Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8.Bölüm

@gunduzbeyinkizi

( Bir bölümü daha ele alıyorum Gündüz beyin surdan düştüğünü bölümü alıyorum )

**************************************

Kayılar İnegöl kalesine girmişti büyük bir cenk olmuştu etraf bizansın şehitleri ve Kayıların ve kızılbeylerin şehitleri kaynıyordu artık son vuruşu yapma zamanı gelmişti herkes Osman beyden işaret bekliyordu bir süre sonra o vur emri geldi ve yine Kayılar kazanmıştı cengi her yerde Allah Allah nidaları yükseliyordu ama hiç kimsenin bilmediği bir hadise yaşanmıştı daha doğrusu Osman bey bilmiyordu Gündüz bey surdan düşmüştü ve haberini alır almaz koca kaleye ağabeyyyy diye bağırarak girmişti Osman bey yüreğindeki sızı bedenini sarmıştı bile hemen yanına geldi son konuşmalar yapılmıştı ve Gündüz bey hakka yürümüştü koskoca İnegöl kalesi hiç bu kadar sessiz olmamıştı ta ki o ses gelene kadar babaa hayır sesiydi bu ses Gündüz beyin yıllar önce Aktemur Alp yeni yaş aldığı zaman obanın önüne bırakılan daha o zamanlar bebek olan oğlu Yiğit Gündüz alpti evet Gündüz bey kendi adını vermişti ailesini bilmiyorlardı bile kimse gelipte almadı da sormadı da yıllarca Aktemur Alp ile ikisine baktı büyüttü imdi de ahlat kalesinden yola çıkmış gelmişti koşarak Gündüz beyin olduğu odaya dalmıştı ne yazık ki Gündüz bey zaten hakka yürümüştü yanına gelip elini tuttu ve konuştu

Yiğit Gündüz Alp: babam ben geldim Yiğit Gündüzün geldi ne olur açasın gözlerini

Dedi gözlerinden çeşme misali akan göz yaşlarıyla birlikte

Yiğit Gündüz Alp: bak hasret bitti gayrı geldim ahlat kalesinden gayrı gitmeyecem yanından yalvarırım kalkasın

Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu bir anda yere çöktü sanki biri bacaklarını felç etmiş gibiydi tüm gücü kesildi ağlamaktan bitap düşmüştü tekrar tekrar konuştu

Yiğit Gündüz Alp: babam babam yalvarırım kalkasın yalvarırım beni anamı ağabeyimi bırakmayasın söz vermiştin beni bırakmayacaktın babam kalkasın ne olur kalkasın hani demiştin ya ben küçükken oğul beni korumak için evvel ananın ettiği aşları yemelisin ki güçlenip beni koruyasın demiştin yapamadım babam yetişemedim sana

​​​​​​Herkes ağlıyordu Yiğit Gündüz Alp ise sinirlenmişti kalktı ayağa Osman Bey'in üstüne yürüdü

Yiğit Gündüz Alp: sen ettin sen sebep oldun babama

Osman bey: ben birşey etmedim Yiğit Gündüz

Yiğit Gündüz Alp: babam her mektubunda senin İnegölü almak istemenden bahsederdi sen ne dersin bana ne oldu aldın mı İnegölüüüü ne olduuuuu ha Osman bey diyesin hele bana

Osman bey: sen dediğini bilmezsin

Yiğit Gündüz Alp: ben ne dediğimi bilmez isem sen ne ettiğini hiç bilmezsinnnn ah Osman bey vah Osman bey bir de bey olacaksın Osman beyyyy bir de bey olacaksınnnn ne oldu aldın ne verdiler sana ha Osman bey ne verdilerrrr sanaaa hazine mi verdiler milyonlarca altın mi verdilerrrr bir sürü Alp mi verdilerrrrr altından yapılma hançer mi verdilerrr yoksa yakuttan yapılma kılıç mi verdilerrrrr ne verdiler sana ne verdilerrrrr

