Gözlerimin gördüğü şeyler beni dehşete düşürmüştü. Bunlar gerçek miydi? İmkansız bunu ben daha şimdi öğreniyor olamam ki? Neler oluyor? Aklım almıyor? Bu imkansız! Bu kadar acımasızca yaklaşamazlardı bana. Çok canice!

" Bana bunu yapamazsınız! Biz dosttuk! " Öyleydik dimi? Ben onları kardeşim gibi gördüm bana bu caniliği yapamazlar! Kardeşim onlar benim.

" Yazgı bunu haketmediğini söyleme! Kardeş olduğumuzu mu sanıyordun? Sen sadece bir kuklasın. "

Kayra bu kadar kaba olamaz ki. Kayra asla benimle böyle konuşmaz.

" Yalan bunlar! Kırgınsınız ama suçlusu gerçekten ben değilim. "

Gözlerimde yaş toplanmaya başlamıştı. Kalbim burkuluyor.

" Umay sen demi beni suçluyorsun? Yapma lütfen açıklıyım. "

Umay'ın bana attığı nefret dolu bakışlarınım esiriydim.

" Deniz biz kardeştik dimi? Çok üz-"

Bana attığı tokat ile geriye sendeledim ve beni tutan kollar...

Deniz bana ilk kez dokunmuştu ve bunu tokat ile kirletti.

" Canım yanıyor. Evran lütfen yalvarırım. "

O ruhtu adı Evrandı...

" Renam... Yazgım... Güzelim... Biz her daim yalnızız. "

Gözlerimde biriken yaşlar damla damla düşmüştü.

" Acıtıyor. Sen nasıl dayandın? Dostlarının acısını nasıl geçti... "

Evran'nın dudakları saçlarıma buse kondurdu.

" Geçicek diyemem... Yavaş yavaş Renam... "

Yerimde sıçradığım da soluk soluğa kalmıştım. Gördüğüm rüyaydı...

Nasıl bir rahatlama yaşadım anlatamam.

Saate baktığımda çoktan on iki olmuştu bile. Akademi bugün ve yarın yoktu.

Tatildeydik.

Yataktan kalkıp kıyafetlerimi giydiğim sırada bugünün tarihi dikkatimi çekti.

10 nisandı bugün.

Omuz silkip kıyafetlerimi giydim. Tüm haftanın yorgunluğunu şimdi çıkıyordu. Dans dersinde çok geriydim. Zerafet desen bende gramı bile yok. Onun haricinde derslerde başarılıydım.

Aşağı indiğimde direk bahçeye çıktım ve göletin yanındaki bir çınar ağacının altında bir şeyler okumaya başladım. Şuanda kendimi bir şeylerle meşgul etmek istiyorum.

O zaman ne kızları ne de ruhu düşünürdüm ama bu pek mümkün değil gibiydi. Ben onu çok özlemiştim. Onu görmek istiyorum...

Yanıma yaklaşan biri olduğunu gördüm. Elçim denen kızdı. Gözlerimi devirip başka bir yere geçmek için ayağa kalktım.

Şuan onunla uğraşamicak kadar canım sıkkındı. Tüm hafta bana kök söktürmesi yetmezmiş gibi bir de burada karşılaşıyorduk.

" Rena burada olacağını tahmin etmek hiç zor değildi. "

Bu salak beni biri ile karıştırmış olmalıydı.

" Adım Yazgı eğer bana sesleniyorsan Elçim? Bunu unutmuş olamazsın dimi? "

Sözlerimdeki imayı farketmemesi elde değildi.

" Unutmam ben Yazgı. Bana yapılan hiçbir şeyi unutmam! "

Gözlerimi devirip ona biraz daha yaklaştım.

" Ben de unutmam ve zamanı geldiğinde ondan hesap sormaktan da geri durmam Elçim. "

Sırıtışı her tarafına yayıldı.

" Zerre umrumda değilsin biliyor musun? Arkadaşların yok. Sevdiğin adam yok. Kimsen yok Yazgı. "

Dona kaldım. Sevdiğim adam derken? Bunu bir tek ben biliyordum. Kimse ama kimse bilmiyordu? Bu nasıl olur?

" Nereden biliyorsun bir sevdiğim olduğunu? " İnkar edecek değildim. Seviyordum o ruhu.

" Sadece ben değil. Kızlar da senin ölü birine abayı yaktığını biliyor hatta bunu bize söyleyen Deniz'di. "

Deniz bunu nereden biliyodu? Neden bunu önce bana sormadı?

" Yalan söylüyorsun! Deniz önce bana sorardı. "

Deniz ilk önce sorardı. Böyle çat diye bir yabancıya söylemezdi. Kızlara bile söylemez önce bana sorardı.

