@gunes_ay21
|
Pişmanlık diz boyuydu bunu Ekim'in yüzünde çok net görmüştüm ama benim için son pişmanlık hiçbir ile yaramaz. Anneme ile ilgili dediklerimi kavga olsun diye çıkarmamıştım. Sesimdeki kırgınlığı gizliyemedim sadece. Annem de biliyordu aslında dimi? O yüzden Ekim'e karşı bu kadar sevecendi. Ekim'in kendi annesi ile dediklerimde bir yalana yoktu sadece eksiklik vardı. Ekim'in annesi ben sekiz yaşındayken ölmüştü. Yalan gerçekten de yoktu sadece eksikti o kadar. Ekim ile arkadaşlığımızın ilk adımını ben atmıştım hissettiğim acı geçince Ekim ile arkadaşlık kurmuştum. Annesi istedi diye Ekim ile konuştuğum doğru. O zamanki Eflin, Ekim gibi kızlardan nefret ederdi. Sırf annesinde söz verdi diye Ekim ile kaynaşmaya çalışıyordu o zaman Ekim'e alışmam çok zor olmuştu aslında ama ona yanlış hiçbir şey yapmadım Zaman geçtikçe Ekim ile gerçek anlamda arkadaş olmuştuk artık verdiğim sözün benim için bir anlamı yoktu. Ekim'den sakladığım acı bir sır vardı. Ekim'in bir abisi ve kız kardeşi vardı. Bunu ona söylememiştim. Ekim'i affetttim mi? Hayır. Ona olan kırgınlığım ödeşmeden geçmicekti. Ona misli ile ödettiğim zaman onu tam anlamıyla affedecektim ama şunu da çok iyi biliyorum ki o zaman geldiğinde de Ekim için artık Eflin olmicaktı. Ama intikamımı kimse engel olamazdı. Eflin Bardın artık oyun oynamaktan sıkılmıştı. Babamın katilini bulup pimini çekicektim. Ama yolunda gitmeyen bir şey vardı. Savaş. İş bu raddeye nasıl geldi bilmiyorum ama babamın katilinim Savaş çıkmasından korkuyorum. Sırf bu yüzden çoğu şeyi eş geçiyordum. Kaan eğer katilse bunu kaldırabilirim amae Savaş'sa ne yapacağımı bene bile bilmiyorum. Tek temennim katilin dördünden birinin çıkmaması. Ekim, Kaan, Savaş ve Kuzey. Tek istediğim dördünden biri katil olmasın o kadar. Yerden kalktığımız da Savaş ve Kaan ile göz göze geldik. Bize yağmurun altında ıslanırken bunlar şemşiye ile bizi bekliyorlardı. " Allah muabbetinizi arttırsın. " Gözlerim bıkkınlıkla Savaş'a bakıyordu. " Biz ıslanalım siz de koca karılar gibi bizi dikizleyin. Çekirdeğiniz de var mı bari? " Ekim'in lafı cuk diye oturdu. İkisi de sadece omuz silkti. İçeri geçtiğimiz Ekim ve ben hızlıcae üstümüzü değiştirip aşağı indik. Kahvaltı yapmak için geciktiğimiz doğruydu. Soğumalarına aldırış etmeden kahvaltı yaptık. Günün geri kalanı ise oldukça sessiz geçmişti. Kaan ve Savaş işe gitti. Ekim de salonda bir şeyler okudu ben ise mutfağa geçtim. " Eflin Hanım bugün de ne yapacaksınız? " Sanem'e dönüp, " Tiramisu mu cheesecake mi? " " İkisi de oldukça lezzetli tarifler ama Savaş Bey tatlı pek sevmez. " Savaş için yaptığımı mı düşünüyor? Tamam belki de su böreğini onun için yapmış olabilirim ama ben kesinlikle bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer felsefesini uygulamamıyorum. " Onun için değil. Canım şekerli bir şeyler istedi de kendime yapıyorum ama mesela yani hiç tatlı yemez mi? " Başını olumsuz anlamda salladı. Bu herif ne kadar da asabi ama! " Savaş Bey biraz daha acı ve ekşi şeyleri tercih eder. " Belli olmuyor değildi. Ekşi ve acı tam onluk ama! Aklıma gelen şeyi ise sormadan edemedim, " Dondurma peki? " " Nefret eder. Dondurma gördüğü yerden