Osman bey: acını anlarım Yiğit Gündüz lakin benim suçum yoktur

Yiğit Gündüz Alp: senin suçun yoktur öyle mi kaleye girmek için kim ısrarladı kim atami komutan yapıp mancınık yaptırdı diyesin heleeee

Osman bey: ben yaptım lakin ben öldürmedim

Yiğit Gündüz Alp: sen öldürdün sennnn neyine yetmedi İnhisar kalesi kulucahisar kalesi Bilecik kalesi neyine yetmediler diyesinnnn banaaaa benim atami verecek kadar ney gözünü bürüdü

Osman bey: senin atan benim ağabeyim ben üzülmez miyim sanırsın ben kahrolmaz miyim sanırsın

Yiğit Gündüz Alp: sen kahrolamazsın sen üzülemezsin ağabeyim anlatırdı da inanmazdım senin atama ettiklerini gayrı bu yaptığın çok fazla oldu

Osman bey: ne etmişim ağabeyime

Yiğit Gündüz Alp: birde bey olacaksın çoktan hafizan yok olmuş bey postuna oturdu diye bedel ödetmek istedin öldürmedim dediği hatunla bebesini öldürdün dedin daha ne edeceksin obadan sürdün

Osman bey: hata ettiler

Yiğit Gündüz Alp: etsinler ne oldu Kayılar yok mu oldu ne oldu obasiz mi kaldın ne oldu adamdan mi sayılmadın hiç birşey olmadı olan benim atama benim anama oldu rahat mısın iyi uyuyacak mısın ha Osman bey

Osman bey: sen ne edersin ne uyuması ne rahat etmesi

Yiğit Gündüz Alp: ben imdi bu güzeller güzeli yakışıklı mı yakışıklı adamı nasıl kapkara toprağa vereyim ha Osman bey nasıl edeyim

Osman bey: bilmiyorum Yiğit Gündüz bilmiyorum

Yiğit Gündüz Alp: benim bakmaya kıyamadığım atamı sen kara toprağa verecek hale getirdin gülüşünü görende kıskanan güneş merhametiyle Sultan'ı kıskandıran zekasıyla çevikliği ile düşmanı delirten sevgisi ise herkesin gönlünü fetheden Gündüz beyi sen nasıl kara toprağa vereceksin Osman bey diyesin hele

Ağlamaktan harap olmuştu ayakta duracak gücü kalmamıştı bile olduğu yere çöktü kaldı kılıcını hançerini çıkarıp yere attı Gündüz beyin yattığı yatağa yaslandı uzun uzun ağladı bir süre sonra ayağa kalkmaya çalıştı Gündüz beye sarılmak istiyordu güç bulamadı yere düştü daha beter ağladı ama aslında bir kale kapısını tek vuruşta kırabilecek güçteydi atası hakka kavuştuğu için bir çiçek dahi koparmayacak kadar gücü tükenmişti Aktemur Alp yanına geldi sarıldı ona

Aktemur Alp: gardaş etmeyesin ne olur sinirini anlarım lakin Osman Bey'in üstüne yürümek babamızı getirmeyecek

Yiğit Gündüz Alp: neden bana yalan söyledin ağabey

Aktemur Alp: o ne demek Yiğit Gündüz ne vakit yalan söyledim sana

Yiğit Gündüz Alp: bana küçükken babam ölmez dedin

Aktemur Alp: yanılmışım gardaş yanılmışım

Yiğit Gündüz Alp: anam kahroldu biz bittik bu ecel çok korkutur beni ağabey çok korkutur

Aktemur Alp: korkma gardaş korkma Alpin kaderi şehadeti ile bir yazılır gök yıkadı toprak sırlayacak babamızı