" Git sor istiyorsan. Yalan söylüyorsam kızlardan uzak dururum ama doğru ise zaten yapacağını bilirsin. "

Gözlerimden ateş çıktığını biliyordum madem öyle istiyordu ona bunun hesabını sormaktan geri durmam.

Hızlı adımlarda kızların yanına gittim. Elçin denen kız beni takip etmemişti.

" Bana söylemek veya sormak istediğin bir şey var mı Deniz. "

Üçünün de bakışları bana döndü. " Ne gibi Yazgı? Ne oldu? "

Salağa mı yatıyordu. Yoksa gerçekten de bilmiyor mu?

" Benim hakkımda kızlara bir şey söyledin mi? "

" Ah o mesele. Evet bir sevdiğin var."

Dona kaldım. Gerçekten de söylemiş miydi? Nasıl olur bu...

" Ciddi misin... Bana neden sormadın. "

Deniz derin nefes aldı. " Sormak için odana geldim Yazgı ama cevabımı kendim buldum. Birini sevdiğini zihninde gördüm ama ölü birini sevdiğini senden duydum. "

Odama gelmişti... Bu beni o kadar rahatlattı ki...

" Neden buraya geldiğimden beri benimle konuşmuyorsunuz? Ne yaptım size? "

Bu konu hakkında gram fikrim yoktu. Bir mektup için bana küsmicekleri kadar yakındık.

" Hatırlamıyor musun Yazgı? " Neden herkes bu hatırlama konusuna bu kadar takılı? Neyi unuttum da hatırlamıyorum?

" Neyi unuttuğunu bile bilmiyor... Hala Yazgı o. " Deniz'in gözleri dolmuştu.

" Hala bizim masum Yazgımız mı? "

Bu konuşulanlardan hiçbir şey anlamıyorum.

İkisi koşarak bana sarıldı. Kayra ve Umay, dokunabilse Deniz'in de bana sarılacağını görebiliyordum.

" Dediklerinizden bir şey anlamadım. Ne demek istediniz? Neyi unuttum? "

Üçüde sustu. " Boşver. "

Boşvermicem. Ruhun da kızların da benden sakladığı bir sır vardı. Bunu biliyorum. Sürekli unutma konusunda birşeyler geveliyorlar.

" Size diyim bu konu burada bitmedi. "

" Yazgı kurcalanmaya değer bir konu değil. "

Bir şey demedim başka. Neden bana kızdıklarını neden benimle konuşmadıklarını hala anlamış değilim.

" Gerçekten ölü birini mi seviyorsun? "

Geri çekildiğim de suskunlaştım.

" Çok seviyorum Deniz... Kendimden uzaklaştırdım onu ama onu çok özlüyorum... Kalbim de yarıme kalmış bir boşluk varmış gibi aşığım ona. "

Gözlerim dolmuştu. Seviyordum onu hem de çok... Ama bizden olmayacağını farkındayım.

Ölü ve diri bir arada olamaz ki...

" Yazgı onun kim olduğunu biliyor musun? "

Başımı olumsuz anlamda salladım.

" Adını bile bilmiyorum ki ama sanki yıllardır tanıyor muşum gibiydi. Onu özlüyorum. "

Gözlerimde yaş toparlanmaya başladı. Onu gerçekten de özlemiştim...

" Yazgı o ölü biri. " Umay'ın mırıltısı kulaklarımdaydı.

" Ama ya bir ölü diriltilebilirse?"

Bu umudu haftalardır düşlüyorum. Gerçek olucaktı. Bir ölü dirilitlebilmeli.

" Bu imkansız. " İmkansız diye bir kavram benim için hiç yoktu! Yazgı Sürgün aklına koyduğunu yapar ve yapmaya da devam eder!

" Hayır mümkün olucaktır. Araştırsam yeter... Peki bir yol bulursam yardım eder misiniz... "

Üçü de birbirine baktı. O anda hepsinin gözlerinde aynı şeyi gördüm. Güvensizlik.

Bana güvenmiyorlar mıydı?

" Size söz veriyorum ki. Kötü hiçbir şey olmicak. Sadece onun yaşamasını istiyorum. Onun benim için fedakarlık yaptığını hissediyorum. Onu kurtarmak istiyorum. "

Üçüde son bir kez birbirine baktı ve, " Tamam bir yol bulursan yardım edicez ama Yazgı eğer bize ihanet edersen bizi bir daha asla dost yerine koyamazsın. "

Başımı salladım. Kızlara asla ihanet etmem.

Onlar benim herşeyimken asla! Onlar benim kardeşim her şeyden önce ise ailem.

Kusura bakmayın bu bölüm beya bir kısa oldu. Bunu gelecek sefer eski düzene geri dönücez. Aslında buraya kadar biraz fazla hızlı gittim. Esas olaylarımız buradan sonra başlicak.

Keyifli okumalar dilerim 🤍