kaldırılmasını ister yaz boyunca bu eve dondurma falan girmez. " Utanmam için gerçekten sebep yoktu Ma bu beni tebessüm ettirmeden duramadım. Dondurmayı benim elimden yemişti. " Nefret ediyor öyle mi? " Sanem başını sallayınca tebessümüm genişledi. Ardından da tiramisu yapmaya koyuldum. O sıra da mutfağa abim girdi. " Ne yapıyorsun? " " Tiramisu. " Kaşları alayla havaya kalktı. " Cidden yemek yapabiliyor musun? Hayret ettim doğrusu. Baban elini sıcak sudan soğuk suya nasıl değdirdi. " Derin nefes alıp sakinleşmek için çaba gösterdim. " Babamız dicektin. Senin de baban Aras. " Kaşlarını çattı. Kabul etsin ya da etmesin babam abimin de ablamın da babasıydı. " Benim babam değil. " " O halde baban kim Kuzey? O p.ç kurusuna mı baba demek istersin? " Yüzün de mimik oluşmamaya başladı. Tüm mimikler silindi. " Eflin biz senin gibi o adama minnet duymuyoruz. Adamın ne işler yaptığını bilmiyorsan bu konu hakkında yorum yapma. " Sesi sakin çıkmıştı ama kelimeri onu öfkeden deliye döndüğünün kanıtı. " Katil miydi babam? Sen peki Kuzey? Bir mafyanın yanında çalışarak elini kirletmemeyi nasıl başardın? " Gözleri büyüdü. Bu çıkışıma affallamış gibiydi. " Katil mi demek istiyorsun? " Başımı olumsuz anlamda salladım. " Ne tür insanları öldürdün bilmem. Veya öldürdün mü onu da bilmem sonuçta ben neredeyse yirmi yıldır seninle konuşmuyorum ki? " Sadece gözlerime baktı. İnsanların artık babam konusu açmalarını bırakmalarını istiyorum. " Bir gün pişman olucaksın Eflin. " Belki evet belki de hayır bilemem. Patavatsız olmamın sebebi ileride yapmadıklarım için pişman olmak yerine yapacaklarım için pişman olmak ki bunun için de bir çok şey var. Şuan'a kadar bir çok iş yaptım. Ama elimde kan bile bulaşmadı. Sadece tanık oldum. Aam eğer bir gün elime kan bulaşırsa bu Anka'nın kanı olucaktı. Savaşı mutfak girişinde görünce konuşmayı orada sonlandırdım. Gülümseyip onun yanına gittiğim de, " Belgelerimi getirdin mi? " " Sana da merhaba Savcı. " Gülümseyip başımı salladım. " Merhaba Mafya. " " Belgeleri getirdim. Yatağına bırakırım. " Başımı salladım ve Sanem masayı kurduğu sırada Kaan'ı da gördüm. " Vay anasını yapışık ikizler gibisiniz. Artık ona ulaşamazsam seni ararım. " Gözleri beni bulunca yüzünde ki morluk ile kaskatı kesildim. " İyi misin lan sen? " Yanına gittiğim de koltuğa oturdum. " Hangi Canavar yaptı ki bunu? Hem sen salak falan mısın? Ne diye karşılık vermedın? " " Sakin olursam cevaplicam. Senin p.uşt sevgilin yaptı? " Sevgilim mi? Ee benim şuan bir sevgilim yoktu ki? " Benim sevgilim yok ki? " Diye saf saf sordum. " Bazen çok saf oluyorsun. Alkandan bahsediyorum. " Hala daha anlamamıştım. Dün gece mi sevgiliydik? Yo unutmam ki hem. " Tüm alem seni ve Alkan'ı konuşuyor. Alkan'nın dize geldiği bunu bir kadının yaptığını, yaratık adamın ürkek sevgilisi. Onun için kimin kanı olursa olsun kan dökeceğini dün çok güzel anlattı. " Duyduklarımla küçük çaplı bir kriz geçirdim. Anasını ama yani sıçtım demek doğru olur mu şuan? Evet! Ya bunlar benim Savcı olduğumu öğrenirlerse o zaman ne bok yicem? " Ya Savcı olduğumu öğrenirlerse? " Omuz silkti sadece, " İşte bu yüzden bana yumruk attı. " Savcı olduğumu öğrenirlerse peşimi