Yeni Üyelik
11.
Bölüm

CEZALARI 'ÖLÜM'

@habibefurkan

Konsey solunundan çıkan grupta Cole üçüncü sıradaydı. Bununa dolan kokularla başını salladı. Gözlerini çevresinde gezdirdi. Takılı kalan gözlerde kurdu içinde uludu. Şaşkınca gözlerini kırptı.

- Eşim!

- Eşim!

İki kız aynı zamanda çığlık atıp, birbirine baktı. Sonra gülümseyip koridorda koşmaya başladılar. Cole'nin kucağına aynı anda atladılar.

- Eşlerim! Diye gürledi Cole.

Biri çenesindeki ize parmaklarını bastırdı. Diğeri boynundaki izlere. Cole arzu ile hırladı. İki kızda kıkırdadı.

Selena kırgın olsa da gördüğü görüntü hoşuna gitti. Diğer yandan eşinden sıcak bir kucaklaşma alamamış olmanın hüznü doldu.

- Kızlar. Diye seslendi.

Carla ve Penny başlarını gülümseyerek kaldırdı.

- O Göl Işığı Sürüsü'nün yeni Alfası Cole. Cole! Diye duyurup seslendi.

- Ne? Kim? Ben miyim Alfa? Diye şaşkınca sordu Cole.

- Evet. Penny ve Carla'yla tanış. Kral Azazel beni bulduktan sonra çok iyi iş çıkardılar.

Selena anlatınca Cole gururla eşlerine bakıp mırıldandı. Titreşimler iki kızı da daha çok güldürmüştü.

- Sürü bölgesine gidebilirsiniz. Mutluluklar! Diye duyurdu Selena.

- Ama konsey? Cezalar? Diye sordu Cole.

- Evet. Diye seslendi Penny.

- Bizde şahit olmak istiyoruz. İznin olursa? Diye Carla dudak bükerek konuştu.

Selena başını salladı.

Dmitriy koridora ulaştığında Beta Cole ve kucağındaki kızlara baktı. Selena bir kaç adım uzağındaydı. Kıskançlıkla hırladı. Birazda kendine öfkesinden. O niye eşine sarsılmamıştı ki?! Cole anında eşlerini yere indirdi.

Brian ters bakış attı Dmitriy'e.

- Cole sen ona aldırma. Onun öfkesi kendine. Dedi ve tebrik etmek için elini omzuna koydu.

- Mutlu olun kardeşim. Dedi.

Cole hızla başını ona çevirdi. 'Kardeş.' O bu kelimeyi hiç yaşamamıştı. Ama biraz geçmişe gidince Gabby aklına geldi. Onunla da atışır sonra da sohbet ederlerdi. Gülümsedi. Acı çektiği zamanlarda aklını dağıtan hep Brian'ın olduğunu fark etti.

- Sizde mutlu olun. Dedi ardından Prens Edward ve Cadı Mia'ya baktı.

- Sizde. Dedi ve iki kolunu da eşlerinin beline sardı.

- Brian. Diye Dmitriy uyarı dolu sesle konuştu.

- Ne?! Yalan mı? Prens Edward eşi Mia'nın kulağına sözler söyleyip güldürüyor. Ben eşimi bayılırken yere düşmeden tuttum. Cole eşlerini havada yakaladı. Peki sen?

Brian başını sağa sola salladı.

- Eşin evrim geçirdi ve ona ters davranıyorsun ve kırıyorsun. Dedi Brian.

Dmitriy öfkeli solukla adım attı.

- Öldürürüm seni! Diye gürledi.

Selena elini havada salladı.

- Gerçeker acıtmasın Kral Lycan. Önce ayaklarını yerden kaldırmayı dene! Dedi.

Herkes koridorda hareketlenip dışarıya yürürken Dmitriy yine yerde çakılı kalmıştı.

Biraz önce 'Ölüm' tehtidi aldığını sanan adam üzerine yürümüş, sonra da ölümle tehdit savurmuştu. Selena en çokta buna kızgındı. Dingin bir deniz gibiydi ama içinden çalkalanıyordu.

....

Diğer yandan dışarıya kaçan grupta bölüme vardı. Axton, Axel ve Liomer'in çevresinde toplanan bir grup, kenarda dikilen ayrı grup vardı. İkinci grup korksa da Kral Lycan'a karşı durmayı kabul etmemişti. Hiç bir kurt lycanla savaşamazdı.

Ay'ın ışığı çevreyi aydınlatıyordu. Kapılardan çıkan kadını gördüler. Axel bir atakta bulunmak için hazırda durdu. Azazel ona sert bir bakış attı. Axton öne çıkıp konuştu.

