
Bir müddet sonra Gündüz beyler Söğüte gelmişlerdi biraz dolaşıp düğün için giyecek kıyafet bakmaya başladılar
Gündüz bey: hatun en beğendiğini alasın herşey gönlünce olsun isterim
Ayşe hatun: bilirim beyim merak etmeyesin beğendiğimi alacağım
Gündüz bey: en iyisini edersin
Satıcı yanlarına geldi
Satıcı: aman Gündüz beyim hoş geldin sefalar getirdin ne vakittir görmem seni nerelerdesin
Gündüz bey: ben hep buralardaydım esas sen neredeydin hiç görmezim seni
Satıcı: sorma beyim Ahlattan mal çıkarmak onu götürüp halepte satmak zor gelir
Gündüz bey: ee artık zorlanmasın büyük cenk bitti gayrı ne Moğol ne Bizans gelmez gayrı
Satıcı: bilirim beyim çok şükür sizin sayenizdedir
Gündüz bey: eyvallah ee de bakalım bu güzel kız için ne tür elbisen vardır gösteresin hele
Satıcı: kızın mıdır beyim
Gündüz bey: uzun hikayedir emanet diyelim
Satıcı: ooo tam da emanet olacak kişiyi bulmuş desene hemen en güzel elbiselerimi vereyim
Satıcı hemen küçük kızlar için yapılan elbiseleri ve başlıkları çıkardı Ayşe hatunla bakmaya başladılar
Gündüz bey: hatun bence bu gül kurusu yakışır sen ne dersin
Ayşe hatun: doğru dersin beyim çok güzel olur ona alalım sevinir hem
Gündüz bey: Gül sende bak bakalım beğenecek misin
Gül şaşkın gözlerle elbiseye baktı çok beğenmişti tamda ölen babasından istediği elbiseydi bu
Gül: bu olsun baba bu olsun
Gündüz bey: peki tamam bu olsun
Gül: bu çiçek desenli başlık ta olsun
Gündüz bey: tamam bunu da alalım biz
Gül: yaşasın çok güzeller
Gündüz bey gülümsedi yere çöküp alnından öptü
Gündüz bey: başka bir isteğiniz var mıdır Gül hatun
Gül: yoktur babacim
Gündüz bey: peki o zaman alalım ve gidelim yemek yiyelim
Gül: olur karnımda Moğol ve Bizans kavga ediyor
Gündüz bey ve Ayşe hatun bu benzetmeye karşı güldüler alacak kıyafetleri alıp parasını ödedikten sonra hep beraber hana geçtiler
( Yeni bir ele alma yapacağım çünkü zaten şuan herkes hazırlık yapıyor çok sahne yazamam diye ... )
**************************************
Gündüz bey ve Ayşe hatun Mariyi ve bebesini öldürmekten dolayı suçlanmışlardı uzun bir arayıştan sonra haini bulmuşlardı ve kendilerini aklamayi başarmışlardı Gündüz bey çadırında yatıyordu Turgut bey onu yaraladığı için yarası enfekte olmuştu ve kumral abdal ilgilenip yarayı temizlemiş ve yatmasını söylemişti Ayşe hatun ise tüm bu olanlardan sonra sinirlenmişti artık ve sabrı taşmıştı sinirle hemen otağa gitti ve kapıları sertçe açıp içeri girdi elleri arkasında bağlı şekilde bey postunun önünde durmuştu Osman bey içerideydi kapının açılmasını duyunca çıkıp geldi
Osman bey destur edesin yenge hayrola ne diye destur almazsın
Ayşe hatun: hayrola he Osman bey
Osman bey: ne oldu yenge yanlış birşey mi ettim
Ayşe hatun: yanlış bir şey değil yanlış bir sürü şey ettin Osman gayrısı yeter artık
Osman bey: yenge bir sakin ol hele ne ettim ben yine
Ayşe hatun: daha ne edeceksin ağabeyin vezirle iş etti diye rezil ettin imdide kabahatımız yokken Mari ile bebesini öldürmekle suçladın
Osman bey: yenge senin verdiğin yemekte çıktı zehir
Ayşe hatun: yıllardır ben senin yengenim değil mi bunca zamandır etmedim imdi mi edecem Osman
Osman bey: doğru dersin yenge