bırakmazlar ki? Ya kaçırılıp işkence edilerek öldürülürsem? Daha yapacak çok işin vardı hemen ölemem ki! " İşte bu yüzden dün oraya gitmemeliydin! Ben de seni getirmesini bilirdim aam sebebi anlamış olman gerek! " Sinirli sinirli bana bakıyordu. " O halde insanca sebebini söyleseydin! Hem Ekim'i ne diye oraya götürdün? " Derin nefes aldı. " Bizim alemde Savcılar sevilmez ama Ekim benim yanımdayken güvendeydi. Sevmeseler bile dokunmazlardı. Ama senin kimin kızı olduğunu öğrenirlerse-" Ben kimin kızıymışım? " Söylesene ben kimin kızıyım? Sen de söyle tam olsun. " Sustu bir şey demedi. " Desene ya. Sen bit katilin kızısın. Mafya alemi seni elden etmek ister ama öldürmezler dimi?! " " Evet aynen böyle olur ama sen nasıl bir kıskançlık krizindeysen bunu bile görmedin! " " Kıskançlık krizi mi? Kimi kıskanacak mışım lan ben? " " Kimi olucak beni kıskanmadın mı? Yanımda en yakın arkadaşını bile görmek seni kıskançlık krizine sokmuyor mu? Çocuk musun Savcı büyü biraz! " Artık bende kelimelerde tutarsız kalıyorum! " Ekim benim lise de en yakın arkadaşımdı! Şuan sadece iki tanıdığız babam ile ilgili dediklerine pişman olmadan onu gerçek anlamıyla affetmem! Bunu kendisi de iyi biliyor! Hem ayrıca senin gibi bir herifi neden kıskanıyım ki? Söylesene ya. Seni neden kıskanıyım? Sevdiğim misin? Aşığım mısın? İkisi de değilsin. Biz neyiz biliyor musun? Bir hiç! Ne düşman ne sevgili bir hiç! " Gözlerinde ki öfkenin parladığını gördüm. Beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. " Söylesene o halde kimmiş senin sevdiğin? Doğu mu? Kaan mı? Yoksa o Ayaz p.çi mı? Söylesene ya kimmiş senin namıdeğer sevgilin? Yada Belki de Aslan'dır? Söylesene ya hangisiymiş senin ideal tipin? Dur yada var mı ki? Söyler misin? Kim seni sevmek ister ki? Ona acı getireceğin o kadar belli ki. Efnan sen acıdan başka bir şey getirmessin ki." Burnumun direği sızladı. Kimsenin beni sevemeyeceğini bir kez daha duydum. Gözlerim dolmaya başladı. Canım neden bu kadar yakmıştı ki? Üstelik ona hiç olmasını söyleyen ben olmama rağmen. Efnan demişti bana... Bana kimse Efnan demezdi " Babam gibisin Savaş. Nefret ettiğin babama o kadar çok benziyorsun ki. İkinizin de altında iyi bir şey aramaktan yoruldum! Ve bana kimse Efnan diyemez!" Gözlerine bile bakmadan hızlı ve hırçın adımlarla odaya çıktım. Ekim ile denk gelince bir şey sormasına fırsat bile vermeden odaya çıktım. Ve göz yaşlarım yanaklarımdan süzüldü. *** Savaş dışında başka biri deseydi. Zerre umrumda olmazdı dedikleri cevap bile vermeden güler geçerdim. Canımı yakmak istediyse çok güzel yakmıştı. Ben dediklerim ile onun canını yakabileceğimi düşünmemiştim. Bir hiçtik bunun farkında sanıyordum. Nasıl farkında olmaz. Sevgili falan olduğumuzu düşünmüyordu umarım? Zaten bu gidişle imkansızdı. Canımı nasıl bu kadar yaktı anlamıyorum. Bir hiç benim canımı bu kadar yapamaz ki? Babama benziyordu. Gerçekten babama benziyordu. Aynı mimiksiz yüz. Aynı sertlik bana dediği şeyi ben ilk keze babamdan duydum. " Seni sevecek biri yok! Efnan biz yalnızız. Sen ve ben bizim başka kimsemiz yok! " Babamın dediği bile canımı bu kadar yakamamıştı. Bir hiç değildi aslında dimi? Bunu düşünmeyi