Yiğit Gündüz Alp: yokk yokk olmaz olmaz ağabey ben koydurmam onu

Ayağa kalktı Gündüz beye sarıldı kokusunu içine çekti yanındaki sandalyeye oturdu başladı küçük çocuk gibi ağlamaya sımsıkı tuttu elini bırakmak istemiyorcasına gözlerini kapattı kimseye değil Gündüz beyin orada oluşuna güveniyordu ve bir süre uyudu ne kadar uyudu bilmiyordu uyandı Gündüz beye baktı gözünü alamıyordu bakmaya doyamıyordu hasreti katlanmıştı yüreğini öyle bir sızı ele geçirmişti ki konuşmaya güç bulamadı kendi kendine konuşmaya başladı

Yiğit Gündüz Alp: ne edersem açarsın o cennet gözlerini ha babam diyesin bana ne edersem beni bırakmazsın susayım mı tek kelam etmeyeyim mi yoksa tüm Bizans'ı sana feda mi edeyim diyesin hele diyesin beni bırakmaman için ne gereklidir bilmezim ki herşeyi bilen ben bunu bilmem

Ayşe hatun yanına gelmişti cennet misali güzellikte yatan beyine bakıyordu aklına yaşananlar geldi gözleri dolmuştu söz vermişti ağlamayacaktı ama tutamadı göz yaşlarını

Flashback

Gündüz bey: hayrolsun Ayşe hatun güzel birşeye bakar gibi bakarsın

​​​​​​Ayşe hatun:​​ yiğidime bakarım baktıkça da içim açılır Gündüzüm atan Süleyman Şahta göreydi heybetini

Gündüz bey ona döndü ve ekledi

Gündüz bey: gözümün feri Ayşem bu Gündüzden bir Yiğit suhul ettiyse ardımda sen gibi dağın duruşundandır bilesin

Diyip alnından öper Ayşe hatun gülümser

Flashback son

​​​​​​Ayşe hatun: yine gözlerime bakarak Gözümün feri demeni çok isterdim beyim yapamazım beyim ayrılamazım yanı başından bırakamam seni kara toprağa seni bırakıp gidemezim koca İnegöl kalesi taşıyamaz beni ne olursun

Dedi devam edemedi güç bulamadı oturdu baş ucuna aldı Kur'an'ı okumaya başladı Yiğit Gündüz Alp anasının sözlerinden sonra iyice delirmişti fırladı Osman Bey'in karşısına dikildi öyle bir ittirdi ki Osman bey sendeledi ve kalenin duvarına çarptı yapıştı yakasına Osman Bey'in ve konuştu

Yiğit Gündüz Alp: imdi bana diyesin kim seni atamın düştüğü yerden atmama mani olacak kişi diyesinn hayde

Osman bey: Yiğit Gündüz sakin olasın

Yiğit Gündüz Alp: sakinlik bıraktın mi bende ha Osman bey sen nasıl beysin Kayının Koca Çınarını koruyamayacak hale geliyorsun ya sen

Osman bey: Yiğit Gündüz etmeyesin bilirim canın yanar bilirim beni sorumlu tutarsın lakin

Yiğit Gündüz Alp: lakin ne lakin ne Osman bey ben ikinciye toprağa veririm babamı bilir misin beni obanın önüne bırakan Gündüz beye emanet eden adam öz babam şehit düşmüş ahlat kalesinde onu öğrendim imdi de bana babalık eden Gündüz bey şehit düştü İnegölü alayım diye imdi diyesin bana nasıl sakin kalayım

Osman bey: sen ne dersin öz babanı mi buldun

Yiğit Gündüz Alp: ne önemi vardır esas babamı kaybetmişim ben ne önemi vardır ah Osman bey ah canımı söktün Osman bey canımı

Osman bey: Yiğit Gündüz ben bilmezdim babanın hayatta olduğunu sonradan şehit düştüğünü

Yiğit Gündüz Alp: umrumda değildir bilir misin yalnızca Gündüz babamı isterim ben sen onu da aldın benden kaç Kayı alpi şehit düşecek kaç Kayı beyi şehit olacak senin durman için dur artık dur

Diye haykırdı Osman beyi yaka paça tuttu ve Gündüz beyin düştüğü yere getirdi

​Yigit Gündüz alp: iyi bakasın buraya Osman bey seni buradan atamamam için birşey diyeceksin