Ayşe hatun: doğru derim he lakin sen yanlış edersin Osman bey senden bunu hiç beklemezdim Ertuğrul Gazi sizi birbirinize emanet etmedi mi sen emanete böyle mi sahip çıkarsın ahali gayrı hata yapan beye nasıl güvensin ya diğer beylikler nasıl güvensinler sana diyesin bana Osman bey ağabeyine bunları eden bize neler etmez demezler mi
Osman bey: derler yenge lakin devlet olanda herkes güvenecek bana
Ayşe hatun: bir devlettir dilinden düşmez lakin sen böyle devam edersen etrafında kimseler kalmaz Allah göstermeye yarın bir gün ağabeyin şehit düşse en çok sen üzüleceksin sen onun hatalarını herkese rezil ederek yüzüne vurmayacaksın düzgünce sadece Kayının ileri gelenlerini toplayıp bir toy edeceksin diyeceksin ki ağabeyim böyle böyle bir hata etmiştir ne etmek icap eder diye soracaksın danışacaksın Osman beyleri toplayıp toy edip rezil etmeyeceksin ağabeyini
Osman bey: yenge ağır konuşursun etmeyesin kalbimi kırarsın
Ayşe hatun: dua edesin kalbini kırdım canına kıysaydım o vakit görürdün
Osman bey: yenge ben ağabeyimi düşünmez miyim sanırsın
Ayşe hatun: sen düşünür müsün ağabeyini bir devlettir dilinden düşmez varsa yoksa o devlet biliriz kurmak sana nasip olacaktır lakin devlet uğruna ağabeyini harcaman ne kadar doğrudur seni ne kadar sevdiğini bilmezsin sen
Osman bey: yenge çok ağır konuşursun etmeyesin bilirim yapmamalıydım
Ayşe hatun: ne diye ettin o vakit ne diye bize inanmak yerine 3 günlük kıza itimat ettin o vakit ne diye vezirle iş etti diye rezil ettin ben demem doğrudur ettikleri lakin sen soracaktın ne oldu da ağabeyim böyle davrandı emmim Dündar beyin hainliğini bizzat gören ağabeyim ne diye bunu etti tehdit mi edildi yoksa biri mi istedi ondan bunu
Osman bey: haklısın yenge sormam lazımdı haklısın rezil etmemeliydim haklısın ona inanmalıydım öldürmedim dediği vakit lakin yapmadım özür dilerim
Ayşe hatun: özür dilemen neyi değiştirecek Osman diyesin bana bak ağabeyin yatar çadırında ne diye Turgut bey yaraladı diye enfekte oldu haberin var mı
Osman bey: yoktur yenge nasıl imdi iyi mi ağabeyim
Ayşe hatun: imdi mi düştü aklına ağabeyin olduğu Osman çok hata yaparsın bu hataları devlet olanda yaptığın vakit nasıl telafi edeceksin Osman bey Gündüz bey senin ağabeyindir düşmanın değildir Nikola ile aynı kefeye koymayasın onu
Osman bey: her zaman aklımdaydı ağabeyim bu bir ikincisi aynı kefeye koymam
Ayşe hatun: seni ne kadar sevdiğini bir ben bir Allah bilir ya eyvallah
Ayşe hatun Osman'ın konuşmasına izin vermeden otağdan çıktı herkes toplanmıştı sinirle baktı herkese
Ayşe hatun: neyi beklersiniz işlerinize dönesiniz
Boran Alp: Ayşe hatun bir sorun mu vardır
Ayşe hatun: vardır ahali ne arar burada
Boran Alp: sen öyle birden otağa dalınca birşey olduğunu sandılar herhalde
Ayşe hatun: eee sen ne diye dikilirsin işlerine döndür hayde
Boran Alp: emrin olur Ayşe hatun
Boran Alp herkesi işlerine döndürür Ayşe hatun ise kilimhaneye gider işlerini halleder boya için çiçek toplamaya gidecekti hangi boyalar eksik diye sayarken Osman bey yanına geldi
Osman bey: destur
Ayşe hatun: buyurasın Osman bey ne istersin
Osman bey: seni isterim yenge konuşmak icap eder
Ayşe hatun: ben sana son sözümü söyledim
Osman bey: ben konuşmami bitirmedim amma
