Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Uyanış

@habibefurkan

Bilinmeyen yer

Selene tahtına oturduğunda Güneş'in ışığını çalan Ay'ın ışığını hissetti.

Selene..Selene...Selene

Seslenilen adıyla yerinden kalktı. Uzun yol boyunca yürüyüp büyük alana vardı. Karşısında Doğa'nın kadını duruyordu. Sarı güneşi andıran saçları, toprağın renginde kahve gözleri, pembe bir çiçek gibi duran dudakları ile olgun bir kadındı. Ondan gelen toprağın ve nemin kokusu ile yeniden yenilendiğini hissetti.

- Ahh sonunda geldin. Dedi Doğa Ana

- Sana kötü haberlerim var. Diye konuşurken kaşları yay gibi gerilmişti.

- Affedin. Yalvarırım affedin. Onu durduramadım.

Yalvararak konuşan bir diğer kişiyi fark etti Selene.

Beyaz cadı Mia.

- Neler oluyor Ana? Diye sordu sonunda Selene.

- Varis'im. Bugün Toprak'la tanışacaktı. Mia'nın kardeşi Tia bir anda ellerini döndürdü. Onu tam iki eşle bağladı. Dedi Doğa Ana hüzünle.

Selene nefes nefese kaldı. Mia beyaz cadı kardeşi ise tam tersiydi. Kötülük kanında vardı. Onlara eşi hakkında sorular sormuştu. Bu asırlar önceydi. Ama cadılar herhangi bir insanı eş olarak alabilirdi. Eş bağına ihtiyacı yoktu. Kendini basit hissettiğini onu besitleştirdiğimizi ifade edip yaşam alanına inmişti. Dünya'ya. Selene, Doğa Ana teşekkür adına güzel ve güçlü bir kurdunu ona hediye etmişti. Doğa kurtlara yaşam gücü veriyordu.

- Tanrılar aşkına!

Selene kulağına dolan büyük bir kükreme ile yerinden sıçramıştı. Bu Artemis'ti. Selene anında geriye dönmüştü. Artemis, büyük kızı Aria'nın başında dikiliyor ve hırlıyordu. Aria'nın boynunda siyah bir eş bağı ipi vardı. Aria sızlanıyordu. Selene anında elini ağzına götürdü. Doğa Ana ve Mia da onu takip etmişti.

- Yaratıcı aşkına! Diye tepki veren Doğa Ana'ydı.

Kimse kusursuz değildi. Selene bile. O da ruhunu kötülüğe bırakan kurtlar görmüştü. Sırf bu sebeple onlara eş bağı vermiyordu. Ama bu bağ en kötüsüydü. Kurt kralı. Selene anında elini saçlarına götürüp arasında üç tel çekti. Saçlarını Aria'nın sağ bacağına bağlatıp örmeye başladı. Başını sağa sola salladı. Arıyordu. Ama neyi?

Elinde örgü ile ayakta dikildi ve gözlerini kısaca kapattı. Sırtı dönük kurt postunda duran varlığı gördü. Iki ayağının üzerinde durduğunu fark edince gözlerini derin bir nefesle açtı. Lycan.

Selene elindeki örgütü bırakmadan koşmaya başladı. Yerde dizlerinin üzerinde oturan Lycan'a varana kadar koştu. Yaratığın sağ bileğini tuttu ve örgüyü geçirdi. Doğa Ana ve Mia ise hayretle bakıyordu.

- Selene sen ne yaptın? Diye sordu Mia hayretle.

- onlar soyun devamını bekliyordu. Zamanı gelmiş anlaşılan. Dedi ve nefeslendi Selene.

Selene ve Doğa Ana'nın bakışları kesişince sessiz bir konuşma yapmış gibi başlarını salladılar. Bu sırada Mia ellerini çevirmeye başladı. Havaya bir ışık topunu yükseltti.

- O zaman kötülüğün gözü senin olsun Varis Selena! Diye bağırdı.