Osman bey: Yiğit Gündüz durasın gayrı ben birşey etmedim derim sana

Yiğit Gündüz Alp: bırak bu mavali Osman bey kim inanır sana ya

Osman bey: rahat edeceksen dök kanımı rahatla

Yiğit Gündüz Alp: senin pis kanın Kayı soyundan değildir ağabeyini feda edenlerin kanı Kayılardan olamaz bile senin pis kanın benim içimi soğutmaz bile

Osman bey: ne istersin o vakit

Yiğit Gündüz Alp: biliyor musun buradan atılmaya bile değmezsin Osman bey

Osman bey: Yiğit Gündüz Alp etmeyesin yeğenim pişman olacağın işler edersin

Yiğit Gündüz Alp: olayım ya pişman olayım ama babam ölmesin ölmesinnn

Osman beyi çekti itti kenardaki duvara oturdu Gündüz beyin düştüğü yerin önüne gözleri dolmuştu bile ağlamaktan canı çıkmıştı ayağa kalktı ve Gündüz beyin düştüğü yöne yürüdü kendisini atmayı düşünüyordu bir adım atacakken Osman bey yakaladı onu kolundan tutup kenara çekti ve sarıldı Yiğit Gündüz Alpe

Osman bey: etmeyesin yiğidim etmeyesin anan bir acıyı daha kaldıramaz etmeyesin bilirim çok canın yanar bilirim beni suçlarsın suçla sorun yoktur lakin anana bir acı daha yaşatmayasın

Yiğit Gündüz Alp: emmi bırak bırakkk ben ikinci kez atasızlığa nasıl dayananırım bırak beni

Osman bey: olmaz yeğenim olmaz anana söz verdim olmaz bir kayıp daha olmayacak diye söz verdim

Yiğit Gündüz Alp: atamsız yaşamayı neylerim ben çok bağlıyım ben ona ikinciye toprağa nasıl verecem ben emmiiii

Osman bey de Yiğit Gündüz Alpte ağladılar bir süre sonra içeri girdiler Osman bey Yiğit Gündüz Alp i Gündüz beyin yanına bıraktı Ayşe hatun Aktemur Alp Yiğit Gündüz Alp yanı başında duruyordular Ayşe hatun kuran okumayı bitirdi ağlayarak dua etti

Aktemur Alp: anam can anam hayde geçesin atamın yanında yatasın biraz gücün kalmadı gayrı

Ayşe hatun: peki oğul nasıl istersen

Ayşe hatun Gündüz beyin yanına yattı Yiğit Gündüz Alp ile Aktemur Alp köşeye geçip anası ile babasını izlemeye başladılar

(Devamı diğer bölümde)

""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

​​Gündüz bey ve Ayşe hatun Gül ile beraber 2 gün handa kaldıktan sonra obaya döndüler hazırlıklar tamamlanmıştı bile obada hazırlanıp Söğüte yola çıkacaklardı beyler Gündüz beyi Hatunlar ise Ayşe hatun ile Gül hatunu hazırladılar

Osman bey: işte imdi herkese anlı şanlı Kayılara yaraşır düğün ettiğimizi gösterecez can ağabeyim herşeyin en güzelini hak eder

Gündüz bey: sağ olasın gardaş eksik olmayasınız

Gündoğdu bey: eh hayde hazırsanız geçelim gayrı

Ertuğrul Gazi: hazırız ağabey gelinimizi alıp gidebiliriz Söğüte

Gündüz bey: nikah olmasına rağmen hala heyecanlıyım

Savcı bey: heyecan iyidir ağabey yiğidi diri tutar

Gündoğdu bey: Savcı haklıdır hayde çıkalım

​​​​​​​Beyler çıkıp hatunların olduğu otağa geldiler Ayşe hatunu ve Gülü alıp hep beraber Söğüte gittiler ve düğün başladı

 

​​​​​​

​​​​​

​​​​​

 

 

​​​​​

 

​​​

​​​

Loading...
0%