Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Siyah Güllerin Çağrısı

@gunes_ay21

" Aşk bir yangın gibidir. Dokunduğu yer acıtır geri çekildiğim deyse izi kalır."annemin 17 yıl önce dediği son şey buydu. Bir adam için bizi terkettiğini biliyordum.

Annemin kalbinde babam ve ben için yeterince yer yoktu. Bunu anlıyorum. Hayır anlamıyorum. Bir anne nasıl kızını sevmez ki? Nasıl onun bir kere bile başını okşamaz? Bu çok canice değil mi? Hem ben ne yapmış olabilirim ki? Daha çocuktum?

Yaramaz olduğum için beni dövmüştü.Aç olduğum için bana vurmultu hasta olduğum için soğuk suya tutmuştu ama ne yaptım da terk etti ki bizi? Beni babamla bir başıma bıraktı?

Babamla tek başımıza on yedi yıl geçirdik. Hep beraber olduğumuzu söyleyemem. Babam bir savcıydı. Ben de onun gibi bir savcı olmuştum.

Hayalimdeki mesleğin bun olduğunu söyleyemem ama yine bu mesleği yaptığım için bir kez bile pişmanlık yaşamadım. Babam mükkemmelliyetçi bir insandır her konuda da mükkemmel olmak ister. Bense onun her konuda tam zıttı gibiyim.

Lise de 63 kiloydum ve bence o zamanlar için ideal bir kilo sayılırdı ama babam bana zayıflamam için o kadar çok baskı yaptı ki. Zayıflamak için günlerce yemek yiyemediğimi hatırlıyorum. Çok can yakıcıydı aslında.

Çillerim olduğu için dostum dediğim insanın beni kırdığını hatılıyorum.

"Şu çirkin çilleri kapasana. Bizleri de düşünmen gerekmiyor mu? "

Bunu söylerken platonik hoşlandığım çocuğun yanındaydık. Aşırı utanmıştım. O güne kadar çillerimi çok severdim şimdi ise nefretle bakıyorum. Sindiremiyorum.

Ayaz benim çocukluk arkadaşım tam bir şerefsiz olduğu doğrudur. Ama onun haricinde iyi bir insandır. Onunla çocukluktan beri arkadaşız. Evlerimiz karlı karşıya, babalarımız üniversite dostu. Onunla oyun oynardık daha doğrusu sadece bunu ben isterdim. Ayaz için ne var ne yoksa ders çalışmaktı.

Bazen babamın keşke çocuğu Ayaz olsa derdim. İkisi de birbirinin aynısı. Mükkemmelliyetçi ben ise kusur dolu bir üretim hatası.

Evet kendimi üretim hatası olarak tanımlamaya bile başladığım zamanları biliyorum.

Ne kadar kötü olduğu hakkında hiçbirinin fikri yoktu.

Babam ve en yakın dostlarımdan biri tarafından dışlanmak. Gerçi diğer dost dediğimin de başka bir tarafı yoktu.

Ekim de ben bir anne sıcaklığı hissettiğimi bilmiyorum. Ona sarıldığımda tatmadığım duyguyu tadıyordum. Annemin bana vermediği sevgiyi Ekim vermişti.

Ona minnet duyuyordum hayatımda olduğu için takı o güne dek. Kızının başarılı olduğı bir gün babası aşağlık bir iftiraya uğramıştı. O gün ve daha sonrasında ise kimsenin dilinden düşmemiştim. Bu o kadar kötüydü ki. Okul değiştirmek zorında bile kaldım.

Babam bir ada açığa bile alındı. O zamanlar daha da üstüme geldi. Sinirlendi. Bağırdı çağırdı. İçti.

Ama güzel yanı şu o süre de bana bir kere bile vurmadı...

En küçük şey de bile min et duyabilecek kadar sar biriydim.

Taki Üniversite zamanına kadar. Görünüşüme takılan babam artık benim davranışlarıma takılıyordu.

Babamın altın kuralları.

Kibir

Özgüven

Gösteriş

Daima Güler Yüzlü

Zeki

Sinsi

Bencil

Egolu

Babamın benden olmamı istediği kişi kendi gibi biriydi. Bunu başarmıştı da.

Hala daha babama karşı içimi kaplayan korku var.

Korku tohumunu ektiğinde o büyüyüp ağaç olur, onu çıkarmak istediğinde tohumu ekmekten daha zordur.

Benim babama karşı olan korkularım bir çınar ağacı gibiydi. Dalları ger tarafta...

Anlatabileceğim sadece üç kişiydi. Beni kölesi yapan babam, beni resmi giyinmediğim zaman tanıımamazlıktan gelen sevgili dostum Ayaz, ona kırgın ve kızgın olduğum sevgili düşmanım Ekim.

Sadece üç kişi... Koca dünya da üç kişi...

He bir de savcılıkta ilk davam olan Anka Dosyası.

Bir seri katil dosyasına bakıyorduk üç kişi.

Adam veya kadın her ne haltsa sadist bir köpekti.

Önce kurbanlarına siyah gül göndermesi başlangıçtı. Güller onun kalan ömrünü temsil ediyordu.

Kurbanın ölmesi ise gelişmeydi.

Kurbanın işine beyaz örtü serilmesi ve kırmızı boya ile yazılan o ürkünç birkaç mesaj.

En son ki mesaj

" Siyah güllerin Çağrısına kulak verin"

Odaya girdiğim de Ekim ve Ayaz çalışıyordu.

"Malefiz gelmiş bakıyorum. Sen neden zahmet ettin. Uyuyup güzelleşseydin. Bir 100 yıl daha! "

Haha ne kadar da komik.

" Cücelerden biri firar etmiş. Sonra prens gelip sizi bulmaz. Çok üzülürsün. "

Ekim benden birkaç santim kısaydı. O bana Malefiz bense ona huysuz cüce derdim.

" Geçiktin Eflin. " Ayaz'ın daima sesi otorterdi. " Dava uzadı. " Ben de oturup elime dosyaları aldım.

" Kod adı Anka. Boy, yaş, cinsiyet, kilo bilinmiyor. Kurbanlarını her daim kalplerinden öldüren bir sadist. "

" Farklı yollar ama aynı yer. "

" Kurbanların çoğu bilindik kimseler. KKV (Kadınları Koruma Vakfı) kurucusu. Milletvekili ve daha niceleri. "

Evet başbakana bile saldırıda bulundu.

Aam öldürmek istemedi. İsteseydi bunu rahatlıkla başarabilirdi.

Çevresi genişti. Kimseden bir sakıncası yoktu.

"Kurbanları bilmek bile yeterliydi. "

" Kendimizi hedef haline getirelim. "Ekim ve dahiyene fikirleri!

" Kuş beyinli misin canım sen? Herifin daha neden insanları öldürdüğünğ bilyoruz. 'Kendinimizi hedef yapalım.' " Son dediğimi alaycı bir tonla söylemiştim.

" Ağzını topla! "Bana işaret parmağını uzattı. " Eline sahip çık! "

O sırada içeri biri girdi. " Sen de kimsin be! Çık dışarı! "

Ama adamın yüzünü görünce bian için affaladım. Kahve saçlı ve mavi gözlü biriydi.

" Ankara'dan gelen Özel dedektif Deniz Pars. Anka davasının yeni dedektifi. "

Ne dedektif mi???

" Hallederiz biz! "

" Belli ki halledememişiniz! "

Sinir ya!

Oturduğum yerden kalkıp çıktım. Öğle saati gelmişti. Babamla buluşucağımız mekana gittik.

Bir balık restauranttıydı. Babam balıktan nefret eder bense severdim...

Biliyor muydu...

Anahtarı valeye verip. İçeri girdim.

"Kimsiniz? "

" Emrah Bardın'nın kızı Eflin Bardın. "

Kadın bian için şok geçirse de hızla kendine geldi ve " Tanıyamadığım için üzgünüm. Babamız 42. Masada. " Başımı sallayıp oraya gitmiştim ki. Saçlarım önüme geldi.

Hızla lavaboya gittim. Ve saçlarımı alttan bağladım. Babam açık saçtan nefret ederdi. Bu konuda asla tavizi yoktu. Saçlarımı bağladıktan sonra makyajımı da tazeledik ve masaya doğru gittim.

"Merhaba baba. " Eliyle oturmamı işaret etti. Oturduğum da ortam da sessizlik oldu.

" Dava nasıl gidiyor? "

Anka davasından bahsettiğine eminim. "İyi gidiyor. Baba. " " O yalancı kız ile samimi bir konuşma yapıyor musunuz? " Başımı sağa sola salladım.

Bunu demesine bile gerek yoktu. Ekim benim için bana onu dediği an bitmişti.

" Güzel. O iftiracı köpekten uzak durman en iyisi. "

Sustum. Garsonlar gelmediğine göre babam siparişleri vermişti.

" Sana bir şey demem gerek. "

Dikkatle babama baktım. "Dinliyorum baba. " Babam lafı dolandırmayı sevmez benim aksime

" Artık yirmi sekiz oldun evlilik yşaın geldi... "

Yirmi yedi oldum bir kere! Bari yaşımı bil diye düşünmüştüm ki fark ettiğim gerçekleştirdik nutkum tutuldu.

Evlilik? Ben? Yok daha neler!

" Baba ciddi olamassın? "

Tabiki de değildi! Olamazdı.

" Ciddiyim Eflin. ”

" Evlenmem. " Bu sefer şaşıran oydu.

" Ne?! "

" İlk kez sana karşı geliyorum evlenmem! "

Çantamı alıp çıktığım da babamda hızla bana yetişti.

" Evleneceksin! "

" Asla! "

İkimiz de sokak ortasında bağırıyorduk. İnsanların gözleri üzerimizdeydi.

"Babanı çiğneyemezsin!”

" Diğer konularda evet ama bu konu da hayır evlenmem baba. Evlenemem. Hazır değilim... " Sesim yumuşamıştı.

" Hazırsın ve evleniceksin. Bu gerekli! "

Neye gerekliydi?

" Baba bir şey mi oldu? "

Sustu.. Babam ilk kez sustu.

" Baba ne oldu söyle bana. Sana yardım ederim söyle. "

Yine sustu. Ne oldu?! Korkmaya başladım.

" Evleniceksin. "

" Ne olduğunu söylersen evlenirim. "

" Siyah güller-"

Demeye kalmamıştı ki. Gelen silah sesi kulaklarımda yankılandı.

Önüme düşen babam ile kurşunun hedefi belli oldu... Ben daha şoku atlatamadan duvarda indirilen beyaz kumaş ve üzerinde yazılan yazı ile bir kere daha nutkum tutuldu.

" Adalet'i sağlamak bize düştü. Hakketiğin sona ulaştın Emrah Bardın. ” ve ilk kez altında yazılı bir imza.

Kod adı ile: Anka.

Gerçekte ise kurtarıcı.

Karakter Tanıtımı

Eflin Efnan Bardın

-Yengeç burcu

-Fiziksel güç zayıf, aklı ile hareket eder.

- Beyaz renk tercihidir.

-27 yaşında

-172

- 56 kilo

 

 

 

 

Loading...
0%