Selene ve Doğa Ana hayretle Mia'ya bakıyordu.

- Artık kötülüğü bir sis olarak görecek ve onlardan uzak duracak. Dedi Mia ve yorgunca gülümsedi.

Yeni bir bağ aralarından geçip az önceki Lycan'ın yanındakine ulaşmasını izlediler. Ay, ışıgını tepeden onlara verdiğinde uykuda olan Lycan'a bakan Doğa Ana gözlerini kapattı ve onları hissetmeye çalıştı.

- Tanrım! Onlar ölü toprağına girmiş! Diye bağırdı.

Selene üzgün gözlerle bakıyordu. Doğa Ana onun omzuna dokundu.

- Üzülme canım. Kalbinde hala hayat var. Eşi olmadığı için bedenini toprağa sunmuş. Dediğinde Selene sadece başını salladı.

- Onlara en iyi ve canlı avları gönderip bedenlerinin canlanmasıni hızlandıracağım.

...

Gecenin karanlığında toprağın üzerini sis kaplamıştı. Ağaçlar yağmurdan sonra gelen rüzgarla dallarını sallıyordu. Toprak yerinden oynamaya başladı. Deriyle kaplı kemikli bir el havaya uzandı.

....

Yatağında yatan genç kız uykusunun en güzel yerindeydi. Ailesinden kalan şirkette ve sürüdeki toplantılara girmişti. Bugün çok yorulmuştu. Ciğerlerine giren hava ile bedeni sarsıldı ve uydusundan fırladı. Yan tarafında yatan eşi de hızla yerinden sıçradı ve odayı hırlayarak taradı.

- Floria. Diye seslendi.

Genç kız gözlerini kapattı ve odaklandı. Beynine vuran varlığı ile gözlerini büyüterek açtı.

- ABİ! Diye bağırdı ve ayağa fırladı.

Floria yerinden kalktı ve üzerine bir bornoz geçirdi. Koşarak evin içinde turladı. Arabasının anahtarını eline aldığı gibi kapıdan fırladı. Taşlı yoldan toz attırarak çıkarken eşiyle zihninden bağlandı.

" doktoru ve bir kaç savaşçıyı ormandaki eve getir. "

Sesi o kadar sertti ki eşi Harry anında diğerleri ile iletişime geçmişti bile. Floria şehirden uzaklaştığında arabayı yol ortasında bıraktı ve şekil değiştirdi. Ağzı değişip uzadı, tırnakları ve elleri penceye dönüştü, derisi kürkle kaplandı. İki ayağının üzerinde durup geceyi bölen bir ses çıkardı. Ardından önündeki karanlık ormanan koşmaya başladı. Öyle hızlıydı ki! Görünüşte sadece siyah bur sis gibiydi. Sonunda iki büyük ağacı önünde durdu. Toprağın üzerinde kuru derili kemik bir el gördüğünde zihninin kapılarını sonuna kadar açtı. Onlara yaklaştığında tehtid olarak algılamak istemiyordu. Ayrıca konuşacak güçleri yoktu ve zihin bağı ile iletişim kurabilirdi.

" abi geldim 'diye seslendi Floria.

" Flo.... ria.

Zihnine parçalı olarak adının seslenmesi ile hemen öne atıldı. Pençeleri ile toprağı kazmaya başladı. Arkasında eşinin varlığını hissettiğinde nefeslendi. Harry de ona yardim etmiş, deriyle kaplı kemikli bedeni topraktan çıkarmışlardı. Bir kaç adım ileride toprak hareket etti. Floria eşi Harry'ye baktı. Siyah iri gözleri geriye doğru düştü.

Beta Brian. O da uyanmıştı. Harry onunla zihin bağı ile iletişim kuruyordu.

