Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Kumar

@gunes_ay21

Bazı hayatların son bulması gerektiğinine inanırım. Daha birkaç ay öncesine kadar bir iş avukatıyken şuan da bir Cumhuriyet Savcısıyım.

Ama yine de bir zihniyeti değiştirmek hiç kolay olmuyor. Aslında düşünce yapım hakedene hakedildiği davranılması.

Bazı suçların affı olmaz. Olmamalıda adalet sistemi öyle bir işliyor ki bazen benim bile katil olma istediğim doğuyor.

Tecavüzcülerin, çocuk katillerinin, kadına şiddet uygulayanların, orman yangınları başlatanın, ülkesini satanların bu tarz insanların ben en acımasız yolla öldürülmesini istiyorum.

İdamla değil. Önce işknece. Yaptıkları herşeyi onlara yapıp. Yaptıklarının bedellerini onlara en acımasız yolla ödetip ardından da onları öldürmek.

Acımasız görünebilirim belki de gerçekten de öyleyimdir. Ama bu tarz şerefsizlerin sonu bundan daha iyisi asla olamaz.

Hukuk sistemi buna izin vermez. Ama Adalet denilen şey ise benim için şudur.

Kısasa kısas.

Acımasız olduğumu kabul etmem.

Karanlık bir bodrum katında düşündüğüm şeylere bak!

" Getire getire buraya mı getirdiler? Ne kadar da fakirler arkadaş! "

Etrafın pek de temiz olduğunu söyleyemicem!

" Ne bekliyordun? Salak kaçırıldık farkındae mısın? Allah'a bilir kaç gündür buradayız! "

Bizi arka arkaya iki sandalyeye bağlamışlardı.

" Sana bağlanmak bana verilecek en büyük ceza! Senin yüzünden bu haldeyiz. Yani bizi sen kurtarıcaksın! "

Ardından gelen kahkaha ile gözlerimi devirdim. O planımı mahvetmeseydi ne güzel devam edecekti.

" Beni ellerine bırakıcaktın! "

" Keşke bıraksaydım ama öyle bir amacım yoktu gerizekalı! Seni silendirip peşimden gelmeni sağlicaktım. Dikkatleri dağılmıştı! "

Bu sefer ses çıkmadı. Çıkmaz tabi haklıyım sonuçta. Allah'ım neden tüm salaklar beni buldu ki? Bu kızın zehir gibi olan aklı neden bir tek böyle konularda duruyordu!

" Ne biliyim ben kızım! Hem bu elbise daha da büyük sorun! "

Bunda haklıydı. Kaç gündür üzerimiz de bu elbiseler vardı. Normalde çok kısa olan elbiseler oturunca daha da kısalıyordu!

" Dua edelim de sapık olmasınlar. "

Şuan için en büyük isteğim buydu.

" Sence oraya gelen birinin sapık olmama ihtimali ne kadar? " Ekim'in sorusu yerindeydi.

" Seninle benim tekrar dost olma ihtimalimiz bile daha olası. "

Etrafta ölüm sessizliği vardı.

Ekim ve ben eskisi gibi asla olamazdık.

11 yıl önce...

" Ekim bekle beni! " Ekim bisiklet sürmede benden fazlasıyla iyiydi. Bazen ona yetişmekte güçlük çekiyordum.

" Hızlan Eflin! Yavaş gidersen hissedemezsin! "

" Neyi hissedemem? "

" Özgürlüğü! "

Özgürlük... Özgür değilim ki özgür olayım Ekim. Ekim'e baktığım da gördüklerim içimdee bir şeylerin kıpırdanmasına sebep oluyor.

Ekim özgür görünüyor. Üzerinde hiçbir baskı olmadan istediğini yapabiliyor. Bazen onun yerinde olmak için her şeyimi verebilirdim.

" Eflin ellerindeki kelepçelerin anahtarı sadece senin elinde. "

Ekim'in en sevdiğim özelliklerden biri bir bakışıyla beni anlayabilmesi...

Ama yanılıyordu. Anahtarlar benim elimde olsa bile o anahtarın sahibi ben değilim babamdı...