bırakıp, yatakta dönmeye başladım. Kapı tıklandığında, " Eflin girebilir miyim? " " Ekim git başımdan. Şuan tüm sinirimi senden çıkarırım ve kalbini kırmak istemiyorum. " Bundan tüm samimiyetimle konuşuyorum. " Senin için yapabileceğim bir şey var mı? " " O herifin bacak arasına bir tekme hiç fena olmazdı. Ya da kafasını dağıt, ya da vücudunu delik deşik et!" " Ciddiysene yaparım. " " Canı çok yanar mı? " " What dedin gülüm? " " Canı yanar mı? " " Üreme organını bitirmek, kafasınu ve vücudunu delik deşik etmekten söz ediyoruz. En fazla bir sinek ısırığı kadar. " Derin nefes verdim. " Ciddi misin? " " Hayır tabiki de! Kendin ile çekişiyorsun farkındae mısın! " Evet farkettim malesef! Bildiğin kendim ile çelişiyorum ya cidden. " Gireyim mi? " " Gir sanki girme demeseke kapının önünde beklemiceksin. " Ekim odaya girdiğim de elinde yaptığım tiramisulardan vardı. Yatağıma oturduğun da tepsiyi aramıza koydu. " Daha iyi misin? " " Neden iyi olmayayım ki? O ukala herif için üzelecek halim yok. " Yine burnumun direği sızladı. Yok daha neler. " Aşık mısın. " Duraksadım. Aşık mıydım? Yok canım daha neler ben " Değilim. " Kendinden hiç de emin olmayan bir sesle. " Aşıksın? Ciddi ciddi aşık olmuşsun! " " Değilim dedim ya! " " Duraksadın Eflin! Sen aşık olmasan duraksamazdın! Ciddi ciddi abayı yakmışsın! " " Değilim tamamen belki birazcık. " " Yalanını s.kiyim Eflin! " " Çok ayıp! " Göz göze gelince ikimiz de kahkaha attık. Hala eskisi gibi hissettirmek güzel oluyordu. " Kaan'na karşı boş olduğunu söyleyemezsin bana dimi? " Ekim bana öylece baktı. " Dürüst olmam gerekirse bilmiyorum Eflin. Tuhaf hissettiriyor. Bian da iyi davranıyor bian da soğuk onu kestirmek zor oluyor. Çok dengesiz. " Başımı salladım. Kaan öyle bir tipti. Sürekli bir dengesizlik vardı. " Yine de ona karşı boş olmadığını biliyorum. " Başını salladı. " İlk hamleyi o yapmadığı sürece benden bir hamle beklemesin. " Ekim'i tanıyan zaten ilk hamleyi yapmayacağını bilirdi. Ekim de sorun şuydu duygularına karşılık bulamama korkusu. " Zaten etmesse seni sevmememiştir boşver et. " Karşılıklı gülümsedik. " Sen ne yapacaksın bu Savaş mevzusunu. Sonuçta ciddi ciddi abayı yakmıssın. " "Ona itiraf etmek haricinde her şey!" İddia'yı kazanmak zorundayım. O sırada odanın kapısı tıklandı. " Girebilir miyim? " Bir kadın sesiydi. " Gir tabi. " İçeriye Deren girince şaşırmadım değil. " Kız kıza eğlence yapmıyorsunuz heralde? " İkimiz de başımızı salladık, " Hayır. " " O halde yapmaya geldik! " Elinde iki kocaman poşet vardı. " Ciddi misin? " Başını hızlı hızlı salladı. " O halde filmi ben seçiyorum. " dedi Ekim. " Tiramisu mu o! " " Evet. " " Ay çok iyi. Filmi aşağıda salon da izleyelim." " Başka yer olsa. " Deren anlamayarak bana bakınca başka bir şey demeden başımı salladım. Kız gecesinin olmazsa olmazlarından pijama giydim. Beyaz renk üzerinde çilek olan pijamaydı. Aşağı indiğimde her şey çoktan hazırdı. Ekim beni şaşırtmayarak siyah pijama giymişti. İkimizin ki de aynı modeli ama benim ki beyaz ve çilekli onun ki ise düz siyahtı. Deren ise pembe yün bir pijama giydi. Ortalarına ben oturdum. İkisi de diğer yanımdaydı. Filmi açtıklarından daha ilk dakikasından filmi