
Akşam herkes yemeğini yemişti hatunlar sofrayı toplamıştı beyler ise oturmuş sohbet ediyorlardı Gülperi sultan yanlarına geldi oturdu ve anlatmaya başladı
Gülperi sultan: sultan Alaaddin den sonra gardaşlarım arasında taht kavgası olmaya başladı ben Sultan Alaaddin nin manevi kızıyım benim ailemi emir Saadettin köpek öldürmüştü rahmetli sultanımıza ise ailesi Moğol tarafından öldürülmüş diyip beni getirmiş sultanımız merhameti ile beni almış kendi kızı yapmış ben henüz çocuktum küçüktüm ailemi hatırlasam da nasıl öldüklerini bilmiyordum sonra bir gün emir Saadettin ağzından kaçırdı öyle öğrendim neyse İzzeddin ve Gıyasettin gardaşlarım sağ olsunlar beni hiç dışlamadılar bir şehzadeye yaraşır şekilde beni bacıları bildiler lakin İzzettin hep tahtta geçmek istedi lakin Emir Saadettin onu öldürerek gardaşım Gıyasettin in tahta geçmesini sağladı tabi onun bundan haberi yoktu yalnızca ben şahitlik ettim onu da gizlice yaptım zaten ne olduysa Gıyasettin tahta çıkınca oldu ve o öldükten sonra oldu onun çocukları bu kez kavga etti ben o zamanlar Endülüste bir emir ile evliydim sonra emir Saadettin onu da şehit etti acımasızca Sultanımız vefat etmeden evvel gelmiştim yanına son kez görmek için bana büyük bir cenk olacağını ve bu cenkten sonra Ertuğrul Gaziyi bulmamı ve ondan bir sırrı öğrenmemi istedi kabul ettim ve beni bilen Bizans Moğol durmadan bana bulaştı kaçırdı işkence etti etmediklerini bırakmadılar bende bu yüzden casusyum diyip kendimdem uzaklaştırıyorum herkesi
Gündüz bey: öncelikle geçmiş olsun tüm yaşadıklarınızdan dolayı ve de Kayıları bilir ve bir o kadar da güvenirsiniz lakin lakin neden onlara sultan olduğunuzu demesiniz
Savcı bey: ağabeyim haklıdır madem Kayılara güveniniz tamdır ne diye demezsiniz
Gülperi sultan: yıllardır böyle söylediğim için ve de üstünüzde kayıya dair iz yoktur nereden bilecektim sizin yerinize geçmiş bir düşman olup olmadığını
Osman bey: bu doğrudur bizim yerimize de geçebiliyorlar lakin elimizdeki zikirleri de mi görmezsin
Gülperi sultan: dediğim gibi zikirlerinizde alıyorlar bundan sebeple kendimi riske atmadım
Gündoğdu bey: beni de tanıyorsun neden casus olduğunu söylediklerinde sultanım ben demedin
Gülperi sultan: sorgular beni yorar beyler yaram vardı kendimde değildim bu yüzden doğruları diyecek güç bulamadım ayrıca zaten sonrada ormana gittim av avladım çiçek topladım hatunlar için o kadar birde Gündüz bey ile karşılaştım hepsi bu
Ertuğrul Gazi: ağabeyim ve oğullarım gayrı bu kadar sorgu yeterlidir sonuçta o bir esir değildir bundan sebeple çok fazla sual etmek yersizdir illa ki bize söylememek için sebepleri vardır daha üstüne gitmeyin
Gündoğdu bey: gardaşım doğru der
Osman bey: sizinle birşey konuşmak isterim lakin biraz hussidir beylerim
Gülperi sultan: ben gidip dinleyeceğim zaten size iyi konuşmalar
Osman bey: beni yanlış anladın Gülperi sultan
Gülperi sultan: Osman bey senden beklediğim birşey değildi neyse bana müsaade
