@gunduzbeyinkizi
|
Akşam herkes yemeğini yemişti hatunlar sofrayı toplamıştı beyler ise oturmuş sohbet ediyorlardı Gülperi sultan yanlarına geldi oturdu ve anlatmaya başladı Gülperi sultan: sultan Alaaddin den sonra gardaşlarım arasında taht kavgası olmaya başladı ben Sultan Alaaddin nin manevi kızıyım benim ailemi emir Saadettin köpek öldürmüştü rahmetli sultanımıza ise ailesi Moğol tarafından öldürülmüş diyip beni getirmiş sultanımız merhameti ile beni almış kendi kızı yapmış ben henüz çocuktum küçüktüm ailemi hatırlasam da nasıl öldüklerini bilmiyordum sonra bir gün emir Saadettin ağzından kaçırdı öyle öğrendim neyse İzzeddin ve Gıyasettin gardaşlarım sağ olsunlar beni hiç dışlamadılar bir şehzadeye yaraşır şekilde beni bacıları bildiler lakin İzzettin hep tahtta geçmek istedi lakin Emir Saadettin onu öldürerek gardaşım Gıyasettin in tahta geçmesini sağladı tabi onun bundan haberi yoktu yalnızca ben şahitlik ettim onu da gizlice yaptım zaten ne olduysa Gıyasettin tahta çıkınca oldu ve o öldükten sonra oldu onun çocukları bu kez kavga etti ben o zamanlar Endülüste bir emir ile evliydim sonra emir Saadettin onu da şehit etti acımasızca Sultanımız vefat etmeden evvel gelmiştim yanına son kez görmek için bana büyük bir cenk olacağını ve bu cenkten sonra Ertuğrul Gaziyi bulmamı ve ondan bir sırrı öğrenmemi istedi kabul ettim ve beni bilen Bizans Moğol durmadan bana bulaştı kaçırdı işkence etti etmediklerini bırakmadılar bende bu yüzden casusyum diyip kendimdem uzaklaştırıyorum herkesi Gündüz bey: öncelikle geçmiş olsun tüm yaşadıklarınızdan dolayı ve de Kayıları bilir ve bir o kadar da güvenirsiniz lakin lakin neden onlara sultan olduğunuzu demesiniz Savcı bey: ağabeyim haklıdır madem Kayılara güveniniz tamdır ne diye demezsiniz Gülperi sultan: yıllardır böyle söylediğim için ve de üstünüzde kayıya dair iz yoktur nereden bilecektim sizin yerinize geçmiş bir düşman olup olmadığını Osman bey: bu doğrudur bizim yerimize de geçebiliyorlar lakin elimizdeki zikirleri de mi görmezsin Gülperi sultan: dediğim gibi zikirlerinizde alıyorlar bundan sebeple kendimi riske atmadım Gündoğdu bey: beni de tanıyorsun neden casus olduğunu söylediklerinde sultanım ben demedin Gülperi sultan: sorgular beni yorar beyler yaram vardı kendimde değildim bu yüzden doğruları diyecek güç bulamadım ayrıca zaten sonrada ormana gittim av avladım çiçek topladım hatunlar için o kadar birde Gündüz bey ile karşılaştım hepsi bu Ertuğrul Gazi: ağabeyim ve oğullarım gayrı bu kadar sorgu yeterlidir sonuçta o bir esir değildir bundan sebeple çok fazla sual etmek yersizdir illa ki bize söylememek için sebepleri vardır daha üstüne gitmeyin Gündoğdu bey: gardaşım doğru der Osman bey: sizinle birşey konuşmak isterim lakin biraz hussidir beylerim Gülperi sultan: ben gidip dinleyeceğim zaten size iyi konuşmalar Osman bey: beni yanlış anladın Gülperi sultan Gülperi sultan: Osman bey senden beklediğim birşey değildi neyse bana müsaade Gülperi sultan kimsenin tek kelime