Ekim'e seçtirdiğimize pişman oldum. Allahım ben ne günah işledim de bana Ekim gibi bir arkadaş buldum ya! " Gerizekalı bunu nasıl seçtin ya! Nerden buldun bu saçma salak filmi! " Ekim bana döndüğümde hala daha sırıtıyordu. " Pislik sırıtma bana! " O sırada hızlıca dış kapı açılınca üçümüz de çığlık attık. Elimize ne geçtiyse attık. " Durun benim! " Kuzey'in sesini duyunca üçümüz de durduk. " Allahın cezası ödümüz bokumuza karıştı! " Ellerimi iki göğsümün arasına koydum ve rahatlamaya başladım. " Ne oldu sana böyle? " Deren koşarak, Kuzey'in yanına koşunca şaşkın bakışlarımız ikisini buldu. Kuzey'in yüzü mosmor olmuştu. Yüzünün halini görünce hızla yanına koştum. " İyi misin? Kim yaptı lan bunu sana? Onun ecdadını beceririm!" Kuzey'in dudaklarında silik bir gülüş oldu. Deren'i es gecip bana sarıldı. Kulağıma doğru fısıldadı, " Üzgünüm kardeşim çok üzgünüm. Ben seni çok özledim. " Bana sımsıkı sarılması beni duraksattı ama karşılık vermem de uzun sürmedi. Saçlarıma bir öpücük kondurdum. O sıra da Deren ile gözlerimiz denk gelince gözlerinin dolduğunu gördüm. " Savaş ve Kaan şuan tehlike de. " Kalbimde bir sıkışma hissettim. Tehlike de mi? Savaş tehlike de? " Ne oldu? "Düşüncelerimi toplayamıyorum! Ekim'in sesi bile kulağıma zor gelmişti. Savaş tehlike de yani? Bu inanması çok güç geliyordu. Tehlike de olamaz ki? " Bir tır işinde sorun çıktı. İkisi de oraya gitti. Korumların büyük bir çoğunluğu heba oldu. İkisini de yakaladılar. Savaş beni gönderip bir şeyler yapmamı istedi. " Ciddi anlamda tehlike de ve ben bunu yeni yeni idrak ediyorum! Eğer Savaş'a zarar veren olduysa onun ecdadını bellerim! " Onların nerede olduğunu biliyor musun? " Kuzey'in gözleri beni bulunca tereddüt etti. Eğer ben acımasızlaşırsam kimseyi tanımam! " Biliyorum bir depo da tutuyorlar. Başlarında çok fazla koruma yoktur. Onların da korumalarının çoğu heba olmuştur. İki yüz adam işimizi rahatlıkla görür. " İki yüz adamı nasıl bulucaktık? Bu kadar koruma var mıydı? " Nasıl bulucaz peki? O kadar koruma kaldı mı ki? " Deren sorumu dile getirmişti. " Her şehirde korumlarımız var ama gelmeleri yarını bulur ve bizim o kadar süremiz yok. " Kuzey bana bakınca onda değişmeyen en yegane şeyi hala hatırladığını gördüm. Gözleri ile benimle konuşuyordu. " Adama ihtiyacımız var! " " Biliyorum! " Ne yapmamı bekliyordu. " Yardım etmek zoundasın Eflin. Savaş senin yüzünden gitti oraya. "Kaşlarımı alayla kaldırarak ona baktım. " Seninle tartıştığı için kafasını dağıtacak bir şeye ihtiyacı vardı. Oradaki adamın senin hakkında dedikleri onu öfkesine yenik düşürdü. " " Ne yapmamı istiyorsun? Masada ki adamlardan yardım falan mı istiyim? " " Böyle bir şey yaparsan seni siler. Rakiplerinden asla yardım istemez." Savaş ve gereksiz kuralları canından önemli mi şuanda gururu? " O halde dört kişi ile mi o kadar adamı aklicaz? Baştan söyliyim ben silah kullanamam. " " Babanın adamlarından yardıma emret. " İşte bunu beklemediğimi kabul ediyorum. Babamın adamlarını nereden biliyodu? " Nasıl öğrendin? " " İnkar etmeme huyunu seviyorum kardeşim. Babanın neredeyse yirmi yıldır köklü bir örgütü var. " Tabiki bilicek benimki de soru mu yani. Ne kadar kabul etmek istemese de Kuzey de babama benziyordu. Çoktan onun oğlu olmuştu bile. İşte bu beni gülümsetirdi ama şuan gülümsicek havam yoktu. " Babam da Savaş'ın düşmanı değil mi? " " Örgüt artık babana değil. Sana ait. İki yüz adama ihtiyacımız var ve silaha. Bunlar koskoca Emrah Bardın'nın kurduğu örgüte vız gelir tırıst gider. " Yardım edicektim. Savaş ve Kaan'nı kurtarmak istiyorum. " Hepiniz ben gelene kadar hazır olun. Adamları ve silahları nereden bulacağımızıiyi biliyorum. " Ekim ve Deren anlamamış şekilde bana bakarken, " Anlamadım? Nasıl bulacaksın ki? " " Orası bende kalsın. Deren ne tür silahlarda iyisin? " Deren'den önce abim, " Keskin Nişancı. Savaş onu böyle eğitti. Uzakta ama işe yarar. " Deren şaşkınca Kuzey'e bakıyordu. Kuzeyse bakışlarını kaçırmıştı. Yok daha neler bunların arasında ne var? " Bana araba lazım. " Kuzey beni takil et dercesine garaja götürdü. " Sen beğen al. " Zenginliğin gözü kör olsun emi! Her zaman tercihim olan beyaz spor arabalardan birini alıp, " Sana bunu söylememem gerek ama arabaların hepsinde takip cihazı var. " Bunu tahmin etmek zor değildi. " Tamam ve Abi teşşekür ederim. " Anlamayarak kaşlarını kaldırdı. " Dün gece ve hala aramızdaki gizli dili umutmadığım için. " Yüzüne tekrar bakmadan gazı kökledim ve evime doğru yol aldım. *** Eve girer girmez vakit kaybetmeden odama çıktım ev biraz tozluydu ama bunu sonra dert edip odamda ki parkeyi yerinden kaldırıp içindeki kutuyu aldım. Bunlar benim örgüte giriş biletimdi. Bir kişi hariç hiçbiri benim yüzümü bilmiyorlar. Hızlıca üzerime bol kabarık kalın askılıklı elbiseyi giydim. Elbisenin etekleri katkattı. Göğüsümden belli belirsiz dekolte veriyordu. Gün bitmişti. Yeni gün başlayalı iki saat oldu sadece. Altıma da beyaz stiletto giydim. Saçlarımı arkadan bağlayıp benim simgem olan beyaz kurdelye taktım. Bir de benim ikonik maskemi tatakmadan önce son kez aynadan kendime baktım. Hala daha örgütü benimsemediğim için sırtımda kan kelebek ve gül dövmesi yoktu. Beyaz 3D işlemeli maskemi takıp garajıma gittim. Garajda iki arabam vardı. Biri normal hayatta kullandığım diğeri ise bu gibi durumlarda kullandığım ve tabiki ikisinin de rengi beyazdı. Arabaya binip örgütün binasına doğru son sürat sürdüm. Örgütteki çoğu kesim motor kullanırdı. Motorlar bana ölümcül geldiği için araba kullanmaktan yanayım. Araba kullanmaktan kendimden iyisine şahit olmadım. Binanın önüne geldiğimde etrafta bekleyen korumların tüm silahları arabayı buldu. Kapıyı sakince açtığım da hepsinin elindeki silahlar indi. İçlerinden biri. " Patron. " Diye seslenmesine rağmen onu görmezden gelmeyi tercih ettim ve içeriye doğru ilerledim. Normal bir villa gibi gözükebilirdi ama altındaw koca bir medeniyet yatıyordu. Ardından da müzik odasına gidip kemanla ritmik şifreyi girip kapının açılmasını izledim. Ritmik şifre iyi fikirdi. Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı tok müzik ile karanlık basamaklardan iniyorum. Ana salona indiğimde tüm gözlerin beni beklediğini gördüm. " Seni burada görmek beni şaşırttı doğrusu. " Karşımda kızıl saçları ile ahenk yaratan Lavin vardı. Üniversite deki sevgilim arkadaşım Lavin. " Şaşırmama gerek yok Lavin. " Gülümseyip başını salladı ardından da bana var dolabından bir viski çıkarıp bardağa doldurdu. Bana uzatınca hiç oralı olmadım. " Hala içmiyorsun dimi? İçmeye başlasan iyi olur. " Anlaşmamızı hala daha hatırlıyordu. " Unutmadığını çok iyi biliyorum Efnan. Eğer örgütte bir kez emir verirsen artık örgütün lideri olucaksın ve görüyorum ki buna hazırlıklı gelmişsin. " Savaş ve Kaan'ı kurtarmaya o kadar istemiştim ki anlaşmayı unuttum. Evde elbiseyi görünce aklıma gelmişti ama buna rağmen geri adım atmadım. "Ne istediğine dikkat et Lavin. Ben eğer buranın başına geçersem âlemin içinden geçerim. " Kahkaha attı. Zaten bunu bilicek kadar yakındı bana. Lavin ile ben tüm üniversite zamanında birlikteydik. Tıpkı Ekimle lise de olduğu gibi. " Ne de çok isterim bir bilsen. O halde işin bittiği zaman dövme için seni bekliyor olucam. Geleceğine şüphem yok. " Haklıydı. Söz verdiysem sözümü tutardım. " Öyle olucak ama dövme işi aksamak zorunda bir davayı sonuçlandırıp mesleği bırakıcam. O zamana kadar beklemek zorunda. İki yüz adam ve silah istiyorum. Toplam 204 kişi olucaz. " Emrimi duyan diğer örgüt üyeleri Lavin'i beklemeden toplanmaya başlamışlardı. " Hala Anka'nın kimliğini arıyorsun dimi? " Başımla onayladım. " Değişmişsin Efnan. " Kaşlarım çatıldığında bana açıklamae yaptı, " Artık eskisi gibi boş bakmıyorsun. Senin içinde değerli olan şeyler artmış. Aşık mı oldun? " Sorusuna cevap vermedim. " Savaş Alkan tanıyor musun? " Dediğim isim onu korkutmuş olmalıydı. " Lütfen ona aşık oldum deme. Alkan bizim için bile tehlikeli sayılır. Tabi başımızda sen olmadığın müddetçe, " " O ve Kaan Özoğlu yakalanmış. Bununla ilgili bir bilgin var mı? " Gözlerinin şaşkınlıkla bakmasını bekliyordum. Anlamdığımı sanması aptallıktı. " Anlamana neden şaşırdıysam. Evet onları kaçıran biziz. Tırına el koyan da. Saldırmayı düşündüğün adamlar örgütün adamları. " " Hepsini geri çek ve örgütten olmayan paralı askerlerden koy. Becerikli veya beceriksiz hepsi olabilir. Sonuçta hepsi ölücek büyük ihtimalle. " Bu dediğime hemen başını salladı ve, telefondan birini arayıp saldırı emrini geri çekti. Ardından başka bir şey demeden çıktım ve Ekimlere konum attım. Buraya gelin orada buluşalım plan hazır. Karargahtan çıkmadan önce giydiğim kıyafetleri giyip arabaya bindim. *** Hepimiz bir kağıdın etrafında toplanmış planımı konuşuyorduk. Aslında çoğu doğaçlama olucaktı ama yine de üstün körü bir planımız vardı. " Ekim sen adamların yarısını al ve binanın batı tarafını temizle. Kuzey ve ben de adamların diğer yarısını alıp doğu kanadınu temizleyip orta salonda buluşalım. En güvenli nokta orası. Büyük ihtimalle ikisi orada saklı." Isı taramalı dron ile tüm bunlara erişmiştik. Hepsine başları ile onaylayıp tabancalarına susturucu taktı ve konumlarımızı aldık. Kolumla işaret verdiğim an deponun önündeki adamlar tek tek yere serildi. Kuzey bakmama ne için arkasında durmam gerektiğini söyledi. Haklıydı. Daha yeni atlatmışkem ikinciye gerek yoktu. Adım adım ilerlerken bakmaktan geri çekilmeme gerek yoktu. Hepsi siyah giyinmişti ve kan lekesi belli olmuyordu. Her biri zerre kadar çatışmaya girmeden birini vuruyordu. Ciddem beceriksizlerdi. Gülümsememe