Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Farketmek

@gunisigi.12

Keyifli okumalar...

 

🚖💥😎

 

( Bu hikâyede geçen kişi ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür.)

...

 

Günüm çok güzel geçiyordu. Kendimi mutlu ve enerjik hissediyordum. Sabah kalkıp iş yerine gittiğimde her zaman ki gibi nötr olamama rağmen, patronum beni odasına dünkü toplantıda çok iyi iş çıkardığımı söylediğinde işler değişmişti tabi.

 

Bakın patronum - kendisinin ismi Burak' tı - fazla ketum bir adam olması ile bilinir. Yüzünde her zaman sevimli bir ifade olmaz ve çalışanları ile iş dışında fazla bir diyalog gerçekleştirmez. Tamam, biraz abartıyor olabilirim ama uzaktan şöyle bir bakınca çok da haksız sayılmam. Ve takdir edersiniz ki insan böyle bir adamdan her hangi bir övgü duyunca haliyle biraz gururlanıyor.

 

İşte bu yüzden güne güzel başladım ve iş çıkışına kadar huzurluydum. İş çıkışı bindiğim minibüs fazla dolu değildi ve bu rahat bir yolculuk yapmamı sağladı. En kısa zamanda kendime bir araba almak istiyordum ve biriktirdiğim para neredeyse tamamlanmıştı. O zaman artık minibüslerde harap olmayacaktım.

 

İşte tam alacağım arabayı düşündüğüm saniyelerde aklıma harika bir fikir geldi. Madem keyfim yerindeydi o halde kendimi bir yemekle daha da keyiflendirebilirdim.

 

Oturduğum mahallenin yakınlarında bulunan, yemekleri mükemmel bir restoran vardı. Fazla düşünmeme gerek kalmadan kendimi restoranın önünde buluyorum. Açık bıraktığım saçlarımı geriye atıyorum. Salına salına içeri girip cam kenarında bir masa buluyorum ve etrafıma bakıyorum. Masaların çoğusu boş ve ortamda daha önce duymadığım sakin bir müzik çalıyor.

 

Ben garson arayışına girmeden önüme bir menü koyuluyor. Hızlıca kendime güzel bir şey sipariş ediyorum. Tam arkama yaslanıyorum ki anneme haber vermediğim aklıma geliyor. Telefonumu çıkarıp numarayı tuşluyorum.

 

"Selamün aleyküm." Diyor annem ben bir şey söylemeden.

 

" Aleyküm selam, ne yapıyorsun anne?."

 

" Evdeyim, yemek yapmaya başlayacağım şimdi. Sen nerede kaldın?."

 

"Tam eve geliyordum bil bakalım ne oldu?."

 

" Ne oldu? ." Diyor bunu ben nereden bileyim der gibi.

 

" Yemeği restoranda yemeğe karar verdim tabi ki."

 

" Öyle mi? Neren esti bu peki."

 

" Keyfim ve kahyam dan esti annecim."

 

"Anladım. O halde keyfin ve kahyana söyle geç kalmasın."

 

" Söylerim, Evde görüşürüz."

 

" Görüşürüz."

 

Telefonumu kapatıp masanın üstüne koyuyorum ve bu sefer rahatça arkama yaslanıyorum. Annemle şakalaşmayı seviyorum. Arkadaş gibiyizdir. Beni tek başına büyüttüğü için ikimizde birbirimize çok bağlıyız.

 

Öyle ki annemden başka arkadaşa ihtiyaç bile duymuyorum. Beni gerçekten sevdiğine koşulsuz güvendiğim tek kişidir kendisi. Beni hiç bir konuda yargılamayıp, her konuda desteklediğinden hiç bir konuda annemden çekinmem.

 

Ve ona karşı her zaman iyi bir evlat olmaya çalışıyorum. Her şeye rağmen bazen anneme yetmediğimi düşünürüm, benimle olmaktan memnun değilmiş gibi hissederim bazı anlarda. Ama bunların içi boş bir kabuktan ibaret olduğunu biliyorum.

 

Sadece bir düşünce... Diye geçiriyorum içimden. Şuan neden duygusallaştığım hakkında hiç bir fikrim yok.

 

Ve bilin diye söylüyorum ben biraz dengesiz biriyimdir. Ne zaman ne yapacağım pek belli olmaz. En azından beni tanıyan insanlar böyle söyler.

 

Garson siparişimi masaya koyduğunda düşünceli halimden çıkıyorum. Garson gittiğinde derin bir nefes alıyorum ve önümdeki güzelce servis edilmiş tavuklu salataya bakıyorum. Çatalı elime alacağım sırada başımda birinin dikildiğini hissediyordum ve hemen ardından o sesi duyuyorum.

 

"Merhaba."

 

Kafamı kaldırıyorum." Merhaba." Diyorum şaşkınlıkla." Bu bir tevafuk mu?."

 

Erkeksi bir ahenkle hafifçe gülüyor." Tevafuk gibi görünüyor. Başka ne olabilir öyle değil mi?."

 

Üç gün önce bindiğim taksinin şoförü Zahir Bey karşımda duruyor. Yakışıklılığından bir şey eksilmemiş. Üzerinde siyah bir kot pantolon ve lacivert bir ceket var.

 

Gözlerimi kısıyorum." Her şey olabilir gibi görünüyor."

 

"Tamam. Nasıl düşünmek isterseniz düşünün." Eliyle karşımdaki sandalyeyi gösteriyor." Bu arada oturabilir miyim?."

 

"Buyurun."

 

Karşıma oturuyor ve garson anında yanımızda bitiyor. Siparişini verince yine başbaşa kalıyoruz. Neden yanıma geldi acaba. Sonuçta birbirimizi bir kere gördük. Anlam veremesemde şimdilik bir şey söylemiyorum.

 

" En son hastaydınız. Şimdi İyimisiniz?." diye soruyor ilgiyle. Aynı anda kollarından birini masaya koyuyor.

 

" İyiyim, teşekkürler." diyerek kibarca gülümsüyorum. İlerleyen saniyelerde ben yemeğimi yemeğe devam ederken o sakince beni izliyor. Bu garip an beni geriyor.

 

Elimdeki çatalı tabağımın kenarına usulca bırakıp dikkatimi Zahir beye veriyorum." Neden yanımda olduğunuzu söylemek ister misiniz?."

 

" Yanınızda olmak için bir nedene mi ihtiyacım var?" dediğinde gözlerimin içine bakıyor.

 

" Yani, mantıklı olan bu."

 

"Pekala madem kaçış yok, sadece seni tanımak istiyorum."

 

" Neden?." diyorum üstüne giderek. Bunu uzatıyorum çünkü net bir cevaba ihtiyacım var.

 

" Çünkü ilgimi çekiyorsun." Muzip bir sesle konuşuyor ve ben yüzüne baka kalıyorum. Yüzündeki yarım tebessüm onu tatlı gösteriyor.

 

Çirkin olduğumu hiç bir zaman düşünmedim. Güzel bir yüzüm ve parlak kahverengi saçlarımı beğeniyorum. Bu yaşıma kadar ilgisini çektiğim fazla erkek olmadı lakin. Bunun biraz soğuk duruşumdan kaynaklanabileceğini tahmin ediyorum. Bu yüzden karşımdaki adam bunu söyleyince içime tuhaf bir his yayılıyor. Yüzümün kızarmamasını umuyorum.

 

" O gün neden endişelenmememi söyledin."

 

Bakışları yüzümde dolanıyor. Fakat konuyu degistirmeme müsade ediyor." Sen neden endişelendiysen o yüzden."

 

" Sence siyah araba bizi takip mi ediyordu?."

 

" Bilmiyorum. Geri döndüğümde o arabayı görmedim." Başımı sallayıp onu onaylıyorum. " Zaten kim niye bizi takip etsin ki."

 

Bir yorumda bulunmuyor. Kendi tabağı gelince ikimizde yemeğe odaklanıyoruz.

 

Bir dakika sonra Zahir konuşuyor." Yemek yemeği sever misin?."

 

" Severim,ama şuan diyetteyim."

 

Kaşlarını kaldırıyor." Diyete ihtiyacın olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten. "

 

" İhtiyacım yok. Kendimi formda tutmak için bir kaç ayda bir diyet yapmayı seviyorum."

 

" Öyle mi? Başka ne yapmayı seversin mesela?." Yemeğini bırakıp iki kolunu da masaya yaslıyor.Beklentiyle bana bakan yüzüne bakıyorum ve aklıma gelen şeyle yüzümde bir tebessüm oluşuyor." Zamanım olunca bir şeyleri geri dönüştürmeyi seviyorum mesela. Benim için bir tür terapi gibi."

 

" Beni daha ne kadar şaşırtabileceğini merak ediyorum doğrusu." Diyerek gülüyor ve bende ona eşlik ediyorum. Bu adamla konuşmayı sevdiğimi fark ediyorum. Bakışları gülümsememe takılıyor bir anlığına, ardından." Nasıl bir iş çıkardığını görmek isterim." Diyor.

 

" Muhtemelen göremeyeceksin." derken bariz bir gerçeği dile getiriyorum. Ama Zahir bundan etkilenmiyor. Gizemli bir edayla," Belki görürüm." diyerek saatine bakıyor.

 

O anda yemeğimi bitirdiğim ve eve geç kalmamam gerektiği aklıma geliyor. Peçete ile ağzımı silip, ayağa kalkıyorum. Çantamı koluma geçirirken " Gidiyor musun? ." diye soruyor karşımdaki adam.

 

" Evet."

 

Zahir ayağa kalkıyor ve bir elini bana uzatıyor." Arkadaşız diyebilir miyiz peki Kayra hanım?."

 

Elini tuttuğumda, elim sıcak avucunun içinde kayboluyor. " Sanırım diyebiliriz."

 

Ellerimiz ayrılıyor. Sonrasında kimse bir şey söylemiyor ve ben hafifçe baş selamı verip yanından geçiyorum.

 

Restoran kapısından çıkarken bakışlarını üzerimde hissediyorum.

 

 

...

 

 

Evimin olduğu mahallaye doğru ilerlerken telefonumun bildirimlerimi kontrol ediyorum. Kimseden mesaj gelmediğini görünce telefunumu kapatıp cebime atıyorum.Çok fazla arkadaşım yoktu. Okuldan bir kaç arkadaş ve yan dairemizde samimi olduğum bir kızdan başka, doğru düzgün arkadaşa sahip değildim.

 

Okul arkadaşlarımla senede bir kaç kez görüşüyorduk ama yan komşum olan Derya ile yakın arkadaştık. Küçüklüğümden beri beraber olduğum biriydi. Onun dışında küçük bir çevrem olmasından rahatsız değildim.Kendi alanımda yaşamak bana kendimi güvende hissettiriyor.

 

Derin bir nefes alıp serin havayı içime çekiyorum. Neredeyse eve gelmiştim. On dakikalık yolum vardı. Düşüne düşüne kendi halimde sakince yürürken arkamdan gelen sesli ayak seslerini duyuyorum. Önce umursamasamda,yanından geçtiğim bir arabanın dikiz aynasından arkamdaki adamları gördüğümde duraksıyorum. Kaşlarım çatılıyor ve bu takım elbiseli iki adamı daha önce gördüğümü hatırlıyorum.

 

Beni takip ettiğini düşündüğüm arabanın içindeki adamaları görmek beni tedirgin ediyor. Adımlarımı hızlandırarak yürümeye devam ediyorum. Dikkat kesildiğim ayak sesleri ise yürümeye devam ettikçe peşimden geliyor. Adrenelin bedenimi sararken düşüncelerim birbirine karışıyor. Ne yaptığımı bilmeden ani bir panikle önüme çıkan köşeyi dön

üyorum ve farklı bir yola sapıyorum.

 

Sorun şu ki evimin yolu bu yol değil...

 

 

...

 

Yorum yapıp, oy verirseniz sevinirim.🖤

 

 

Loading...
0%