etmesine izin vermeden çadırına döndü Gündoğdu bey hiç birşey demeden kalktı dışarı çıktı ve dolaştı sonra gelip geri oturdu bu sırada hatunlar gelmişlerdi Selcan Ana: bey iyi misin ne oldu Gündoğdu bey: iyiyim hatun biraz dolaştım geldim Selcan Ana: Gülperi nerededir Gündoğdu bey: gitti o çadırına Selcan Ana: ne diye bey desturu almadan otağdan çıkmakta ne ola casuslara öğretilmedi mi Gündüz bey: yenge Gülperi casus değilmiş sultanmış Selcan ana: sen ne dersin Gündüz sultan mi ne diye yalan söyler peki bu hatun Ertuğrul Gazi: yenge sultan diye Bizans Moğol düşmemiş peşinden bu da casusum demiş Selcan Ana: beyim bu hatun hiç gözüme iyi görünmedi söylemedi deme bizi de kandırır Ertuğrul Gazi: yenge bana güvenir misin Selcan Ana: o nasıl sözdür Ertuğrul beyim sen anamın bana emanetisin nasıl sana güvenmem Goncagül meselesinde bile hep sana güvendiğim için kurtuldum Ertuğrul Gazi: eyvallah yenge o vakit bana inanasın ben tanırım kendisini önceden Selcan Ana: sen öyle diyorsan güvenirim de inanırım da Ertuğrul Gazi: eyvallah yenge Ayşe hatun: beylerim bu Goncagül meselesi de ne ola ne etmiştir anama Ertuğrul Gazi: rahmetli dayım korkut beyin obasına göçtük babam Süleyman Şah vefat ettikten sonra onun obasına giderken Moğol saldırmıştı ben esir düşmüştüm sonra kurtulup geldim bir müddet sonra aytolonu gözüm tutmadı yengem de derdi bana da ağabeyime de aytolon gözümü tutmadı derdi ağabeyim inanmazdi ondan evvelinde pekte iyi şeyler yaşanmadığı için neyse gel zaman git zaman Aytolonu ağabeyi ve yeğeni obaya geldiler o vakitler ağabeyimle yengem küslerdi ağabeyim az daha hayatının hatasını yapacaktı ki bende yengem de mani olduk Ayşe hatun: hayatının hatası neydi ki beyim bu kadar çok çabaladınız Ertuğrul Gazi: ona nikah kıyacaktı amma onun hain bir yılan olduğundan habersizdi Ayşe hatun: hain olduğunu nasıl anladınız ki Ertuğrul Gazi: yengem ortalığı karıştırdı Duru yengemin ölümünü kurcaladı durdu en sonda öğrendik ki Aytolon hatun ve Goncagül öldürmüş onu sonra dayımı da onlar öldürdüler o vakitler rahmetli halimem Gündüze gebeydi onu yakalamak için darbe almıştı Gündüz bey: kuvvetli yiğidim baba bana birşey olmaz inşallah Ertuğrul Gazi: öyleydin yiğidim her zaman seninle gurur duyuyorum neyse devam edeyim yengemle oyun kurduk bunlarda inandılar sonra hainlikleri çıktı ağabeyim de öğrendi o vakitler çıbanla mücadele ediyordu ama yengemin suçunun olmadığını ettiği Nasuh tövbesini bozmadığını anlamıştı Selcan Ana: gelip sana anlattıklarını hatırladın mi Ertuğrul Ertuğrul Gazi: hatırlamam mi yenge üzülmüştüm çünkü o yılan sizin aranızı bozmuştu ben yıllardır ailemizde olan sana inanmayı haklı olduğunu kanıtlamayı seçtim Selcan Ana: iyiki de inandın gardaşım yoksa imdiye benim yerimde o hain vardı Gündüz bey: aman yengem Allah korudu o vakitler ben büyük olaydım imdiye inegölü surundan salladırmıştım Osman bey: beraber ağabey tek başına değil Savcı bey: gardaşlarım doğru der emmimle yengemin arasına gireni İnegöl surunda