düşünür akşama kadar akşam herkesi toplayıp konuşmayi düşünür bir müddet sonra akşam olur ve herkes toplanır |
0% |