Gülperi sultan kimsenin tek kelime etmesine izin vermeden çadırına döndü Gündoğdu bey hiç birşey demeden kalktı dışarı çıktı ve dolaştı sonra gelip geri oturdu bu sırada hatunlar gelmişlerdi
Selcan Ana: bey iyi misin ne oldu
Gündoğdu bey: iyiyim hatun biraz dolaştım geldim
Selcan Ana: Gülperi nerededir
Gündoğdu bey: gitti o çadırına
Selcan Ana: ne diye bey desturu almadan otağdan çıkmakta ne ola casuslara öğretilmedi mi
Gündüz bey: yenge Gülperi casus değilmiş sultanmış
Selcan ana: sen ne dersin Gündüz sultan mi ne diye yalan söyler peki bu hatun
Ertuğrul Gazi: yenge sultan diye Bizans Moğol düşmemiş peşinden bu da casusum demiş
Selcan Ana: beyim bu hatun hiç gözüme iyi görünmedi söylemedi deme bizi de kandırır
Ertuğrul Gazi: yenge bana güvenir misin
Selcan Ana: o nasıl sözdür Ertuğrul beyim sen anamın bana emanetisin nasıl sana güvenmem Goncagül meselesinde bile hep sana güvendiğim için kurtuldum
Ertuğrul Gazi: eyvallah yenge o vakit bana inanasın ben tanırım kendisini önceden
Selcan Ana: sen öyle diyorsan güvenirim de inanırım da
Ertuğrul Gazi: eyvallah yenge
Ayşe hatun: beylerim bu Goncagül meselesi de ne ola ne etmiştir anama
Ertuğrul Gazi: rahmetli dayım korkut beyin obasına göçtük babam Süleyman Şah vefat ettikten sonra onun obasına giderken Moğol saldırmıştı ben esir düşmüştüm sonra kurtulup geldim bir müddet sonra aytolonu gözüm tutmadı yengem de derdi bana da ağabeyime de aytolon gözümü tutmadı derdi ağabeyim inanmazdi ondan evvelinde pekte iyi şeyler yaşanmadığı için neyse gel zaman git zaman Aytolonu ağabeyi ve yeğeni obaya geldiler o vakitler ağabeyimle yengem küslerdi ağabeyim az daha hayatının hatasını yapacaktı ki bende yengem de mani olduk
Ayşe hatun: hayatının hatası neydi ki beyim bu kadar çok çabaladınız
Ertuğrul Gazi: ona nikah kıyacaktı amma onun hain bir yılan olduğundan habersizdi
Ayşe hatun: hain olduğunu nasıl anladınız ki
Ertuğrul Gazi: yengem ortalığı karıştırdı Duru yengemin ölümünü kurcaladı durdu en sonda öğrendik ki Aytolon hatun ve Goncagül öldürmüş onu sonra dayımı da onlar öldürdüler o vakitler rahmetli halimem Gündüze gebeydi onu yakalamak için darbe almıştı
Gündüz bey: kuvvetli yiğidim baba bana birşey olmaz inşallah
Ertuğrul Gazi: öyleydin yiğidim her zaman seninle gurur duyuyorum neyse devam edeyim yengemle oyun kurduk bunlarda inandılar sonra hainlikleri çıktı ağabeyim de öğrendi o vakitler çıbanla mücadele ediyordu ama yengemin suçunun olmadığını ettiği Nasuh tövbesini bozmadığını anlamıştı
Selcan Ana: gelip sana anlattıklarını hatırladın mi Ertuğrul
Ertuğrul Gazi: hatırlamam mi yenge üzülmüştüm çünkü o yılan sizin aranızı bozmuştu ben yıllardır ailemizde olan sana inanmayı haklı olduğunu kanıtlamayı seçtim
Selcan Ana: iyiki de inandın gardaşım yoksa imdiye benim yerimde o hain vardı
Gündüz bey: aman yengem Allah korudu o vakitler ben büyük olaydım imdiye inegölü surundan salladırmıştım
Osman bey: beraber ağabey tek başına değil
Savcı bey: gardaşlarım doğru der emmimle yengemin arasına gireni İnegöl surunda sallandırırız