Bisiklet sürerken dalgınlığımın sonucunu yere düşerken fark ettim.

"Ah! " Canım yanmıştı.

Dizim acıyor! Uff... Ayağa kalkıp bşr banka doğru ilerledim.

Ekim beni görememiş olucak ki geri geldi.

" Düştün mü? "

Başımı salladım.

" Dikkat etmeliydin. Canın yanıyor mu? "

" Yok yanmıyor! Sence ben gülmekten ağladım! "

Günümüz...

"Bunu istemeyen ben değilim Eflin sensin. "

Haklı ve haksız tarafları vardı.

" Ortaya öyle bir şey atmicaktın. Madem öyle bir şey olduğunu düşünüyorsun. Neden bunu benim için özel olan bir günde herkesin önümde yaptın? "

Belki de asıl affedemediğim buydu. O gün benim için o kadar önemliydi ki. İlk defa babamın benimle gurur duyduğunu görmüşken bana bunu yapmasını hala daha sindiremezdim.

" Unuttun dimi beni o an için. Aklına bile gelmedim... "

Sustu...

" Bir daha sakın bu konu da beni suçlama Soylar. Senin yaptığının da iyi hiçbir tarafı yok. "

Ardından açılan kapı ile ikimizin de dikkati oraya çevrildi.

Demir kapıdan iki kişi giriyordu.

Gözüme ilk çarpan sarı saçlı ela gözlü olan adamdı. O kadar güzel bir bizi vardı ki görenleri hayran bırakıcak türdendi. Çok hafif kemerli bir burnu belirgin çene kasları dağınık sarı saçlar. Üzerine giydikleri ise biraz ürpermeme sebep oldu.

Siyah bir tişört ve siyah kumaş pantolon giymiş gibi duruyordu.

Kasları olduğu giydiği tişörtten oldukça belli oluyordu.

" Karın kasların var mı? " Hay dilimi yılan soksun!

" Ne?! " Gözlerimi devirdim. " Sana demedim yanındaki sarışım Apollon kılıklı mafyaya dedim. "

O an bana bakmayan gözleri beni buldu.

" Seni ilgilendirir mi? "

" İlgilendirmez mi? Kim tarafından kaçırıldığımı merak ediyorum. Söylesene sen ne tür bir mafyasın? Organ? Silah? Kumar? Uyuşturucu? Açık arttırma? "

Kaşları havalandı. " Burada oksijen eksik gibi değil de halbuki. Neden böyle garip garip konuşuyorsun? Kafan mı güzel? "

Gözlerimi devirip tam karşılık verecekken, Ekim, " Ne istiyorsunuz? Ne bokuma kaçırdınız lan bizi! "

Kahverengi saçlı olan herif gülümsedi. " Sizce? "

Ekim ve ben aynı anda, " Sapık olduğunuz için! "

İkiside ağıza alınmayacak küfürler ettiler.

" Sapığa benzer tipimiz mi var? "

" Şey yok mu? "

" Yok tabi! "

" Belli olmuyor da. "

Kahkaha attım. " Bu iyiydi. Şey dicem siz neden yüzünüze o garip maskelerden takmadınız?"

" Gerek yoktu. Küçük savcı. "

" Yani bu buradan asla çıkamayacağımız anlamına mı geliyor? "

" Evet! "

" Ay Ekim ben bunu bir kitapta okumuştum. İki kız arkadaş kaçırılıyor. Onu kaçıranlardn biri mafya diğeri de onun koruması sonra iki kıza aşık oluyorlar. "

Cümlem biter bitmez etraf buz kesti. Ne demiştim ki? Bence kötü değildi. Okuduğum kitabı anlattım.

" Sen ne okudun? "

" Söyleyim mi adını? Hazır ol o halde. "

Ekim bıkkınlıkla nefes verdi.

" Şimdididen pişman oldum. "

" Kalpsiz Tutku. "

" Iy sen romantik mi okuyorsun? "

" Sen okumuyor musun? Lise de aptal aptal romantik okuyan kimdi?"