Ayşe hatun: hatunların büyük bir heyecanla dinleyecektir oturasın postuna anlatasın hayde
Ayşe hatun boyaları saydıktan sonra eksiklikler için liste yaptı Osman bey kolundan tutup çekerek götürdü
Ayşe hatun: sen ne edersin Osman canım acır
Osman bey: beni dinleyeceksin yengee
Ayşe hatun kolunu çekti ittirdi Osman beyi
Ayşe hatun: ben senin hatunlarından değilim bir daha beni çekiştirip götürürsen seni rezil ederim
Osman bey: benim sözüm bitmeden gitmek ney yengeeee bir laf edersin açıklama beklemezsin
Ayşe hatun: bitsin veya bitmesin dinlemek zorunda değilim imdi gidesin postuna oturasın gardaş kanı dökmeyesin haydeeee
Osman bey: yengee ne diye dinlemezsin beni
Ayşe hatun: senin gibi bir yalancıyı dinlemek zorunda değilim Osman bey sen yapmaman gereken ne varsa yaptın sıra bende imdi çekip gidesin aşkıyla yanıp tutuştuğun postuna oturup devlet hayallerine dalasın haydeee
Herkes onları izliyordu Gündüz bey olanları duymuş yanlarına gelmişti
Gündüz bey: siz ne edersiniz burada ahali sizi izler
Osman bey: birşey yoktur ağabey yengemle konuşuruz
Gündüz bey: bağırarak mı konuşursunuz Osman herkes toplarsınız başınıza
Ayşe hatun: birşey yoktur Gündüzüm sen rahat ol gayrı hiç birşey yoktur lakin yakın vakitte sende bende Aktemurda buradan gidecez
Gündüz bey: ne diye hatun ne oldu
Ayşe hatun: baksana Osman seni suçlar durur ben erimi derede öylesine bulmadım ağır konuşur sana yüreğim kaldırmaz
Gündüz bey: eyide ne diye obadan gidelim ki
Ayşe hatun: başka sebep mi gerek beyim ben gayrı Osmana dayanamam
Osman bey: nereye gideceksiniz Moğol ve Bizans etraftayken
Ayşe hatun: seni hiç ilgilendirmiyor Osman bey çok kırdın sen Halep'e gideriz ahlata gideriz sana nedir ki
Gündüz bey: tamam yeter bu kadar kendinize gelin burası ata toprağıdır bırakmak olmaz Ayşe bilirim Osman'ın ettikleri de doğru değildir lakin gardaşız biz
Ayşe hatun: beyim senin kıymetini bilmez derim sen gardaşız dersin bilirim gardaş olduğunuzu lakin sana inanmaz sana güvenmez vezirle iş ettin diye demediğini yapmadığını bırakmadı
Selcan Ana gelmişti yanlarına sitem etti
Selcan Ana: siz ne edersiniz burada herkes bakar
Ayşe hatun: yok birşey ana Osman bey tutturdu ki boya için çiçek toplamaya benimle gelecekmiş bende bey olduğu için işlerine dönmesini istedim odur yani
Selcan Ana: kızım beydir gelmek isterse gelsin bunun için kavgaya gerek mi vardır
Osman bey: yoktur ana fazla ısrar ettim yalnızca yengem haklıdır lakin birşey danışmak için isterdim
Selcan Ana: eyi gidin o vakit konuşun boya için çiçeği de getirin hayde
Osman bey: emrin olur ana ağabeyimde gelir
Ayşe hatun: peki ana gidelim
Gündüz bey: gelirim gardaş gelirim
Ayşe hatunla Osman bey ve Gündüz bey boya için çiçek toplamaya giderler
Ayşe hatun: anam bilmesin isterim lakin beyim bilecek Osman bey
Osman bey: peki yenge gizlim saklım yoktur
Gündüz bey: hayırdır Ayşe hatun
Ayşe hatun tüm olanları anlatır Gündüz bey sinirlense de Selcan ana için tepki vermez bir süre sonra geri dönerler
**************************************
( Ele alma son )
Gündüz bey Ayşe hatun ve Gül yemekten sonra handaki odalarına geçip dinlenirler
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |