2. Bölüm
Hilal yılmaz / Dağ çiçeği / 2. Bölüm 
~Aşk her zaman tesadüf müydü?

2. Bölüm ~Aşk her zaman tesadüf müydü?

Hilal yılmaz
h1lxwq

Medya 'umay Aslan'

Biz insanların birbirinden üstünlüğü var mıydı? Aslında hepimiz aynı yerden doğup aynı yere gömülmüyor muyduk? Bu gün gayet sağlıklı Bir yaşam sürerken yarın hastalanmayacağımızın garantisi Varmıydı? Ama, dünya şartlarında hiç birimiz eşit şartlarda yaşamıyorduk. Çocukken babasıyla okula gelenlere çok özenirdim. Hiç unutamıyorum beni okulun ilk günü okula dedem götürmüştü. Herkesin yanında babası veya annesi vardı. Dedeme her babamı soruşumda bana verdiği cevap: 'Baban sen veya senin gibiler okuyup hayatını yaşasın diye gelmedi kızım' derdi. Hep düşünürdüm neden sadece benim babamdı? Niye benim babam başkalarını düşünüyordu? İnsan büyüdükçe anlıyordu bunları. Uyandığımda saat 5'e geliyordu. Kalkıp abdestimi alıp namazımı kıldım. Başımı seccadenin üzerine koyup ağlayıp dua ettim. İçimi huzurla dolduran tek şeyin namaz olduğunu 4 yıl önce okulca gittiğimiz camide öğrenmiştim. Seccademi kaldırıp kendime kahvaltı hazırladım saat 9da yola çıkacaktım. Babamı en son 1 yıl önce görmüştüm. Aramızda samimi bir bağ yoktu ama çok özlemiştim. Kahvaltımı yapıp mutfağı toparladım. Üzerimi değiştirdim. Arkadaşlarımla vedalaşma fırsatım olmamıştı. Zaten fazla bir çevrem yoktu. Evden çıkıp en yakın arkadaşım edanın çalıştığı kafeye geldim. Masalardan birine oturup beklemeye başladım.Eda Beni görünce hemen yanıma gelip konuşmaya başladı. "umayy hoş geldin. nerelerdesin sen? çok özledim seni nerdeyse 2 haftadır ne arıyorsun ne soruyorsun."

"Eda sakin ol lütfen bu ne hız Allah aşkına"

"Merak ettim seni ,hiç arayıp sormadın."

"Eda ben taşınıyorum biliyorsun. Hazırlıklarımı anca tamamlayabildim senin yanına da bu gün gelebildim."

"Gittiğine gerçekten inanamıyorum Umay. Yıllardır seni doğru düzgün görmeyen baban için kalkıp İstanbul'dan Ankara'ya gidiyorsun."

"O benim babam Eda. O ne düşünürse düşünsün ben onu hala küçük bir kız çocuğu gibi seviyorum ."

"Anlıyorum seni birtanem Allah'a emanetsin seni çok seviyorum lütfen kendine dikkat et beni sık sık ara olur mu ?"

"Bende seni çok seviyorum. Tabiki arayacağım sen benim biricik dostumsun."

Edaya son kez sıkıca sarılıp vedalaşıp kafeden ayrıldım. Saat 9'a çeyrek vardı. Eve geçip çantamı ve valizimi alıp son kontrollerimi yapıp evden çıktım. Anahtarı kapıcıya teslim ettikten sonra taksiyle otogara geldim. Valizimi teslim edip biletimden yerime bakıp koltuğa geçtim. Neyseki cam kenarı denk gelmişti. Ben oturduktan 3,4 dakika sonra otobüs kalktı. Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. Umarım her şey benim için daha güzel olurdu..

Otobüs durduğunda ara verildiğini anlamıştım otobüsten inip bulunduğumuz yerdeki mescitte öğle namazımı kıldım. Marketten birşeyler alıp otobüse geri binip yerime geçtim. Otobüs kalabalık değildi koltuklardan çoğusu boştu.herkes yerine geçtiğinde yola devam ettik. Gidene kadar kitap okudum. Otobüs durduğunda kitabımdan başımı kaldırdım. Evet Gelmiştik. Yere ayak bastığımda kalbimin atışlarından ellerim titriyordu. Babamın ne tepki vereceğini çok merak etmekle birlikte çokta korkuyordum. Valizimi bagajdan alıp yürümeye başladım. Sokakta el ele tutuşan çiftler,telefonda kavga eden insanlar, arkadaşlarıyla alışverişten dönüp dedikodu yapan kızlar ve daha niceleri vardı. Caddenin karşısına geçip taksi çağırıp beklemeye başladım ilk babamın yanına gitmeyi düşünüyordum. Günlerdir bu ana hazırlanıyordum ama hiç bı sekilde hazır değildim. Taksi geldiğinde özel kuvvetler komutanlığına gideceğimi söyleyip parasını verdim. Gerçekten aklım şimdi kendine geliyordu. Neden böyle bir şey yapmıştım ki? Babama yaranacak mıydım? Beni kabul edecek miydi? Bı an taksiden inip işi bile bırakmayı düşündüm. Ama artık kararımı vermiştim,gitmek zorundaydım bunu ben istemiştim. Taksi durduğunda derin bir nefes alıp valizimi alıp indim. Kapının önünde nöbette olan askerler vardı. İlerleyip girişteki güvenliğe kimliğimi gösterdim. Benden uzaklaşıp biriyle telefonda konuşup geri geldi." İçeri girebilirsiniz." Dedi. Kapı açıldığında içeri girdim geniş bı bahçe karşıladı beni yan taraflarda banklarda oturup çay içip şakalaşan askerler,diğer tarafta önüne koyulan mamadan yemeye çalışan kediler vardı. Babama haber vermişlerdi. Boş bı banka oturup babamı beklemeye başladım. Aşırı gergindim. Başımı kaldırıp etrafa kısa bı göz gezdirip önüme geri döndüm. Düşünceli bir şekilde beklerken önümde oluşan gölgeyi farkedince başımı kaldırıp ayağa kalktım. Kısa bı süre babamla bakıştık. Sarılıp sarılmamak arasında kalmıştım. Neyseki babam benden önce sarılıp başımı öptü. Buz gibi olmuştum resmen. Babam benden ayrılıp konuşmaya başladı " Hoş geldin kızım." Dedi. Zar zor cevap verip "hoş buldum baba" dedim.

" Geleceğine neden önceden haber vermedin Umay? Arasaydın keşke beni."

"Sürpriz yapmak istedim."

"Neyse, olan olmuş artık tekrardan hoş geldin valizini bizim çocuklara ver seni benim eve götürsünler."

"Baba ben buraya gelmeden önce kendime ev tutmuştum zaten. O yüzden gerek yok teşekkür ederim yine de."

"Saçmalama Umay İstanbul'dan kalkıp yanıma geliyorsun. Benim evim varken tek mi yaşayacaksın. Her şeyi halledip benim eve geçiyorsun."

"Tamam baba hallederim." Babamla vedalaşıp tam giderken biriyle çarpıştık. Özür dileyip gidecekken çarptığım kişinin yanındaki"önüne baksana kızım kör müsün kos koca adamı görmüyor musun?" Diye kızdı. Ona ne oluyordu acaba ?

"Sanane be sana ne oluyor sanki sana mı çarptım? İşine baksana." Diye cevabı yapıştırdım.

"Koskoca komutanın yanında böyle şeyler denir mi kızım?"

"Birincisi ben senin kızın değilim, ikincisi komutan olması beni neden ilgilendirsin benim komutanım değil ya sonuçta." Biz tartışırken çarpıştığım adam "yeter artık ikinizde susun Alperen sende bir daha benim hakkımda olan bir şeye karışma seni ilgilendiren bir durum söz konusu değil.Sana gelince küçük hanım maşallah 1.55 boyun var ama dil papuç gibi bir dahaki sefere dikkat edersin."diyip göz kırptı. Ağzım açık arkasından bakarken sinirle ayağımı yere vurdum bı kere benim boyum 1.55 değil 1.63tü ayrıca kendisi deve gibiyse ben ne yapabilirdim değil mi? Komutanlıktan çıkıp tuttuğum eve gittim. Her taraf kolilerle doluydu ayrıca toz içindeydi. Birde babam iş çıkarmıştı bana. Oflayıp malzemeleri babamın evine taşıması için birini ayarladım. Valizime koyduğum seccademi çıkarıp temiz bir yere serip namazımı kıldım. Eşyaları taşıyacak kişiler geldiğinde kolileri ve malzemeleri camdan indirdiler. Babamın adresini vermiştim zaten. Bende evden çıkıp taksiyle babamın evine gittim. Çarpıştığım adamın yüzünü görmemiştim. Görevden gelmişlerdi sanırım. simsiyah gözleri vardı. İri yapılı kalın sesliydi. Birine bağırsa kulaklarını sağır ederdi herhalde. O sırada nadir anlarda çıkan iç sesim konuşmaya başladı" Umay daha adamı görmeden tutuldun herhalde kızım. Bide görsen napardın çok merak ediyorum ha." İç sesimi susturup düşüncelerimi dağıtmaya çalıştım. Araba durduğunda babamın oturduğu siteye gelmiştik taksiciye parasını verip indim siteye girip asansörden 7. Kata basıp bekledim. Babamdan anahtarı almıştım. Asansörden içince kapının önüne gelip kapıyı açtım. Büyük bı ara hol karşıladı beni. Sanırım dört odalıydı. Odaları tek tek gezip boş olan odaya girdim odada sadece perde vardı onun dışında bomboştu. Sanırım bu odaya yerleşecektim. Odadan çıkıp oturma odasına girip koltuğa uzandım gerçekten çok yorulmuştum. biraz uyusam iyi olurdu diye düşünüp gözlerimi kapattım.

Bölüm : 30.09.2024 12:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...