engel olmak çok zordu. Ardından silahlarla başkalarını da öldürmeye başladılar. Çok geçmeden Ekim, " Batı kanadı temiz. " Biz de temiz dedikten sonra beklediklerini düşündüğümüz yere girdiğimiz de, ikisi de arka arkaya bağlıydı. Ben Savaş'ın yanına, Ekim Kaan'nın yanına gitti ve önce ağızlarında ki kumaşı indirdik. " Buradasın? " Olmamam gerekiyordu çünkü hala ona kızgınım ama onun için korktuğumu da kabul ediyorum. " İyisin dimi? " Gülümseyip başını salladı. " Bana hala kızgın mısın? " Sert bakışlarımla ona baktığım da, " Ödeştiğimiz zaman hayır. " Önce ellerini çözdüğümde ayaklarını çözmke için eğilecektim ki, " Eğilme. Ben hallederim. " Ardından da kendi ayaklarını kendi çözdü. Oturduğu sandalyeden kalktığında dengesini sağlayamamış olacak ki sendeledi. Benden destek almak zorunda kaldı. " Kokunu özleyeceğimi hiç düşünmezdim. " Özlemişti yani beni? Peki bu beni neden bu kadar mutlu edıyordu. Yaptığı hamle beklediğim en son şeydi belki de, sarılmıştı bana kulağıma doğru, " Üzgünüm seni kırdığım için. " Tebessüm edip, " Üzgünüm bize hiç dediğim için. " Ardından kafasınu kaldırdığın da göz göze burun buruna dudak... Yok daha gelmemiştik. Dudaklarımızın arasında kalan milimlik mesafe soluğumu kesmeye yetmişti. Kalbim neden bir tek adam onun yanındayken bu kadar coşuyor muydu? Şiirlere, romanlara hikayelere konu olan aşk bu muydu? Canımı yakıyordu ama bu o kadar tatlı bir can yanışı ki hoşuma bile gitmişti. Kalbim yerinde duramıyor merakıma engel olamıyordum. Biri tarafınfan öpülmek nasıl hissettirdi? Dudaklarımın üzerinde soğuk nefesini hissettim. Boyu benden uzun olduğu için eğilmişti fakat gözleri kısa bir an için benden ayrılınca üzerimde hissettiğim büyü gözlerinde gördüğüm dehşet ile son buldu. Sırtımdan belime inmiş olan eli kaskatı kaldı. Artık sıcak ve yakıcı hissettirmiyordu. Son kez gözlerime baktı ve başını sağa çevirip benimle olan temasını bitirdi. Kalbimde bir boşluk giderek büyüyordu. Tam kapanacak derken biraz daha büyüyordu. Merakıma engel olmak istedim. Canımın daha da fazla yanmasını istemedim. Gözlerim de yaş yoktu ama ona bakarksam yaş akacağını hissettim. Yine de her şeye rağmen, ona rağmen başımı çevirdiğim de Ekim'i sarıp sarmalayıp sanki bir şeye siper olduğunu gördüm ve neye olduğunu anlamam uzun sürmedi. İlk önce kulağıma gelen silah sesi, ardından da boynumda hissettiğim acı ile onlara öylece bakakaldım. Beni kollarının arasında bırakıp, Ekim'i sarmalamaya gitmişti. Ayaklarım artık ağır gelen bedenimi taşıyamıyordu. Yere yığılmak istemezdim ama yerdeki soğuk betonu tenimde hissetince soluğum kesildi. Gördüğüm son şey de Savaş'ın ve Kaan'nın, Ekim'e olan meraklı soruları, " İyi misin?! " O iyiydi ama ben hiç iyi değildim. Sırtımda ki acı artıyordu. Gözlerim karardığında kulağıma gelen son ses abimin acı dolu haykırışıydı. Benim abim ve babamdan başka kimsem olmadığının kanıtı. Sonra diyorlar neden babasına bu kadar bağlı? Beni önemseyen bir tek babamdı. Şimdi o gitti geriye kalan tek kişi benim abim şimdi. Abi seni affediyorum. Beni bırakıp gitmeni affediyorum. Sen de beni affet. Sana iyi bir kardeş olamadım. Gözümden son bir yaş aktı. Ölüm çok yakınımdaydı. |
0% |