@hadi0zaman
|
Yeniden merhabaaa Bir önceki bölümde Ildız ile tanışmıştınız ve şimdi sıra Efken'de. Bencillik... Bir insanın çıkarları uğruna başka bir insanın hayatını mahvetmesinin savunulur bir yanı yok. Ama günümüz şartları çıkarlardan ibaret gibi. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Kimse kimseyi umursamıyor. Gerçek mutluluk... Peki o nerede? Hadi0zaman gururla sunar. Efken'in Anlatımıyla Aşkın getirdiği güzelliklerin tadını çıkarıyorduk, mutluy-duk... Mutlu muyduk? Yani ben mutluydum da, o mutlu muydu benimle? Göremedim... Onun beni sevmediğini göremedim. 25 Ağustos 2023 Efken arabasıyla Ayşıl'ın çalıştığı şirketin önüne geldi. Elinde sevgilisi için aldığı papatya demeti vardı. İşte sevgilisi kapıda görünmüştü ve onu ne zaman görse heyecandan ne yapacağını bilemezdi genç adam. Ayşıl yanına geldiğinde papatyaları uzattı ona. İki yıldır sevgiliydiler ve her buluşmalarında Efken aşkına papatya alırdı. "Sana aldım. Beğendin mi?" "Çok... Ama sana gelmemeni söylemiştim. İşlerim var." Ayşıl tam bir işkolikti. Efken de işine düşkündü ama o her şeye vakit ayırma taraftarıydı. Ayşıl, herkese karşı mesafeli hatta Efken'in yanında bile ona karşı mesafeli olabiliyordu bazen. Efken'i de en çok üzen ve rahatsız eden buydu ama Ayşıl her seferinde bir sorun olmadığını sadece işine biraz fazla düşkün olduğunu söylerdi. " Aşkım, bir haftadır birbirimizi göremiyoruz. Ben de kendime izin verip seni de kaçırmaya geldim. İtiraz istemiyorum." "Ama..." Efken onu arabaya bindirdi. Şoför koltuğuna binip arabayı çalıştırdığında Ayşıl da papatyaları kokluyordu. Yüzü gülüyordu sevdiğinin ve genç adamın onun gülen yüzünü görmekten başka istediği yoktu. "İki saatten fazla işimden ayrı kalamam baştan söylüyorum Efken." "Dedi İşkolik Aşkım. Bugün izin verdik kendimize ve bugün bu iki aşık hayatın tadını çıkaracak. Anlaştık mı?" Genç kadın yüzünde zoraki bir gülümseme ile başını salladı. "Ne yapacağız burada?" "Piknik yapacağız. Buna ikimizin de ihtiyacı vardı." "Öyle mi diyorsun?" "Diyorum." Efken piknik çantasını çıkardı. Ayşıl ile birlikte her şeyi hazırladılar. "Sorun ne Ayşıl?" "N-ne diyorsun aşkım sen? Bir sorun yok." "Yüzün öyle söylemiyor ama sanki sirke işine girmişsin gibi sirke satıyor." "Sorun yok sevgilim sadece... Her şeyin bu kadar güzel olması beni korkutuyor. Bu kadar mutluluktan sonra kötü şeyler olmasından korkuyorum." Ayşıl başını Efken'in göğsüne koydu. Efken ise onun saçlarını okşamaya başladı. Sevdiğini rahatlatmak istiyordu, onu kurtarmak istiyordu o kötü düşüncelerden ve elinden sadece bu geliyordu. Ve en kötüsü de o Ayşıl'ın rahatlatmaya çalışırken, kendi ise şimdi o kötü düşüncelerin ağına düşmüştü. Gün batımını da izledikten sonra arabaya bindiler. Bu sefer ikisinin de içinde bir huzursuzluk vardı. Ayşıl elini Efken'in elinin üstüne koydu. İkisi de birbirine buruk bir gülümseme ile baktı. "Efken biraz fazla mı hızlandık sanki?" "Haklısın. Yavaşlayalım biraz." İşte ne olduysa o zaman oldu. Frenler tutmuyordu! "Efken... Bir