Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Ruhumun Aynası

@gunes_ay21

Odamıza girmek için Deniz ile birlikte merdivenlerden çıktık. Kayra ve Umay başka bir taraftan çıkmıştı.

" Aynı odadayız. Acaba nasıl? Umarım güzel bir manzarası vardır!"

Gülümseyip odaya doğru çıktık. Oda dördüncü kattaydı. Oraya çıkıp odamızı aradık.

Üzerinde yeşil mücevher olan kapıyı açıp içeri girdik. İçerisinde tuaf bir şey yoktu. Karşılıklı iki yatak vardı. Yataklar eski çağları anımsatıyordu. Yatakların yanlarında bir komodini ve kandili vardı.

Odanın bi köşesinde ayır bir kapı diğer köşesinde ise ayrı iki kıyafet dolabı vardı.

Oraya sığmasını geçtim başka kıayfetimiz bile yoktu.

Deniz, " Bu yatak benim! " Sağdaki yatağa geçti. Bana da soldaki yatak kaldı mecbur. Ardından Da kendi yatağının tarafında olan giysi dolabına gitti, " Orası boş farkındasın dimi? "

Deniz omuzlarını silkti," Sadece bir umut. "

Boş bir umut. Orada kıyafet olacak değil ya?

Demem ile birlikte gözlerime çarpan kıyafetlerle küçük çaplı bir şok geçirdim! Oha ama! Yok artık!

" Başka bir şey istesem olurmuş. "

Hakikaten ya. Bende kendi dolabımı açtığımda buradada kıyafetler vardı.

Güzel sayılırlardı.

" Artık İnsek iyi olur Yazgı. Saat yaklaşıyor. "

Başımı salladım. Ardından da odadan çıkıp alt kata indik. Yemekhane katını güçlükle bulduğumuz da en geç kalan bizdik.

Umay ve Kayra çoktan gelmişti. Allah'tan bize yer tuttular. Yanlarına gittiğim de Umay heyecan doluydu. " Odamız çok güzel! Tam da istediğim gibi. Elbiseler de çok iyi. "

Umay'ın neşeli olması her şeyden iyiydi. Eğer somurtuyorsa İmge'nin ortaya çıkma ihitimali en az yüzde doksandı.

Masaya oturduk ama kimse yemek yicek gibi değildi. Ardından bir alkış tufanıyla müdüre hanım geldi.

" Merhaba sevgili öğrencilerim. Yeni yılımız güzel geçmesi ümidiyle... Akademimiz yıllar boyunca oldukça soylu kesimleri yetiştirmiştir. Kiminizin annesi ve babası buradan mezundu. Bu yıl yeni bir düzen kuruldu. Kraliyet derslerinden ziyade sizin fiziksel becerilerinize önem verilecek.

Kılıç talimi, büyü, iksir yapımı gibi daha nice faktörler bu yıl derslerinize eklenecek. Daha önce mezun olmuş aramızda birkaç öğrenci bir rica da bulunup bu eğitimlerden almak istediklerini belirttiler.

Onları çoğunuzun tanıdığını düşünüyorum. "

Kadını dinlemek bezdirmişti beni. Uzun bir konuşma yapmıştı. Okul kurallarından falan da bahsetti. Ardından ise yemek verme zahmetine bile girmeden tekrar odalarımıza çıktık. Odadan orta çağ zamanına ait bir gecelik giyip giyip yatağa uzandım.

Deniz yataktan bana dönük bir şekilde, " Sence biz nasıl buraya geldik Yazgı? "

" Bilmiyorum. "

" Umarım burada işler sorunsuz ilerler çünkü ilk defa kendimi bir yere ait hissediyorum. "

Bu sadece bende olmuyormuş bu iyi işte.

Gözlerim kapanmaya başlamıştı. Varlığımdan beri ilk kez huzurlu bir zaman geçiriyorum...

*** 

Sabah gözlerimi yüzüme değen güneş ışığı ile açtım tabi nasıl mı? Söve söve! Uykudan uyandırılmaktan nefret ederim!

Gözlerimi açtığımda Deniz ne mi yapıyordu? Hazırlanmış saçlarını yapıyordu!

" Defileye mi çıkıcaksın kızım? Bir de saçlarını yapıyor. Beni niye uyandırmadın? "

Deniz aynadan bana döndü. " Sen uyandırılmaktan nefret edersin Yazgı. Senin tüm gün somurtmanı çekemem. Bu değişik diyarda ilk okul günümüz. "

Gözlerimi devirip banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp dolaptan kıyafet aldım. Üzerimde beyaz gömlek tarzı bir tişört altıma da siyah bir etek giydim. Onun da altına bot topuklulardan.

Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Sanırım hazırdım. " Hadi inelim. "

Deniz ile birlikte aşağ indik. Kahvaltı bşze verilen ders programında saat dokuzdaydı. Kahvaltı tabaklarından alıp bir masaya oturduk. Umay ve Kayra daha gelmemişti.

" Nerde kaldılar? "

Tahmin etmek zor değildi. Kayra kesin uyanamamıştır.

Ki tahmin ettiğim gibiydi. Umay ona destek olarak yürüyordu. " Alın şu salağı ilk günden geç kaldı. Aç kalsında görsün gününü. "

Umay, Kayra'yı güçlükle oturağa bıraktı ardından da kendine yemek almaya gitti.

Kayra hızla yerinden kalkıp, " Açım ben! " Diyip Uamy'ın peşine takıldı. Deniz ve ben kahkaha ile gülerken Deniz bi anda duraksadı gözleri bir yere takılmıştı.

Dünkü çocuklardan Arden mi veya her neyse ona bakıyordu. " Şu çocuk çok iyi değil mi? "

Derin nefes alıp Sabuır diledim. " Çöpçatanlık yapmaya gelmedik! Buradan gitmemiz gerek! Ve lütfen aşık olmadan gitmek isterim! "

Deniz hala daha çocuğu kesiyordu. Çocuk hiç durur mu o da Deniz'e karşılık veriyordu. " Deniz dön önüne artık! "

Umay ve Kayra gelince mecbur önüne döndü.

" Ben neden Kayra ile kalıyorum? Çok dağınık! Daha ilk geceden odayı mahvetti! "

Kayra ne kadar dağınıksa Umay da o kadar topluydu.

" Ben kendi bölgemi dağıttım! Seninki tertemiz! "

Umay hala öfkeli bakışlarını Kayra'nın üzerindeydi. " Buraya alışmayın. Yolunu bulduğumuz ilk anda buradan gıdıcez! "

Buraya alışmalılardı ne kadar burası huzur verici bir yer olsa da buraya ait değiliz. " Biliyoruz Yazgı. Buraya bağlanmak yok ama ne kadar bilgi edinirsek iyi bence. Belki dünyamızda da kullanırız? "

Belki olabilirdi? " İlk fırsatta gitmeliyiz. "

Üçü de onayladı. Kahvaltımızı yaptığımız sırada yanımızda biri geldi ve, " Müdüre hanım sizi çağırıyor. "

Şaşkınlıkla kızı takip ettik. Daha ilk günden bizi mi özlemiş bu müdür?

Biz ayağa kalktığımız da dünkü çocukların da ayağa kalktığını gördüm.

Üçü ile göz göze gelince sadece bizi değil onları da çağırdığını anlamak pek de zor değildi.

Biz yedi kişi müdürün odasına doğru çıkarken, " Hayal kırıklığı içindeyim. Bu iki züppe ve dört yaratık ile neden Derya Hanım'ın odasına çıkmak zorundayım? "

Gözlerimi devirdim. Bu dün Kayra ile kavga eden Faris'di.

" Biz de sana bayılmıyoruz. Bu okul yılı berbat geçiceği şimdiden belli. " Bu adını öğrenemediğim çocuktu. Muhafız görünümünüm aksine diğerlerine benzeyen bir takım giymişti. Koyu mavi tarzındaydı. Üzerinde ise kartal sembolü vardı.

Hespinin ki farklıydı. Faris ise muhafız'a göre daha açık bir mavi takım giymişti. Onun da sembolünde ise deniz anası sembolü vardı.

Arden denen kişi ise beyaz takım giymişti.

Tamam hepsi yunan heykelleri gibiydi.

" Meraklı değilseniz defolun gidin! " Deniz'in cevabı gayette yerindeydi.

" Sizin için burada değiliz aradığımızı bulup gideriz! " Arden denen çocukta enerji az Deniz kadar hırçın birine benziyordu.

Müdürün odasına geldiğimiz de kapıyı tıklayıp içeri girdik.

" Neden çağırmıştınız bizi Derya Hanım? " Faris'in sormuştu. Bezmiş gibi bir hali vardı. Kim bezmez ki.

" Bu dört kızın krallıklarını belirlemek için buradayız. Ona göre dersler alıcaklar. "

Krallıklarımız mı vardı bizim? Ne kadar da saçma. Yok bir de varisleriyizdir. Oh ne ala.

Gözlerimi devirdim. Bu lanet yerden bian önce çıkmamız gerek. Daha geleli bir kaç gün olmuştu ama Kızlar çoktan alışmış gibiydi!

" Biriniz bir adım öne çıksın. " İlk tabiki de Deniz heyecanla öne çıktı. Ne kadar da merkalıydı bir krallığının olmasına.

" Acaba hangi ırktanım. Lütfen güzel bir ırk olsun! " Sesindeki heyecan keşke bende de olsaydı ya.

Nedense bezmiş hissediyordum. Bunlar bana neden bir şey hissettirmiyor? Bende heyecanlanmak isterim.

Derya Hanım, Deniz'ın eline bir sıvı döktü. Umay'ın elinden mavi dumanlar çıktıçıktı ve " Kuin krallığı."

Umay heyacanla erkeklere baktığında. " Bu kız mı bizim krallıktan? Desene çok geçmeden ölücek. "

Ne demekti bu şimdi? " Ne saçmalıyorsun sen?! " Diye sesimi yükselttim. Üçü de bana bakınca gözlerinde bir şaşkınlık oluştu.

" Sen konuşuyor muydun ki? " Ardından da diğerleri gözlerini devirdi. Bu Arden denen herif sinirimi bozuyor!

" Konuşuyorum ukala herif! Ama senin susman için elimden geleni de yaparım! "

Ona vuramazdım. Aramızdaki beden farkı o kadar barizdi ki.

" O halde bu enerjini savunmaya sakla kızıl yaratık. O zaman bu laflarını sana yuttururum. "

Cesaret sahibi biri asla değildim ama bir mücadeleden de asla kaçmam. Sonuçta ben Yazgıyım. İyi yada kötü ben bir yazgıyım.

" Kabul edildi. "

" Sessizlik. Diğeri. " Sonra sırada Kayra çıktı ve sıvıyı eline döktüğünde elinden mor ışıklar çıktı. " Axem krallığı. " Faris öne çıktığında bezmiş gibi bakan bakışlarını Kayra'ya çevirdi. " Krallıkta kimsenin dostu yoktur. Bunun bilincinde ol. " Dediği ilk şey buydu. Neden?

Umay da en az Deniz kadar heyacanlı bir şekilde öne çıktı. " Sıra bende! " Derya Hanım fazla beklemeden elindeki sıvıyı döktü. Umay'ın elinden beyaz ışıklar çıkınca.

" Leydim. Krallığımız da sizi görmek bizim içim bir onurdur. Verena krallığından üçüncü prens Özden Atlı memnun oldum leydim. "

Neyse en azından Umay'ın ki insan çıktı. " Memnun oldum ben de Umay, Umay Işık. Herhangi bir rütbem de yok. "

Özden tebessüm etti ve geri yerine geçti. " Sahtekar Verenalı! " Faris bunu dediğinde Arden hariç hepimiz ona döndük.

" Bunu senin demen ne kadar da ikonik bir durum Faris. Sahtekarlıkta üstüne yok oysaki. "

Gözlerimi devirdim. Sinir bozucu bunlar!

" Son olarak sen kaldın. " Öne doğru gittiğimde gerçekten de içimde bir duygu hissedemiyorum. Ben ne ara duygularımı kaybettim?

Sıvı elime döküldüğünde hissettiklerim yüreğimi hızlandırdı. Ne kadar da tuhaf bir durumdu bu böyle?

Sanki ruhum çekiliyormuş gibi hissettim.

Ellerime baktığımda üçünün ki gibi değildi. Koyu kırmızı bir duman çıktı. Nereye aittim şimdi ben?

" Siktir! " Faris, Özden ve Aren hepsi aynı tepkiyi verdi. Neydi bu kadar tuhaf olan.

" Onu akademiden gönderin! " Özden'nin sert tonu tüylerimi diken etti. Neydi bu kadar korkunç olan.

" Kızı gönder müdire! ”

Kaşlarım çatıldı. Kimler de bana bu şekilde hitap ederler.

" Defolum gidin! Hiçbir yere gitmem!"

" Kız burada kalıcak varisler. Gitmek isteyen giden. "

Harika kapak oldu şimdi onlara!

Odadan çıkacakken, " Formalarınız odanız da olur. Yarın giyinip de gelin. "

Başımızı sallayıp derse gittik. İlk ders matematik demeyi çok isterdim ama ilk ders büyüydü.

Ne biçim bir dersse artık.

Büyü kitaplarını alıp sınıfa gittik. Umay ile ben yan yana Deniz ile de Kayra yan yana oturdu. Umay ve Ben Onların önündeydik.

" Ben profesör Korkut. Bu yıl yeni öğrencilere ders vermek bana düştü. İlk birkaç ay karma Eğitim görüceksiniz ardından da ırklarınıza göre eğitim almaya başlickasınız. Ardından da size ona göre ders verilecek. Temel büyülerle başlamak en iyi. Kitaplarınızın beşinci sayfasını açın ve oradaki büyü bana tarif edin. "

Kitapları açtığımız da burada yazan şeyleri anlamak o kadar zordu ki. Antik dil ile yazıldığı belliydi ama bundan da tuhafı bu ili okuya biliyorduk ama içeriğini anlamak çok zor.

" Profesör burada yazılanlardan hiçbir şey anlamadık. " Profesör'e sorduğum soru ile çoğu kahkaha attı.

Hatta şu üç gerizekalı da dahil!

" İlk büyü bir taşıma büyüsüdür. Heralde bunu daha önce yaptınız dimi? "

Dördümüzden de ses çıkmayınca, Profesör bezginlikle nefesini verdi.

" Öğrenin o halde! Dersi boşa kaybetmek istemiyorum! "

Nasıle öğrenicektik ki? Biz ne anlarıd büyüden?

" O halde bize yardım edecek öğrenci seçin. " Umay'a şaşkınlıkla bakakaldım. Sürekli çekingen duran kıza hangi ara özgüven geldi?

" İyi fikir. Gönüllü kim? "

Kimseden parmak çıkmamıştı.

Fakat, " Ben ırkımdaki kadına öğretirim. " Özden Umay'a karşı iyi ama Bize veya bana gelince kötüydü. Ne anladım ben bu işten.

" Bende öğretirim profesör. "

E bana kim öğreticek o halde?

" Ben kaldım? "

Kimseden hala ses çıkmadı.

" Öğretmek isteyen gerçekten yok mu? " Profesör bile şaşkınken ben nasıl şaşkın olmam.

" O halde Sen kendine halletmek zorundasın. Başka çaren yok. "

Dersin geri kalanını ne kadar dinlemeye çalışsam da anlamak o kadar zordu ki. Beynim yanıyordu.

Mesela şahmaran tozu ne demek? Ne işe yarar? Ve ayrıca geyik boynuzunı nereden bulayım ben?

İlk dersi güçlükle atlatamyı başardık böyle gidersek eve nah döneriz.

" Ben nasıl öğrenicem? Bu temel büyüleri? "

" Biz öğrenicez ve sana öğreticez. "

Başka yol yok gibiydi.

Ardından da diğer saçma sapan derslere girmek için tekrar sınıfa çıktık.

İlke birkaç derste ilk ders gibi can sıkıcı olmuştu.

Uzun bir ara vardı. O arada bahçeye çıktık.

Tüm okulda dikkat çeken şey şuydu. Bir kesim mavi kimileri beyaz kimileri ise lacivert giyiyordu.

" Burada üniforma giymeyen tek biz miyiz? " Dedi Deniz.

Kayra sinirle bir şeyler okuyordu. " Bunları anlamak çok karışık lan! Akrep zehirni kullanıp napıcaz? Katil miyiz lan biz? "

Bu ders kitaplarında değişik değişik bilgiler yazıyordu.

O sırada yanımıza gelenlerle irkildik.

Özden, Arden ve Faris gelmişti.

" Leydim." Özden Umay'a nazikçe yaklaştı. " Pislik zargana! " Faris ve Arden onun bu hallerine çok kızıyor gibiydi.

" Ne istiyorsunuz? Söyleyin ve defolun! " Kayra'nın sert tonu bazen beni de gıcık etmiyor değildi.

" Güzel bir haberimiz var. "

Onların güzel haber dediği şey ne kadar güzel olabilirdi ki?

" Bir yıl boyunca krallıklarınız da eğitim görüceksiniz! "

 

 

 

 

Loading...
0%