Ertuğrul Gazi: durun hele yiğitler kimsenin aralarına girdiği yoktur gayrı girmez de emminiz de yengeniz de gayrı benden ve sizden başkasına inanmazlar
Gündüz bey: en iyisidir
Selcan Ana: korkmayın oğullar henüz kimse beni atlatıp beyime yaklaşamaz
Gündüz bey: eyvallah yengem
Gündoğdu bey: hayde yeter bu kadar sohbet yarın kulucahisara gidip bir bakacaz gardaşım da dinlemiş olur ben İltekinle yeğenlerimle giderim
Ertuğrul Gazi: peki neticede bey sensin ağabey
Gündoğdu bey: eyvallah gardaşım
İltekin bey destur aldı ve içeri girdi sakin bir ses tonuyla konuştu
İltekin bey: baba emmi Gülperi yoktur
Ertuğrul Gazi: sen ne dersin İltekin nereye gider gece gece
İltekin bey: bilmezim beyim kumral abdal yarası için şifa verdiydi onu götürdüm seslendim lakin cevap vermedi çadıra girdiğimde kimseler yoktu mumlar bile sönüktü
Gündoğdu bey: yav bu hatun ney ister ben anlamam ki
Selcan Ana: sakin ol bey belli ki gönül koymuştur
Gündoğdu bey: gönül koyacağı bir iş etmedik ki hatun ne diye gider
Selcan Ana: bilmezim beyim
Osman bey: beyim size bir düşümden bahsetmek isterim
Ertuğrul Gazi: buyurasın Osman seni dinleriz
Osman bey: ağabeyimle atam obaya geldiği vakit bayılmıştım o vakit bir rüya gördüm
Ertuğrul Gazi: hayrolsun oğul ney gördün
Osman bey: attan inmiş bir elimde sancak bir elimde kılıç vardı otağ girdim heyecanla Gündüz ağabeyime bir fetih müjdesi getirmiştim ki postta oturan nenem ve dedemi gördüm
Savcı bey: eee Gündüz ağabeyim neredeymiş ayrıca nenemle dedem sana ne dedi
Osman bey: nenemle dedem tüm asaletleriyle karşımdaydılar dilim tutuldu ilk başta ama sonra kılıcı yerine bayrağı ise dedemin yanındaki alpe verdim önlerine gelip oturdum
Ertuğrul Gazi: ne söylediler sana
Osman bey: dedem bana kalk Osman bey atan Ertuğrul Gazi nin hüznü yeri göğü inletir dedi bende yapamıyorum ağabeyim şehit düştü dedim dedem ise sen devlet kuracaksın Osman kalk ayağa dedi ben ise agabeyim Gündüz bey olmadan ben bir hiçim mücadele edemem bile dedim sonra nenem bana ah benim kara gözlü Osmanım sen sanar mısın ki ağabeyin hakka yürüdü korkma hayattadır benim mezarıma geldi dedi
Gündüz bey: gardaş nenem seni yanına çağırmış resmen
Osman bey: he ya ağabey öyle oldu kalktım geldim zaten
Ertuğrul Gazi: atam Süleyman Şah senin bir devlet kuracağını müjdelemiş Osmanım lakin sen Gündüz ağabey olmadan devlet kuramayacağını demişsin ağabeyine olan bağlılığın beni memnun etmiştir
Osman bey: yalnızca Gündüz ağabeyim değil Savcı ağabeyim de İltekin ağabeyimde olmadan değil sultan devlet dahi kuramam onların desteği benim için pek mühimdir yalnızca onlarında değil yengemin emmimin ve seninde desteğin pek kıymetlidir ben sizle beraber kuracağım bu yegane devleti
Gündüz bey: inşallah gardaşım inşallah
Savcı bey: deli Osman sen daha benim sözümü tutmazsın birde dersin sensiz devlet kuramam diye
Osman bey: hangi sözünü tutmadım ağabey
Savcı bey: kendine dikkat edeceğine dair söz vermiştin bana tutmazsın
Osman bey: tutarım ağabey gayet iyiyim