şey mi var?" Efken ona cevap veremiyordu. Hâlâ yavaşlamaya çalışıyordu ama nafile. "Efken, canım bir şey mi oldu? Korkutuyorsun beni. " "F-f-renler t-tutmuyor... Frenler tutmuyor... Yavaşlayamıyorum!" İkisi de birbirlerine dolu gözleriyle baktı. Ve Efken direksiyon hakimiyetini kaybetti. Ayşıl'ın çığlıkları arabayı inletiyordu. Araba taklalar attı ve bir ağaca çarpıp durdu. Arabadan ilk önce Efken çıktı. Kolu kan içindeydi ve başı da öyle. Sağa sola yalpalayarak Ayşıl'ın tarafına gitti. Kapı açılmıyordu! "Açıl artık açıl! AH!" En sonunda kapı elinde kaldı. Ayşıl'ın saçlarını yüzünden çekti ve onun kan içindeki yüzünü gördü. "Ayşıl! Aç gözlerini! Yalvarırım aç gözlerini..." Ve genç kadın ağır ağır gözlerini araladı. "E-Ef-ken... Ah..." "T-tamam yorma kendini. Yetiştireceğiz seni hastaneye tamam mı? Bırakma kendini." Ayşıl'ın karnına demir parçası girmişti, kıpırdayamıyordu. "Sana... "Gelmeyelim." demiştim. Ölmek istemiyorum ben. " " Benim yüzümden... " Ayşıl ona bakmıyordu bile. Ve de Efken bu durumdan kendini sorumlu tutuyordu. " E-eğer bana bir şey olursa sorumlusu sensin. " Efken şok içinde kalmıştı. O sadece sevdiğiyle biraz vakit geçirmek istemişti. Böyle olacağını nereden bilebilirdi ki? Sonra olaylar çabucak gelişti. Oradan gelen bir araba Ayşıl'ı ve Efken'in hastaneye yetişmelerine yardım etti. Ayşıl'ın anne ve babası olanlardan Efken'i sorumlu tuttu. Ve Ayşıl'dan haber almasını engellediler onun. Bir hafta sonra Efken'i hastanenin önünde gören Ayşıl'ın babası ona öyle bir haber verdi ki genç adamın dünyası başına yıkıldı. Ayşıl... Ölmüştü. Vicdan azabı ve sevdiğini kaybetmesi Efken'i harap etmişti. Ve yalnızdı artık. Ayşıl için ailesine bile sırt dönmüştü artık kimsesi yoktu. 18 Eylül 2023 Efken dağılmıştı. Her gün kendine belalar okuyordu onu o gün zorla o şirketten çıkardığı için. Ve işte o gün kapı çaldı. İstemeye istemeye kapıyı açtı. Karşısında Ayşıl'ın kuzeni İlkay vardı. "İlkay..." İkisi de koltuğa oturduğunda İlkay derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Ben buraya... Kim için kendini harap ettiğini sana anlatmak için geldim." "Ne demek bu?" "Para, hırs, güç... Kim istemez ki bunları. Tabi birilerinin gözünü kör eder bunlar. Bile bile kendilerini mutsuzluğun içine atarlar. Ayşıl da bunlardan biri. Tek isteği senin parandı. Kendi şirketi yetmedi ona." "H-ha-yır... Hayır! Yalan söylüyorsun!" "Gerçek bu." Telefonunu çıkardı ve bir ses kaydı açtı. Bu kayıtta her şeyi Ayşıl kendi ağzınla söylüyordu. Gerçekti. Efken kandırılmıştı. İlkay kapıdan çıkıp giderken Efken gözyaşları içinde kalmıştı. Efken'in Anlatımıyla Ne yapacağımı, ne hissetmem gerektiğini bilemiyordum. Sevdiğimi kaybettiğime mi yanmalıydım yoksa sevdiğim tarafından kandırılmama sinirlenmeli miydim? Bir enkaz olarak kalmıştım şimdi. Ah Efken ah... Efken ve Ayşıl'ın ikayesi burada bitti mi sizce? Zaman zaman Efken'e bu konudan dolayı kızacağınız yerler olabilir ama o da böyle olacağını bilemezdi ki. Yeni bölümde görüşmek üzere Seviliyorsunuzzz |
0% |