sallandırırız Ertuğrul Gazi: durun hele yiğitler kimsenin aralarına girdiği yoktur gayrı girmez de emminiz de yengeniz de gayrı benden ve sizden başkasına inanmazlar Gündüz bey: en iyisidir Selcan Ana: korkmayın oğullar henüz kimse beni atlatıp beyime yaklaşamaz Gündüz bey: eyvallah yengem Gündoğdu bey: hayde yeter bu kadar sohbet yarın kulucahisara gidip bir bakacaz gardaşım da dinlemiş olur ben İltekinle yeğenlerimle giderim Ertuğrul Gazi: peki neticede bey sensin ağabey Gündoğdu bey: eyvallah gardaşım İltekin bey destur aldı ve içeri girdi sakin bir ses tonuyla konuştu İltekin bey: baba emmi Gülperi yoktur Ertuğrul Gazi: sen ne dersin İltekin nereye gider gece gece İltekin bey: bilmezim beyim kumral abdal yarası için şifa verdiydi onu götürdüm seslendim lakin cevap vermedi çadıra girdiğimde kimseler yoktu mumlar bile sönüktü Gündoğdu bey: yav bu hatun ney ister ben anlamam ki Selcan Ana: sakin ol bey belli ki gönül koymuştur Gündoğdu bey: gönül koyacağı bir iş etmedik ki hatun ne diye gider Selcan Ana: bilmezim beyim Osman bey: beyim size bir düşümden bahsetmek isterim Ertuğrul Gazi: buyurasın Osman seni dinleriz Osman bey: ağabeyimle atam obaya geldiği vakit bayılmıştım o vakit bir rüya gördüm Ertuğrul Gazi: hayrolsun oğul ney gördün Osman bey: attan inmiş bir elimde sancak bir elimde kılıç vardı otağ girdim heyecanla Gündüz ağabeyime bir fetih müjdesi getirmiştim ki postta oturan nenem ve dedemi gördüm Savcı bey: eee Gündüz ağabeyim neredeymiş ayrıca nenemle dedem sana ne dedi Osman bey: nenemle dedem tüm asaletleriyle karşımdaydılar dilim tutuldu ilk başta ama sonra kılıcı yerine bayrağı ise dedemin yanındaki alpe verdim önlerine gelip oturdum Ertuğrul Gazi: ne söylediler sana Osman bey: dedem bana kalk Osman bey atan Ertuğrul Gazi nin hüznü yeri göğü inletir dedi bende yapamıyorum ağabeyim şehit düştü dedim dedem ise sen devlet kuracaksın Osman kalk ayağa dedi ben ise agabeyim Gündüz bey olmadan ben bir hiçim mücadele edemem bile dedim sonra nenem bana ah benim kara gözlü Osmanım sen sanar mısın ki ağabeyin hakka yürüdü korkma hayattadır benim mezarıma geldi dedi Gündüz bey: gardaş nenem seni yanına çağırmış resmen Osman bey: he ya ağabey öyle oldu kalktım geldim zaten Ertuğrul Gazi: atam Süleyman Şah senin bir devlet kuracağını müjdelemiş Osmanım lakin sen Gündüz ağabey olmadan devlet kuramayacağını demişsin ağabeyine olan bağlılığın beni memnun etmiştir Osman bey: yalnızca Gündüz ağabeyim değil Savcı ağabeyim de İltekin ağabeyimde olmadan değil sultan devlet dahi kuramam onların desteği benim için pek mühimdir yalnızca onlarında değil yengemin emmimin ve seninde desteğin pek kıymetlidir ben sizle beraber kuracağım bu yegane devleti Gündüz bey: inşallah gardaşım inşallah Savcı bey: deli Osman sen daha benim sözümü tutmazsın birde dersin sensiz devlet kuramam diye Osman bey: hangi sözünü tutmadım ağabey Savcı bey: kendine dikkat edeceğine dair söz vermiştin bana tutmazsın Osman bey: tutarım ağabey gayet iyiyim