- Konsey başkanı Mia'nın eseri. Diye bağırdı.

Hep bir ağızdan homurdama çıktı. Mia ellerini kaldırdı.

- Kendiniz gördünüz. Ben bir şey yapmadım! Diye savundu Mia.

Bir süre sessizlik oldu. Axton kabul etmeyip başını salladı.

- O zaman kardeşi! Diye fikir attı.

Freya ablasının yanına adımladı. Brian arkasında dikildi.

- Tam arkandayım güzelim. Dedi Freya'ya.

- Bende buradayım tatlı Cadı. Diyen Edward'a bakışları kaydı Selena'nın.

Floria, Carla ve Penny de öne çıktı

Sırayla dizildiler. Harry hemen Floria'nın arkasındaydı.

- Bir ıslık çal bebeğim. Savaş görelim. Diye takıldı Floria'ya, Harry.

- Hemen arkanızdayım hanımlar. Diyen Cole ve ona bakış atan kızları gördü Selena.

Bekledi. Bekledi. Bekledi. Halbuki onu iki adım sonra serbest bırakmıştı. Acaba bırakmamış mıydı? Omzunun üzerinden baktı. Dmitriy orada dikiliyordu. Selena burnundan soluyup önüne döndü.

Krallarını korumak isteyen bir grup Alfanın arkalarında sürü üyeleri yer almaya başladı. Diğer grup yanlarına yürüyüp Kral Lycan'ın yanında durdular. Sürülerindeki üyeler de tek tek çevreden çıkıp Alfalarının arkasında yer aldı.

- Alfa! Diye seslendi Brian. Freya'nın arkasında duruyor Dmitriy'e bakıyordu.

- Siz devam edin! Ben ölüm içeren söz ve eylemde bulunmama kararı aldım.

Dmitriy sert sesle konuştuğunda bir an herkes ona baktı. Selena yüzünü buruşturdu.

- İlk savaşımda yanımda değil! Arkamda bile olmayan eşe, eş demem! Diye seslendi.

Dmitriy'in kaşlarını havaya kalktı ve gözlerini büyüdü.

- Bu sözlerimden sonra da yaklaşma zaten.

Selena cidden kırıklık yaşıyordu. Göz yaşlarını geriye atıp önündeki manzaraya baktı.

'Aria bana sürülerini göster ' diye seslendi.

Gözlerini kapattı ve bekledi. Açlık çeken sürü üyeleri, bağıran ve karşı çıkan bir kadın, yüzüne tokat yiyen yine aynı kadın. Sırası ile sürü alfalarının yüzüne baktı. Hepsinde aynı hikaye gözlerinde beliriyordu.

' Selene Alfaların eşlerine ikinci bir hayat sunacağını söyledi.'

Eşler öldüğünde diğer eşte kısa sürede hayattan kopardı. Selena başını ağır ağır salladı.

- O zaman başlayalım. Dedi ve elini kaldırıp Axton'un arkasında dikilen Alfaları kendine çekti.

- Adil olması için sürünün savaşçıları geride kalacak. Dedi ve sırıttı.

Alfalar ve arasına sarmaşıktan bir duvar ördü. Duvar çevrelerini sardı.

Dmitriy sarmaşık duvarı görünce gözleri daha da büyüdü. Kardeşi, onun eşi ve dostu. Eşi Selena ile kardeşi ve dostları... Cadı Mia, Vampir Kral ve Prens..

Hepsi. Sarmaşık duvarın içinde kalmıştı. Düşmanlarla.

Bedeni öne atıldığında ayakları yine ve yeniden yere çakılı kalmıştı. Lycan'ı içinde kükrüyordu ama dışarı çıkamıyordu. Sarmaşıklar onları kapatmadan bağırdı.

- Selena! Diye.

Selena omzunun üzerinden kırgın bir bakış attı. Sarmaşıklar yüzünü gizledi.

Dmitriy yanında yer alan herkese sırt çevirmiş gibi hissediyordu. Selena'ya karşı ayrı bir tavır takınmış olmak içini yakıyordu.

- Bu biraz... şey...ımmm...

Floria kıvranıyordu. Selena ona baktı.

- Başından beri bana ters davrandı. Bunu görmezden gelemem. Ayrıca onlara, kendine bak. Herkesin eşi arkada durdu. Kral Lycan nerede? Ahhh!!! Adını bile söylemedi.

Selena hayal kırıklığı ile konuştu. Dolan gözlerini kapattı ve içli bir nefes aldı.

- Üç eş olacak, pisliklerden çektim canım. Dedi ve bir elini Floria'nın koluna koydu.

- Yüzlerce, binlerce yıl eşini bekleyen adam kollarına alır. Bak Cole ve eşlerine. Daha on dakika önce buldular birbirlerini. Dedi.

Floria başını sallayıp önüne eğdi.

- Evet beyler! Konsey size cezanızı belirledi. Dedi Selena dikkatini onlara çevirerek.

Hepsi de taş kesilmişti. Onlara daha kötüsünü yapmıştı. Nefes almalarını bile aza indirmişti.

- Konsey başkanı Cadı Mia. Bize kararı açıklar mısınız? Diye alayla sordu Selena.

- Elbette. Cezaları=Ölüm. Dedi sırıtarak Mia.

Selena elini saçlarına götürüp bir tutamını parmakları arasında döndürdü.

- Ölümlerinin nasıl olacağını ben karar versem? Diye sordu.

- Elbette. Diye seslendi Mia.

Azazel'e bakış attı Selena. Ona bir ölüm daha vermek istemiyordu. Ama aklına giren anıyı paylaşırsa, olabilirdi.

Onun yanına gitti ve elini uzattı. Azazel kaşlarını çatsa da elini kavradı.

Bir süre bekledi Selena. Sonra elini çekti.

Karısının anısını paylaşmıştı. Büyücüyle.

- Onda okumadıkların da olabilir Kral Azazel. Bunu sana bırakıyorum. Dedi.

Azazel başını salladı.

- Hayır! Daha fazlasına gerek yok. Istediğin cezayı ver. Diye itiraz etti.

Selena anında elini kaldırdı. Axel boğuluyor gibi sesler çıkardı. Kanı boğazına dolmuştu.

Axton için ise cezası hazırdı. Sarmaşık dalına uzun sert iğneler çıkardı ve bir adım geriledi. Gücü tükenen kadar kamçıladı. Ağzının bağını açmıştı ve çığlıkları kulak doldurmuştu.

Elini aşağıya doğru çekti ve diğer Alfalar toprağa gömüldü. Hepsinde korkulu yüz ifadesi vardı.

Bir zamanlar güzel ve güçlü olan Cadı Tia'ya döndü.

- Mia kapı aç! Sıcak bir yer olsun. Diye emir verdi.

Edward kaynayan lavlara bakarak sırıttı. Selena da burayı hatırlamıştı. Bir hava akımı yarattı ve yaşlı cadıyı havada döndürdü. Açılan kapıdan içeri itti. Çığlığı kulakları tırmaladı.

- Seytanla eş ol pislik! Diye bağırdı Selena.

Nefes nefese kalmıştı. Yerde korkuyla bakan Liomer'i gördü. Gözleri yuvalarından fırlamıştı.

Selena derin bir nefes aldı. Biraz sakinleşti. Elini kaldırdı önce Axel'e nefes aldırdı. Ağzından kanlar çıkıyordu.

- Ahhh! 'Kanında boğulacaksın' demiştim. Dedi Edward.

Yüzünde geniş gülümseme vardı.

- Sen daha cezanı almadın! Diye Selena yükseldi.

Dizinin üzerine çöktü. Elini toprağa koydu.

- Onu en kötü bataklığa götür. Diye emir verdi.

Liomer toprağa gömülürken bağırıyordu. Geriye yine Axton kalmıştı. Selena kaşlarını çattı.

- Floria. Onun için bir zindanın var mı? Diye sordu Selena.

- Elbette! Lycan Krallığı emrine amade!

Selena elini bir daha kaldırdı. Axel kendi kanında boğulmaya devam etti. Ardından bedenindeki kan toprağa döküldü. Bütün kanı ağzından çıkıp kuru bir beden olana kadar döküldü.

Selena açık kapıdan, kaynayan lavlara onu da gönderdi. Mia kapıyı kapattı.

Herkes derin nefes aldı. Selena kanla dolu toprağı devirdi ve yerine taze toprak çıkardı. Aklına Kral Azazel gelince döndü.

- Kral Azazel. Diye seslendi.

Soğuk duran adamın yüzü daha soğuktu. Sadece başını hafif eğip sessiz kalmıştı.

Sarmaşıklar çevreden çeken Selena dik durup nefeslendi. Kötülükler doğanın hırçın yüzü ile son bulmuştu.

Karşısında duran adama baktı. Öfkeli yüzü yumruk olmuş elleri ile kendisine doğru geliyordu. Aslında gelmesine izin veriyordu. Ne söyleyeceğini merak ediyordu.

- Beni red ettin. Diye gürledi.

 

Loading...
0%