Savaşçı lycanlar da onun toprağını açmaya başladı. İki sedye ile ormanın girişindeki eve hızla yol başlandı. Onları iki Kraliyet doktoru ve dört erkek hemşire karşıladı. Gerisi tam bir karmaşaydı. Derilere batırılan iğneler ve susuz kalan bedenleri canlandırma işlemiydi.

Floria evin giriş merdivenine oturdu ve Lycan'ını geri çekti. Omuzlarına bırakılan yumuşak battaniye ile hemen kendini gömdü. Uzun ve derin bakışlarla bir zamanlar aldığı üç sıra dağlı ormana bakıyordu.

Babası beş yüz önce küçük bir kasabaya küçük bir dükkan açmıstı. Yıllar içinde değişen yerleşim düzeni sayesinde o dükkan büyük bir şirket olmuştu. Harry'le büyük işler yapmışlardı. Devletten bu ormanı iki şartla almışlardı. Bir ev ve doğaya dokunmamak.

Caxirca anıt ormanı.

- Bebeğim hadi sakinleş. Bak her şey zamanla daha güzel olacak.

Harry onun omzunu ovalarken Floria anında içli göz yaşı dökmeye başladı.

- Artık uyanmayacağını düşünmeye başlamıştım. Harry onu çok özlemiştim. Tanrılar bizi kutsasın. Selene'ye teşekkürler.

Selene bunu kabul etti. Elini kaldırıp gözlerini kapattı ve onları kutsadı. Aynı anda iki yavrunun eş bağı parladı. Artemis kızlarının yanında durup onlara sevgi ile baktı. Aria ve Armis.

- Onlar uyandı. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun değil mi?

Harry hüzünlü eşini teselli ederken aynı zamanda eşini canlandırmak için konuştu.

- Tanrılar! Kral soyuna eş adandı!

Floria öyle güçlü konuşmuştu ki bütün Lycanlar nefes nefese kalmıştı. Bunu ayrıca açık unuttuğu zihninden de yapmıştı. Evlerinde uyuyan lycanlar bile yataklarından fırlamıştı.

Kral uyanmıştı. Ona bir eş adanmıştı. Artık her eşli ailenin bir çocuğu dünyaya gelecekti. Belki de daha fazla. Yüzyıllardır bekleyen toplumun artık küçük bir bekleyiş içindeydi. Kral'ın soyu devam etmedikçe kendi soyları da çoğalmıyordu. Şimdi zamanı gelmişti.

Floria yüzünde kırık bir tebessüm ile önündeki dağlara baktı. Keşke o gece o dağları aşıp küçük kurt sürüsüne gitseydi.

Göl Işığı Sürüsü.

Sürünün yaşlı doktoru tekrar seslendi.

- Ikın! Diye bağırdı.

Başında dikilen eşi ona destek oluyordu.

- Garcia. Hadi biraz daha dayan bebeğim. Diyordu.

Kadın denileni yaptı ve odayı bir bebeğin ağlama sesi doldurdu.

- Alfa! Bir kızınız oldu. Diye seslendi ve yorgunca gülümsedi yaşlı kadın.

Sürü üyeleri gerginliği üzerinden atıp çığlık atarak sevindi. Kurt formuna dönüşüp başlarını Ay'a çevirip büyük bir uluma sesi çıkardılar.

Selene gülümseyip ona biat eden topluluğu kutsadı. Eş bağları parladı. Armis'in bağı beyaz bir ışık bağı iken Aria'nın bağı kara bağdan dolayı zayıftı. Artemis topluluğa karşılık ulumaya başladı.

- Adi ne Luna'm? Diye sordu doktor.

- Selena. Tanrıça Selene onu kutsasın.

Selene anında indirdiği elini tekrar kaldırdı ve küçük bedeni kutsadı. Bunu yaparken bir hırıltı sesi duydu. Anında diğer elini kaldırıp susturdu. Onu uykusuna geri döndürdü. Kral kurdun sesini bastırdı.

- Uyu Hors.

 

 

Loading...
0%