Gündüz bey: Savcı haklı gardaş sen tedavi olmadan değil devlet sultan dahi olamazsın ne edeceksin gardaş her gelmediğimde yada gelemediğimi duyduğunda öldüm mü sanacaksın
Osman bey: yok ağabey tedavi olacam lakin benim gönlümde yerin başkadır kıymetin çoktur sen nereye ben oraya
Gündüz bey: gardaş diyelim şehit düştüm ne edecen
Osman bey: bende şehit düşerim o vakit ağabey esir düşüp mü şehit oldun gider kendimi esir eder şehit düşerim ya da cenk ederken mi şehit düştün cenk ederim şehit düşerim surdan mi düşüp şehit mı oldun sura çıkar bende düşer şehit olurum
Gündüz bey: Kara Osman sen devlet kuracaksın ne ölmesi
Osman bey: esas sen bana yol göstereceksin ne ölmesi Gündüz bey bu saydıklarım sende geçerli olduğu kadar Savcı ağabeyimde de geçerli siz bana anamın emanetisiniz sizsiz kurulan devlet bana hayır mı getirir sanırsınız
Savcı bey: yok ağabey bu gerçekten delidir biz buna boşuna deli demeyiz
Gündüz bey: doğru dersin gardaş yandık
Osman bey: istediğiniz kadar yanın ben ağabeylerimsiz adım dahi atmam bilesiniz
Gündoğdu bey: görür müsün Ertuğrul senin gibi aynı
Ertuğrul Gazi: görürüm ağabey görürüm
Osman bey: yarın tedavi olmaya Erzuruma gideceğim lakin tek şartım vardır
Gündüz bey: diyesin hele nedir o şartın
Osman bey: sende Savcı ağabeyimde geleceksiniz
Savcı bey: deli Osmanım bizim obadaki işler ne olacak
Osman bey: birşey olmaz atamla emmim geçici beyler atarlar sonra siz devam edersiniz
Gündüz bey: eyi peki tamam o halde
Osman bey: beylerim kabul mü
Ertuğrul Gazi: bana ne diye bakarsın Osman bey emmindir
Osman bey: olsun atamın da beyimin de iznini isterim
Gündoğdu bey: eyi gidin o halde ama sonra üçünüz de ava çıkarsanız kabul
Gündüz bey: çıkarız emmi merak etmeyesin
Savcı bey: katılırım ağabeyime
Ertuğrul Gazi: eyi o vakit sabah namazı sonrası yola çıkarsınız
Gündüz bey: emriniz olur
Gündoğdu bey: hayde gidin dinlenin
Osman bey: emriniz olur
Osman bey Gündüz bey ve Savcı bey çıkıp çadırlarına gidip dinlenirler Gündüz bey ise Ayşe hatunun yanına gider
Gündüz bey: destur var mıdır Ayşe hatun
Ayşe hatun: buyurasın Gündüz bey
Gündüz bey içeri girdi ve konuştu
Gündüz bey: nasılsın gözümün feri Ayşem
Ayşe hatun: iyiyim Gündüzüm nikah gününü beklerim
Gündüz bey: yarın yola çıkarım lakin belli ki atamda emmimde düğünü Osman iyileşip gelende etmek isterler senden istediğim biraz daha sabret olur mu
Ayşe hatun: olur tabi Gündüzüm sen iste yeter ki hem daha Selcan anamın çeyizime bir kaç birşey daha eklemek istediğini dedi hem siz dönene kadar onlarda bitmiş olur
Gündüz bey: Ayşem iyiki varsın Allah razı olsun içime su serpttin
Ayşe hatun: Gündüzüm merak etmeyesin az kaldı kavuşacağız
Gündüz bey: inşallah gözümün feri
Ayşe hatun: hayde gidesin dinlenesin yarın uzun yol gideceksin
Gündüz bey: peki nasıl dersen Ayşem
Gündüz bey çıkıp çadırına gitti ve dinlenmeye geçti herkes gibi
( bu arada yazmayı unuttum Ayşe hatun çoktan çadırına gitmişti başka işleri olduğu için otağdaydı ama izin alıp gitti yazmayı unuttum )
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |