Yeni Üyelik
2.
Bölüm

BOŞLUKTA BEKLEYİŞ

@haasanaskar


8 Mayıs 1481, İstanbul
Sarayın ağır kapıları kapanalı beş gün olmuştu, ancak Sultan Mehmed’in naaşı hâlâ defnedilmemişti. Mermer duvarların içinde yankılanan sessizlik, saray erkânının zihinlerindeki karmaşayla tezat oluşturuyordu. Herkes bekliyordu, ama kimse neyi beklediğini tam olarak bilmiyordu. Cenaze, sarayın bir odasında, tahta kimin oturacağını belirleyecek mücadelenin gölgesinde unutulmuş gibiydi.

Sadrazam Karamanlı Mehmed Paşa, odasında ileri geri dolaşıyor, bir an olsun yerinde duramıyordu. Sultan’ın ölümü, Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü döneminde bir boşluk yaratmıştı ve bu boşluk hızla doldurulmalıydı. Ama hangi prens? Karamanlı, sadakati değil, pragmatizmiyle tanınırdı. Hangi şehzade daha güçlü olursa, ona biat etmek istiyordu.

Bayezid’in habercileri, Amasya’dan yola çıktığını bildirmişlerdi. Yaşça büyük olan Bayezid, devlet erkanının çoğunun desteğine sahipti, ancak Cem Sultan da Konya’dan hareket etmişti. Sarayın içindeki odalarda fısıldaşmalar duyuluyor, hangi paşanın kime sadık olduğu sorgulanıyordu. Herkes bir karar vermek zorundaydı, ama yanlış karar başlarını belaya sokabilirdi. Saray erkânı, taht kimin olacak sorusuyla meşgulken, Sultan Mehmed’in bedeni sessizce yatıyordu.

Bu süreçte, İstanbul’da halk da huzursuzdu. Dedikodular hızla yayılıyordu. Çarşıda, pazarda, her kahvehane köşesinde, herkes aynı şeyi soruyordu: Sultan öldü mü? Resmi bir açıklama yapılmamıştı ve bu sessizlik, halkı daha da tedirgin ediyordu. Mehmed Paşa, halkın isyan etmesinden korkuyordu, ama ortada hala açıklanması gereken daha büyük bir mesele vardı: Kimin padişah olacağı.

Yeniçeri Ocağı’nda da gerilim artıyordu. Ocak ağaları, bir an önce bir karar verilmesini bekliyordu. Askerler sabırsızlanıyor, hangi şehzadeye sadık kalacaklarına dair kendi aralarında tartışıyorlardı. Birkaç asker, Bayezid’i desteklerken, bir grup Cem’in daha cesur bir sultan olacağına inanıyordu. Orduda bu kadar açık bir bölünme hiç olmamıştı. Askerlerin aklındaki en önemli soru şu olmuştu: Kim komuta edecek?

Bu sırada, cenaze odasında, Mehmed’in naaşının çevresinde birkaç sadık hizmetkâr nöbet tutuyordu. Gözleri karanlıkta alışmıştı, ama neyi beklediklerini onlar da bilmiyordu. Sultan’ın bedeni yavaşça bozulmaya başlıyordu, ama kimse bunu yüksek sesle söylemeye cesaret edemiyordu. Herkesin aklında tek bir düşünce vardı: Bir sultan olmadan, bu bedene ne olacak?

Karamanlı Mehmed Paşa, sabırsızlıkla Bayezid’in gelişini bekliyordu. Kendi hesaplarına göre, Bayezid birkaç gün içinde İstanbul’a varacaktı, ancak Cem de aynı hızla ilerliyordu. İki şehzade aynı anda İstanbul’a ulaşırsa ne olacağına dair net bir cevabı yoktu. Ama bir şey kesindi: Sultan Mehmed’in cenazesi, bu taht kavgasının kurbanı olmaya devam edecekti.

Loading...
0%