@habibefurkan
|
Selena, Carla ve Penny'in yardımıyla üzerini giyinmişti. Üzerinde bir tişört ve bol bir alt giyebilmişti. İç çamaşır yoktu. Südyen takamıyordu çünkü sırtındaki yaralar kancalarını takmasına izin vermiyordu. Alt çamaşır giyemiyor çünkü Peri olacak pislik çürük tırnakları ile iç bacaklarını delmişti. Kendini eksik hissediyordu. Konseyin karşısına böyle çıkmak onu üzüyordu. Ama hedef aklına geldikçe aklından uçuyordu. Kapı açılıp uzun boylu bir adam girdi. Siyah gözleri, siyah saçları, sert yüz hatları, dik duruşu ile iki adım sonra durdu. Carla ve Penny dışarı çıktı. - Bu senin için. Selena boş bir ifade ile bakıyordu. İki elinin üzerinde katlanmış beyaz bir kumaş vardı. Öne doğru uzatmıştı. - Bu ne? Diye sordu Selena. Kumaş havada döndü ve Selena'nın omuzlarını örttü. Pelerin yere kadar uzuyordu. Bedenini kapatmıştı. Kapıdan içeri giren bir muhafız hemen yere bir çift ayakkabı bıraktı. Selena beyaz babet ayakkabıları ayağına geçirdi. Azazel yatağın kenarına oturup eliyle yanına vurdu. - Eğer izin verirsen sen hiç bir şey konuşmayacaksın. Ben her şeyi onlara göstereceğim. Dedi. Selena yavaşça yanına oturdu ve düşündü. - Bu nasıl olacak? Ayrıca bana saklı şeylerde de var. Diye konuştu. - Uzat parmağını. Azazel parmağını uzatan kızdan küçük bir kan aldı. Alnına uzun bir çizgi çekti. Ellerini kaldırıp onun başına uzattı. - Son günlerini sana bırakıp önceki zamanlardan biraz alacağım. Bana güven. Dedi ona dokunmadan tekrar konuştu. - Dokunmamda sakınca var mı? Diye sordu. Selena olumsuz başını salladı ve gözlerini kapattı. Azazel ne yaptığını biliyordu. Sadece odaklandı. Kurt kralının sırtına pençe attığı ana gitmeyi hedefledi. Çektiği işkenceyi aldı. Melinda denen daha önce gördüğü cadının aşağılayıcı sözlerini, kralın eşi için 'bir hiç' deyişini, Selena'ya kurdu gelmediği için yapılan konuşmaları aldı. Selena'nin eşini red edişini ve sırtına atılan pençe sahnesini aldı. Geriye doğru sürüklendi. Peri başkanının yaptıklarını aradı. O daha kötüydü. İç bacağından derisini alıyor. Kendine hayat ekliyordu. Pis kokuşmuş bedenini aldığı deri ile kaplıyordu. Selena'nın üzerinden çıkardığı elbiseyi, yere kusmasını ve elbiseyi Peri'nin suratına çarpmasını aldı. Onu da red etmişti. En son oğlu Axel'in izini aradı. Defalarca dişlerini damarlarına takıyor kanını içiyordu. Selena kanı damarlarından çekilirken onu da red etmişti. Azazel ellerini çekti. Selena başını ağır ağır salladı. - Bitti mi? Diye sordu. Azazel ağaya kalktı ve elini uzattı. - Gel gidelim. Dedi. Selena soğuk eli sakinlikle tuttu. Uzun koridor boyunca yürüyünce acısı daha da katlanmaz oldu. Azazel yükselen göğsünü ve çattığı kaşlarını fark etti. Bu yürüyüş en yavaşıydı. - Canın açırsa söyle. Dedi Bir anda kızı kollarının arasına aldı. - Ne? Selena daha yeni sorusunu sormuştu ama konuşamadı. Çevresini bulanık görüyordu. Bir kapıdan çıkıp rüzgar yüzüne vurduğunda nefes alamadan başka kapıdan girmişlerdi. Başı dönmüştü. Büyük kapıların önünde durdular ve ayakları yere bastı. Dönen başından yerinde sallandı. Azazel omuzlarından tutup dengede durmasını sağladı. - Bunu en başında yapmalıydın Kral. Dedi ve Selena gülümsedi. İlk defa gülümsediğini fark edince yüzü donuklaştı. - Seni koltuğuna kadar götüreceğim. Önce yüzünü kapatalım. Dedi ve pelerinin büyük şapkasını çekti. - Hazır mısın? Diye sordu Azazel. Selena derin bir nefes aldı. - Hazırım. Dedi. Azazel ona kolunu uzattı. Selena koluna girip kapıların açılmasını bekledi. Bu durum Azazel'e bir şey hatırlattı. - Bir fuayeye yürürsen girdiğin kol yine benim kolum olsun. Dedi. Selena dikleşti. Bir de bu konu vardı. Eşi bu kapılar ardında olabilirdi. Kapılar açıldı. İçeriden ses gelmesini bekledi. Ama hiç ses yoktu. Pelerinin altından usulca baktı. Koskoca salon doluydu. Gözleri kocaman açıldı. Başının bastırılması ile gözlerini yere indirdi. - Bakma. Bu seni sadece korkutur. Azazel'in uyarısı ile yürümeye başladılar. Her adımda onu kendine çeken bir güç hissetti. Ama yinede nefesler alıp koltuğuna kadar yürüdü. Azazel onu oturduğunda fısıldaşmalar başladı. - SUSUN! Yüksekten gelen ama sert olan bir kadın sesi herkesi susturmuştu. ' O burada.' Selena zihninde konuşan sesle irkildi. ' kim?' Diye sordu aklından. ' Tia. Yani Melinda' diye seslendi. ' Cadı O mu?' Diye öfkeyle sordu aklından Selena. Başını kaldırıp onunla göz göze gelmek istedi. Ama başını kaldıramadı. Sanki biri ya da bir şey baskı yapıyordu. ' Bekle. Sıran gelecek' diye seslendi. Selena derin soluk aldı. ' sen kimsin? Diye sordu Selena. ' Konsey başkanı, beyaz cadı Mia' diye seslendi Mia. - Azazel bizi aydınlatacak mısın? Selena zihnine akan sesle konuşan sesin aynı olması ile derin bir nefes daha aldı. Ayrıca onu kendine çeken bir hissiyat vardı. Biri onu çekiyordu. Ama kim? Azazel elini kaldırıp Cadı Mia'ya uzattı. Mia diğer elini konsey salonuna kaldırdı. Zihnine akan görüntüler salonundaki her bir kişinin gözlerinin içinden geçti. Derin tok bir hırlama duyuldu. Dmitriy siyah pelerin giymiş Floria'nın gerisinde duvara yakın bir yerde dikiliyordu. Lycan'ını içinde zor tutuyordu. Önünde Beta Cole ve Haryy dikiliyordu. Betası Brian hemen yanında Freya'nın gerisinde benzer pelerinle dikiliyordu. Koluna dolanan parmaklarla durdu Dmitriy. - Dur Alfa. O daha hiç konuşmadı. Yada Freya. Dedi Brian. Freya'nın gözlerinden ardı ardına yaş inmeye başladı. Ayağa kalktı. - Ben Göl Işığı Sürüsünün Alfa Zeyn Morgan ve Luna Garcia Morgan'ın ikinci kızı Freya Morgan. Bu koltukta oturan kişi de ablam Selena Morgan. Dedi. Selena duyduğu sözler ve ses ile pelerinin altından sesin geldiği yere baktı. Anında nefesi boğazına takıldı. Sarı saçları, küçük tatlı yüzü, güzel gözleri ile orada dikiliyordu. Bu Freya'dı. Kuru bir hıçkırıp çıktı ağzından. Göz yaşları yüzünü yıkamaya başladı. Cenesinden düşüp pelerinini ıslattı. Tartışmalar başlamıştı. Birileri kabul etmiyor, diğerleri karşı çıkıyordu. Birisi, - Bu bir eşe yapılacak en büyük işkence! Diye bağırdı. Salonu bir hırlama doldurdu. Azazel hemen salonun ortasına uçtu. Selena'ya doğru atılan Kurt Kralının kurduydu. Azazel ellerini kurdun boğazına sarıp savurdu. Selena'nın önünde büyük bir gölge yükseldi. Herkes nefesini tutmuştu. - Kaldır başını meleğim. Ben geldim. Derin tok sesinde sevgi olması Selena'yı şaşırtmıştı. Usulca başını kaldırdı. Sırtı dönük adımı inceledi. Siyah uzun saçları ensesine kadar uzanıyordu. Geniş omuzları kaslı sırtı uzun bacakları. Yere düşen pelerine kadar ona baktı. Mia duvar dibinden yürüyen bedeni fark etti. Elini döndürüp havaya kaldırdı ve yere çarptı. - Tia! Nereye gidiyorsun? Diye sordu. Kapılar açıldı ve içeriye muhafızlar eşliğinde Axel ve Peri başkanı Liomer girdi. Dördü de sırayla dizilmişti. Kurt Kralı Axton yerde çıplaktı. - Tia. Pelerini ona ver. Dedi Mia. Tia pelerini çıkardığında homurtular yükseldi. Selena önündeki bedenden hiç birşey görmüyordu. - Baba! O kız bir cadı! Diye bağırdı Axel. Selena derin bir nefes daha aldı. Gün eğrilmiş güneş batmak üzereydi. Açık kapılardan biri daha girdi. - Hiç sanmıyorum abi! Eğer onu okusaydın, cadı olmadığını bilirdin! Diye bağırdı. - Pres Edward! Diye bağırıldı. ' sıran geldi Selena' Zihnine konsey başkanı cadı Mia'nın sesi dolunca Selena ayağa kalktı. Önündeki bedenin arkasından çıktı. Azazel'le göz göze geldi. Azazel ona başını salladı. Selena önce pelerinin şapkasını indirdi. Arkasındaki bedenin derin nefes aldığını aynı şekilde salondaki nefeslerin tutulduğunu biliyordu. - Ben Cadı değilim. Dedi Selena. Pelerini omuzlarından düşürdü. - Eğer olsaydım bana işkence etmenize izin vermezdim. Dedi bir adım önde gitti. - Sen. Dedi ve Kurt Kralı Axton'a baktı. - Beni red et. Diye emir verdi. - Seni pis ucube! Etmeyeceğim. Benimle beraber geber! Axton konuştuğunda Selena'nın gözleri büyüdü. Odaya bakışlarını çevirdi. Bazı kişilerin üzerinde siyah sisler görünce gözlerini kırptı. ' bu sana hediyem. Kötülüğün gözü. Artık bir gözüm senin Selena. Benim de varisimsin.' Zihnine Cadı Mia'nın sözleri dolunca Selena başını sağ omzuna çevirdi. Mia bir eliyle saçının telini almış döndürüyordu. Elini kaldırıp alnına götürdü. - Bakın saçına dokunuyor. Diye konuşan sesle eli havada kaldı. Melinda yani Tia konuşmuştu. -Edward. Diye seslendi Azazel. Selena bir oraya bir başka yere bakıyordu. Melinda dudaklarını oynatmaya başladı. Edward yere çakılmıştı. Kaşlarını çattı ve Melinda'ya baktı. - Kelimelerini geri al Melinda! Diye yükseldi. Mia anında elini Tia'ya uzattı. Güçlerini elinden aldı. Şimdi karşılarında yaşlı bir kadın duruyordu. - Sana son uyarı yapıldı Tia. Artık Cadı değilsin. Dedi karanlık sesle. Tia yaşlı sesiyle çığlık attı. - Tanrılar seni azaat etti. Artık ölümlüsün. İstediğin kişiyi eş seçebilirsin. Dedi Mia yine aynı karanlık sesle. Axton, ona baktı. Yüzünü buruşturdu ve iğrenen ifade ile başını salladı. Sonra dönüp Selena'ya baktı ve sırıttı. Selena gözlerini kıstı. Edward yeniden hareket edince ikisinin arasına dikildi. Omuzundaki çuvalı yere indirdi. Dmitriy hemen Selena'nın arkasına bir adım daha yaklaştı. - Ben Vampir Kralı Azazel'in ikinci oğlu Prens Edward. Dedi ve Selena'nın önünde diz çöktü. Bütün salon şaşkınlıkla nefes aldı. Prens diz çökmüştü. - Çıktığım yolda attığım her adımda sana aracı olmaktan onur ve gurur duydum. Hem senin hemde kendi adıma, adım attığın her topraktan aldım. Hepsi senindir. Doğa Ana'nın Varisi. Edward ayağa kalktı. - Bu mümkün değil! Diye bağıran peri başkanı Liomer'di. Başına geleceğini biliyordu. Selena başını sola yatırdı ve Edward'ın ardından ona baktı. Çürük dişleri ile ona bakıyordu. - Onu bataklığa atacağım. Diye hamurdandı Selena. - Be güzel bir yer biliyorum. Diyen Prens Edward'tı. Yerdeki çuvalın ağzını açıp zemine toprak döküyordu. Selena ayakkabılarını çıkardı ve bir adım attı. Ayakları toprağa basıyordu. - Bu yinede seni değiştirmiyor ucube! Benim peşimden geleceksin! Diye bağırdı Axton. Selena'ni dudakları kıvrıldı. Edward geriye çıkıp babasının yanına dikildi. - Ben Göl Işığı Sürüsü Alfa Zeyn Morgan ve Luna Garcia Morgan'ın kızı Selena Morgan. Seni Kurt Kralı Axton Biemer Tolf'u eş olarak red ediyorum. Selena sözleri söylediğinde Axton havada kurt olarak atıldı. Dmitriy anında kurdu havada tuttu. Selena'nın önüne saniyede geçmişti. Ayakları toprağa basıyordu. - DÖNÜŞ! diye gürledi. Axton dönüştüğünde yine çıplak şekilde Dmitriy'in ellerindeydi. - Reddi kabul et! Diye bağırdı Dmitriy. Axton sızladı ama konuşmadı. - Ben Kral Lycan Dmitriy Caxirca! Sana emrediyorum reddi kabul et! Dmitriy'nin sesi konsey salonunun duvarlarını sallamıştı - Ben Kral Axton Biemer Tolf. Seni Selena Morgan'ın reddini kabul ediyorum. |
0% |