Bak gördün mü,
Kaç zaman geçti üzerimizden.
Sen kendi yolunu seçtiğinden,
Ve ben kendi yolumu,
Kaybettiğimden beri.
İkimiz de savrulduk birbirimizden.
Ne senin gidişinden bir eser kaldı.
Ne benim içimi yakan çaresizliğimden.
Hangi gecenin karanlığına çekildin,
Hangi gökyüzü kapladı üzerini,
Söyle hangi bahane ile affettin yüreğini
Aklım ermiyor kendi hallerime,
Gönlüm aldanmıyor hiç bir nasihate,
Ruhumu saran sessiz bir yalnızlık,
Amansız bir dert gibi,
Çöreklendi dört bir yanıma.
Kalabalık düşünceler içinde,
Kalbime nüksediyor sözlerin.
Okunmadan yırtılan bir mektup gibi,
Anlamsız kalıyor bahanelerin.
Konuşsam,
En çok kendime sitem ederim.
Suskunluğum cansız bir çırpınış,
Kalbim, burkulan yanlarına direniyor.
Ruhumun en tanımlanamaz hallerindeyim,
Kimyası bozuldu bildiğim her şeyin.
Geçmişle hesaplaşmanın içinde,
Zamana gömülüp gidiyorum işte.
Sigara dumanına karışırken nefesim,
Kendimle bir başıma kaldım.
Kaç kez nefret etsem de senden,
Kör ve sağır olmuş,
Uslanmıyor yüreğim.
Çaresiz kalıyor bazen insan.
Böyle zamanlar da,
Daha bir ağır yaşıyor ayrılığı.
Derinden anılar birikiyor zihnimde,
Yüreğim ise bir tutukluluk halinde.
İçimde dinmeyen ağrıların sızlıyor
Unutulmuş her şeyin gölgesinde,
Her detay da,
Geri tepip duruyorsun.
Ah bir anlasam kendimi,
Kopartıp atardım yüreğimden
Sana dair her şeyi.