Gündüz bey: Savcı haklı gardaş sen tedavi olmadan değil devlet sultan dahi olamazsın ne edeceksin gardaş her gelmediğimde yada gelemediğimi duyduğunda öldüm mü sanacaksın Osman bey: yok ağabey tedavi olacam lakin benim gönlümde yerin başkadır kıymetin çoktur sen nereye ben oraya Gündüz bey: gardaş diyelim şehit düştüm ne edecen Osman bey: bende şehit düşerim o vakit ağabey esir düşüp mü şehit oldun gider kendimi esir eder şehit düşerim ya da cenk ederken mi şehit düştün cenk ederim şehit düşerim surdan mi düşüp şehit mı oldun sura çıkar bende düşer şehit olurum Gündüz bey: Kara Osman sen devlet kuracaksın ne ölmesi Osman bey: esas sen bana yol göstereceksin ne ölmesi Gündüz bey bu saydıklarım sende geçerli olduğu kadar Savcı ağabeyimde de geçerli siz bana anamın emanetisiniz sizsiz kurulan devlet bana hayır mı getirir sanırsınız Savcı bey: yok ağabey bu gerçekten delidir biz buna boşuna deli demeyiz Gündüz bey: doğru dersin gardaş yandık Osman bey: istediğiniz kadar yanın ben ağabeylerimsiz adım dahi atmam bilesiniz Gündoğdu bey: görür müsün Ertuğrul senin gibi aynı Ertuğrul Gazi: görürüm ağabey görürüm Osman bey: yarın tedavi olmaya Erzuruma gideceğim lakin tek şartım vardır Gündüz bey: diyesin hele nedir o şartın Osman bey: sende Savcı ağabeyimde geleceksiniz Savcı bey: deli Osmanım bizim obadaki işler ne olacak Osman bey: birşey olmaz atamla emmim geçici beyler atarlar sonra siz devam edersiniz Gündüz bey: eyi peki tamam o halde Osman bey: beylerim kabul mü Ertuğrul Gazi: bana ne diye bakarsın Osman bey emmindir Osman bey: olsun atamın da beyimin de iznini isterim Gündoğdu bey: eyi gidin o halde ama sonra üçünüz de ava çıkarsanız kabul Gündüz bey: çıkarız emmi merak etmeyesin Savcı bey: katılırım ağabeyime Ertuğrul Gazi: eyi o vakit sabah namazı sonrası yola çıkarsınız Gündüz bey: emriniz olur Gündoğdu bey: hayde gidin dinlenin Osman bey: emriniz olur Osman bey Gündüz bey ve Savcı bey çıkıp çadırlarına gidip dinlenirler Gündüz bey ise Ayşe hatunun yanına gider Gündüz bey: destur var mıdır Ayşe hatun Ayşe hatun: buyurasın Gündüz bey Gündüz bey içeri girdi ve konuştu Gündüz bey: nasılsın gözümün feri Ayşem Ayşe hatun: iyiyim Gündüzüm nikah gününü beklerim Gündüz bey: yarın yola çıkarım lakin belli ki atamda emmimde düğünü Osman iyileşip gelende etmek isterler senden istediğim biraz daha sabret olur mu Ayşe hatun: olur tabi Gündüzüm sen iste yeter ki hem daha Selcan anamın çeyizime bir kaç birşey daha eklemek istediğini dedi hem siz dönene kadar onlarda bitmiş olur Gündüz bey: Ayşem iyiki varsın Allah razı olsun içime su serpttin Ayşe hatun: Gündüzüm merak etmeyesin az kaldı kavuşacağız Gündüz bey: inşallah gözümün feri Ayşe hatun: hayde gidesin dinlenesin yarın uzun yol gideceksin Gündüz bey: peki nasıl dersen Ayşem Gündüz bey çıkıp çadırına gitti ve dinlenmeye geçti herkes gibi ( bu arada yazmayı unuttum Ayşe hatun çoktan çadırına gitmişti başka işleri olduğu için otağdaydı ama izin alıp gitti yazmayı unuttum )
|
0% |