" Ebem! "

Gözlerimi devirdim ve iki mafya tipli adama döndüm.

" Siz ne istemiştiniz? "

İki herif birbirine baktığında gözlerinde hala şaşkınlık vardı.

" Bilmem henüz ne yapacağımıza karar vermedik. Belki de evcilik oynamak istiyoruzdur? "

Gözlerimi devirdim. " Evcilik oynicak çok kadın bilirisiniz siz. Gidin onlarla oynayın. Onlar size daha uygun. "

Yaptığım imada haklılık payı yüksekti bence. Oraya gelenler şerefiz namussuzun tekidir.

" İlk defa haklısın. "

İki herfiten biri yani sarışın olan bana iyice yaklaştı ve boynumu avuç içine aldı.

" Hey! Bırak onu! " Ekim'in gür sesi bodrum katında yankılandı.

" Fazla cesursun Savcı. Bu kadar cesaret iyi değildir. Ateşle oynuyorsun. "

Gülümsedim. Hem de en içten bir şekilde.

" İyi ya bende barutum. İkimiz de birden yanarız. "

Gözlerin de oluşan o ürkünç parıltı tuhaf şekilde beni korkutmadı.

O sırada gelen gülme sesi ile gülenin kahve saçlı çocuk olduğunu anladık.

" Ateşle barut yan yana tam bir kaos. Eğlenceli olucak. "

Sonumuzun ne olacağı belli. " O halde bende onları söndürmek için orada olurum. " Ekim lafa dahil oldu.

" Ateş, Barut, Su o halde ben neyim? Kibrit mi? Bak bu hoşuma gitti işte."

Bu herif hiçbir şeyi ciddiye almaz mı?

" Şey acaba boynumu kıracakmış gibi bakmasan daha güzel olmaz mı? "

Sarışın adamın bakışları bana çevirdi yine. " Kırmak istiyorum o ince boynunu. Ama kırarsam öleceğini hatırlayınca insan vazgeçiyor. "

" O halde ölümümüm. Seni çok yıpratır. Düşünsene boynumu kıran sen ardından da kendi boynumu kırıyor. Ne kadar da ikonik. "

Lafını esirgeyen biri asla değilim. " Böyle bir aptallığı sadece aşıklar yapar. Ben ve sana aşık olmak arasında bir uzay boşluğu var. Ama sen bana aşık olursan bilemem tabi" Onun gözlerinde oluşan o korkunç parıltının benim gözümde oluştuğunu gördüm. Gözlerimin yansıması gözlerindeydi.

Gülümsedim. Aklıma geleni yapmak gibi kötü de bir huyum var.

"İddia'ya girelim. "

" Ne iddiası? "

" Hangimiz ilk önce aşık olur ve itiraf ederse kaybeden kazananın bir isteğini yerine getirir. Ne istersek mümkün öl derse ölüceksin ve de kazanırsam serbest kalırız."

Büyük bir kumar oynuyorum. Kumarın sonunda canımdan olma ihtimalim bile var... Ama ben Eflin Efnan Bardın cesaretim tuttuğunda deli cesaretine sahibim.

" Kabul etme! " Ekim çırpınmaya başlamıştı. Olacaklar onu ürkütüyor gibiydi.

" Kabul ediyorum Savcı. Kazanırsam ne istersem yaparım. Kazanırsan da ne istersen yaparsın. Fakat benim de bir şartım var. Eğer ilk kim karşısındakini öperse işlerin belgelerini verir. Eğer ben kaybedersem yaptığım tüm kirli işlerin belgeleri senindir ama sen kaybedersen babanın tüm işlerinin belgeleri benimdir. Kabulünse kabulüm. "

Yaptığı son teklife şaşırsam da karşı koymam için bir sebebim yoktu.

" Kabul ediyorum Mafya. Seni kendime aşık ettiğim de vereceğin bedel senin sonun olucak. "

Ardından da bir bıçakla bileklerimiz de sarılı olan Bezi kesti.

" İddia an itibariyle başlamıştır. Savcı bedellerin en büyüğünü sen ödiceksin. "

Loading...
0%